"Hasta adam" artık Avrupa
Başbakan Davutoğlu, Avrupalıların, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemleri için kullandığı 'hasta adam' teriminin artık Avrupa için kullanılır hale geldiğini söyledi.
LONDRA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Borsa İstanbul ve Türk İhracatçılar Birliğince, İstanbul Finans Merkezi Girişiminin işbirliğiyle düzenlenen, Anadolu Ajansının medya sponsoru olduğu "İstanbul: Bölgesel Merkez, Küresel Aktör Forumu"na hitap etti.
İngilizce yaptığı ve TRT'den simültane çeviriyle yayınlanan konuşmasında Davutoğlu, İstanbul ve Londra'nın, şehir kültürü ve geleneği bakımından birbirine benzediğini, iki büyük, güçlü geleneğin iki şehirde de yaşatıldığını söyledi.
Londra'nın, yurt dışında ziyaret ettiği ilk şehir olduğunu dile getiren Davutoğlu, o dönemde gittiği kitabevlerine, Başbakan olması nedeniyle şimdi gitmekte zorluk çektiğini anlattı. Davutoğlu, kitabevlerine her zaman zaman ayırmaya çalıştığını kaydetti.
Modern ekonomiyi anlamak için Londra'yı, geleneksel ekonomiyi anlamak için de İstanbul'u anlamak gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bu iki gelenek bir araya gelerek, küresel ekonomiyi ortaya koymaktadırlar. Modern ekonominin merkezi Londra, sermaye piyasasındaki zorluğu aşmak açısından geleneksel piyasalarla bir araya gelmekte. Bu birlikteliğin bir araya gelmesi, küresel ekonomiyle geleneksel ekonominin bir araya gelmesi şeklinde ortaya konmakta. Türkiye ve İngiltere ekonomilerinin bir araya gelmesi Avrupa Birliği açısından da Brüksel açısından da bir çare olabilir."
-"Londra ve İstanbul alternatiftir"
Başbakan Davutoğlu, geçen hafta Brüksel'de olduğunu, şimdi farklı alternatiflere bakmak gerektiğini ifade ederek, "Farklı alternatif burada. Londra ve İstanbul alternatiftir, Doğu ve Batı'nın bir araya gelmesi. Avrupa ancak bu iki gelenek bir araya gelirse, entegre bir Avrupa ekonomisi haline gelebilir ancak. Gelişmekte olan Türkiye ekonomisi ve uzun soluklu modern ekonomi geleneği İngiltere, Londra ve İstanbul birlikte olduğunda zorlukları aşma konusunda Avrupa güçlü hale gelebilir" diye konuştu.
Türkiye'nin küresel aktör şeklinde kendini ortaya çıkardığını belirten Davutoğlu, Türkiye'nin bu yıl G20 dönem başkanlığını yürüteceğini hatırlattı.
-"Hasta adam..."
Davutoğlu, Avrupalıların, Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde "hasta adam" şeklindeki açıklamalarının bulunduğunu, 20. yüzyılın başında bunun, Avrupa açısından kullanılan bir terim haline geldiğini anlattı. 21. yüzyılın başında ise Türkiye'nin öne çıktığını ifade eden Davutoğlu, "Çünkü, demokratik meşruiyet, siyasi istikrarın güven unsurunu aşılaması gibi son 12 yılda Türkiye'de öne çıkan unsurlar söz konusu" dedi.
Birçok gözlemcinin, 2014 yılı açısından Türkiye ile ilgili pek çok şüpheler ortaya koyduğunu söyleyen Davutoğlu, "Çünkü Suriye'de, Ukrayna'da kriz söz konusuydu. Çevrede zorluklar söz konusuydu ve bazı paralel yapıların çabaları söz konusuydu ekonominin istikrarsızlaştırılması açısından. Bir de iki seçim söz konusuydu. Seçimler siyasi meşruiyet açısından çok önemli. Aynı zamanda ekonomi açısından çok önemli" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de hükümetin ortaya koyduğu çalışmalar sonucu, 2014'ten bu yana bütçe açığının azaldığına işaret eden Davutoğlu, "2013 Türkiye için kritik bir yıldı ve 1.3 milyon yeni iş imkanı ortaya konuldu. Siz burada Avrupa'da ne kadar iş kaybı söz konusu olduğunu gördünüz. Avrupa Birliğindeki kriz olmadan önce Türkiye üye olmuş olsaydı Türkiye'deki ortaya koyulan iş imkanları çerçevesindeki buradaki zorluklar da azalmış olabilirdi" diye konuştu.
