Hakkı Çiftçi: Elif gibi dimdik bir şahsiyetteyiz...

Hakkı Çiftçi: Elif gibi dimdik bir şahsiyetteyiz...
Elif gibi dimdik bir şahsiyetli duruşla Ölümlüye boyun eğmedik, dosdoğru yaşamak için Allah’a kulluk edip Allahtan diledik...

hakki-ciftci-001.jpg

Anayurttan Atayurda - 7

Yanlışlardan ve sığır kalabalıklardan korkmadık, ürkmedik, titremedik yanaşma yılışık iki yüzlü dalkavuklardan hiç olmadık ne davamızı ne de dava adamımızı dünyalara değişmedik, bu yolda kimseden aman dilemedik haksız güçlülere de amin demedik. Elif gibi dimdik bir şahsiyetli duruşla Ölümlüye boyun eğmedik, dosdoğru yaşamak için Allah’a kulluk edip Allahtan diledik. Nimet verdiklerinin yolunda yürümek için şeksiz şüphesiz Allah’ı, Kuran’ı, Turanı Bayrağı, Vatanı karşılıksız sevdik ve seçtik bu uğurda el emeği göz nurundan başka kimsenin iki dudağı arasında bir yerlere gelmedik Kimseye de benimle yürümediği için kızamam ve benimle yürü diye de ısrar edemem. Herkes yürüdüğü yolun kahramanıdır. Atsız atamın dediği gibi Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,

hakki-ciftci-1.jpg

Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir.

Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;

Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir.

Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından

Koşar adım gitmeli onların arkasından.

Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından

İleriye atılmak ve sonra dönmemektir.

Yırtıcılar az yaşar...

Uzun sürmez doğanlık...

Her ışığın ardında gizlidir bir karanlık.

Adsız şansız olsa da, en büyük kahramanlık;

Göz kırpmadan saldırıp bir daha dönmemektir.

Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,

Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.

Bunun için ölüme bir atılış gerekir.

Atıldıktan sonra bir daha dönmemektir...

hakki-ciftci.jpg

Bu Hak yolda duruşumuz da besbelli hayat çizgimizde; hayat çizgimizi şerefle tamamlanması gereken bir süreç olarak görüp asla taviz vermedik Yollar vazgeçişlere bedel bir seçiştir ilayıkelimetullah ise bu seçiciliğin kalitesidir bu uğurda Kişi sevdiğiyle beraberdir

Mevlana’nın dediği gibi Hülasa, ben dostlarımı ve sevdiklerimi ruhumla severim;

Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.

Işığı gördüm, korktum.

Ağladım. Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.

Karanlığı gördüm, korktum.

Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...

Ağladım. Yaşamayı öğrendim. Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;

Aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu Öğrendim. Zamanı öğrendim.

Yarıştım onunla...

Zamanla yarışılmayacağı nı,

Zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim... İnsanı öğrendim. Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...

Sonra da her insanın içinde

İyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim. Sevmeyi öğrendim.

Sonra güvenmeyi...

Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,

Sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu

Öğrendim. İnsan tenini öğrendim.

Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...

Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim. Evreni öğrendim.

Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.

Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek

Gerektiğini öğrendim. Ekmeği öğrendim.

Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.

Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar

Önemli olduğunu öğrendim. Okumayı öğrendim.

Kendime yazıyı öğrettim sonra...

Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana... Gitmeyi öğrendim.

Sonra dayanamayıp dönmeyi...

Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi... Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...

Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.

Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım. Düşünmeyi öğrendim.

Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.

Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek

Olduğunu öğrendim. Namusun önemini öğrendim evde...

Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;

Gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el

Sürmemek olduğunu öğrendim. Gerçeği öğrendim bir gün...

Ve gerçeğin acı olduğunu...

Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da

Lezzet kattığını öğrendim. Her canlının ölümü tadacağını,

Ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim. Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.

Olur ya...

Kalp durur...

Akıl unutur...

Ben dostlarımı ruhumla severim.

O ne durur, ne de unutur...

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.