'İç Güvenlik Paketi konusunda geri adım yok'

'İç Güvenlik Paketi konusunda geri adım yok'
 Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "İç Güvenlik Paketi konusunda bir geri adım yok. Pazartesi günü komisyonda diğer çekilecek maddeler de görüşülecek....

 

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "İç Güvenlik Paketi konusunda bir geri adım yok. Pazartesi günü komisyonda diğer çekilecek maddeler de görüşülecek. Ama bu hayati bir konudur" dedi.

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Çözüm Süreci'ne ilişkin, "Burada başkalarını dinlemeyin, kimin ne dediğinin önemi yok. Bizi dinleyin, Hükümet ne diyor. Spekülasyonlara iltifat etmeyin. Yok öyle oldu, böyle oldu. Herkes bir şey uyduruyor. Bakın, milletten hiçbir şey kaçırılamaz" dedi.

Akdoğan, ANFA'da düzenlenen, AK Parti Ankara İl Teşkilatı Mahalle Başkanları Toplantısı'nda, İç Güvenlik Paketi konusuna değinerek, "İç Güvenlik Paketi konusunda şunu da söyleyim, burada bir geri adım yok. Komisyona geri çekildi, pazartesi günü komisyonda diğer çekilecek maddeler de görüşülecek. Ama bu hayati bir konudur" değerlendirmesinde bulundu.

Bütün partilerin ittifak halinde 'istemezuk' dediklerini belirten Akdoğan, ''Bunun neresine karşısınız, molotofa mı karşısınız, molotof yasaklanmasın mı jandarma paketine mi karşısınız?'' ifadesini kullandı.

Jandarma düzenlemesinin son dönemlerin en büyük sivilleşme hamlesi olduğunu vurgulayan Akdoğan, bunun darbeler dönemini kapatacak ve vesayet odaklarının nüfusuna son verecek bir adım olduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, ''Bu kadar önemli bir düzenlemedir. Emniyet'in yeniden yapılandırılması, hayati bir düzenlemedir. Onun dışında dedik ki ... 'Somut neye karşısınız arkadaş? Önerinizi getirin değerlendirelim.' Ama somut bir şey de söyleyemiyorlar. 'Sadece karşıyız...' Bu tarihi bir adımdır, düzenlemedir ve inşallah gerçekleşecektir. Burada iyi niyetli olarak söyleyecek sözleri varsa onu da grup başkanvekillerimize söylerler'' diye konuştu.

Akdoğan, 28 Şubat sürecinde uygun adım demokrasi anlayışını savunanların, şimdi de tıpış tıpış demokrasi anlayışını savunduklarını söyledi. Bu kişilerin anlayamadıkları bir durumun olduğunu belirten Akdoğan, AK Parti'nin Türkiye'nin sigortası, birlik ve bütünlüğünün güvencesi olduğunu dile getirdi.

AK Parti'nin bugün denklemden alındığında, Türkiye'nin bütünlüğünü sağlayacak başka bir siyasi hareketin olmadığına dikkati çeken Akdoğan, "Bütün şehirlerde, ilçelerde var olan, herkese söyleyecek sözü olan, herkesle duygusal bağ kurabilen, herkesin umudu haline gelebilen başka bir siyasi hareket yok. Sizin omuzlarınızda çok büyük bir sorumluluk, yükümlülük var. Türkiye'nin bekası, birlik ve beraberliği için bu siyasi hareket çok güçlü olmak durumunda. Kardeşliğini hep pekiştirmek durumunda" şeklinde konuştu.

