Şile açıklarında, 70 yıl önce 769 Yahudi'nin ölümüyle sonuçlanan ve tarihe Struma Faciası olarak geçen olay kitap haline getirildi.

Olayın yaşandığı anlara tanıklık eden işadamı İshak Alaton, " Tekne motorsuz olarak römorkörle çekiliyor ve Şile açıklarında kaderine terk ediliyor. Motorsuz, gıdasız ve ölüme terk edilen 769 insan. Bunu yapan ise, Ankara'daki yönetim, Ankara'daki katiller" dedi.

Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Alaton, Kürt sorununun çözümü konusunda görev aldığı Akil Adamlar Komitesi'ndeki çalışmalarla ilgili olarak da "Akil adamların heyecanlı yaklaşımında birinci merhale yeni anayasa, bunun için Cemil Çiçek'e aktif destek, onu yüreklendirmek, ona destek vermek. Bu netice alındıktan sonra ise, PKK'nın etkisizleştirilmesi için, onun tabansız bırakılması için, Kürtlerle Türkler arasındaki yakınlığı pekiştirmek. Haritamız bu " diye konuştu.

Struma adlı kitabın tanıtımı Kuruçeşme'deki Süreyya adlı yatta yapıldı. Kitap tanıtımına kitabın yazarı gazeteci yazar akademisyen Halit Kakınç, olayın yaşandığı anlara tanıklık eden işadamı İshak Alaton ile Destek yayınevi sahibi Yelda Cumalıoğlu ve kitapseverler katıldı. Kitap tanıtımının ardından Struma olayında hayatını kaybedenler için dua okundu denize siyah güllerden oluşan bir çelenk bırakıldı.

" BU KİTABIN YAZILMASI MİNİCİK BİR SÜPÜRGE DARBESİ OLARAK KABUL EDİLSİN "

Tarihe Struma Faciası olarak geçen ve 769 Yahudi'nin ölümüyle sonuçlanan olay, 7 yıllık bir araştırma sonucu kitaplaştırıldı. Kitabın tanıtımına yazar Halit Kakınç, işadamı İshak Alaton ile Destek Yayınevi sahibi Yelda Cumalıoğlu katıldı. Kitapla ilgili bir konuşma yapan gazeteci yazar akademisyen Halit Kakınç, "Biz önce kendi kapımızı süpürmeliyiz ki, dış dünya için birşeyler söyleme hakkımız olsun. Bu kitabın yazılması da minicik bir süpürge darbesi olarak kendi yakın tarihimiz için kabul edilsin " dedi.

Konuyla ilgili yazılan bütün kitaplara ulaştığını söyleyen Kakınç, "Bütün bunların hepsini okudum, aralarındaki çelişkileri de gördüm. Olayın bir belgesel roman olacağı için periyodik bir şekilde oluşu hakkında fikir sahibi oldum " dedi. Kakınç, Struma kitabının mutlaka yabancı dillere çevrilmesi gerektiğine işaret ederek, " Mutlaka bu, İngilizce olmalı " diye konuştu.

Struma olayının bir film haline getirilmesi gerektiğini de söyleyen Kakınç, "Üzerine gidilip de gerçek anlamda film yapılacak olan konu Struma'dır. Konu son derece iyi. Fena da işlemedik. Bunu dünya çapında film yapmak Spielberg'e yakışır. O yaparsa dünya çapında bir film olur. İnşallah öyle birşey olur " dedi.

" BUNU YAPAN ANKARA'DAKİ YÖNETİM, ANKARA'DAKİ KATİLLER "

İşadamı İshalk Alaton ise, "Ben bu olayı, bu cinayeti bire bir yaşadım. Teknenin gelişini hatırlıyorum. Geldiğinden iki - üç gün sonra babam beni aldı. Teknenin etrafında dolaştık tekneye yanaşmamıza izin verilmedi. O, 72 gün boyunca babamın yüklendiği göreve yardımcı olarak her akşam Azapkapı'daki iki fırından ekmek çuvallarını teslim alarak onları mavnalara yüklüyorduk. Struma'nın yanına kadar gelip oradan sarkıtılan halatlara bu ekmek çuvallarını bağlayıp yukarı yolluyorduk. Yukarıdan bize yalvarmaları, yakarmaları, çığlıkları, ' Bizi buradan kurtarın ' diye söylenen sözleri hala bugün hatırlıyorum " şeklinde konuştu.

