'İki dönüm noktamız Erbakan ve Gülen'

'İki dönüm noktamız Erbakan ve Gülen'
 '20. Sanat Yılı?nı kutlayan Eşref Ziya Terzi'den çarpıcı siyasi analizler. Erbakanve Gülen'i kırılma noktası olarak gösteren Terzi, Başbakan Erdoğan'laaşındırdığı...



 
'20. Sanat Yılı?nı kutlayan Eşref Ziya Terzi'den çarpıcı siyasi analizler. Erbakan
ve Gülen'i kırılma noktası olarak gösteren Terzi, Başbakan Erdoğan'la
aşındırdığı yolları anlattı. Tarkan dinleyen başörtülü kızlara değindi.

Ersin Çelik'in röportajı



Refah
Partisi?nin hem siyaseten hem de sosyal yapılanmada zirve yaptığı dönemin,
sahne önündeki figürlerinden
Eşref Ziya Terzi? İmam Hatip Lisesi mezunu. Dünya üzerinde zulüm
gören Müslümanlara umut aşılayan
?Bir Güneş Doğuyor? parçasıyla yıllarca şaha
kaldırdı İslamcı gençleri. Aşığa, sevdiğine ?kutsal şehir? İstanbul gözüyle
baktırdı,
?Söyle İstanbul?la...


Baskı, zulüm ve yasaklamalarla boğuşan imam hatiplilerin içindeki
ezikliği dışa vurduran
The İmam
filmiyle sürpriz yaptı.
İmam Hatipli Emrullah?ın
işadamı Emre olma
sıkıntısını yüzlere vurdu,
?özünüze dönün? mesajını verdi.




Marmara FM??de radyocu (patron).
Yıllar sonra çıkacak olan yeni albümüyle hemhal olmuş durumda. Şimdilerde ise
ayrı bir heyecan içinde?
Eşref Ziya Terzi 20. Sanat Yılı?nı kutluyor. İmam
hatipli kardeşleri sürpriz yaptı,
www.ihlsozluk.com?un
girişimi,
Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara?nın desteği ile yarın Üsküdar Bağlarbaşı
Kültür Merkezi
?nde sevenleri ve arkadaşlarıyla kucaklaşacak.
 


Hayranları arasında olan bir imam hatipli olarak 20. Sanat Yılında Eşref
Ziya Terzi ile söyleşmek ayrı bir duygu kattı bana. Sahne
yıllarından başlayan sohbet bir anda siyasete aktı. "Uyardım"
ama Eşref Ziya Terzi,
?Ben içinde bulunduğum siyasi
zeminden beslenerek buralara geldim?
dedi
ve çarpıcı analizler yaptı. Zaten anladığım kadarıyla önümüzdeki dönemde de
siyaset sahnesinde olacak. Bir de sürpriz yaptı. Yakın zamanda uzun bir aradan
sonra çıkacak albümüne adına veren
?Kan
Gibi?
isimli parçasını,  okurlarımızla paylaştı.
Yarın Haber 7?ye girenler Eşref Ziya?nın daha çıkmamış albümüne isim veren ?Kan
Gibi? parçasını dinleyebilecek.


Sözü uzatmadan, sizi sanatçı gözüyle yapılan Türkiye?deki siyasal
İslam
değerlendirmeleriyle baş başa bırakıyorum?


Neler hissediyorsunuz, 20 yıl geçmiş...

89 sonları 90 diyelim... Bant tiyatrolarının içerisindeki ezgilerle
başladığımız bir serüvenin 20. yılına gelmişiz. Bana da programı tertipleyen
çocuklar hatırlattı.


Gerçekten, 20 yıl olduğunu anlamadınız mı?

Yani hiç aklımda yoktu. Hani 2010'a girerken falan bu benim 20. yılım
diye düşünmemiştim. ihlsozluk.com'daki Sait Ercan ve sevgili Taha benim ısrarla
"yapmayın" dememe rağmen,  "Sensiz de yaparız ama öyle
olsun istemiyoruz" dediler.


Neden istemediniz?

Yanlış anlaşılır diye...



Kim niye,
neyi yanlış anlayacak?


İşte "a bak Eşref Ziya çocuklara 20. yıl gecesi yaptırtıyor"
demesinler diye...


20 yıl az zaman mı, Eşref Ziya bu kadar mı boş görüyor kendini?

Benden bazı arkadaşlara yapılabilirdi. Mesela Abdulbaki Kömür'e 25. yıl,
Ömer Karaoğlu'na, Hüseyin Goncagül'e, İbrahim Sadri'ye yapılmalıydı. Gerçi
arkadaşlar benim üzerimden o dönemi ve adını saydığım arkadaşları da
irdelediler.


