İMRALI İLE MÜZAKERE TERÖRÜ TÜRK-KÜRT SORUNUNA GÖTÜRÜYOR.

İMRALI İLE MÜZAKERE TERÖRÜ TÜRK-KÜRT SORUNUNA GÖTÜRÜYOR.
Mit müsteşarı Hakan FİDAN?ın İmralı da iki gün kalarak terörist başı ile görüşmesi ile başlayan müzakerede her ne kadar Oslo görüşmelerinin dışında...


Mit müsteşarı Hakan FİDAN?ın İmralı da iki gün kalarak terörist başı ile görüşmesi ile başlayan müzakerede her ne kadar Oslo görüşmelerinin dışında bir yol haritası çizilse de sızan haberler görüşmelerde sadece terörün bitirmesi dışında dördüncü yargı paketi ve anayasa da yapılacak değişiklikle Türkiye de iki toplumlu bir yerleşik düzene yani bölgesel özerklik talebinin ağır basmakta olduğu ortaya çıkmaktadır.

PKK otuz yıl önce terör örgütü olarak ortaya çıkmış geçen süreç içerisinde ülkedeki basiretsiz, işbirlikçi, terörden rant elde eden kurum,kişi ve yönetimlerin esnekliğinden ve dışarıdan aldığı destek ve yönlendirilme neticesinde, değişen düşünce yapısı ve talepler sorunu terörden çıkarıp sözde Kürt meselesine ve dolayısı ile bölgesel özerkliğe kadar getirmiştir.

17 Kasım 1998 de Kopenhag da Bülent ECEVİT ve Mesut YILMAZ?ın azınlık hükümeti döneminde imzalanan AB katılım bildirgesinde (KOPENHAG KRİTERLERİ) idamın kaldırılacağı ve Abdullah ÖCALAN?ın asılmayacağının taahhüt edilmesi üzerine MOSSAD ve CIA işbirliği ile 15.02.1999 tarihinde Kenya da Türk Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı tim tarafından teslim alınan ve Türkiye getirilerek yargılanan mahkeme sonucunda, Müebbet hapse mahkum olarak İmralı da Özel bir hücrede her ihtiyacı karşılanarak misafir edilen Bebek katili terörist başı. Bu günkü gelinen nokta da dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir şekilde devletin en önemli kurumunun başkanı tarafından sözde terörün sonlandırılması için muhatap alınıyor.

Devletin,Terör örgütü elebaşı ile teröre son vermeleri, silah bırakıp teslim olmaları yönünde bir görüşme yapmasının dışında her hangi bir görüşmesi istek ve taleplere cevap vermesi müzakereye oturması söz konusu olamaz. Hele de taleplerin yerine getirilmesi yönünde adım atmak çalışmalar yapmak bunu gizli kapaklı yaparak içeriğini milletten saklamak .Bu devleti küçük düşürmek,Türkiye nin bölünmez bütünlüğüne ve iki toplumlu bir ülke statüsüne götürmektir,Bunun adı da İHANETTİR.

İktidar uyguladığı sinsi politika ile tüm organları ile destekçileri gurup ve sivil toplum kurumlarının da sürece destek veren görüşlerini vatandaşa psikolojik baskı ile kabullendirmenin çabasıiçerisinde.

Terörü bitirmek maksadı ile başlayan görüşmeler (müzakere) de gelinen nokta. Mesele Terör meselesinden uzaklaşmakta ve Türk-Kürt sorunu gibi tehlikeli bir yola doğru gitmektedir. Verilecek en küçük tavizde ülkede kutuplaşma kaçınılmaz olacaktır. Bunun sonucunda ülkede bir Türk-Kürt çatışması diğer bir değimle iç savaş?a davetiye çıkarılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti bir Ulus devlettir, bölünmez bir bütündür.

Bu ülkeyi atalarımızdan emanet aldık. Böldürmeyiz böldürtmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti hangi ırka mensup olursa olsun, hangi din ve mezhep sahibi olursa olsun. Ben ?TÜRKİYE CUMHURİYETİ? vatandaşıyım diyenlerin vatanıdır. Ulu Önder ATATÜRK?ün de ?Ne mutlu Türküm diyene? sözündeki ?TÜRKÜM? ifadesinin manası ?TÜRKİYE CUMHURİYETİVATANDAŞLIĞI? nı ifade etmekte olup ırki bir ifa değildir. 10,01,2013


İbrahimH.SİPAHİ

Gazi Kom.Asb.

Turgaziasbder. Genel Sekreteri


 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.