H Ali Erdoğan: Kurtuluş İçin Gerekli Olan Çok Önemli İki Şart

H Ali Erdoğan: Kurtuluş İçin Gerekli Olan Çok Önemli İki Şart
Bir insanın Müslüman sayılması ve neticede kurtuluşu için Kur'an'da sayılan diğer şartları görmeyip sadece Allah'a ve ahiret gününe inanmanın yeterli olduğunu iddia etmek ya dinde cehaletin ya da İslam dininden başka da hak din olduğunu kabul etmek demek

Bir insanın müslüman sayılması ve kurtuluşa ermesi için gerekli olan iman şartları detaylı olarak Kur'an'da açıklanmıştır. Bu şartlardan özellikle ikisi diğerlerine göre çok daha önemli olduğu için bunlar bir çok ayette tekrarlanarak vurgulanmıştır. Bu iki şart Allah'a ve ahiret gününe inanmaktır. Yüce Allah (cc) son Nebi ve Resülü Muhammed (as)'ı göndermeden veya onun davetini işitmeden ölen insanların ahiretteki durumunu merak edip soranlara Bakara/62'de şöyle cevap vermektedir: "Şüphesiz ki iman edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîler’den Allah’a ve âhiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir."

Bir insanın müslüman sayılması ve neticede kurtuluşu için Kur'an'da sayılan diğer şartları görmeyip sadece Allah'a ve ahiret gününe inanmanın yeterli olduğunu iddia etmek ya dinde cehaletin ya da İslam dininden başka da hak din olduğunu kabul etmek demektir. Cımbızla seçilen ve bağlamından koparılan ayetlerin, esas mana maksadını bilmemenin sonucu bu gibi ilhadi anlayışlar ortaya çıkmaktadır. Halbuki Allah katında geçerli tek din İslam'dır. Âl-i İmrân/19:

"Kuşkusuz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki hak tanımazlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah’ın hesabı çok çabuktur."

Âl-i İmrân/85:

وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْاِسْلَامِ دٖيناً فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُۚ وَهُوَ فِي الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرٖينَ

"Kim İslâm’dan başka bir din arama çabası içine girerse, bilsin ki bu kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o âhirette ziyan edenlerden olacaktır."

"Dinler Arası Diyalog" tezi de Kur'an'a uymayan, hatalı ve çarpık bir bakış açısı ile ortaya atılmıştır. Allah'a ve ahiret gününe iman eden Yahudi ve Hıristiyanların da salih amel işleyen Müslümanlar gibi cennete gidebileceğini iddia etmek, kurtuluş için gerekli olan iman şartlarının sadece Müslümanlar için geçerli olduğunu iddia etmek demektir ki bu iddia bütünüyle İslamın temel öğretisine, esas gayesine ve Kur'an ayetlerine aykırıdır. Metin ve mealleri aşağıda yer alan iki ayet bize bu konuda gerekli açıklamayı yapmaktadır:

Nisâ / 136. Ayet

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اٰمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَالْكِتَابِ الَّذ۪ي نَزَّلَ عَلٰى رَسُولِه۪ وَالْكِتَابِ الَّذ۪ٓي اَنْزَلَ مِنْ قَبْلُۜ وَمَنْ يَكْفُرْ بِاللّٰهِ وَمَلٰٓئِكَتِه۪ وَكُتُبِه۪ وَرُسُلِه۪ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا بَع۪يدًا

"Ey iman edenler! Allah’a, Rasûlü’ne, Rasûlü’ne indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara imanda sebât edin! Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhireti inkâr ederse, koyu bir sapıklığa sapmış, haktan tamâmen uzaklaşmış olur."

Bakara / 177. Ayet

لَيْسَ الْبِرَّ اَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَالْمَلٰٓئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيّ۪نَۚ وَاٰتَى الْمَالَ عَلٰى حُبِّه۪ ذَوِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينَ وَابْنَ السَّب۪يلِ وَالسَّٓائِل۪ينَ وَفِي الرِّقَابِۚ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَۚ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ اِذَا عَاهَدُواۚ وَالصَّابِر۪ينَ فِي الْبَأْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَح۪ينَ الْبَأْسِۜ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ صَدَقُواۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ

"Yüzlerinizi doğu ya da batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanan; malını sevdiği halde akrabasına, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, dilenenlere, hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren; namazı dosdoğru kılıp zekâtı ödeyen; antlaşma yaptığında sözünde duran; sıkıntı, darlık, hastalık ve şiddetli savaş zamanlarında sabredenlerin yaptığıdır. Kulluklarında samimi ve dürüst olanlar işte bunlardır; gerçek takvâ sahipleri de yine bunlardır."

Adana, 17.09.2023

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.