H. Ali Erdoğan: Hz. İbrahim’in Rüyası
Bu nedenle yoruma tabi tutulmayan rüyaları esas alarak hareket eden insanlar büyük hatalar yapabilirler. Zira İbrahim as bile nebi olduğu halde gördüğü rüyayı hakikat zannetmiş ve gerçekleştirmeye kalkışmıştır. Bu nedenle Yüce Allah cc hem ona hem de bütün mü'minlere rüya ile amel olunamayacağı gerçeğini öğreterek hataları önlemiştir. Bu husus Sâffât Suresi'nin 104 ve 105. ayetlerinde şu şekilde açıklanmıştır:
وَنَادَيْنَاهُ اَنْ يَٓا اِبْرٰه۪يمُۙ*قَدْ صَدَّقْتَ الرُّءْيَاۚ اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ*
“Ey İbrâhim!' diye ona seslendik. 'Şüphesiz ki sen gördüğün rüyayı hakikat zannedip gerçekleştirmeye kalktın'. (Halbuki rüya ile hakikat bir değildir. Rüyanı yorumlaman ve o yoruma göre hareket etmen gerekir) Şüphesiz ki biz iyileri bu şekilde (zibh-i azim=büyük bir kurbanlık vererek) ödüllendiririz."
Gerçekten de rüyalarını gerçek zanneden insanlar telafisi mümkün olmayan hatalı davranışlara kalkışabilirler. Sıradan insanlar bir yana nebiler bile yoruma muhtaç rüyalar ile amel edemezler. Ayetlerin dolaylı olarak "rüya ile amel etmeye kalkışan İbrahim (a.s) bile olsa hata eder, sakın siz de rüya ile amel etmeye kalkışarak hata yapmayın" denilmiş oluyor.
Diğer taraftan İbrahim (a.s) rüyasını gerçekleştirmeye kalkıştığı için değil, fakat o güne kadar rabbi yanında kazandığı yüksek makam ve güzel hasletler sebebiyle ödüllendirildiği anlaşılıyor. Çünkü ayette geçen 'muhsin'lik sıfatı bir anda yapılan bir iyilik ile kazanılan bir sıfat değil, aksine sürekli olarak işlenen iyilikler ve güzellikler sonunda kazanılan bir sıfattır.
Saffat/105: "Şüphesiz ki biz muhsinleri bu şekilde ödüllendiririz." Türkçemizde "verilmiş sadakan varmış, bu yüzden Allah seni korumuş" deriz.
Yüce Allah tarih boyunca mü'minleri nebiler ve resüller vasıtası ile sürekli olarak eğitmiştir. İbrahim (as)ın içinde yaşadığı putperest toplumda tapınaklara 'insan kurban etme' adeti vardı. Bu adet toplumun şuur altına sirayet ettiği için o gün birçok insan bu tür rüyalar görüyor olabilir. Bir sınav/deneme ile İbrahim (as)ın da bu ruh halinden kurtarılması irade edilmiş olabilir. Nitekim Saffat/106. ayet tam da bunu söylüyor:
اِنَّ هٰذَا لَهُوَ الْبَلٰٓؤُا الْمُب۪ينُ
"Bu, kesinlikle apaçık bir imtihandı"
Herşeyin en doğrusunu bilen yalnız Yüce Allah’tır. Hidayete tabi olanlara selam olsun.
H. Ali Erdoğan
Adana, 12.02.2017
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.