Hayati Koca: Esenlik Durağı

Hayati Koca: Esenlik Durağı
“... her emek, bir ilmek değilse ruha; boşa gitmez mi?/ Unutulmamalı ki damlanın getirdiği, dalganın getirdiğinden daha çoktur ve kalıcıdır.”

Esenlik...

Dilenen, aranan, kıymetlenen, müjde veren, hafifleten, vazgeçiren, nişanlayan, denk getiren, yakışan, uyan, uyandıran ve dirilten esenlik...

Bir seher rüzgarıdır bazen uzakların haberini getiren bazen de uzaklara haber götüren. Kimi zaman dışarıdan bir ses, daha çok da bir köşenden diğer köşene bağırdığın kendi iç sesin... Bazen bir arayış bazen de bekleyiş.

Bastığın değil, uzandığın dalın seni taşıması; aldığın nefesin seni yaşatması, durduğun yerin sana hayat vermesi, yeşertmesi ve dinginleştirip derinleştirmesi... Değilse, niçin uzanır ki insan dala? Her emek bir ilmek değilse ruha, boşa gitmez mi?

Öyle diyordu şair öz olarak: “Derinleşmek için kazmayı hep aynı yere vurmalı.” Suya orası ulaştıracak belki, ulaştırmasa da artık o yerden bakılacak suyun olabileceği yerlere. Bir yer bizi emin kılacak, diğer yerlerden emin olmak için.

Bir durak... Esenliğe çıkaran, götüren bir durak. Yürümen, susman, konuşman, okuman, yazman, yaşaman ve duan hep aynı durak için değilse; esenlik gecikir belki de kaybolur.

Bir adım, adım adım yaklaşmak; ama hep aynı yere, aynı yöne... Unutmamalı ki damlanın getirdiği, dalganın getirdiğinden daha çoktur ve kalıcıdır.

yazının devamı..

 

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.