Hayati Koca: Birikenle Taşan Aynı Değilse
İzler ve Yansımalar - 63
“... taşıdıkların ve yaşadıkların, biriktirdiklerin ve ilettiklerin aynı yerde birleştiğinde deniz olur. Tuzu dilinden, rengi gözlerinden, büyüklüğü gönlünden bilinir.”
Birikenle Taşan Aynı Değilse
Bir sicim gibi inmeli mesela.
Bir ucu geldiği yerde, diğer ucu ulaştığı...
Bir mıh gibi çakılmalı mesela.
Ucu içini kanatmalı, başı kendini.
Birbirine benzemeyen kelimelerin varsa, cümle bile anlamsız olur. Gözün anlattıklarıyla, dilin söyledikleri birbirini tamamlamalı. Ne biriktiriyorsan, taşıyorsan o taşmalı; yoksa taşanlar toz beziyle silinir.
Durduğun yerde ayak izin kalmalı.
Kalmamışsa ya yer yer değil ya da ayakların sabit. Nasıl da içten dışa bir yükselmedir!
Akarsuyu düşün mesela. Güvensizdir. Birikmez; bugün serinlik, yarın kuraklık... Deniz güvendir, ayağı sabittir. Onun için dertler çoğu zaman denize atılır. Kaybolmaz da görünmez de; ama sen neyi, nereye attığını bilirsin.
Her sabah aynada biriktirdiklerini görürsün. Her gün biriktirdiklerini harcarsın. Bıraktığın her şey taşıdığın şeydir. Bir akarsu mu düşlersin, deniz mi? Yeniden sorulmaz. Taşanlardan bellidir. Taşıdıkların ve yaşadıkların, biriktirdiklerin ve ilettiklerin aynı yerde birleştiğinde deniz olur. Tuzu dilinden, rengi gözlerinden, büyüklüğü gönlünden bilinir.
Her gün birikenler büyük bir ummana, az az tükenenler ise en yakın limana giderler.
Biri kıyıdır, bir diğeri kıymet...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.