İ.Halil Sipahi: 'Kurban ve Bayram..'

İ.Halil Sipahi: 'Kurban ve Bayram..'
Kurban bayramı iki kutsi görevi bir arada yaşadığımız çok önemli bir gündür.

Hem Kurban’ın kutsiyetini, hem de Bayram sevincini bir arada yaşadığımız gündür.

Kurban;

Kurban” yaklaşmak yakınlaşmaktır. Allah’a kulluk, itaat, şükretmek, yaklaşmak ve yakınlaşmaktır.

Bütün ehli-kitap dinlerde insanlığın babası olarak kabul edilen Hz. İbrahim ile oğlu Hz. İsmail arasında yaşanan “KURBAN” vakası ile Hz. İbrahim’in sünneti olarak tatbik edilmiş. Kur-anı Kerim’in Kevser suresinin nazil oluşu ile "Muhakkak ki Biz, sana Kevser'i verdik. O halde Rabbin için namaz kıl ve “KURBAN” kes."(Kevser:1,2) emri ile Müslümanlar için “KURBAN” kesmek farz olmuştur.

Bayram”  Litaratürde yılın belirli günlerinde geleneksel olarak kutlanan geleneksel ve toplumsal seviç etkinliği olarak tanımlanır.

İslam’da Bayram;

Bayram, Cenâb-ı Hakkʼa takdim edilen hâlisâne kulluğun tebrîkidir.

Bayram, Eş-dost ve akrabayı, hastaları, garipleri, kimsesizleri, mazlumları ziyaret edip hâl-hatır sorma, gönül alma, kırgınlık ve dargınlıkları ortadan kaldırma, hüznü sevince döndürme  velhâsıl beşeri ilişkileri güçlendirme ve kenetlenme kaynaşma günleridir.. “Müminler ancak kardeştir. Öyle ise, kardeşlerin arasını düzeltin.” Hucurat:10 ilahi emrinin hayata geçirilmesine en büyük fırsat günleridir.

Bayram, yanık yüreklere Cennet serinliği veren ilâhî bir ziyafettir.

Bayram, ferdî ibadetlere ilâveten yapılacak infak, fedakârlık ve hizmetlerle yaşanacak olan ictimâî ibadet günleridir. Bayram, Her şeyden herkesten uzaklaşarak  tatil, dinlence ve eğlence gibi istirahat ve zevk-i sefa  günleri değildir.

Son yıllarda  özellikle Kurban bayramı idareciler tarafından  önünde ve ardındaki hafta tatilleri ile birleştirilmek sureti ile 8-9 günlük uzun bir tatil sürecine döndürülüyor. Bu tatil sürecini fırsata çevirmek isteyenler. Kurban’ın kutsiyeti, bayramın güzideliğini bir kenara bırakarak bayram tatilini bir eğlence ve dinlenceye çevirmek suretiyle bayram vasıtasıyla bir araya gelinebilen aile-akraba ilişkilerinin  pekiştirilmesinden varsa kırgınlık ve dargınlıkların düzeltilmesinden mahrum kalıyorlar.

Peygamber efendimiz (sas),  “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız” buymaktadır. En azından Yunus gibi “Yaradılanı yaradandan ötürü sevmek", Kurban ile Allah’a yaklaşıp, yakınlaşırken “Bayram” ile kardeşlerimizle, akraba, dost ve arkadaşlarımızla kucaklaşmalıyız.

yazının devamı..

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.