'Çözüm Süreci'nde de kritik bir aşamaya geldik'

"Önümüzde bahar var, inşallah baharda çiçekler açar dedik" ifadesini kullanan Akdoğan, şöyle konuştu:

"Çözüm Süreci'nde de kritik bir aşamaya geldik. Bu sorun, Türkiye'nin ayak bağı olan, sıçrama yapmasını engelleyen, ayağında pranga olan bir sorundur. Türkiye için bir beka sorunu üretmiştir. Toplumda çatırdamalara sebep olan bir sorundur. 44 bin insan hayatını kaybetmiştir. Yüz milyarlarca dolar serveti heba olmuştur. Toplumsal birtakım sıkıntılar üretmiştir. Bütün bunları çözmek için cesur ve kararlı bir şekilde Türkiye'nin geleceği, bütünlüğü için bu Çözüm Süreci'ni başlattık. 170 milyar liraya yakın yatırım yaptık.

İşte en son Sayın Başbakanımız açıkladı: Yeni GAP Projesi, 27 milyar. Buna ben 'Barış Projesi' diyorum. Bölgeyi tamamen ayağa kaldıracak, kalkındıracak bir proje. Onun dışında ne yapmak gerekiyorsa çok boyutlu, samimi, iyi niyetli olarak, cesaret ve kararlılıkla çalışıyoruz, gayret gösteriyoruz. Burada başkalarını dinlemeyin, kimin ne dediğinin önemi yok. Bizi dinleyin, Hükümet ne diyor. Spekülasyonlara iltifat etmeyin. Yok öyle oldu, böyle oldu. Herkes bir şey uyduruyor. Bakın, milletten hiçbir şey kaçırılamaz."

'Bu ayak bağından kurtulmak durumundayız'

AK Parti'nin rotasını milletin çizdiğini belirten Akdoğan, "Millet ne derse biz onu yaparız. Zaten köklü değişiklikler yapılacaksa nerede yapılacak? Burası padişahlık mı? Meclis'te yapılacak. Meclis'te bir şey kaçırılabilir mi? Ya Anayasal ya yasal değişiklik yapacaksın, bunun yeri de Meclis'tir. Ne halktan bir şey kaçırılabilir, ne de Meclis'ten bir şey kaçırılabilir. Bu yüzden herkes müsterih olmalıdır. Biz zaten milletin rıza göstermeyeceği hiçbir adım atmayız. Dediğim gibi Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü için bekası için milletimizin geleceği için bu ayak bağından kurtulmak durumundayız. Bu sorunları çözmek durumundayız. Bunu da yapacağız" değerlendirmesinde bulundu.

Akdoğan, muhalefetin eleştirdiğini ve çok rahatsız olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

"Sürekli sorun devam etsin, şehitler gelmeye devam etsin. Bu bir kandırmacadır. Bunların önerdiği, 'her yıl 300-500 asker ölsün, şu kadar milyar doları silahlara yatıralım, toplumda herkes kem gözle birbirine bakmaya başlasın. Böyle idare edip gidelim.' Biz bu sahtekarlıkla yaşayamayız. Millete bedel ödettiremeyiz, milletin çocuklarını kurban edemeyiz. Bu millet için vatan için bayrak için her birimiz bu yolda kendimizi feda etmeye hazırız. Ama başkasının çocukları üzerinden böyle yanlış politikaların savunuculuğunu yapmayız. Bu yüzden onlar bunu istiyor olabilir, biz yaşatmaktan yanayız.

Bizim sloganımız: İnsanı yaşat ki devlet yasasın. Sen insanını yaşatmazsan, değer vermezsen, hor görürsen, dışlarsan kimileri yok sayarsan o zaman o insan, devletine farklı gözle bakmaya başlar. Devlet-millet kaynaşmasını sağlayan parti AK Parti'dir. Bugün bölgede, eskiden 'devlet' denilince ne anlaşılıyordu, şimdi ne anlaşılıyor. Eskiden ne kadar olumsuzluk varsa hepsi uçup gitti. Artık yatırım yapan, hizmet eden devlet, baskı yapan zulüm eden örgüt. Kucaklayan, tanıyan devlet ama her türlü yıkıp yakan örgüt. Vatandaş bunu artık görüyor. Mensubiyet bağını, aidiyet bağını daha da güçlendirmek durumundayız."