Alaton, " Asıl bu işin acı ve hatırlamakta bile güçlük çektiğim olay şu ki, geminin halatı kesiliyor 72 gün sonra fakat geminin motoru yok. Motorunu sökmüşler. Tekne motorsuz olarak römorkörle çekiliyor ve Şile açıklarında kaderine terk ediliyor. Motorsuz, gıdasız ve ölüme terk edilen 769 insan. Bunu yapan ise, Ankara'daki yönetim, Ankara'daki katiller. O zamanın 1942 Şubat'ında söz sahibi olan insanlar benim nazarımda katil olarak vasıflandırılmalıdırlar. Çünkü bilinçli bir şekilde o insanların katledilmesi için emir verdiler ve İstanbul'daki emniyet de bunu yaptı " dedi.

"BİZİM GÖREVİMİZ İNSANLARI BARIŞ YOLUNDA MOTİVE ETMEK "

Alaton , "Bütün insanlar fırsat verildiğinde vahşi oluyorlar. İşte bizim görevimiz de vahşeti önlemek ve insanları barış yolunda motive etmek. Bugün burada bulunmamın esas sebebi bu. Bir daha bunların asla olmaması için, geçmişteki günahlarımızı bilelim, onlarla yüzleşelim, arınalım, saygınlık kazanalım. Ankara'daki yönetime şu mesajı vermek istiyorum. Artık zamanı geldi. Türkiye Cumhuriyeti'nin 90 yılda işlenmiş cinayetlerle yüzleşmesinin zamanı geldi. Bu iskeletleri üst üste yığdığımız dolapların kapılarını açalım, günahlarımızla yüzleşelim, geçmişteki kurbanlarımızı yad edelim, onlarla barışalım " diye konuştu.

Alaton, 769 kişinin öldüğü Struma olayı sırasında o sırada 19 yaşında olan David Stoliar adlı kişinin kurtulduğunu seneler sonra Stoliar'ı araştırdığını ve onun izine ABD'nin Oregon kasabasında rastladığını anlattı. Alaton, Stoliar'ın 80 yaşında Şile'ye geldiğini ve kendisini kurtaran balıkçıklardan hayatta kalanlarla görüştüğünü de dile getirdi.

" AKİL ADAMLAR İÇİN BİRİNCİ MERHALE YENİ ANAYASA "

Alaton daha sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Alaton, Kürt sorununun çözümü konusunda görev aldığı Akil Adamlar Komitesi'ndeki çalışmalardan bahsetti. Alaton, şunları söyledi:

" Akil Adamlar olarak çalışmaya başladık. Toplantılarımız devam ediyor. Esas vermek istediğimiz mesaj, Cemil Çiçek'e destektir. Bu Akil Adamlar'ın yol haritasındaki birinci merhale Cemil Çiçek'e destek vermek ve Cemil Çiçek'in çok uğraşıp, çok destek verdiği fakat bir türlü halledemediği yeni anayasayı bir an önce ortaya koymaktır. Oradan başlıyoruz. Yeni anayasanın içindeki esas maddelerden biri de eşitlik, yani ' Türkmüş, Kürtmüş, Yahudiymiş, Süryaniymiş, hangi ırktan olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hepsi aynı haklara sahiptir ' maddesini ortaya koyduktan sonra Kürt vatandaşlarımızın bu demokrasiye inanarak ve PKK'ya mesafeli davranarak ve bunu da açık açık dile getirerek PKK'yı kuvvetsiz kılmak, PKK'yı toplumsuz bırakmak, tabansız bırakmak, PKK'yı kurutmak. Çünkü PKK, bu sisteme alışmış ve bundan nemalanan bir sistemdir, bunu görmek lazım."

Alaton, " Akil adamların heyecanlı yaklaşımında birinci merhale yeni anayasa, bunun için Cemil Çiçek'e aktif destek, onu yüreklendirmek, ona destek vermek. Bu netice alndıktan sonra ise, PKK'nın etkisizleştirilmesi için, onun tabansız bırakılması için, Kürtlerle Türkler arasındaki yakınlığı pekiştirmek. Haritamız bu" dedi. Konuşmaların ardından Struma olayında ölen Yahudi'ler için dua okundu ve denize siyah güllerden oluşan bir çelenk bırakıldı.

STRUMA OLAYI

16 Aralık 1941 tarihinde yolcularının çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 769 Romen Yahudisi Panama bandıralı Struma gemisiyle Romanya'dan Sarayburnu açıklarına geldi. Filistin'e geçmek isteyen 769 kişi uzun süre İstanbul'da bekledi. Romanya'dan kaçabilmek için bin dolar para veren Yahudiler, Struma gemisiyle 23 Şubat günü geldiği liman olan Köstence'ye iade edilmek üzere yola çıkarıldı. Gemi motorları bozuk olduğundan bağlanan halatlarla römorkörler eşliğinde çekilerek Karadeniz'e bırakıldı. Struma, 24 Şubat 1942 tarihinde Karadeniz açıklarında bir denizaltıdan atılan torpille battı. Batan Struma'dan sadece David Stoliar adlı bir Yahudi kurtuldu. DHA- Bugün