'İslamofobi lobisine karşı İslam'ın barışçıl yüzünü göstermeliyiz'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, İslam adına yapılan karanlık işleri fırsat bilen 'İslamofobi lobisi'ne karşı İslam'ın barışçıl yüzünün gösterilmesi gerektiğini söyledi.
SENDAİ (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, terör örgütlerinin İslam adına birtakım karanlık işleri ortaya koyarken, bir taraftan da İslamofobi lobisinin faaliyette bulunduğunu belirterek, "İslam'ın medeni yüzünü, barışçıl yüzünü, insani yüzünü, yani İslam'ın aslını bütün dünyaya göstermemiz lazım" dedi.
3. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Konferansı'na katılmak üzere Japonya'nın Sendai kentine gelen Kurtulmuş, burada ikili görüşmelerde bulundu.
Yeni Zelanda Savunma ve Canterbury Depremi İnşa Bakanı Gerry Brownlee, Rusya Federasyonu Sivil Savunma, Acil Durum ve Doğal Afetler Bakanı Vladimir Punchkov ile bir araya gelen Kurtulmuş, daha sonra 3. BM Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Konferansı'nın açılış oturumuna katıldı.
Kurtulmuş, Japonya Başbakanı Shinzo Abe'nin ev sahipliğinde verilen öğle yemeğinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Dünyanın afet yönetimi konusunda yeni bir evreye doğru geçtiğini, konferansın ana amacının, afetler ortaya çıkmadan önce alınacak tedbirleri değerlendirmek olduğunu belirten Kurtulmuş, Türkiye'nin bu konuda önemli hazırlıkları bulunduğunu ifade etti.
"Toplumu afetlere hazırlama, özellikle okulların, iş yerlerinin afetlere dayanıklı olması, ama hepsinden önemlisi bütün toplumun afet ve risk algısının değiştirilmesi, bir düşünce ve mantalite değişikliği, herhalde buradaki konferansın ana gündem maddesi budur diyebiliriz" değerlendirmesinde bulunan Kurtulmuş, Türkiye'nin hazırlıklarını, AFAD üzerinden ciddi şekilde tamamladığını kaydetti.
Türkiye'nin bu konuda birçok ülkeden iyi seviyede bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, "Konferans bu anlamda bugün Japon İmparatoru'nun da katılımıyla gerçekleşti. Bu anlamda önemli bir dünya olayı haline geldi" diye konuştu.
İkili görüşmeler de yaptıklarını anlatan Kurtulmuş, "Japonya Başbakanı Abe, 20 ülkenin devlet, hükümet başkanları ve temsilcilerine yemek verdi. Yemekte Dünya Bankası ve UNDP'nin başkanları çok kısa bir prezantasyon yaptılar. Hem afetler anlamında hem dünyada yoksullukların, adaletsizliklerin ortadan kaldırılması konusunda fikirlerini paylaştılar" bilgisini verdi.
Bugünkü okul güvenliğiyle ilgili oturuma ana konuşmacı olarak katılacağını aktaran Kurtulmuş, ayrıca Genel Kurul'da Türkiye delegasyonu adına ülkenin bu konuyla ilgili görüşlerini anlatan bir bildiri okuyacaklarını söyledi.
Kurtulmuş, "Türkiye olarak hem buraya çok fazla şeyler katıyoruz hem de buradan alacağımız, öğreneceğimiz önemli kazanımlar olacağı kanaatindeyim. Bundan sonra da daha ciddi şekilde bu konular üzerine eğileceğiz" ifadelerini kullandı.
"Japon halkının içerisinde de ciddi bir İslam karşıtlığı başlamış"
"Sasakawa Vakfında yapacağı konuşmaya" ilişkin soru üzerine ise Kurtulmuş, bugün çok önemli bir tehditle karşı karşıya olduklarını söyledi.
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bir tarafta birtakım terör örgütleri, İslam'ın son derece karanlık yüzü, daha doğrusu İslam adına birtakım karanlık işlerin ortaya konulması, İslam'ın baskıyla, zulümle, insanları öldürmekle, kan dökmekle neredeyse eş anlamlı hale getirildiği, maalesef İslam ile hiç ilgisi olmayan, yan yana gelmesi, bağdaşması mümkün olmayan birtakım uygulamalar. Bunun karşısında da bunu fırsat bilerek, 'Ne güzel, böyle birtakım İslam adına görüntüler ortaya koyanlar çıktı' diyerek, topyekun bütün Müslümanları suçlamaya hazır, İslamofobi lobisi dediğimiz çok kuvvetli bir lobinin, dünyada her ikisinin de eş zamanlı yürüdüğünü görüyoruz. Dolayısıyla bizlerin burada gerçekten İslam'ın medeni yüzünü, barışçıl yüzünü, insani yüzünü, yani İslam'ın aslını bütün dünyaya göstermemiz lazım."
