H. Ali Erdoğan: Nietzsche'ler Ne Zaman Ağlar?
Nietzsche babası öldüğünde ağlamadı. Karısı onu terk ettiğinde de... Ne zaman ağladı biliyor musunuz? Bir at kırbaçlanırken ağladı. Aslında hayatın sırrı burada gizlidir. 'Acıyı duyabiliyorsan canlısın. Eğer diğer canlıların acısını duyabiliyorsan insansın."
Meşhur bir Alman filozofu olan Friedrich Wilhelm Nietzsche ile ilgili şöyle bir olay anlatılır. Bir gün Nietzsche Torino şehrini dolaşırken bir faytoncunun atını kırbaçladığını görür. At o kadar yorgundur ki kırbaç darbelerine karşı dayanamaz ve yere çöker. Nietzsche, hemen atın yanına koşarak gider ve boynuna sarılır. Bu esnada ağlayarak ata bir şeyler söyler, bilincini yitirir ve bayılır. Bayılmadan önce ata ‘anne senden özür dilerim’ veya ‘anne ben bir aptalım’ dediği rivayet edilir. Bu olaydan sonra tam on yıl kimseyle konuşmaz, dengesiz davranışları artar ve akıl hastanesine yatırılır. Ama asla eski haline gelemez.
Yeni bir ahlâk anlayışı yaratmayı hedefleyen Nietzsche, daha önce dinin en temel değerlerinden biri olan, hocası Schopenhauer’in ahlak felsefesinin temelinde de yer alan ‘’merhamet’’ kavramına şiddetle saldırırken kendisi şahit olduğu bir merhametsizlik karşısında dayanamayarak bayılıp düşmüştür. Bu olaydan önce "merhamet, zayıflıktan başka hiçbir şey değildir ve köle ahlâkının esasıdır. Vicdan sızısı utanmazlığın ta kendisidir."’ diyen Nietzsche neden sonra 'anne ben bir aptalım' diye itirafta bulunmuştur.
Dostoyevski de Suç ve Ceza isimli eserinde Raskolnikov isimli bir çocuğun kabusunu ve çaresizliğini anlatır. Raskolnikov küçük bir çocuktur. Bir arabacı zayıf ve yorgun atını çok ağır bir yükü çekmesi için acımadan kırbaçlar. Arabacının yanında bulunanlar da ona yardım ederler ve ellerine geçen her şeyle ata vururlar. Küçük bir çocuk olan Raskolnikov ata sarılır, ağlar, çevreden yardım ister. Ama kimse yardıma gelmez. En sonunda arabacı herkesin gözü önünde atı vahşice öldürür. Bundan kendisi ve onunla birlikte olan oğlunun büyük bir keyif aldığı görülür.
Milan Kundera, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği kitabında Nietzsche'nin durumunu şöyle değerlendirir. "Bir insanın iyi bir insan olduğu, ancak güçsüz yaratıklara karşı davranışlarında ortaya çıkabilir. İnsan soyunun gerçek ahlaki sınavı, temel sınavı onun merhametine bırakılmış olan hayvanlara karşı olan davranışlarında gizlidir. İnsan soyu bu konuda çok büyük bir yenilgi yaşamıştır. Bu yenilgi hala devam etmektedir."
Nietzsche ve Dostoyevski, insanlarda görülen merhametsizlik karşısında çaresiz kalıp, uzlete çekilmeyi tercih etmişlerdir.
Bir kimsenin iyi bir insan olup olmadığını ancak güçsüz yaratıklara karşı ortaya koyduğu davranışlar belirler. Hassas insanlar için dünya bir cehennemdir" diyen Goethe de "dünya mü'minin zindanı, kafirin ise cennetidir" diyen elçi Muhammed (SAS) de bu gerçeğe dikkat çekmiştir. 05.11.2023 H Ali ERDOĞAN
(1) “Friedrich Nietzsche, 3 Ocak 1889’da Torino’da, Via Carlo Alberto’daki 6 numaralı kapıdan sokağa adımını atar. Belki yürüyüş yapmak belki de postâneden mektuplarını almaktır amacı. Kendisine uzak olmayan ya da fazlasıyla uzakta bir fayton sürücüsü, inatçı atına söz dinletemiyordur. Faytoncunun bütün baskılarına rağmen, hareket etmeyi reddediyordur at. Sonra, ismi muhtemelen Giuseppe Carlo Ettore olan faytoncunun sabrı taşar ve kırbacını eline alıp atı öldüresiye kırbaçlamaya başlar. Nietzsche, orada biriken kalabalığın arasına dalar ve birden atın önüne atlayarak öfkeden köpürmüş faytoncunun acımasız eylemini sona erdirir. Kollarını atın boynuna dolayıp hıçkırarak ağlamaya başlar ve baygınlık geçirir. Olaya şâhit olan diğerleri, Nietzsche’yi evine bırakırlar. İki gün boyunca bir divanda hareketsiz ve sessizce dinlenir Nietzsche. Tâ ki son sözlerini mırıldanıncaya dek: “Mutter, ich bin dumm!” (Anne, ne aptalım!) Ve hayâtının kalan son on yılını, uysal ve delirmiş bir şekilde annesinin ve kız kardeşlerinin himâyesi altında geçirir. Atın âkıbeti hakkında ise hiçbir şey bilmiyoruz…”
(Bela Tarr’ın kült filmi Torino Atı’nın giriş sahnesinden.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.