'Bu sorunu çözüme kavuşturmak istiyoruz'

Kandan, terörden nemalananların, çatışmadan beslenenlerin kendilerinin attığı adımlardan rahatsız olabileceklerine işaret eden Akdoğan, "Ama biz, milletimizin hayır duasıyla milletimizin rıza göstereceği yolda emin adımlarla yürümekte kararlıyız. İnşallah bu sorunu da nihai bir şekilde çözüme kavuşturmak istiyoruz" dedi.

Akdoğan, 7 Haziran seçimlerinin bu yüzden çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Çözüm Süreci'nin devamı için, nihai sonuca ulaşmamız için, yeni Anayasa'nın yapılabilmesi için, güven ve istikrarın sürebilmesi için, fakirin fukaranın, mazlumların umudu olan bütün sosyal politikaları, yardımları yapan bu iktidarın daha güçlenerek sandıktan çıkması için sizin omuzlarınızda büyük bir yük var" ifadesini kullandı.

Mahalle başkanlığı, yönetim kurulu, sandık müşahitlerine kadar asıl zaferi kazandıran, başarıyı getirenlerin bu kadro olduğunu belirten Akdoğan, şöyle devam etti:

"O mahallede insanlar AK Parti deyince önce sizi görüyorlar. Sizin temsil kabiliyetiniz, niteliğiniz de var. Sadece propaganda memuru değilsiniz, gidip yapılanları anlatmak değil. Siz AK Parti'yi o mahallelerde, caddelerde, sokaklarda temsil ediyorsunuz. Temsil ederken sakın unutmayın o Gazze'deki bebeleri unutmayın. Balkanlar'dan Kafkaslar'a kadar Afrika'nın derinliklerine kadar o masum, mağdur insanların dualarının sizlerin yanında olduğunu unutmayın.

Biz, siyaseti makam, mevki, maddiyat için yapmıyoruz, Allah rızası için yapıyoruz, insanı yüceltmek için, millete hizmet etmek için yapıyoruz. Bu yolda yürüyen, emek sarf eden gayret gösteren bütün arkadaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum. İnşallah 7 Haziran seçimlerinde yüzde 50'yi Ankara olarak devireceğiz, gümbür gümbür sandıklardan çıkacağız. Biliyorsunuz seçim sandıkta kazanılır. Hep beraber inşallah neticeye ulaşacağız."

Toplantıya AK Parti'nin Ankara milletvekilleri, AK Parti Ankara İl Başkanı Nedim Yamalı ile partililer de katıldı.

Akdoğan, partinin her seçimde daha yüksek oy almasında, mahalle başkanlarının önemli rolü bulunduğunu belirterek, katılımcılara teşekkürlerini iletti. 

Mahalli temsilcilerin, AK Parti'nin bel kemiğini, omurgasını oluşturduğunu vurgulayan Akdoğan, "Elde edilen siyasi başarıda, arazide, bu başarının sahibi kimdir diye baktığımızda, asıl organizasyon sizlerin emekleri üzerine kurulu'' diye konuştu.

Seçimin medya ile değil insan ile kazanıldığına işaret eden Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yüz yüze, göz göze çalışma yapan, insanların yüreğine dokunan, elini tutan aranızdaki o kişi seçimi kazanan kişidir, işte o siz oluyorsunuz. Bir söz vardır, 'Savaşı piyade kazanır' diye. Savaşı niye piyade kazanıyor biliyor musunuz? Çünkü ayağı yere basan birisi gidecek, bayrağı bir yere dikecek. İşte o bayrağı diken kişi piyadedir. Savaşı onun için 'Piyade kazanır' derler.''

Akdoğan, 7 Haziran seçimlerinde yine bir başarı yakalamak istediklerini, yüzde 50'yi devirmeleri gerektiğini belirterek, başarıya doymadıklarını aksine başarının kendilerini daha da kamçıladığını vurguladı.