Türkiye'deki ekonomik büyümenin yüzde 3 olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, bu akamın beklentilerinin altında kaldığını, ancak bu oranın kalkınmakta olan ülkelerin üzerinde olduğunu söyledi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bu büyüme oranı ikinci en büyük Avrupa'da ve OECD'de üçüncü en büyük rakamları ortaya koymakta. Şimdi bizim büyüme oranlarının da yükselmesini beklemekteyiz ve enflasyonun da azalmasını beklemekteyiz. Mayıs'a kadar yüzde 6'lı oranlara düşmesini beklemekteyiz enflasyonun. Bu açıdan bakacak olursak 12 yıl Türkiye açısından başarıydı. Dünya ekonomisi daralırken, Türkiye ekonomisi büyüdü ve dünya ekonomisi büyürken daha önceden, hükümetimiz öncesinde daralma söz konusuydu Türkiye'de. Bu şunu ortaya koymakta ekonomik çareler, ekonomik programlar çok önemli ancak siyasi istikrar bundan daha da önemli. Bunları görmekteyiz. Siyaset ve ekonomi diye ayrı ayrı konuşmaktan ziyade 'siyasi politik ekonomi' kavramını ortaya koymaktayız ve bu çerçevede bütün projeler çerçevesinde bunun farkında olunması gerekmektedir."
Başbakan Davutoğlu, siyasi istikrar ile ekonomik akıcılığın, ekonomik rasyonelliğin bir arada olması gerektiğini vurguladı. Davutoğlu, ''Biz Türkiye olarak bakacak olursak etkili bir hükümete, siyasi bir istikrara sahibiz ve 2023 için de bir vizyona sahibiz. Vizyona sahip olan ülkeler arasındayız da aynı zamanda. Biz burada bütün bunları bir araya getirmenin gerekliliğine inanmaktayız" şeklinde konuştu.
Başbakan Davutoğlu, İngilizce yaptığı ve TRT'den simültane çeviriyle yayınlanan konuşmasında, bölgesel merkez olmanın önemine değinerek, Orta Avrupa'dan Doğu Asya'ya, Japonya ve Çin'e kadar bütün Avrasya bölgesinde İstanbul'un bir merkez olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin 65'ten fazla ülkeyle vize serbestisi anlaşması yaptığını anımsatan Davutoğlu, bu çalışmaların Türkiye'nin dinamizm içinde olması için yapıldığını ifade etti. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu Avrupa Birliğinin tam anlamıyla anlamış olduğunu düşünmüyorum. Vize serbestisi konusunda Türkiye'nin ortaya koyduklarının çok çok önemli olduğunu düşünmekteyim. Ve bizler, bunu gerçekleştiriyoruz çünkü Türkiye'nin kaynakları, petrol ya da doğal kaynaklar değil insan kaynaklarıdır. Ve insanımız nereye istiyorsa serbest bir şekilde gidebilmeli. Afrika'ya açılmak istiyorsa bunu gerçekleştirebilmeli."
Türkiye'nin Afrika için özel politikalar geliştirdiğini anlatan Davutoğlu, bunun, Türkiye'nin Afrika, Asya ve Avrupa için Doğu Asya ve Latin Amerika arasında bölgesel bir merkez olması amacı taşıdığını belirtti.
-"Başarılı bir testti"
Davutoğlu, Türkiye'de Başbakan ve Cumhurbaşkanı arasındaki konum değişiminin yumuşak şekilde yaşandığına dikkat çekerek, "Bu gerçekten başarılı bir testti ve yumuşak bir geçiş çerçevesinde gerçekleşti" ifadesini kullandı.
Hükümet programı çerçevesinde, 25 sektörel dönüşüm programı hazırlandığını anlatan Davutoğlu, buradaki amaçlarının ekonomide ve insan gücündeki kalitenin ortaya konulması ve eğitimdeki kalitenin yükseltilerek, TEKNOPARK'ların oluşturulması olduğunu aktardı.
Toplumun ve ekonominin dönüşmesi konusunda teknolojik yatırımların önemini vurgulayan Davutoğlu, teknolojik ürünlerin ortaya konulması konusunda da çalışmalar yürüttüklerini anlattı.
-"İstanbul tarihi kimliği korunarak merkez olmalı"
Davutoğlu, Napolyon Bonapart'ın, "Dünya tek bir ülke olsaydı hangi şehir başkent olurdu" sorusuna, "İstanbul" yanıtını verdiğini anımsatarak, İstanbul'un tarihi kimliğinin korunarak bir merkez olması gerektiğini söyledi.
İstanbul'un zaten coğrafi olarak merkez olduğunu belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak finansal merkez olmak size bağışlanmış bir unsur değil. Ancak bu bir politikanın ürünü olabilir. Bu çerçevede bir politikanın ürünü olarak ortaya çıkmakta. Bölgesel anlamda değil ama finansal olarak önemli olan şehirler söz konusu. Ancak İstanbul'a bakacak olursak kendiliğinden bölgesel merkez ve aynı zamanda önemli başarılarla birlikte İbrahim Turan başkanlığında Borsa İstanbul'un ve hükümetimizin ortaya koyduğu yaklaşımlarla birlikte İstanbul aynı zamanda finansal merkez olma yolundadır" şeklinde konuştu.