Nasıl bir program olacak?

Coşkulu geçeceği düşüncesindeyim. İlgi ve alaka çok yüksek. Davetiyeler
tükendi. Mini konser vereceğim. Sanatçı arkadaşlar gelecek.  Siyasiler
olacak. Çok güzel bir röportaj hazırlamışlar. Bana da bir kısmını izlettiler.
89'dan bu zamana geçen süreyi çok güzel ele almışlar. Şevki Yılmaz, Numan
Kurtulmuş gibi isimleri ve sanat camiasından aynı sahneyi, stüdyoyu paylaştığım
arkadaşlarımı konuşturmuşlar. Bir dönem belgeseli çıkmış ortaya.


Nasıl bir dönemdi?

Aslında çok sıkıntı çektiğimiz siyasetle iç içe, kol kola olunan bir
dönem. Her şey biz yaşarken oldu.


ERBAKAN VE GÜLEN



Neler oldu
mesela...


Biz yaşarken; Bağdat bombalandı, Afganistan işgal edildi, Bağdat ikinci
kez bombalandı, Turgut Özal Başbakan oldu, Cumhurbaşkanı oldu, öldü, Erbakan
Başbakan oldu, 28 Şubat dönemi oldu, Tayyip Erdoğan belediye başkanı oldu,
hapse girdi, Başbakan oldu ve biz hala yaşıyoruz...


Hep siyasi örnekler verdiniz? Özal, Erbakan ve Erdoğan'ın adını
zikrettiniz. Oysa arada başka siyasiler ve başbakanlar da var. Dönüm
noktalarınız bu isimler mi?


Sadece benim  değil... Mesela  rahmetli Özal bu ülke için bir
dönüm noktasıdır. Ama bana göre bu ülkenin son 40-50 yılına damgasını vuran iki
figür vardır. Siyasal bağlamda Necmettin Erbakan'dır. Sosyal ve cemaatleşme
bakımından Fethullah Gülen'dir. İki tane kırılma noktasıdır yani.


Türkiye'yi nereye götürdü bu kırılma noktası?

Aslına... Tarihine doğru, olması gereken yere götürdü. İleri taşıdı.
Erbakan'ın siyasi alana çıkması, Türkiye'nin Lozan'dan sonraki sürecini terse
çevirdi.


BENİ SİYASİ ZEMİN VAR ETTİ



Sanat
yılınızın 20. yılını konuşacaktık ama siyasete daldık...


Ben siyasal zeminden beslenen bir sanatçıyım, eğlence kültüründen değil.
Yaptığım bütün eylemler,  albümler, konserler, Marmara FM bir siyasi
zemine dayanıyor. Cezayir'de ihtilal oluyor ve İslami Selamet Cephesi'ne
iktidar verilmiyor. "Bir Güneş Doğuyor" ezgisi oradan doğuyor.


Bu kadar iç içe olmak gerekiyor muydu?

Ayrıştıramazdım ki, inandığım davamdı. Sadece siyasi değil. Dünya
politikaları, Filistin, Keşmir, Bosna... Dertti bizim için. Albüm kapakları
bile o süreci özetler. Türkiye'de siyasette bizden etkilendi. Şu anda 30'lu
yaşlardaki gençler, bizim ezgilerimizle şaha kalktı, Refah Partisi bayrakları
astı, mitinglerde coştu. Omuzlarımıza basarak yürüdük. Refah Partisi teşkilatları,
Milli
Gençlik Vakfı
'yla birlikte et ve tırnak gibiydik.


BAŞBAKAN ERBAKAN HAYAL GİBİYDİ



Peki o
zaman siyasete devam edelim. Erbakan ne ifade ediyor Eşref Ziya için?


Çok şey. Türkiye'nin bugünlerinin başlangıç noktası. O olmasaydı bu
kadar şuurlu olamazdık. Bize vizyon kattı, büyük düşünmemizi sağladı, dünyaya
bakış açımızı değiştirdi. Buna Başbakan Tayyip Erdoğan da dahil. Bir de
"Erbakan Başbakan" demek çok önemliydi benim için. O televizyonda
konuşurken kendi kendime "Erbakan Başbakan, Erbakan Başbakan" diye
mırıldanıyordum. Hayal gibi bir şeydi. O siyasete atılırken kimsenin bir gün
başbakan olacak öngörüsü yoktu. Benim için de bir hayaldi. "Başbakan
Erbakan"
diye bağıranlar için de bir hayaldi. Erbakan'ı
Başbakanlık koltuğuna getirtmek için çalışmadık, çalışmadı teşkilatlar. Çok
farklı bir hava ve inanç vardı. Ülkeye sahip çıkma sevdası vardı.



