IREMAM Direktörü Dr. Burgat: Yıllarca hem ötekileştirip hem bize benzemelerini istedik

IREMAM Direktörü Dr. Burgat: Yıllarca hem ötekileştirip hem bize benzemelerini istedik
Fransa'daki Müslüman ve Arap Dünyası Çalışmaları Merkezi Araştırma Direktörü Dr. François Burgat, "Biz Fransızlar bu toplumların kültürel omurgasını tahrip ettik. Yıllarca hem ötekileştirip hem de bize benzemelerini istedik." dedi

IREMAM Direktörü Dr. Burgat: Yıllarca hem ötekileştirip hem bize benzemelerini istedik

Fransa'daki Müslüman ve Arap Dünyası Çalışmaları Merkezi Araştırma Direktörü Dr. François Burgat, "Biz Fransızlar bu toplumların kültürel omurgasını tahrip ettik. Yıllarca hem ötekileştirip hem de bize benzemelerini istedik." dedi.

İSTANBUL - Selin Çalık Muhasiloviç

Fransa'daki Müslüman ve Arap Dünyası Çalışmaları Merkezi (IREMAM) Araştırma Direktörü Dr. François Burgat, "Bizler (Fransızlar) bu toplumların kültürel omurgasını tahrip ettik. 'Ötekileştirdiklerimiz bize benzemeli' dedik. Yıllarca hem ötekileştirip hem de bize benzemelerini istedik. Bu durum 'tek taraflı hegemonya fikrinin' ektiği tahribat tohumlarıdır." dedi.

Fransa'daki Müslüman ve Arap Dünyası Çalışmaları Merkezi (IREMAM) Araştırma Direktörü Dr. François Burgat, Avrupa'da yükselen ırkçılığa ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

Dr. Burgat, Mesut Özil'in ırkçı ve ayrımcı saldırılar nedeniyle Almanya Milli Takımı'ndan ayrılmasına işaret ederek, "Mesut Özil'in Almanya'da karşı karşıya kaldığı ırkçı saldırıların benzerine 20 yıl önce Fransa milli takımının Cezayir kökenli kaptanı Zinedine Zidane da maruz kaldı." dedi.

Özil'in kullandığı "Kazandığımızda Almanım, mağlup olduğumuzda ise göçmen" ifadesinin Fransa kamuoyunda da kullanıldığını söyleyen Dr. Burgat, Fransız vatandaşı göçmen kimselerin başarısı Fransız toplumuna mal edilirken başarısızlıklarında ise göçmen kimliklerinin ön plana çıkarıldığını anlattı.

"Hem ötekileştirip hem de bize benzemelerini istedik"

Avrupa'daki tek taraflı hegemonya fikrine değinen Dr. Burgat, şunları söyledi:

"Bu ırkçı saldırılar iki üç kuşak öncesine dayanıyor. Bu durumu tarihi çerçevede anlatmak için Avrupa'nın kolonyal düzenine ve kurduğu hakimiyetlere bakmak gerekir. Örnek olarak Fransa'nın 1830'lara dayanan Cezayir ile ilişkilerini verebiliriz. Bizler (Fransızlar) bu toplumların kültürel omurgasını tahrip ettik. 'Ötekileştirdiklerimiz bize benzemeli' dedik. Yıllarca hem ötekileştirip hem de bize benzemelerini istedik. Bu durum 'tek taraflı hegemonya fikrinin' ektiği tahribat tohumlarıdır. İşte bu günümüzde yaşadığımız ırkçı hadiselerin başlangıcını teşkil ediyor. Egemenlik durumu sona erenin başvurduğu yöntem zorbalaşabiliyor. Demokrasiyi, insan haklarını, ötekine saygıyı oluşturduğu iddiası taşıyan medeniyetlerin dünyada yaşayan diğer toplumların da eşit haklara sahip olduklarını kabullenmesi kolay olmuyor."

"Irkçılık ve İslamofobi sarmal bir ilişki içerisinde"

İslamofobi ile ırkçılığın birbirini besleyen bir sarmal ilişki içerisinde olduğuna dikkati çeken Burgat, ırk ayrımı yapan anlayışla din ayrımı yapan anlayışın birbirinden farkının olmadığını vurguladı.

Dr. Burgat şöyle devam etti:

"Irkçılık faydasız bir vaveylalardır. Irkçılık konusunda öğrencilerime anlattığım bir örnek vardır. 30 yıl önce çelik fabrikasında çalışan babam bana bir gün çalıştığı fabrikadaki otobüsleri göstererek 'bunları Rif'e (Fas’ın Kuzeyinde bir bölge) boş gönderdik. Dolu döndüler. Eğer, buradan insanlar çalışmaya gelmeseydi bu fabrika şu anki müreffeh seviyesine erişemeyecekti. Bu, ırkçılığın zararlı olduğunu net bir şekilde özetleyen bir anım."

Avrupa'da çok kültürlü bir toplumu bir arada tutmak için sadece Hristiyanlığın meşru bir zemin olmadığının altını çizen Dr. Burgat, her dininin kendine mahsus çeşitli hasletleri bulunduğunu ifade etti.

Fransa'da Kuran-ı Kerim ayetlerini değiştirmek için aralarında Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin de bulunduğu 300 kişinin imzaladığı bildiriye değinen François Burgat, "Avrupa'daki toplumlarda, radikalleşen insanların benimsedikleri kutsal kitaplarında yazılanları da doğru algılamadıkları ortada. Avrupa'daki toplum mensupları olarak bizler, Kur'an ayetlerini değiştirmek gibi sınırı aşan isteklerle vakit kaybetmek yerine topluma ait olması gereken bireyler neden ait olamayıp radikalleşiyor, hatta işin son raddesinde neden terör örgütlerine katılmayı seçiyor konularına eğilirsek toplumsal kutuplaşmayı bertaraf etmiş oluruz." değerlendirmesinde bulundu.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.