Hayrullah Güven: "Lise bitirme sınavında uğradığım haksızlık.."

Hayrullah Güven: "Lise bitirme sınavında uğradığım haksızlık.."
"Ertesi gün 3 almış olduğumu söyledi. Sanki dünya başıma yıkılmıştı. Ben Haziranda mezun olup Eylülde Lise son sınıf sınavlarına girip lise diplomasıyla Üniversiteye gitmek istiyordum, hayalimde kaymakam olmak vardı.."

Lise bitirme sınavında uğradığım haksızlık

Sene 1960, 27 Mayıs ihtilali olmuştu. İhtilalin ilk günleri sınav takvimimiz başladı. O yıllarda önemli birkaç dersten yazılı, diğerlerinden sözlü sınavı olunuyordu. Sanırım yazılı sınavları bitmiş, sözlüler başlamıştı. İmam-Hatip Okulunda Felsefe, Mantık, Psikoloji derslerinin notları birleştirilerek ortalaması tek ders Felsefe olarak veriliyordu. Felsefe, Mantık derslerine Fevziye Gülek, Psikolojiye Kemal Altan geliyordu. Bu üç dersin her birinden eşit sayıda (belki 10’ar belki 20’şer soru hazırlanmış ) çalışıp sınava hazırlanmamızı kolaylaştırmak istemişlerdi. Sınav günü, öğrencileri numara sırasıyla çağırıp üç ayrı sepete konulmuş soruların yazılmış olduğu kâğıtlardan birer tane çektiriyorlar. Bir öğrenci soruların cevaplarını komisyona verirken diğer öğrenci oturup çektiği soruları gözden geçiriyor.

Ben içeri girince soruları çekip oturdum ve cevaplarını düşünmeye başladım. Benden önceki arkadaş sanırım sorulara hiç cevap veremedi, ona “çık” dediler. Arkadaş çıkınca hemen kalktım ama bana, “otur, 5 dakika düşünme hakkın var.” dediler. Her üç soruya da bence gayet iyi cevaplar verdim. Sınav odasından çıkınca, öğle yemeği vakti geldiği için okuldan ayrıldım. Sanırım benden sonra kalan iki üç arkadaşın sınavı da bitmiş. Ancak ayırtmanlar ben dahil son birkaç öğrenciye not vermediklerini fark edip beni çağırtmışlar, bulamayınca kafadan tahmini not vermişler. Bu durumu sonradan öğrendim. Bana tanınan 5 dakikalık zamanı değerlendirirken hocalar, devrimle ilgili hararetli hararetli konuşuyorlardı.

Okulumuzda yatılı olarak okuyan Kıbrıslı 4-5 öğrenci vardı. Bunlar yaz tatili başladığı halde Kıbrıs’taki olaylar nedeniyle gidemeyip okulda kalmaya devam ediyorlardı. Mustafa adlı olan arkadaş, notların kayıtlara geçilmesinde okul idaresine yardımcı oluyordu. Sınavdan bir ya da iki gün sonra Mustafa, Felsefeden zayıf not aldığımı görmüş, inanamadım, bir daha bakmasını rica ettim. Ertesi gün 3 almış olduğumu söyledi. Sanki dünya başıma yıkılmıştı. Ben Haziranda mezun olup Eylülde Lise son sınıf sınavlarına girip lise diplomasıyla Üniversiteye gitmek istiyordum, hayalimde kaymakam olmak vardı. O zamanlar İmam-Hatip Lisesi mezunları üniversiteye gidemiyorlardı, gidebildikleri tek okul Yüksek İslam Enstitüsüydü.Bu yüzden bazı arkadaşlar lise diploması alarak üniversiteye gittiler.

İlk işim Fevziye Gülek’e gidip durumu anlatacaktım. Eski vilayetin karşısında bulduğum evine gidip kapı zilini çaldım. Biraz bekledikten sonra üst kattan aşağıya doğru inen ayak seslerini duydum. Kapıyı açınca durumu anlattım. Bana bir şeyler söylemeye başladığında üç metre yakınımızda bir motosiklet büyük bir gürültüyle çalışmaya başladı. Hocanın ne söylediğini anlayamadım, o kapıyı kapattı. Psikoloji öğretmeni Kemal beyin büyük postane yakınlarında Kızılay Caddesinde bir dershanesi vardı, oraya gittim. Kemal bey yoktu, bir iş için Ankara’ya gitmişti.

Sınavdaki diğer ayırtman Kız Öğretmen Okulundan Münevver hanımdı. Evini arayıp Gülek Camiinin arkasında bir sokakta buldum, durumu ona da anlattım. İlk sözü “Bundan Fevziye hanımın haberi olmasın” oldu. Ben ders öğretmenim olduğu için ilk ona gittiğimi söyledim. Beni iyi hatırladığını, soruları güzel cevapladığımı, okul idaresiyle görüşüp halletmeye çalışacağını söyledi, ümitlenmiştim. Ayrıca tahsil hayatımda çok yardımını gördüğüm, okul koruma derneğinde faal üye olan, bir ara Arapça dersimize de giren Hilmi Cananoğlu’na da olanları anlattım. O da yakından ilgilendi, müdür Hulusi Özkul’la konuştu ama sanırım notumu değiştirme konusunda Fevziye hanımı ikna edemediler. Söylediklerine göre Fevziye hanım, Eylülde telafi ederiz demiş.

Artık bundan sonraki sınavlara girmemeye karar vermiştim. Birkaç gün sora Astronomi dersi sınavı başladı. Okulun üst katında bulunan yatakhaneye gidip yatağa uzandım. Sıra bana gelince sınav odasına çağırmışlar. Arkadaşlar durumumu hocalara anlatmışlar, sınavlara girmek istemediğimi söylemişler. Hocalar, gelmezse yaka paça alıp getirin demişler. Arkadaşlarım gelip beni ikna ettiler, kısmen de olsa amacıma ulaşmış olduğumu düşünerek sınav odasına gittim. Felsefe dersinin dışında bütün derslerin sınavını Haziranda vermiştim. Eylülde bütünleme sınavında 9 almıştım, sanırım Fevziye hanım sınav kurulunda yoktu..

 

Hayrullah Güven

MEB Emekli Müdür

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.