 
Ya şimdi...

Siyasi hayatım Refah Partisi'nin kapanmasıyla bitmişti. Refah Partisi
benim için sadece siyasal bir parti değildi. Bir yaşam tarzı, sosyal kurumdu.
MGV'de gözümü açtım. Gençlik başkanlığı yaptım. Refah Partisi'nde siyaset
yaptım. Mitinglere katıldım, eserler okudum ve o yapıyla beraber büyüdüm. Eşref
Ziya Terzi oldum. Evimiz gibiydi. Boş zamanlarımız da orada geçerdi. Sahilde
gezmek, kafede oturmak, çay içmek, nedir bilmezdik. Sarıyer'de büyüdüm sahil
vardı ama gözümüz görmezdi.


Refah'tan sonra Fazilet Partisi kuruldu, kabullenmediniz mi?

Kabullenmeme değil. O beni içinde barındıran yapı, Refah Partisi ile
bitti. Milli Görüş, Fazilet'le partileşti. Siyasal çekişme, globalleşme falan
beni uzaklaştırdı.


Yanlış mı yapıldı yani?

Refah Partisi yapısıyla siyasallaşamadığınızdan sonuç alınamazdı.
Devleti yönetmek mümkün değildi. Olmadı da. O süreç zaten kendi mecrasında
akmak zorundaydı.


Erbakan Hoca ile bir diyalogunuz var mıydı?

Yok. Erbakan Hoca bizim için ulaşılması zordu. Mitinglerinden önce
konser verdim ama beni sorsanız hatırlamayabilir.


BEN KONSER VERİRDİM, ERDOĞAN KONUŞURDU



Peki
Erdoğan, onunla nasıldınız?


Bizim il başkanımızken idolümüzdü. Aramızda 15 yaş var. Tayyip Erdoğan,
boylu, poslu yakışıklı, Refah Partili gençlerin örnek aldığı isimdi. Sonrasında
işim gereği çok yakın olduk. Sayısız mitinge gittik beraber Anadolu'da. Ben
konser verdim, kendisi konuşma yaptı. Uçak yolculuğumuz çoktur. Seyahatlerde,
miting öncesi ve sonrasında konuştuk. Gördüğü zaman da konuşur, hal hatır
sorar. En son ÖNDER'in imam hatip kurultayında görüştük, hal hatır sordu. Daha
öncesinde radyocular toplantısında herkesle el sıkıştı, benimle 2-3 dakika
sohbet etti. "Hala Sarıyer'de mi oturuyorsun?" diye sordu mesela...
Sağolsun unutmamış!


O zamanlar kendisiyle ilgili bir öngörünüz var mıydı? Mesela Başbakan
olması...


Vardı. Sadece benim değil bir çok insana göre gelecekte bu ülkeyi
yönetecek siyasetçiydi. Belediye başkanı adaylığının açıklanmasından sonra ilk
benim konuğum oldu, röportaj yaptık Marmara FM'de...


Nasıl birisiydi, değişme var mı?

Çok şahsiyetli birisidir. Ben öyle biliyorum. Gelişmiş, bakış açısı
değişmiştir ama kişilik olarak böyle bir gözlemim olmadı. Onu tanıyacak kadar
da yolculuk yaptım. Samsun'dan buraya Doğan marka araçla geldik. Kimi zaman da
o sürmüştü. Mola verdik, yemek yedik, namaz kıldık. "Tayyip ağabey"
diye hitap ediyordum.


Hâlâ "Tayyip ağabey" mi?

Son ÖNDER buluşmasında, karşılaştığımızda "Tayyip ağabey"
diyecektim ama son anda "Başbakanım" dedim. Ama çok da garip geldi,
"Başbakanım" demek. Protokol vardı. Yoksa yine "ağabey"
derdim. Yadırgamazdı da.


GÜLEN BİRLİK BERABERLİĞE KATKISI BÜYÜK



Erbakan'ın
yanı sıra Türkiye'nin bir diğer kırılma noktası olarak da Fethullah Gülen'i
gösterdiniz. Biraz da bunu konuşalım...


Çok önemli bir isim. Başlı başına hareketi ve yurt içi ve dünyanın hemen
her noktasındaki okulları. Çok önemli çalışmalar yapılıyor. Birlik ve
beraberlik sağlanmasında katkıları var. Birlikteliği başarıp onu ticaretle de
koordine ettiler. Bu kadar insanı bir arada tutmak müthiş bir çalışmadır bence.


"KAN GİBİ" ALBÜM, OĞULDAN ESER



20.
yılınızı kutlayacaksınız ama bir de uzun bir aradan sonra albüm çıkıyor.


