'İsrail Filistinlilere hayatı yaşanmaz kılmaya çalışıyor'
ANKARA - ECENUR ÇOLAK
İsveç'ten Gazze'ye 10 Mayıs 2015'te yola çıkan ve 29 Haziran 2015'te uluslararası sularda İsrail ordusunun müdahale ettiği Gazze'ye 3. Özgürlük Filosu'ndaki Marianne gemisinde bulunan İsveç gazetesi "Swedish daily ETC" yazarı ve "Dagens Nyheter" eleştirmeni Kajsa Ekis Ekman, AA muhabirine İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ekman konuya ilişkin şöyle konuştu:
"Bu (İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlalleri), İsrail'in Filistinlilerin attığı her adımı kısıtlayarak hayatı onlar için yaşanmaz kılmaya çalışmasının bir diğer yolu. Kendi şehirlerinde ev inşa etme haklarını inkar etmek, aralıksız bir barbarlıkla yaşamalarını engellemeye çalışmak, casusluk yapmak ve kontrol noktaları... Şimdi de yerleşimciler Mescid-i Aksa'ya saldırarak Filistinlileri kışkırtmaya çalışıyor."
İsrail'in Kudüs'te yaşananları takip eden gazetecilere yönelik şiddet ve müdahalesine de değinen Ekman, "İsrail, 2014 istatistiklerine göre gazeteciler için en ölümcül ikinci ülke. Eğer yazdıklarınız İsrail tarafından 'şiddete teşvik' olarak nitelenirse, kolayca tutuklanabilirsiniz." ifadelerini kullandı.
Ekman ayrıca İsrail'in rutin olarak Filistin radyo ve televizyon kanallarını kapattığını da dile getirdi.
"İsrail ordusu korsan suç çetesi gibi davrandı"
Ablukayı delmek için Gazze'ye doğru yola çıkan 3. Özgürlük Filosu Marianne gemisindeki 18 aktivistin arasında bulunduğunu hatırlatan Ekman, İsrail tarafından tutuklandıkları süreçte yaşadığı dehşeti şu sözlerle anlattı:
"Filistin'e ulaşmak istedik ancak İsrail ordusu tarafından kaçırıldık. Bizi silah zoruyla gemiden çıkardılar, gemiyi ve içindeki her şeyi de çaldılar. Bizi bir hafta boyunca kapalı, camları olmayan bir araç içinde, nerede olduğumuzu bilmediğimiz bir hapishanede rehin tuttular. Telefona hatta bir kaleme bile erişimimiz yoktu. İsrail ordusu, korsan suç çetesi gibi davrandı. İfademizi alan kişiler tarafından tehdit edildik. Beni oğlumun hangi okula gittiğini bildiklerini söyleyerek, başkalarını da 'yaşadığın yerde birçok ıssız sokak var, başına her şey gelebilir' gibi ifadelerle tehdit ettiler."
"Sorun abluka değil, İsrail işgalinin tamamı"
İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukaya ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Ekman, "Sorun sadece abluka değil, sorun bir bütün olarak işgalin ta kendisi. İsrail, illegal şekilde oradaki yönetimi ele geçirerek ve orada yaşayan insanları sürgün ederek kuruldu. İsrail, bir demokrasi değil, etnik köken ve kan üzerine efsanevi bir fikir etrafında kurulmuş bir devlet." ifadelerini kullandı.
Kan bağı ile "Yahudi" kabul edilen herkesin daha önce hiç İsrail'e gitmemiş olsa bile orada yaşamasına izin verildiğini belirten Ekman, ancak binlerce yıldır orada yaşamış insanların ise geri dönemediğini söyledi.
Bu durumu "çılgınca" diye niteleyen Ekman, İsrail'in demokratik bir ülke olabilmesi için dışlayıcı bir etnik devlet kimliğinden vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.
Ekman, "İsrail, sürekli uluslararası hukuku çiğneyen suçlu bir apartheid devleti. İsrail, Gazze şeridinde hukuksuz şekilde insanları tutukluyor, açlığa terk ediyor ve son olarak da gördüğümüz üzere elektriğe erişim haklarını bile kısıtlıyor. Abluka söylemi, bunu anlatmanın sadece bir yolu. Dünyanın, hem halkların hem de ülkelerin yapması gereken, işgale son verene kadar İsrail'i boykot etmektir." şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.