Hevesleri kursaklarında kalacak
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, hakimiyetlerini kıracak düzenlemelere her zaman karşı olan vesayet odaklarının, reform paketi yasalaşırsa heveslerinin kursaklarında kalacağını söyledi.
ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin, "Vesayet odakları, Türkiye'de her zaman demokratik reformlara ve kendi hakimiyetlerini kıracak düzenlemelere karşı olmuşlardır. Bu kez olan da budur. Çünkü biliyorlar ki bu reform paketi yasalaştığında Türkiye'de darbeler dönemi tarihe karışacak, vesayet özlemleri suya düşecek. İster derin devlet yapılanmaları, ister paralel devlet yapılanmaları, ister KCK türü yapılanmalar, bunların hevesleri kursaklarında kalacak" dedi.
Akdoğan, Vilayetler Evi'nde düzenlenen Valiler Buluşması'nda yaptığı konuşmada, yeni Türkiye'nin inşasına katkıda bulunan valilerin, çok gayretli çalışmalar ortaya koyduklarını söyledi.
Devletin değişen vizyonu ve paradigmasına göre bürokrasinin de önemli değişim geçirdiğini dile getiren Akdoğan, devlet, toplum, birey ilişkisinin daha sağlıklı ve daha demokratik kurulmasında valilerin önemli rol oynadıklarına dikkati çekti.
"Yeni Türkiye, hükümet olarak bizim 2002 yılının sonundan bu yana inşa etmeye çalıştığımız kalkınmış, gelişmiş, müreffeh Türkiye'nin adıdır" ifadesini kullanan Akdoğan, şu görüşlerini paylaştı:
"Türkiye her alanda köklü dönüşümlere, sessiz devrimlere imza attı ama en az onun kadar önemli bir devrimi de beraberinde gerçekleştirdi, o da bir zihniyet devrimidir. Zihniyet devriminin gerçekleşmesi, bir bütün olarak devlet sisteminin, bu anlayışı benimsemesiyle mümkündür. Anlayış kadar uygulamanın da değişebilmesi için uygulayıcı pozisyondaki arkadaşlarımızın katkıları büyük önem taşımaktadır. Bu değişim ve dönüşüm hiç kuşkusuz ezberlerin bozulduğu, tabuların yıkıldığı, merkezine insanı alan, insan odaklı bir anlayışın hakim olduğu bir süreçtir."
Bürokrasinin artık icazet, vesayet kurumu değil hizmet kurumu olarak konumlandığını belirten Akdoğan, "Valilerimiz için belli bir süreyi bir şehirde geçirmek, durumu idare etmek görev yapmak anlamına gelmiyor. Katma değer üretmek, eser kazandırmak, bir şehri ayağa kaldırmak anlam taşıyor" diye konuştu.
"Şehri bütün olarak algılamak, planlamak, yönetmek gerekiyor"
Akdoğan, "Kalkınma yerelde başlar" diye bir sloganları bulunduğunu, bu sözlerinin aslında şehri merkeze alan bir anlayışı ifade ettiğini bildirdi.
Dünyada artık ülkelerin değil şehirlerin birbiriyle yarıştığını, marka şehirlerin öne çıktığını ifade eden Akdoğan, şehri bir bütün olarak algılamak, planlamak, yönetmek gerektiğini söyledi.
"Merkezi yönetimi birimleri, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör, bu dört ayak hep birlikte, bir bütün olarak şehrin kalkınmasında rol oynuyorlar" diyen Akdoğan, şehrin fiziki, sosyal, kültürel, ekonomik ve beşeri kalkınmasında bütüncül bir yaklaşım gerektiğine işaret etti.
Güven ve istikrarın, Türkiye'nin son dönemdeki büyümesinde en sihirli sözcük olduğunu dile getiren Akdoğan, ancak bu iki kavramın varlığının da huzur ve güvenlikle ilişkili bulunduğunu kaydetti. Yalçın Akdoğan, yakın dönemde seçim güvenliği, geneldeyse kamu düzeni ve güvenliğinin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Güvenlik olmadan özgürlük olmadığını anlatan Akdoğan, şöyle devam etti:
"Meclis'te görüşülen İç Güvenlik Reformu bu çerçevede gerçekten büyük önem taşıyor. Kesinlikle yan yana gelemeyecek çevreler, bu konuda aynı safta buluşmuş durumdalar. Vesayet odakları, Türkiye'de her zaman demokratik reformlara ve kendi hakimiyetlerini kıracak düzenlemelere karşı olmuşlardır. Bu kez olan da budur. Çünkü biliyorlar ki bu reform paketi yasalaştığında Türkiye'de darbeler dönemi tarihe karışacak, vesayet özlemleri suya düşecek. İster derin devlet yapılanmaları, ister paralel devlet yapılanmaları, ister KCK türü yapılanmalar, bunların hevesleri kursaklarında kalacak."
