İrfan Küçükköy: Vefat Yıldönümünde Hacı Veyis Zâde Hocam'dan Birkaç Hatıram

İrfan Küçükköy: Vefat Yıldönümünde Hacı Veyis Zâde Hocam'dan Birkaç Hatıram
Hacı Veyis Zâde Hoca her karşılaştığı kişiye selam verirdi. Onu gören kişiler hemen dükkanlarının önüne çıkardı. Onun selamını alır ve bunu teberrük sayardı.

Vefat Yıldönümünde

Hacı Veyis Zâde Hocam'dan

Birkaç Hatıram, 05.02.1960

BİR

Hacı Veyis Zâde Hoca her karşılaştığı kişiye selam verirdi. Onu gören kişiler hemen dükkanlarının önüne çıkardı. Onun selamını alır ve bunu teberrük sayardı. Yolda giderken hiç ara vermeden herkese selam verirdi. İmam Hatip Okulu birinci sınıf öğrencisiyim. Aziziye camisi yakınında Üzüm Pazarı yanından geçiyorum. Baktım, çocuklar sıraya girmişler, koşarak ben de girdim. On kişi kadar olduk. Hocam her öğrenciye "Selamün Aleyküm" dedi."Aleyküm Selam" dedik "her birine tek tek "nerede talebesin" dedi söyledik. Kimi ilkokul, kimi orta okul, sanat okulu dedik. Sıra bana geldi. "İmam Hatip Okulundayım" dedim. O, "Ooo, , Aferim, Hoca olacaksın" dedi. Diğer çocuklara elini öptürmediği halde, bana öptürdü. Sonra İmam Hatip Okulunda o geçerken çok sıra olduk Selamını aldık.

İKİ

Hacı Veyis Zâde Hocam namaz sevdalısı idi. Camiye girince "Tahiyyetül mescid" Camiyi selamlama namazı kılar gibi, her gittiği yerde "Tahiyyetül mekan namazı" der, iki rekat namaz kılardı. Teneffüslerde, ders arasında hademe odasına girer, her teneffüste "tahiyyetü'l- mekan namazı kılardı. Seksen küsur senelik ömrümde kendim olamadım da böyle namaz sevdalısı olan bir kaç kişi gördüm. Böyle görmeyi de şeref biliyorum. Peygamberimiz de namaz sevdalısı idi. İbadet hayatını incelediğimizde her vesile ile namaz kıldığını görürüz.

Üç

Fakirlerin gariplerin dostu idi. Namazlardan sonra hücresi önünde garibanlar sıraya girerlerdi. O da hepsine hiç olmazsa bir öğün karnını doyuracakları kadar para verirdi. Konya Zenginleri bunun için ona para verirlerdi, o da garibanları doyururdu. Kaç defa hücresinin önünde sıraya giren garibanları gördüm.

Dört

İmam Hatip Okulu onun için sevda idi. Fakir öğrencilerin anası, babası idi. Onların ihtiyacını hemen görürdü. Bizim okulunaile Birliğ hocaya çok saygı gösterirlerdi. Köylere buğday, arpa toplamaya hocayı da yanlarında götürürlerdi. Konya İmam Hatip Okulu binası ilk defa onun gayreti ile yapılmış. Bir sene müracaat fazla olmuş. Hoca hepsini alın demiş, hemen para toplamaya başlamış okula bir kat ilavesini sağlamış, hapishaneye gitmiş, sıra ihtiyacını hapislere anlatmış, Onlarda atölyelerinde onbeş günde gece gündüz çalışarak birkaç sınıflık sıra, kürsü, kara tahta hazırlamışlar, okul açılmaya yetiştirmişler.

Beş

Konyalılar Hacı Veyiszâde hocayı çok severlerdi. Bir Cuma günü, konya müftü yardımcısı o günkü ünvanıyla Müsevvit Mehmet Ulucan Efendi Camide vaaz ediyordu. Bizim İmam Hatip Okulunda Arapça hocamızdı. Ben de camide idim. Vazı bitirdi. Fatiha dedi ve herkes Sünnet kılmaya ayağa kalktı. Ben de kürsüye yakınım. Birileri geldi. Hocaya bir şeyler söyledi. Hoca kürsü üstünde ayağa kalktı. Cemat-ı Müslimîn dedi, hepiniz oturunuz, herkes şaşkın şaşkın oturdu. Ayakta kalanları da oturttular. ,Mehmet Ulucan Hoca,"Cemaat, size üzücü bir haber vereceğim" dedi ve ekledi. "Hacıveyizszâde Mustafa hocamız vefat etmiş", dedi. Camide hemen bir ağıt uğultu sesi başladı. Mehmet Ulucan Hoca açıklama yaptı. Vefat eden Hacıveyiszâde Mustafa Hoca değilmiş, başka bir Mustafa Efendiymiş, dedi. Cami sakinleştı. Cuma namazını kıldık. Ertesi günü öğle namazından sonra İmamı olduğu Aziziye camisinde değil de Kapı Camisinde cenaze namazı kılındı. Tabutu omuzlarda taşınarak Üçler mezarlığına doğru yola çıkıldı. Yerlerde hafif kar vardı ama çok soğuk değildi. Sultan Selim camisi hizasına, cenaze omuzlarda, iki adım ileri bir adım geri gibi getirildiğinde ikindi ezanı okundu. Gün batımına yetişmeyecek diye endişelendiler, hızla mezarlığa ulaştırdılar ve hemen defnettiler.

