'Huawei'nin ulusal güvenliği tehdit ettiğine dair delil yok'
'Huawei'nin ulusal güvenliği tehdit ettiğine dair delil yok'
Çin'in Ankara Büyükelçisi Deng Li, "Şu an Huawei’nin başka ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit ettiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Huawei gibi Çinli özel şirkete baskı yapmak hem adaletsiz hem de ahlak dışıdır." dedi.
Çin'in Ankara Büyükelçisi Deng Li, "Şu an Huawei’nin başka ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit ettiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Hiçbir gerçek dayanağı olmadan, durup dururken uydurma bir gerekçe ile, devletin tüm imkanlarıyla Huawei gibi Çinli özel şirkete baskı yapmak hem adaletsiz hem de ahlak dışıdır." dedi.
Deng, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nin eşitsiz bir temelde ticaret müzakeresi yapmak istemesini Çin tarafının kesinlikle kabul etmeyeceğini belirterek, Çin'in, müzakere ve diyaloğa kapılarının her zaman açık olduğunu söyledi.
Deng, şöyle devam etti:
"Dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin arasındaki ticari ilişkiler, hem iki ülke hem de bütün dünya ekonomisinin gelişimi için büyük önem taşımaktadır. Bugüne kadar Çin tarafının yaptıkları sadece ABD'nin haksız eylemlerine karşı kendi haklarını korumaya yönelik değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin kurallarını ve serbest ticaret mekanizmasını da korumak içindir. Yeni yayımlanan Shanghai İşbirliği Örgütü Dışişleri Bakanları Toplantısı Basın Bildirgesi de her türlü tek taraflılığa ve ticaret korumacılığına net bir şekilde karşı çıkmıştır. Umarız ki ABD tarafı, Çin tarafıyla aynı istikamette yürüyerek karşılıklı saygı temelinde, karşılıklı yararlar getirecek bir anlaşmaya varacaktır. Bu, hem Çin ve ABD için faydalı hem de uluslararası toplumun ortak beklentisidir."
"Çin kesinlikle bunun üstesinden gelebilir"
Deng Li, ABD'nin ticaret politikalarının Çin ekonomisini sadece belli bir oranda etkileyeceği öngörüsünde bulunarak, "Çin, kesinlikle bunun üstesinden gelebilir. Ticaret anlaşmazlığının ortaya çıktığı bir yıldan fazla süre içerisinde Çin ekonomisi, istikrarlı bir şekilde büyüyor ve kazanılan olumlu ivmeyi sürdürüyor. Dışarıdan gelen her türlü risk ve saldırıdan korunacak güvenimiz ve yeteneğimiz var. Bu yılın ilk çeyreğinde Çin’in GSYH'si geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,4 arttı, büyüme hızı beklentinin üstünde gerçekleşti. Çin’in ticari ortakları artık dünyanın her yerinde bulunuyor. Çin, Türkiye dahil farklı ülkelerle ticari ilişkileri güçlendirerek ortak kazanç gerçekleştirmek istiyor." ifadelerini kullandı.
Teknolojinin ticaret savaşlarındaki rolüne değinen Deng, tüm ülkelerin olduğu gibi Çin'in de kendi teknolojisini geliştirme hakkı olduğunu ve bu hakkını kararlılıkla korumaya devam edeceğini söyledi.
Deng, "Huawei, ajanlık faaliyeti yaptığı için mi yasaklandı?" sorusu üzerine, "Şu an Huawei’nin başka ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit ettiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Hiçbir gerçek dayanağı olmadan, durup dururken uydurma bir gerekçe ile, devletin tüm imkanlarıyla Huawei gibi Çinli özel şirkete baskı yapmak hem adaletsiz hem de ahlak dışıdır." dedi.