AK Parti teşkilatının, gücünü, iddiasını birlik ve bütünlüğünden aldığına dikkati çeken Akdoğan, "Sizlerin uyumu, huzuru, birlikteliği, gayreti, kardeşliği, çabası başarıyı ortaya çıkarıyor. Eğer zincirin bir halkası zayıflarsa veya koparsa bütün o zincir darmadağan olur. Bu yüzden nasıl bir misyon yüklendiğinizi kesinlikle unutmamanız gerekiyor'' ifadesini kullandı. 

''AK Parti'nin hamurunu millet karmıştır''

Milletin partisi olmasının, AK Parti'yi diğer partilerden ayırdığını dile getiren Akdoğan, "AK Parti, devletin partisi, medyanın partisi, sermayenin partisi, seçkinlerin partisi değildir. Doğrudan AK Parti'yi millet kurmuştur, hamurunu millet karmıştır. AK Parti'nin rotasını bu yüzden ancak millet çizer. Başka hiç kimseden AK Parti icazet almaz, sadece icazeti milletten alır, hesabı da millete verir'' diye konuştu.

Siyaset ve toplum mühendisliği yapmadıklarını, topluma şekil vermeye çalışmadıklarını vurgulayan Akdoğan, topulumun kendilerine şekil, milletin kendilerine yön verdiğini söyledi. Akdoğan, ''Bunu ayırt etmek gerekiyor. İşte o seçkinci partiler, kendisi devlet partisi gören partiler, siyaset mühendisliği yaparlar, milleti hor görürler, beğenmezler. 'Bidon kafalı' derler, 'Göbeğini kaşıyan adam' derler. Masa başından ona şekil vermeye çalışırlar. Millet ise bizim rotamızı çizer, arada böyle bir fark var. İşte bu yüzden onlar halktan kopuklar'' dedi.

"Sen zihninde ülkeyi bölmüşsün"

Siyasette halkla bir arada olmanın önemine işaret eden Akdoğan, sözlerini  şöyle sürdürdü:

''Onlar köyden koptular, mahallelerden koptular, halktan koptular, vatandaştan koptular. Şehirleri terk ettiler. Biz mahalle mahalle, sokak sokak geziyoruz. Kimin nereden sorumlu olduğu belli. Onların gitmedikleri bırakın sokakları, caddeleri, mahalleleri, şehirler var. Parti binaları yok, il binaları, ilçe binaları yok. Peki o zaman, nasıl bu ülkenin birlik ve bütünlüğü korunacak, sağlanacak? Bir taraftan bizi eleştirecekler. Ne bölücülüğümüz kalıyor, ne hainliğimiz. Peki oraya gidip, siyaset yapan, Türk bayrağını, AK Parti bayrağını dalgalandıran sen misin, ben miyim? Şırnak'ta, Hakkari'de kim siyaset yapıyor? Sen zihninde ülkeyi bölmüşsün, oralarda yoksun. Varlık gösteremiyorsun.''

AK Parti'nin büyük kadrosunun mahallelelere, sokaklara ve caddelere kadar indiğini, kapı kapı dolaştığını, milletin elini tuttuğunu, yüreğine dokunduğunu ifade eden Akdoğan, bunun önemsenmesi gerektiğini söyledi.

''7 Haziran seçimleri önemli bir kilometre taşıdır''

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, 7 Haziran seçimlerinin Türkiye'nin istiklalini ve istikbalini belirleyecek önemde olduğunu belirterek, ''Eski Türkiye'ye mi döneceğiz, yeni Türkiye'yi mi kuracağız, inşa edeceğiz. İşte bu yüzden yeni Türkiye'nin inşaasında 7 Haziran seçimleri önemli bir kilometre taşıdır. AK Parti bugün Türkiye'nin gururudur, milletin umududur'' dedi.