Halen her gün, her saat birkaç kişi tarafından ziyaret edilir. Baş ucunda Fatiha, Yasin, Tebareke Sureleri okunur. Adeta bugün vefat etmiş gibi ziyeretçileri oluyor.

Altı

Bir hafta sonra Pazar günü Şahin sineması önünden geçiyordum. Baktım Kapısı önünde kalabalık var. Yanlarına yaklaştım, sordum. CHP'nin kongresi var. İsmet İnönü konuşma yapacak dediler. Kitaplarda okuduğumuz İnönü'yü yakından görmek istedim. İçeriye girmek istedim. "Çocuklar giremez, sadece delegeler girebilir" dediler. Biraz orada durdum. Baktım bir grup arka kapıya doğru topluca gidiyor. Koşarak gittim Aralarına karıştım. Tam içeriye gireceğim bir polis müdahale etmek istedi. Obürü onu susturdu. Ne yapıyorsun, dedi, Belliki bu kodamanlardan birinin oğlu,dedi duydum, hiç bozuntuya vermedim. Sinema salonunda film seti üzerinde konuşma platformu oluşturulmuş. Bir kaç kişi sandalyelere oturdu. diğerler kenarlara dizildiler. İsmet İnönüyü iki metre yakınlıkta gördüm. İnönü gözüme çok küçük boylu gözüktü. İnönü alkışlar arasında konuşmasını bitirdi. O günden hatırımda, " İnönü Allah demiyor, diyorlar. İşte söylüyorum. Allah Türk Milletini Demokrat Parti yönetiminden kurtarsın" cümlesi ile, uyarı üzerine "Konya'nın büyük Hocası Hacıveyiszade Mustafa Efendinin vefatı dolayısıyla hepinizin başı sağ olsun" ilavesi kaldı.

Hocamıza ve cümle geçmişlerimize Allah rahmet eylesin.

5 Şubat 1960 tarihi Hacıveyis Zade hocamın vefat tarihi.. Hocamın en büyük özelliği herkese hiç durmadan selam vermesi idi. 1960'ın Konyasında hocamı terennüm ettim.

Hacı Veyis Zâde Hocam

Selamün aleyküm, dilinde zikir

Dört etrafa, dumadan selam şakır

Selamı nimet bilir, eyler şükür

Selamün aleyküm… aleyküm selam

Talebe okuttu, yasak devirde

Dine adanmış karar ver, serde

Kimi görse, ne zaman, nasıl, nerde

Selamün aleyküm… Aleyküm selam

Resmi yasakları selamla aştı

Kelepçe kilidin, selamla açtı

Selamı nur oldu, Konya’ya saçtı

Selamün aleyküm… aleyküm selam

Dua ile açılır, semt pazarı

Dua ile yapar, medhi, azarı

Uyarı için söyler, sahtekârı

Selamün aleyküm… aleyküm selam

Müftü, vaiz, imam, bunca öğrenci

Dizi dibindedir, yaşlısı, genci

Fakir fukara yüreğinde sancı

Selamün aleyküm… aleyküm selam

Her talebenin anası, babası

Bir ömür sürdü gayreti, çabası

Bir daha gelir mi, onun gibisi?

Selamün aleyküm… aleyküm selam

İmam- Hatip Okulu oldu derdi

Hasta, hasta gelip derslere girdi

Ölünceye kadar hizmeti sürdü

Selamün aleyküm… aleyküm selam

Her teneffüs boyu nafile namaz

Hakk’a adanmış ömür, dua, niyaz

Ona talebe olmak bir imtiyaz

Selamün aleyküm… aleyküm selam

Suçlular gelişin gözler, hapiste

En günahkâr, umut bulur, o seste

İlahî aşk doğar, gören herkeste

Selamün aleyküm… aleyküm selam

Selam için dizilir halk yolunda

Yaşlı, genç, çocuk çoluk sıra halinde

İhtiyacın bulur fakir elinde

Selamün aleyküm… aleyküm selam

Konyalının kesilmedi saygısı

Altmışta öldü, bitmedi ilgisi

Dün ölmüş gibi, cap canlı sevgisi

Selamün aleyküm… aleyküm selam

İrfan Hoca bir nebze talebesi

Konya’nın velisi, insanın hası

Kerametine şahit tüm çevresi

Selamün aleyküm… aleyküm selam

İrfan Küçükköy

NOT : Yarın, İnşaallah, Hacı Veyis Zade hocam ile ilgili birkaç önemli hatıramı arz edeceğim.

yazının devamı..

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.