"Bu tür zulüm ve baskıların ilk ve son mağduru Huawei ve Çin değil"
Çin'in Ankara Büyükelçisi Deng, Çin hükümetinin Çinli şirketlerin farklı ülkelerde adil ve eşit muamele görmesini garanti altına almak amacıyla gerekli tüm önlemleri aldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"ABD'nin Huawei'ye yönelik olarak aldığı tedbirlerle ve bu tedbirlerin arkasındaki siyasi amaçlarla istenilen sonuçlar elde edilemeyecek. Çin hükümeti, Çinli şirketlerin yenilik yapmaya devam etmelerini, Ar-Ge yatırımlarını artırmalarını, kendi işlerine odaklanmalarını ve risk yönetim kabiliyetlerini güçlendirmelerini teşvik etmektedir. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nün verilerine göre, 2018 yılında Huawei'nin yaptığı patent başvurusu sayısı dünyanın tüm şirketleri arasında birinci sıradadır. Huawei, Ar-Ge, tedarik zinciri yönetimi, iş sürekliliği gibi konularda ciddi yatırım ve yeterli hazırlıkları yaptığını, böylelikle beklenmeyen durumlarda şirketin işleyişinin fazla etkilenmemesinin sağlandığını birçok defa belirtti. Huawei, müşterilerine kesintiye uğratmadan hizmetler sunabilmektedir. Bu tür zulüm ve baskıların ilk ve son mağduru Huawei ve Çin değildir. Yüksek teknolojilerini geliştirmek isteyen tüm ülkeler, birlik ve dayanışma içinde ortak çıkarlarını korumalılar. Farklı ülkelerin şirketleri için adil rekabet ortamı, farklı ülkelerin insanları için güvenli ve güvenilir bir iletişim ortamı sağlamalılar."
En büyük ikinci Ar-Ge merkezi İstanbul'da
Deng Li, şirketin, yurt dışındaki en büyük ikinci Ar-Ge merkezini İstanbul'da açtığını hatırlatarak, Türk kullanıcıların Huawei'nin gücüne karşı yeterince güven kazandıklarını umduğunu ifade etti.
"Teknoloji alanında Çin, ABD'yi ve batılı ülkeleri geride bırakabilecek mi?" sorusu üzerine Deng, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bilim ve teknoloji birincil üretim gücüdür. Çin’in sürdürülebilir kalkınması için bilim ve teknolojinin geliştirilmesi şarttır. Çin hükümeti, Çinli şirketler ve bireyler Ar-Ge'ye yatırımları artırarak yenilikçi bir ülke inşa etmektedir. Tüm Çin toplumunun araştırma ve deneyler için ayırdığı bütçe, 2009 yılında 580 milyar 200 milyon yuan iken bu, yüzde 238,8 artarak 2018 yılında yaklaşık 2 trilyon yuan olmuştur. Çin, dünya teknolojisinin gelişmesinden faydalanmaktadır. Çin tarafı, 'ortak müzakere, ortak inşa, ortak paylaşım' ilkesinde ısrar ederek tüm taraflarla yapay zeka, 5G teknolojisi gibi bilimsel ve teknolojik alanlardaki iletişim ve iş birliğini güçlendirerek yeni bir bilim ve teknoloji devriminin getirdiği büyük kalkınma fırsatını kavrayacak ve bütün insanlığın menfaatleri için olumlu katkılar sağlayacaktır."
ABD-Çin ticaret savaşı
ABD'nin, dış ticaret açığını kapatmak için ilk olarak Mart 2018'de Çin'den ithal edilen güneş panelleri ve alüminyuma uygulanan gümrük vergilerini artırması ile başlayan ABD-Çin ticaret savaşı, zaman içinde karşılıklı vergi artışları ile kızışmıştı.
Ticaret savaşı, geçen aylarda durulma sinyalleri verse de son günlerde Huawei ile ilgili yapılan açıklamaların ardından yeniden alevlendi.
Silikon Vadisi'nin dev teknolojik şirketleri, Huawei ile olan ilişkilerini askıya aldıklarını ve ürün tedariki sağlamayacaklarını açıklamıştı.
Karar 90 gün süreyle askıya alınsa da iki ülke arasındaki tansiyon, hala yüksek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.