Hüznün şairi: Ümit Yaşar Oğuzcan

Hüznün şairi: Ümit Yaşar Oğuzcan
Türk edebiyatının önemli isimlerinden "hüznün şairi" Oğuzcan, vefatının 34'üncü yılında anılıyor.

Hüznün şairi: Ümit Yaşar Oğuzcan

Türk edebiyatının önemli isimlerinden "hüznün şairi" Oğuzcan, vefatının 34'üncü yılında anılıyor.

İSTANBUL - Aişe Hümeyra Bulovalı

Türk edebiyatının önemli şairlerinden Ümit Yaşar Oğuzcan, vefatının 34'üncü yılında anılıyor.

Mersin'in Tarsus ilçesinde 22 Ağustos 1926'da doğan Oğuzcan, henüz çocukluk yıllarında annesinin ve babasının Faruk Nafiz Çamlıbel'e olan hayranlığı sebebiyle şiire merak duydu.

Babasının memur olması sebebiyle çocukluğunu farklı şehirlerde geçiren Oğuzcan, Eskişehir İnkılap İlkokulu'ndan 1937'de, Konya Askeri Ortaokulu'ndan 1940'da mezun oldu.

Eskişehir Ticaret Lisesi'ni 1946 tarihinde bitiren Oğuzcan, daha sonra çalışma hayatına atıldı. İlk olarak Osmanlı Bankası'na, sonra da Türkiye İş Bankası'na giren Oğuzcan, Adana, Ankara ve İstanbul gibi şehirlerde 1948 ve 1960 yılları arasında memur olarak görev yaptı.

Kısa bir süre Yapı Kredi'de de çalışan Oğuzcan, İstanbul Akbank Genel Müdürlüğü'nde oradan da Türkiye İş Bankası Yayınları Müşavirliği'nde görev yaptı. 30 yıl memur olarak hayatını sürdüren Ümit Yaşar Oğuzcan, Türkiye İş Bankası Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı olduğu sırada 1977 yılında kendi isteğiyle emekli oldu.

Eserleriyle müzik dünyasına da ilham kaynağı olan usta şair, geçirdiği kalp krizi sonucu 4 Kasım 1984'te vefat etti. Şairin cenazesi Teşvikiye Camisinden kaldırılarak, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

50 kitaba imza attı

Oğuzcan, ilk eserlerini lise döneminde 1940'da "Yedigün" dergisinde okuyucuyla buluşturdu. Aynı zamanda şiirleri, aralarında "İstanbul" "Büyük Doğu", "Varlık", "Yücel", "Türk'e Doğru", "Hisar", "Çığır" ve "Toprak"ın bulunduğu birçok dergide yayımlandı. 

Kaleme aldığı ilk kitabı "İnsanoğlu"nu 1947'de çıkaran Oğuzcan, 1975 yılına kadar 33 şiir, 4 düz yazı, 13 antoloji ve biyografik olmak üzere sanat hayatı boyunca 50 kitaba ve birçok şiir plağına, şarkı sözleri ile yergilere imza attı.

Usta şair, memurluğu sırasında 1960'da kendi adını taşıyan bir yayınevi de kurdu, 1965'de "Yergi-Dergi" adlı hiciv ve mizah türünde 3 sayılık bir dergi çıkardı. Mizah dergileri yanında gazetelerde güncel durumları eleştiren şiirler de yazan Oğuzcan, ayrıca 1979'de eşi Ulufer Oğuzcan'la İstanbul'da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi kurdu.

Şair, halk ozanı Aşık Veysel'in eserlerini de bir araya getirerek "Dostlar Beni Hatırlasın" başlıklı kitabı okuyucuların beğenisine sundu.

Yaşadığı trajedileri şiirlerine yansıttı

Şiirlerinde genel olarak Faruk Nafiz Çamlıbel'in etkisinde olan Ümit Yaşar Oğuzcan, yoğun olarak aşk, ayrılık ve özlem temalarını ele aldı. Şiirleri farklı dillere de çevrilen şair, eserlerinde sade, akıcı ve tok bir dil kullanmayı tercih etti.

Hayatı boyunca yaşadığı birçok trajediyi şiirlerine de yansıtan usta şair, büyük oğlunun vefatından sonra ölüm ve acı teması üzerine şiirler yazdı.

Şiir serüvenini 5 döneme ayıran şair, 1941-1954 yıllarını "Uyanış", 1954 ile 1960 arasını "Arayış", 1960-1964 tarihlerini "Çalkalanış", 1964-1970 dönemini "Kaynayış", 1970 ve 1982 yılları arasını ise "Duruluş" olarak tanımladı.

Eserlerinden bazıları şöyle:

Aşkımızın Son Çarşambası (1955), Sevenler Ölmez (1962), Ben Seni Sevdim mi (1968), Halktan Yana (1969), Rubailer (1972), En Eski Yalnızlığımdın Sen Benim (1978), Sahibini Arayan Mektuplar (1961), İki Kişiye Bir Dünya (1957)

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.