İlkeli ve ölçülü yayın yapmak medyanın görevidir
İZMİR - Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Karakoç, medyanın terör saldırılarına yer verirken dengeli olma, abartmama ve ölçülü davranması gerektiğini söyledi. Karakoç, medyanın 'kamusal ve toplumsal yararı olan yayınlar yapma' görevi bulunduğunu ifade etti. Şehit cenazelerinde ortaya çıkan görüntülerin yayınlanma tarzının teröristlerin amacına hizmet etme gibi bir duruma sebebiyet verdiğini belirten Karakoç, daha duyarlı yayın yapılması çağrısında bulundu.
Son günlerde artan terör saldırılarını değerlendiren Prof. Dr. Karakoç, ''Hukukun yetersiz, çaresiz kaldığı noktalarda din ve ahlâka önem verilmesi gerektiği kanaatindeyim. İnsanların başkalarına saldırmasını engelleyecek mekanizmalara ihtiyacımız var.'' dedi. Medyanın toplum huzuru, güveni ve mutluluğunun inşasında önemli bir rolü olduğunu ve bunun giderek arttığını ifade eden Yusuf Karakoç, şu değerlendirmede bulundu: "Ölçülülük ilkesi, insan ve toplum hayatının ve hukukun temel ilkelerinden birisidir. Başkalarının haklarına saygı duyulduğu müddetçe önemli bir sorun yaşanmaz. İnsan hakları ve hukuk devleti ilkesinin de abartılmaması, kayıt ve şartların insan ve toplum hayatını yaşanmaz hale getirmemesi, ölçülülük ilkesinin de bir ölçüsünün olması, her şeyin insan ve insanlık için olduğunun unutulmaması gerekir.''
Medyanın terör saldırılarının haberini verirken bu ilkeleri, kamusal ve toplumsal yararı olan yayınlar yapma görevini asla unutmaması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti: ''Hakkari'deki hain saldırıda 24 şehit verdik. Saldırıdan sonra operasyon düzenleniyor, 'Operasyon şu şekilde, böyle yollarla yapılıyor.' diye görüntüler yayınlanıyor. Dolayısıyla medyamız, aleyhinde operasyon yapılanlara bilgi veriyor. Adeta onlarla işbirliği yapmış gibi, 'Bakın geliyorlar, ona göre tedbirinizi alın.' dercesine.''
Dekan Yusuf Karakoç, terör saldırılarına yönelik haberlerin basında ne şekilde ve ne kadar yer alması gerektiğine ilişkin soruya karşılık ise toplum hassasiyetinin oluşturulmasında bu haberlerin verilmesinin fayda sağladığını fakat abartılmaması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: "Şurada böyle bir saldırı oldu, bu kadar kayıp var şeklinde verilmeli. Saldırının nasıl yapıldığı, ne kadar sürdüğü gibi çok ayrıntılı olmamalı. 'Burada şöyle bir zaaf var' gibi heveslere yol açmamalı. Özellikle saldırıların sonucu verilirken bu kadarla kalmalı, mesela cesetler asla gösterilmemeli. Saldırılara karşı yapılan operasyonlar içinse, 'Operasyon yapılıyor' bile denmemeli belki de. 'Yapılan operasyonda şu sonuç alındı' demekle kalmalı. Operasyonun nereden başladığı, kaç kişinin katıldığı, hangi silahlarla gidildiği, nereye gidildiği, o anda nerede oldukları gibi bilgileri canlı yayında verirseniz olmaz. 'Milleti tatmin etmek için böyle veriliyor' deniyor ama buna katılmıyorum. Bunu bilmesi gerekenler bilsin, aksi durumda karşı tarafa bilgi veriyorsunuz. 'Bak ben buradan geliyorum haberin olsun, öbür tarafa gir, kendini koru, kolla' denmiş oluyor. Operasyon bu, adı üstünde, önceden duyurulursa olmaz.''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.