Sasakawa Vakfındaki konuşmasının ana temasının bu olacağını dile getiren Kurtulmuş, "Bir küresel barış sağlanması mümkün müdür, küresel barışın sağlanmasında İslam medeniyetinin katkısı ne olabilir? Sasakawa Vakfı burada Kraliyete bağlı, Kraliyetin himayesinde olan bir vakıf. Ve Japon entelektüellerin ciddi şekilde itibar ettiği, dünya ölçeğinde tanınmış bir vakıf" dedi.
Burada verilecek mesajların Japon halkını doğrudan doğruya etkileyeceğini ümit ettiğini belirten Kurtulmuş, DAEŞ'in Japon rehineleri öldürülmesinden sonra, aslında tabiat olarak İslam'a çok yatkın olan Japon halkının içerisinde de ciddi bir İslam karşıtlığı başladığını söyledi.
Kurtulmuş, "Bu anlamda bizlerin burada ortaya koyacağımız fikirler, İslam medeniyetinin, hele bizim Horasan erenleri, Anadolu erenleri, Rumeli erenleriyle asırlar boyunca ortaya konulan o büyük barışın ne getirdiğini ve bugün için ne söylediğini bu insanlarla da paylaşmamız, fikirleri ortaklaştırmamız lazım. Ümit ediyorum ki Sasakawa Vakfındaki konuşmanın bu anlamda bir etkisi olacaktır. Dünya barışının sağlanması, İslam medeniyetinin bu barışa katkılarını ortaya koyması bakımından da faydalı olacağını temenni ediyorum."
"Filler tepişiyorlar, maalesef aşağıda çimenler eziliyor"
Kurtulmuş, Suriye konusundaki bir soru üzerine de Türkiye'nin 2 milyona yakın Suriyeliyi barındırdığını söyledi.
Nisan 2011'den bu yana Suriyeli göçmenler için yaklaşık 5,5 milyar dolar harcama yapıldığını ve bunun sadece 300 milyon dolarının uluslararası camiadan geldiğini bildiren Kurtulmuş, "Bizim söylediğimiz şey şu, biz kardeşlik, komşuluk prensibi gereği, tarihsel mirasımızın bir parçası olarak sürekli açık kapı politikasını sürdüreceğiz, yani dünyanın neresinden kim bir yardım eli istiyorsa o yardım eli, Türkiye'nin yardım eli olacaktır" diye konuştu.
Ancak Suriye'deki bu politik karmaşanın, iç savaşın sona ermesini, Suriyelilerin bir an önce memleketlerine dönmelerini arzu ettiklerini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bunun için, burada veya başka yerde, bütün konuşmalarımızda şunu söylüyoruz, Suriye kriziyle ilgili esas mesele göçmenler meselesi değildir. Göçmenler meselesi, Suriye'deki krizin bir sonucudur, ürünüdür. Dolayısıyla uluslararası camianın, Suriye'de nasıl bir barış ortamı oluşur, Suriye'de gerçekten halkın kendi geleceğini kendisinin tayin edebileceği yeni Suriye nasıl inşa edilir, bunun üzerine odaklanması lazım. Biz her platformda, ikili görüşmelerimizde, yeni Suriye'nin, demokratik bir Suriye'nin kurulabilmesi için Türkiye olarak katkılarımız ne olabilir, bunları dile getiriyoruz."
Kurtulmuş, "Uluslararası camiayı şuraya getirmeye çalışıyoruz, sonuçlar üzerinde durmayın sebepleri ortadan kaldırın. Evet sonuçların üzerinde durmak, bunları tedavi etmek tabii ki vazifemiz ancak bu sonucu ortaya çıkaran sebepler devam ettiği sürece bugün bu meseleyi çözersiniz, yarın karşınıza başka bir problem çıkar" dedi.
Suriye meselesinin bu kadar karmaşık bir hale gelmesinin ana nedeninin, "Koalisyon ülkeleri dahil olmak üzere uluslararası camianın, bu sorunu nasıl çözeceğine ilişkin ortak perspektifi bulunmaması" olduğuna işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Filler tepişiyorlar, maalesef aşağıda çimenler eziliyor, olan Suriye, Irak halkına, bölge halklarına oluyor. Önce çok kuvvetli bir barış perspektifiyle Suriye sorununu çözebilmek, bunun için iradeyi ortaya koyabilmek gerekiyor. Biz işin insani tarafında zaten elimizden geleni yapıyoruz. Yarım ekmeğimiz varsa onu da paylaşırız ama mesele Suriye sorunun çözülüp bütün Suriyeli kardeşlerimizin kendi ülkelerine dönebilmesidir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.