Hayrettin Durmuş: Karakoç Gideli Mihriban Yetim, Hasan Mektupsuz Kaldı…
“Elim değse akan sular tutuşur” diyen sevdalı yüreğin nasıl sustu? Pek çoğumuz seni “Mihriban” şiirinle tanıdık… Herkesten iyi biliyordun hatıraların paslanacağını, deli gönlün uslanacağını, zamanın eriyeceğini ve her şeyin renginin değişeceğini. Onun için “Unutmak kolay mı deme?/ Unutursun Mihribanım…” demiştim…
Salavan dağına varsak :
“Hiç başın ağrır mı, yoruldun mu hiç?
Birine küstün mü, darıldın mı hiç?
Sevdin mi, öptün mü, sarıldın mı hiç?
Hasret nedir, ne değildir, de hele” diye sorsak bize de ses verir mi? Senin yokluğundan dağın kalbi erir mi? “Sılada sılasız kalanlar”, gurbette garip olanlar ardın sıra gelir mi?..
“Akıl Karaya Vurdu” ve sen Sırat’tan ince sevda köprüsünü sevdiğinle beraber gözü kapalı geçecek kadar âşık olduğunu gösterdin bize. “Suları ıslatamadım” diye hayıflanma.
Dağlardan boz dumanlar yine çekilecek, yine yaylalara çıkılacak sen göremeyeceksin belki ama yüreğimizdeki “Anadolu Sevgisi” senin şiirlerinle yeşerecek. Artık sadece “Lambada titreyen alev” değil biz de üşüyeceğiz senin yokluğunda. Hasan mektup yolu gözleyecek, Mihriban yetimliğin acısıyla boynunu bükecek. Ne zaman Mihriban türküsünü duysak, sana bir fatihâ kanatlanacak. Mekânın uçmağ olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.