Hürmüz'de danışıklı restleşme..

Hürmüz'de danışıklı restleşme..
 ABD ile İran arasında Hürmüz Boğazı'nda artan gerginlik, endişeye neden oldu. İran, dünya petrolünün yüzde 17'sinin geçtiği boğazı kapatmakla...


 

ABD ile İran arasında Hürmüz Boğazı'nda artan gerginlik, endişeye neden oldu. İran, dünya petrolünün yüzde 17'sinin geçtiği boğazı kapatmakla tehdit ederken, ABD bölgeye bir uçak gemisi gönderdi. Gözlemciler, iki ülkenin kontrollü bir şekilde yükselttiği tansiyonu iç politikayla ilişkilendiriyor. 2012 ilkbaharında İran'da, sonbaharında ise ABD'de seçim yapılacak.

Dünyanın en büyük petrol yollarından birini kontrol eden Hürmüz boğazı, uzun bir aradan sonra ABD ve İran arasında yeni bir restleşmeye sahne oluyor. İran'ın geçtiğimiz hafta Boğaz çevresinde başlattığı deniz tatbikatına, ABD'nin de 5. Filo'ya bağlı bazı gemileri boğazdan geçirmesi ile gerginlik zirve noktasına ulaştı. Gerginliği daha da tırmandıran Tahran, uzun menzilli füze denemesi yapacağını da duyurdu. Ancak askerî açıdan Tahran'ın Washington ile boy ölçüşmesi mümkün değilken İranlı yetkililerin Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidinde bulunması, bölgeyi şemsiyesi altına alan ABD'nin de bu sözlere aynı sertlikle cevap vermesi kafalarda pek çok soru işaretinin oluşmasına sebep oluyor.

Körfez, ABD'nin en büyük silah pazarı

Bahreyn'de bulunan Amerikan 5. Filosu'nun kontrol ettiği Basra Körfezi, ABD silah sanayii için en büyük müşterilerin bulunduğu bölge. Silah satabilmek için gerginliğe ihtiyacı olan ABD, bunun için de İran ile sürekli bir kontrollü gerginlik politikası izliyor. Daha önce ABD Kongresi'nden geçen Suudi Arabistan'a 60 milyar dolarlık silah satılmasını öngören anlaşmanın ilk partisinin yürürlüğe konulacağı, İran'la yaşanan son gerginliğin tam ortasında dünyaya duyuruldu. Suudi Arabistan'ın yanı sıra diğer küçük Körfez ülkeleri için de ABD'nin askerî şemsiyesi altında bulunmak, bölgenin üstün gücü İran'a karşı büyük bir caydırıcılık oluşturuyor. Körfez'de yer alan Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Bahreyn ve Umman'da da askerî ve deniz üsleri bulunan ABD, bu ülkelerin silah ihtiyacının da önemli bir kısmını karşılıyor.

2008 yılı sonunda da günümüzdekine benzer bir şekilde ABD ile Hürmüz Boğazı'nda restleşen Tahran yönetimi, iç kamuoyundaki gelişmeleri perdelemiş ve bu şekilde 2009 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de istediği şekilde sonuçlanmasını sağlamıştı. Son gerginliğin mart ayında yapılması beklenen parlamento seçimlerinden hemen önce yaşanması da akıllara benzer senaryoları getiriyor. ABD ile yaşanan gerginlikte hiçbir risk görmeyen Tahran, bu şekilde hem yükselen petrol fiyatlarından büyük kârlar ediyor hem de ülkedeki demokratik sürecin olgunlaşmasına engel oluyor. Bölgede tansiyon yükseldikçe komşularının hızla silahlandığının farkında olan İran'ın buna rağmen ABD ile restleşmesi, Tahran'ın dışarıdan çok iç kamuoyuna yönelik hesaplar peşinde olduğu yorumlarını akla getiriyor.

Son yaşanan gerginliğin perde arkasında İran'ın muhtemel yaptırımlara karşı Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidinde bulunacağını açıklamasıyla geldi. Geçtiğimiz kasım ayında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun hazırladığı rapora göre İran'ın nükleer programını geliştirdiği, hatta bu programı silahlara uyarlayabilme aşamasına geldiği de öne sürülmüştü. Rapor üzerine ABD ve Avrupa Birliği, Tahran'a daha sert yaptırımların uygulanması yönünde kararlar almıştı.

Basra Körfezi'nin Hint Okyanusu'na açıldığı noktada bulunan Hürmüz Boğazı'ndan günlük ortalama 15,5 milyon varil petrol taşınıyor. Bu miktar dünya petrol tüketiminin yüzde 17'si, deniz sevkiyatının da yüzde 40'ını oluşturuyor. Özellikle Çin, ihtiyacının yarısından çoğunu bu bölgeden tedarik ediyor ve İran petrolünün de en büyük müşterisi.

Neredeyse İran'ın dört bir yanını kuşatan ABD'nin Tahran'a karşı kıyas kabul edilemez bir üstünlüğü bulunuyor. Körfez'deki 5. Filo'da yer alan 15 bin personel ve uçak gemisinin yanı sıra ABD'nin çok sayıda savaş uçağı, helikopteri, savaş gemisi, denizaltısı ve akıllı füzeleri bulunuyor. ABD'nin bölgedeki asıl vurucu gücünü Hint Okyanusu'nda bulunan İngilizlere ait Diego Garcia deniz üssü oluşturuyor. ABD'nin aynı şekilde Türkiye'deki İncirlik ve Afganistan'daki üsleri yardımıyla da İran'ın her noktasını vurabilme gücü var. Her ne kadar son yıllarda özellikle de füze teknolojisi üzerinde çalışsa da İran'ın ABD'ye karşı koyma kabiliyeti çok sınırlı. Muhtemel bir çatışma durumunda ABD'ye karşı koyacak İran donanmasının gücü ise yaklaşık 18 bin asker, 11 denizaltı, 3 firkateyn ve 30 helikopterden oluşuyor. Zaman

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.