İftardan Sonra Okunacak yazı!..

Dinlediğiniz türkülere iyi kulak verin beğenmediğimiz televole programlarını mumla aratacak öyle olaylar var ki ? Dinleyin, kararı kendiniz verin?

Üst Not: Sevmediğiniz yazarları/ yazıları iftardan sonra okumanız ruh, beden ve orucunuzun selameti açısından hayırlı olur kanaatindeyim..

Televole mi, Türkü mü?

Televole programlarını ve Televole kültürünü (!) en fazla eleştirenlerden biriydim. Madem ki Ramazan ayı ?Tövbe ve Mağfiret ayı? bu tür programları yapanlardan özür diliyorum?

Ortalıkta düğün yok bayrama daha üç hafta var nerden çıktı bu şimdi demeyin?

Türküleri ( 200 den fazla) incelendiğimde gördüm ki o devirlerde, o şartlar altında bestelen, yakılan bir çok türkü, günümüz magazin basınının sunduğu, ekrana getirdiği olaylar ve insanlardan farklı olmadığı gibi daha da ileri. Fazlası var, eksiği yok bile denebilir.

Türkü: Cinayete davetiye?

Köyün bıçkınlarından, sapıklarından ya da yoksa gelinin eski sevdalarından biri olma ihtimali yüksek olan şahıs, damda un eleyen gelinin görmesiyle türkünün ilk notaları ve güftesi dökülmeye başlıyor:

?Dam üstüne un eler.
Dam üstünde un eler
( Burasını herkes bilir zaten)
Zalım oy gelin, gelin, gelin?

Nakarat kısmının son mısrasından damdaki afet-i devranın (!) bir gelin olduğunu anlıyoruz..

Giyimi-kuşamı ise Emine Şenliklioğlu?nu çileden çıkartacak tarzda, olunca eler kelimesine kafiye olan kelime (memeler) türkünün öznesi oluyor.? Niyetin bozuk değilse neden ununu evinde elemezsin be kadın? Hadi dama çıktın, üstüne başına daracık şeyler neden giyersin, potansiyel ölü??

Bilmem nerelerinin şekli şemali türkü olup dilere düşmüş bir kadını için bu devirde de olsa; ? He, bu memeli türkü benim avrat için yakılmıştır ? diyebilecek babayiğit ? Geyikgiller? familyasından bile zor çıkar?

Bazı durumlarda babalar ve kocalar en sonra duyar derler, dolayısı ile gelinin kocası olayı, işin aslını öğrendiği an, bir başka türkünün notaları dökülmeye çoktan başlamıştır:

? Kaşların arasına dom dom kurşunu değdi?

Türkü: Ana ile kızın türküyle bozulan tezgahı?

Kızına yardım ve yataklık eden anne, cama taş atıldığını duyar ve pencereye çıkarak; ? Kızım evde yok? der, cama taş atan şahısa.

Kızın evde olmadığını öğrenen şahıs; yavuklusu, hovardası her neyi ise gidip köy kahvesine başlar nota nota, güfte güfte türkü çığırmaya..

? Bir taş attım pencereye tık dedi
Annesi çıktı, kızım evde yok dedi, vay vay?

Yahu, ne güzel analı kızlı, üçlü tezgahı kurmuşsunuz(!) o günlükte evde yoksa yok, bir gün sonra buluş, ne halt ettiğini detayları ile türkü yapmanın, köy oryasında bas bas bağırmanın alemi var mı? Eceli gelen köpek misali olan olur?

Kimin evinde genç kızı varsa pirelenmeye başlar, bir düşüncedir alır genç kız babalarını; ? Lan acep benim kızdan, avrattan mı bahsediyor? ?

En son da olsa gerçeği öğrenen/ duyan baba kapar tüfeği anasını da, kızını da bam bam bam? Aksi takdirde o yörede o civarda yaşama, kimseye selam verip alma şansı yoktur, olmaz; ama türküsü bam bam bam dan sonra düşer dillere:

?At bizim, avrat bizim, silah bizim şan bizim
Namus belasına gardaşşşşşşşşşşşşşşş?

iletişim araçlarının radyo olarak bile evlere girmediği o dönemlere ait başta töre cinayetleri olmak üzere sosyolojik, olayları en ince noktasına kadar bulabileceğimiz kaynak, türkülerimizdir?

Dinlediğiniz türkülere iyi kulak verin beğenmediğimiz televole programlarını mumla aratacak öyle olaylar var ki ? Dinleyin, kararı kendiniz verin?

Nostalji:

Yıllar sonra iki ünlü modacı karşı karşıya gelir? Eski günlerden, yıllardan söz eder birinci modacı?

Kısa bir sessizlikten sonra ikinci modacı derin bir iç çektikten sonra:

-Geyyyy gidi günler Gey!... ( İngilizce söylendiği gibi)

Bir fıkra ( Güncellenmiş)

Hoca göle maya çalıyorsun ama ya göl oruçluysa?
- Ya git manyak mısın nesin, göl hiç oruç tutar mı?
- Ya tutarsa?

Karamsar Manisi:

Hayır?da şer var mıdır,
Evet?de dert var mıdır,
Bizde kafa karışık
Ha/vet?e yer var mıdır?

Bir Edebiyat Emekçisi:

O, Çukurova?nın, sessiz çığlığı? Emekli bir edebiyat öğretmeni, Türkiye?nin neresinde olursa olsun popülizmden uzak şiir, edebiyat adına bir etkinlik varsa onu orda görmeniz mümkün? Kendisi ile Ürgüp?te tanıştım. Adı gibi Harika şiirleri var, kitapları var? Yüreğindeki Vatan-Millet, Din-İman sevgisinin/ sıcaklığının yanında Adana?nın kavurucu sıcağı çöl ayazı gibi kalır? Ve o yürek, Çukurova pamuğu kadar beyaz ve yumuşaktır.. Adı gibi Harika bir şirininden Ramazan ayı münasebetiyle birkaç dörtlük:

Arıyorum Allah?ım

Doğduğum gün başladı bendeki bu arayış,
Yaz mevsimi yaksa da, dondursa da kara kış,
Ahirden Ahiret?e süregelen bir akış,
Aşkla çağlayan selde arıyorum Allah'ım.
*
Bu dünyada insana yegâne gerçek yârsın,
Günahları affeder, sevapları sayarsın,
Kâinatı yarattın, her tarafta sen varsın,
Dağda, yamaçta, belde arıyorum Allah'ım.
*
Beraat gecesinde, günah sevap kefende,
Ölenin üstündeki helâl olan kefende,
Yer ile gökyüzünde, müspet bilimde, fende,
İzninle esen yelde arıyorum Allah'ım.

*
Harika'yım emelim; kavuşmak Rab'bim sana,
Aşkın kalbime düştü gezerim yana yana,
Himmetinden, affından bir damla düşse bana,
Adını kalpte, dilde arıyorum Allah'ım.

HARİKA UFUK / ADANA

Not: Mizah yapmak ciddi iştir, der ustalar? Ünlü mizah ustalarının affına sığınarak, bu konuda ya da yazarlık konusunda kimsenin hatta bazı yorumcuların eline bile su dökemem / dökmem?

Küpelik: Rahmetli dedeme göre ? su dökmek? küçük abdest demekti, sözümüz meclisten dışarı?

Yavuz Nufel - Haber 7