AK Parti varsa güvenin, istikrarın, hizmetin, yatırımın olduğunu belirten Akdoğan, şunları ifade etti:

''Şimdi birileri diyor ki, 'Şu parti barajı geçmezse şöyle olur, şu geçerse böyle olur.' Hiçbirinin önemi yok arkadaşlar. Eğer AK Parti güçlü bir şekilde varsa Çözüm Süreci var. AK Parti güçlü bir şekilde varsa yeni anayasa yapılabilir. AK Parti yoksa, güçlü değilse bunların hiçbiri olmaz. 2005'te biz bu süreci başlattığımızda Meclis'te o partilerin hiçbiri yoktu. Bu sürecin sahibi biziz. Biz güçlü olursak, dimdik ayakta olursak o zaman bu süreç başarıya ulaşır, o zaman yeni anayasa yapılabilir. Bu yüzden kimin ne olduğunun önemi yok, bizim ne kadar güçlü olduğumuzun önemi var.''

"Bu bizi aşmış bir davadır''

AK Parti'nin sadece Türkiye'nin, milletin değil dünya mazlumlarının da umudu olduğunu belirten Akdoğan, ''Bosna'da, Gazze'de, Pakistan'da, Afrika'nın köşelerinde insanlar Türkiye için dua ediyorlarsa, Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu için dua ediyorlarsa, AK Parti'nin geleceği acaba ne olacak seçimlerde diye dua ediyorlarsa, merak ediyorlarsa bu bizi aşmış bir davadır'' diye konuştu.

Nerede kimin başı sıkışsa ilk yardım elini Türkiye'nin, AK Parti'nin uzattığına dikkati çeken Akdoğan, ''Mısır'da darbe oldu, darbe yapana 'darbeci' diyemediler. Suriye'de yüzbinlerce insan katledildi bu çağda, bu modern çağda, ama oradaki zalime 'zalim' diyemediler. İsrail bir sürü insanı katletti, katile 'katil' diyemediler. Bölgede zalime zalim, katile katil, darbeciye darbeci diyebilen tek ülke Türkiye. Bölgenin güven ve istikrar abidesi Türkiye'' dedi.

Suriye'den kaçan insanlara Türkiye'nin kucağını açtığını söyleyen Akdoğan, ''Birileri dedi ki 'Milletin parasını niye harcıyorsunuz?' Bu milletin parasi değil mazlumun, mağdurun hakkıdır. Hepimizin cebindeki paradan mazlumun, mağdurun hakkı vardır. Biz bu yardımı yapmazsak insanlığımızı kaybederiz, kendimizden utanırız. Bizim petrol kuyularımız yok ama ama vicdanımız var. Bu bir insanlık sınavıdır. Bütün dünya bu sınavdan kalsa da biz Türkiye olarak bu insanlık testinden geçmek durumundayız'' diye konuştu.

"Millet, 1950'den beri CHP'ye direniyor"

Akdoğan, bir yandan da Türkiye'yi de ayağa kaldırdıklarını, görülmedik hizmetler yaptıklarını, Ankara'nın lokomotif olduğu savunma sanayisinde önemli atılımlar yaptıklarını bildirdi.

En cumhuriyetçi, en milliyetçi partinin AK Parti olduğunu söyleyen Akdoğan, şunları kaydetti:

''Birileri de biz bunları yaparken 'Demokrasi sandık değildir' diyorlar. Bu söz nedir biliyor musunuz? Yumurtasız omlet yapmak gibi bir şey. Sandık yoksa demokrasi yoktur. Demokrasinin en önemli parçası milletin oyudur, sandıktır, sen bunu küçümsediğin zaman geriye demokrasi kalmaz. Demokrasinin temeli milletin oyu ve sandıktır. 'Demokrasi sandık değildir' diyen, çareyi millette değil o zaman başka yerde aramaya başlar. Ya Pensilvanya'da arar ya montajda, şantajda, kumpasta arar, Meclis'te değil, sokakta arar, oy pusulasında değil, molotofta arar. İşte anamuhalefet lideri de bu İç Güvenlik Paketi görüşmelerinde hatırlarsanız 'Halkın direnme hakkı doğar' diyor. Milleti sokağa çağırıyor. Milletin direnme hakkı var, 1950'den beri bu millet direniyor. Niye direniyor, CHP'ye direniyor, iktidar olmasın diye, kendi iradesine direniyor.''

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.