'İç organlarım parçalanıyormuş gibi öksürüyordum'
İstanbul'da yaşayan H.Ç, yakın zamanda 6 aylık hamile eşiyle yakalandığı koronavirüsü (Kovid-19) yendi.
İstanbul Üniversitesinde asistan olan 29 yaşındaki H.Ç, yaşadığı zorlu süreci AA muhabirine anlattı.
İlk belirtinin grip şeklinde olduğunu söyleyen H.Ç, hastalığının normal gripten daha ağır olduğunu ve çok uzun süre devam ettiğini belirtti.
Halsizlik, yorgunluk, iştahtan kesilme ve tat alma duyusuyla ilgili şikayetlerinin arttığını ifade eden H.Ç, sağlık ocağına gittiğini, aldığı grip ilaçlarının yan etki yaptığını anlattı. H.Ç, "İlaçları aldıkça baş dönmesi, aşırı terleme ve üşüme semptomları belirmeye başladı. İlaçları bıraktığım zaman yan etkiler azalmaya başladı. Baş ve karın ağrılarında azalmalar oldu." dedi.
Evde kendini karantinaya aldığını aktaran H.Ç, şöyle devam etti:
"Hastalık geçmiyordu. Öksürük artmaya başladı. Sanki iç organlarım parçalanıyormuş gibi öksürüyordum. Sonra özel bir hastaneye gittim. Doktor bana, 'Koronavirüse yakalandın.' deyince adeta şok oldum. Ne yapacağımı bilemedim. Sonra eşime de test yapıldı. Onun test sonucu da pozitif çıktı. Eşim hamile olduğu için hastaneye yatırmak istediler. Ertesi gün evde karantinada kalmak şartıyla taburcu edildik. İlaç tedavisinden sonraki 5'inci günde iyileşmeye başladım. Ancak, eşimin öksürüğü kesilmedi. Eşimin baş dönmesi ve baş ağrısı şikayetleri sürekli devam etti. Rahatsızlandığı zaman hastaneye gidiyorduk. Sürekli takipteydik. Ancak 28 gün sonra testlerimizin sonucu negatif çıktı."
Virüsün her yerde bulaşma potansiyeline sahip olduğunun altını çizen H.Ç, "Salgının başladığı süreçte dışarıya giderken, markete giderken mümkün olduğunca dikkat etmeye çalışıyordum. Yine de neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyorduk. Getirdiğim eşyaları balkona koyuyordum. Belli bir süre bekletiyordum. Büyük ihtimalle virüs bana marketten bulaştı. Çünkü o zaman başka bir yere gitmiyordum. Kendimi korumama ve çok dikkat etmeme rağmen virüs bana bulaştı." diye konuştu.
"Kendi sağlığını düşünmeyenler başkasının sağlığını düşünsünler"
Salgının halen ciddi olduğunu vurgulayan H.Ç, şunları kaydetti:
"Bazıları bünyelerinin çok sağlam olduğunu ve hastalığı kolay atlattığını düşünebilir. Kendi sağlığını düşünmeyenler en azından başkasının sağlığını düşünsünler. Kaldı ki bedenimiz bize emanet, bu bilinçte olmak lazım. Bizim yüzümüzden virüse maruz kalanlar olabilir, hayatını kaybedenler olabilir. 'Bu vebalin altında kalkabilir miyim?' diye kendimizi sorgulamak gerekir. İnanç bağlamından da baktığımız zaman, 'Bir insanı kasten öldüren bütün insanlığı öldürmüştür' ilkesinden hareket etsek burada üzerimize bir sorumluluk düşüyor. O anlamda başıboş ve vurdumduymaz tavırların sadece bizi ilgilendirmediğini, diğer insanları da ilgilendirdiğini sürekli göz önünde bulundurmak gerekir. Toplumda yaşlı insanlar, kronik hastalığı olan insanlar var. Bu hassasiyete sahip olmalıyız."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.