"Vesayet de darbecilik de paralelcilik de bu ülkede bitecek"
Jandarmayla ilgili düzenlemenin özelikle tarihi bir sivilleşme adımı olduğunu vurgulayan Akdoğan, "Emniyet'in yapısal dönüşüme uğratılması, tarihi bir reformdur. Kamu düzeni ve güvenliğini güçlendirecek güvenlik tedbirlerinin alınması, büyük oyunu bozacak bir adımdır, bu yüzden rahatsızlık duyuluyor. Vesayet de darbecilik de paralelcilik de bu ülkede bitecek. Bunun başka yolu yok. Hukuk galip gelecek, demokrasi kazanacak, milli irade üstün olacak" değerlendirmesinde bulundu.
"Kobani olaylarını özellikle bölgede olan arkadaşlarımız yaşadılar. Düşük yoğunluklu bir isyan başlatarak bir kalkışma denemesi yapılmak istendi ama tutmadı" şeklinde konuşan Akdoğan, milletin bunlara pirim vermediğini, devletin gereken tedbirleri aldığını, gereken güvenlik adımlarını attığını bildirdi.
Doğu ve Güneydoğu'da görev yapan valilerin, devletin değişen algısını, devlet millet ilişkisinin nasıl değiştiğini hem yakından gördüklerini hem de bunun değişmesine katkıda bulunduklarını belirten Akdoğan, "Bölgede 20 yıl önce devlet algısı neydi, bugün ne? Zulmeden kim, hizmet eden kim, tehdit eden kim, kucaklayan kim, yıkan kim, yapan kim, birleştiren kim, ayrıştıran kim" ifadelerini kullandı.
Devletin değiştiğini ve demokratikleştiğini vurgulayan Akdoğan, ancak birilerinin 20-30 yıl önceki anlayışı sürdürmekte, baskı ve şiddetten medet ummakta ısrar ettiklerini söyledi.
Halkın bunu çok iyi gördüğünü ifade eden Akdoğan, "Kendisini kim kucaklıyor, kim yatırım yapıyor, kim hizmet ediyor, kim de baskı yapıyor, tehdit ediyor, şantaj yapıyor, zulüm ediyor? Bu denklem içerisinde sizin varlığınız, pozisyonunuz, tavrınız, milletle ilişkiniz, devletin bu yeni yüzünü, vizyonu, paradigmasını nasıl ortaya koyacağınız gerçekten çok büyük önem taşıyor" görüşünü bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, insanı yücelten bir anlayışla hareket etmeyi sürdüreceklerini vurguladı.
-"Milli şuura uygun tavır takınamayan bir anlayışı, muhalefette gördük"
"En son Şah Fırat Operasyonu'nda da insanı ıskalayan anlayışın, ne kadar yanlış bir konum aldığını gördük" diyen Akdoğan, şöyle devam etti:
"Kendi insanına değer vermeyen, kendi ülkesinin çıkarlarını öncelemeyen, milli şuura uygun tavır takınamayan bir anlayışın, nasıl muhalefet tarafından sergilenebildiğini gördük. Bir toprağı vatan yapan, onun üzerindeki onun için çarpan yürektir. Uluslararası anlaşmaya göre, Süleyman Şah Türbesi neredeyse vatan toprağı orasıdır ve bizim için orası kutsaldır. Bir tek Mehmetçiğin canı ve kanı her şeyden daha değerlidir. Bu devlet ölüsüne de dirisine de değer veren, sahip çıkan, onu koruyan bir devlettir. Bugüne kadar böyle olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır. Ecdadımıza sahip çıkan, ecdat yadigarı eserlere sahip çıkan, ecdadımızın değerlerine ve anlayışına sahip çıkan biziz ve bizim temel önceliğimiz, önce biz olmadı."
"Türkiye kazanacaksa biz kaybetmeye hazırız, razıyız" dediklerini anlatan Akdoğan, "Bu Hükümet kaybetsin de Türkiye batarsa batsın, ne olursa olsun diyen anlayıştan hiçbir zaman olmadık. Bu yüzden bu anlayışla yolumuza devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
"Artık devletin valisi değil milletin valisisiniz"
Valilere "Sizler sosyal devlet anlayışının nasıl son dönemde gerçekleştiğinin en yakın şahitlerisiniz, uygulayıcılarısınız" diye seslenen Akdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sosyal devletin hep lafı yapıldı, ama işte 12 yıldır sosyal devlet gerçek anlamda bir görev icra ediyor, vatandaşına sahip çıkıyor, fakir fukaraya, garibana, son olaylarda yaşanan göçmenlere, kim gelirse, zorda darda kalmış kim varsa sahip çıkan bir devlet ve sosyal yardımla Türkiye dünyada ilk sıralara yükseldi. İşte bu biraz önce bahsettiğim yeni vizyon, yeni paradigmayla bu anlayış ortaya çıktı.
Sizler artık devletin valisi değil milletin valisisiniz ve sizler orada bizler burada hepimizin temel amacı milletimize daha iyi hizmet verebilmek. Ne kadar daha çok millete hizmet edersek o kadar değer kazanırız, onur kazanırız. Önemli olan şu gök kubbede hoş bir seda bırakmaktır. Katkılarınızdan dolayı, emeklerinizden dolayı çok çok teşekkür ediyorum."
: Melda Altakhan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.