İsrail doğalgaz için Türkiye'nin kapısını çalabilir
İsrail'in Hayfa açıklarındaki Tamar kuyusundan doğalgaz aktarmaya başlaması, ihtiyaç fazlası doğalgazı uluslararası piyasalara ne şekilde ulaştıracağı tartışmalarını beraberinde getirdi. Uzmanlar, Türkiye ile ilişkilerini normalleştirme çabasındaki İsrail yönetiminin Ankara ile enerji politikalarında işbirliğini geliştirmeye gereksinim duyduğunu düşünüyor.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Araştırmacısı Ufuk Ulutaş, İsrail'in Akdeniz'den doğalgaz aktarımının başlamasının ardından değişecek ilk durumun İsrail-Mısır ilişkileri olacağını söyledi. Doğalgaz konusunda Mısır ile İsrail arasında ciddi bir anlaşma olduğunu hatırlatan Ulutaş, Hüsnü Mübarek'in yargılanma maddelerinden birinin "İsrail'e ucuza gaz satması iddiası" olduğunu hatırlattı. İsrail'in ihraç edebilecek düzeyde doğalgaza sahip olmasının, ekonomik bağımlılığını hafifleteceğini belirten Ulutaş, şunları kaydetti:
"Doğu Akdeniz doğalgaz meselesi çok tartışmalı bir konu. Hem Lübnan, hem Filistin hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin egemenlik hakları söz konusu. Dolayısıyla bu konuda büyük tartışmalar çıkabilir. Belli noktalarda Türkiye ile İsrail'i karşı karşıya getirecek bir sorun. İsrail'in, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile anlaşmaları devam ediyor. Muhtemelen ikili ittifaklar sorun yaratacaktır. Türkiye'nin bu noktada yapacağı Filistin ve Lübnan'ın egemenlik haklarını dile getirmek olacak. Potansiyel olarak ekonomik bir kavgayı da beraberinde getiriyor."
Ulutaş, çıkarılan doğalgazın satılmasının da söz konusu olduğuna dikkati çekerek, İsrail'in bu noktada Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu, ekonomik işbirliği söz konusu olabileceğini kaydetti.
-"Türkiye, İsrail'in işini kolaylaştırabilir"-
Zirve Üniveristesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Bacık, İsrail doğalğazının tek başına büyük bir anlam ifade etmediğini belirtti. İsrail'in teknolojiye ve maddi güce sahip olduğunu kaydeden Bacık, "İsrail keş para veren, enerjiye ihtiyacı olan, kolay bir pazar. Nitekim, Sina üzerinden büyük doğalgaz alıyor. İsrail'in akışı sağlamak için bölge ülkelerine ihtiyacı var. İsrail'in dış siyasetteki yumuşama ihtiyacı bundan kaynaklanıyor" diye konuştu.
İsrail'in enerjide "inanılmaz derecede dışa bağımlı" olduğuna dikkati çeken Bacık, dışa bağımlılığı azaltmak istediklerini ve bu kapsamda bir şirket kurduklarını ifade etti. Dışa bağımlılığın kısa vadede sona erdirilmesinin çok güç olduğun söyleyen Bacık, şunları kaydetti:
"İsrail'in uluslararası sistemdeki özgül anlamından dolayı, gaz arz eden ülkeler gazın İsrail'e gitmesini istiyor. 'Mavi Akım İsrail'e gitsin' gibi açıklamalar yapılmıştı. İsrail'in nüfusu az. Olağanüstü bir doğalgaz da yok. Bu sembolik bir şey olarak değerlendirilebilir. İsrail'in nüfusuyla, büyümesiyle bağlantısı olan bir yaklaşım değil. Bu noktada Türkiye ile İsrail arasında sorun olmaz. Türkiye, İsrail'in işini kolaylaştırabilir. Türkiye, doğalgaz konusunda köprü ülke olmak üzere."
-"Güç dengesi değişebilir"-
Ahi Evran Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen, İsrail'in bölgenin önemli ekonomilerinden birine sahip olduğuna dikkati çekerek, ülkenin enerji konusunda dışa bağımlı olduğunu hatırlattı. "Dışa bağımlılık, İsrail'in stratejik tercihlerini de baştan beri zorlayan bir durumdu" diyen Erkmen, bu bağımlılığın ortadan kalkmasının bölgedeki dengeler açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Doğalgazın çıkarılmaya başlamasıyla bölgedeki güç dengesinin de değişeceğine işaret eden Erkmen, şu değerlendirmeyi yaptı:
"İsrail enerji ihracatçısı konumuna gelecek olursa bunu dış politikasında iyi bir biçimde kullanır. Özellikle Avrupa ilişkilerinde önemli bir araç olarak kullanır. Uzun vadede eğer Türkiye-İsrail ilişkileri tam olarak normalleşirse o zaman iki ülke arasındaki enerji ilişkileri bugüne kadar konuşulmadığı şekilde gündeme gelebilir. Enerji konusu iki ülke ilişkilerinde önemli bir boyut olarak devreye sokulabilir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.