Son 3 yılda küresel finansal merkez endeksinde İstanbul'un önemli bir sıçrama kaydettiğini belirten Davutoğlu, 72'nci sıradan 42'nci sıraya çıkarak, 30 basamak yükseldiğini, bu durumun hızlı şekilde sürmesini umduğunu söyledi.
-Ekonomide dönüşüm programı
Sermaye Piyasası Kanunu'nun 2012'de ortaya konduğunu anımsatan Davutoğlu, bu konuda yasal çerçevelerinin hazır olduğunu bildirdi.
Davutoğlu, 25 sektörde dönüşüm programını duyurduklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"İstanbul, sektörlerin dönüşümüyle ilgili elbette finansal merkez yaklaşımımızı da bu noktada çalışmalarımıza bir hedef unsuru ortaya koymaktayız. Daha kapsamlı, daha çeşitlilik arz eden bir sermaye piyasası, elbette ki yeterli yasa ve yeterli yaklaşımlarla gerçekleşebilir. Gerçek sektör ve sermaye piyasası arasında da bu çalışmaların eş güdüm içerisinde ortaya koyulması gerekmektedir. Türkiye'nin stratejisi bütün bunları ne şekilde bir araya getirebiliriz, reel sektör ve finansal sektör açısından ne şekilde biz desteğimizi her ikisine birden ortaya koyabiliriz, üretimin artırılması konusunda ne şekilde bütün bu hususları birlikte yükseltebiliriz, bunlara bakmaktayız. Aynı şekilde bankacılık sektörü çerçevesinde."
-"Bugün yeni bir adım atmaktayız"
Borsa İstanbul'un da bu stratejinin, temel omurgasını ortaya koyduğuna işaret eden Davutoğlu, "Bugün bizler yeni bir adım atmaktayız, yeni bir yere adım atmaktayız. Bu güzel şehirleri bir araya getirerek, 'benim şehrim' olarak tanımlayabileceğim şehri bir araya getirerek, küresel ekonominin şekillenmesi konusunda bu birlikteliğin, bu evliliğinin çok fazla yeni sonuçlar ortaya çıkarabileceğini düşünmekteyim. Türk ve İngiltere ekonomisi açısından. Aynı zamanda Avrupa ve dünya ekonomisi açısından. Borsa İstanbul ve Londra Borsası'nı tebrik etmek istiyorum. Bu stratejinin gerçekleşmesi açısından ne zaman desteğe ihtiyacınız olursa hükümetimiz yanınızda olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
-Borsa İstanbul en önemli kurumumuz
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da Londra Borsası ile işbirliği anlaşmasının, Borsa İstanbul'un dünyada yapacağı anlaşmaların bir adımı olduğunu belirterek, "Borsa İstanbul, bizim sermaye piyasalarımızın merkezi konumunda ve piyasaların geleceği açısından en önemli kurumumuz" dedi.
Babacan, Borsa İstanbul ile Londra Borsası arasındaki anlaşmanın, kurumların işbirliğini güçlendireceğini söyledi.
Söz konusu anlaşmanın, Borsa İstanbul'un dünyada yapacağı anlaşmaların bir adımı olduğunu belirten Babacan, "Borsa İstanbul, bizim sermaye piyasalarımızın merkezi konumunda ve piyasaların geleceği açısından en önemli kurumumuz" dedi.
Türkiye'nin son 12 yılda birçok alanda çok önemli bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini ifade eden Babacan, bunlardan en önemlilerinden birinin de sıfırdan yazılan yeni Sermaye Piyasaları Kanunu olduğunu kaydetti.
Babacan, G-20 dönem başkanı olarak sermaye piyasalarına büyük önem verdiklerinin altını çizerek, "G-20 dönem başkanı olarak öz sermaye finansmanının en önemli gündem maddelerimizden biri olduğunu ve bunun için efor harcayacağımızı deklare ettik. Borçluluk şu anda tüm dünyada en önemli problemlerden biri" dedi.
- "Türkiye bir başarı hikayesi"
Ali Babacan, Türkiye'nin içinden geçtiği değişim sürecinin bir başarı hikayesi olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin bugün 2002 yılına kıyasla birçok açıdan iki farklı ülke görünümü verdiğini vurgulayan Babacan, değişim sürecinin bundan sonra da devam edeceğine işaret etti.
Babacan, anlaşmanın taraflarını da tebrik ederek, "Bunun sadece bir başlangıç olacağına inanıyorum. Londra çok önemli bir finansal merkez. İstanbul ise gelişen bir finans merkezi. Bu iki kurumun birlikte yapabileceği çok şey var" değerlendirmesinde bulundu.
-Notlar
Programa, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi ile Borsa İstanbul Başkanı İbrahim Turan da katıldı.
Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasının ardından hatıra fotoğrafı çektirildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.