Albüme başladık. Hatta albüme adını veren "Kan Gibi" isimli
parçayı da ilk defa Haber 7 okurları dinleyecek. Kendi siteme dahi koymadım. (Alışılmış Eşref Ziya
tarzından farklı olan "Kan Gibi" yarın Haber 7'de yayınlanacak
-E.Ç.-)


Teşekkür ederim. Kaç yıl oldu albüm yapmayalı?

3.5 yılı geçti. Bir yıldır aktif olarak çalışıyorum. 8 eser var. 'Kan
Gibi'nin iki versiyonu olacak. Sitenizde yayınlanan Rock versiyonu gibi. Renk
olarak koyacağım albüme. Diğeri daha akustik sazlar, ritimler olacak. İki
farklı aranjörle çalışacağız.


Eserler kime ait?

Sözleri benim olan var. Bestelerden bazılarını değişik arkadaşlarım
yaptı. 20 yaşındaki oğlum Burak'ın var. O da ilginç olacak. The İmam'daki, imam
hatipteyken kızların kızdırdığı, saçı kesilen çocuk. Küçüklüğümü oynamıştı.


"YEŞİL POP" HAKAN ALBAYRAK'IN GAFLETİ



Tarzınız
için kimi çevrelerde "Yeşil Pop" denmesine ne diyorsunuz bilmem ama
eskisi gibi albüm yapılmıyor. O devir geçti mi, milyonları geçen alıcılara ne
oldu?


"Yeşil Pop" tanımı Hakan Albayrak'a aittir. Bir gaflet anında
sarf etti. Bizim eseleri dinlemeden bu tanımı yaptı. Daha sonra da "ben bu
eserleri kast etmedim" diye düzeltti zaten. "Neden albüm
yapılmıyor"a gelince... Satılmıyor. Dinlenme oranında bir değişiklik yok.
Yeni nesil beni dinliyor. "Ağlama Karanfil", "Söyle
İstanbul" gençlerin dillerinde. Konserlere katılım bunların göstergesi.
İnternet albüm satışlarını öldürdü. Sadece bizde değil, Unkapanı'nın genelinde
bütün dünyada böyle. CD olayı bitti. Müziğe ulaşmak çok kolay artık. Yeni
çıkacak albümden de çok beklentim yok. Sanatçı olarak bunu yapmak zorundayım
ama. 15 bin albüm arşivlere konur ama. Buradan da duyurayım; Zaten 20. yıla
özel bütün albümleri tek bir albümde toplayıp dinleyicilerime sunacağım.
Kütüphaneye konulacak, ileride çocuklara dinletilecek bir çalışma olsun
istiyorum.


En çok sevilen eserleriniz hangisi?

Ağlama Karanfil, Sensin gülüm, son zamanlarda Söyle İstanbul...
Konserlerde çok istiyorlar bu parçaları.Sağda solda dinlenirken de duyuyorum. O
zaman Eşref Ziya olmuyorum. Bende oturup dinliyorum ve Eşref Ziya değil de başkası
gibi geliyor. Ardından kendime gelip hakikaten güzel şeyler yapmışız dediğim
oluyor.


TARKAN KONSERİNDE DANS EDEN BAŞÖRTÜLÜ ELEŞTİRİLİR



Eşref
Ziya'yı en çok hangi kesim dinler?


Konserlerde her türlü insana rastlamak mümkün. Başı açık, kot pantolonlu, askılı
giyinmiş kızlar da geliyor. Ama genel olarak bizim imam hatipli gençler
ağırlıkta.


Sizin konserlere başı açıklar geliyor eğleniyor, Tarkan'ın konserine
başörtülü bir kızın gitmesi eleştirilir mi?


Eşref Ziya'nın konserindeki başı açıkla Tarkan'ın konserindeki başörtülü
tam olarak karşılık bulmaz. Benim konserimde zıplayıp, oynatacak bir hava
olmaz. Ama Tarkan'ın konserindeki bir başörtülünün dans etmesi, oynaması falan
açık açık eleştirilir. Pop konserindeki ambiyans tesettürün mantalitesine
uymaz. Sadece başörtülü bir kız değil, İslami yaşam tarzını benimsemiş erkek
için de geçerli bu. İnsan su gibidir. Kabının şeklini alır. Eşref Ziya
konserinde farklı Tarkan konserinde farklı olur. Ama başı kapalıların da dozaj
aşmadan, konsere gitmeye, alkış tutmaya, parçalara eşlik etmeye hakları var.
Kısıtlarsan bir yerden patlar zaten. Sosyal haktır bu. Ölçüyü biraz da sanatçı
koyar zaten. Ben bunu gözeterek eğlendirmeye çalışıyorum




HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.