Gürkan Birinci: De-Dolarizasyon ve ABD'nin Beka Sorunu
Gürkan Birinci: De-Dolarizasyon ve ABD'nin Beka Sorunu
Eğer ABD Irak’ı işgal etmeseydi tasfiye ve de-dolarizasyon sürecini kendisi yaşayabilirdi. Hatırlanacağı gibi Saddam Hüseyin Amerika’yı petrolü dolar yerine euro ile satmakla tehdit etmişti. Varlığı Petro – Dolar sistemine bağlı olan Amerika kısa sürede Irak’ı işgal ederek de-dolarizasyon sürecinin önüne geçmiş oldu.
Tarih boyunca yaklaşık olarak 7000 kere para tasfiyesi gerçekleşti. Bu mevcut paranın itibari değerini kaybetmesi anlamına geliyor.
Örneğin ABD askeri Irak’taki Merkez Bankası’na girdikten sonra Irak parası yerlere saçılmış dağılıyordu. Bundan böyle onun kağıt olması dışında hiçbir değeri kalmamıştı. İnsanların bir ay boyunca çalışıp da elde etmeye uğraştıkları paranın artık hiçbir anlamı yoktu onlar için. Çünkü Irak’ın parası artık tasfiye olmuştu.
Tasfiyenin en önemli sonuçlarından birisi sermaye transferidir. O dönem Irak’ta elinde altın bulundurmayanlar çok ciddi bir sermaye kaybı yaşamışlardı. Kısa bir sürede paranın itibari değerini kaybetmesinden dolayı birçok kişi iflas etti.
Eğer ABD Irak’ı işgal etmeseydi tasfiye ve de-dolarizasyon sürecini kendisi yaşayabilirdi.
Hatırlanacağı gibi Saddam Hüseyin Amerika’yı petrolü dolar yerine euro ile satmakla tehdit etmişti.
Varlığı Petro – Dolar sistemine bağlı olan Amerika kısa sürede Irak’ı işgal ederek de-dolarizasyon sürecinin önüne geçmiş oldu.
Doları dünya üzerinde rezerv para haline getiren temel sebep petrolün büyük oranda dolar üzerinden satılıyor olması. Bu da dünya ticaretinin dolarla yapılmasını sağlıyor ve ülkelerin dolar talebini artırıyor.
Günümüzde İran ve Venezuela’nın başını çektiği ülkeler petrolün dolarla satılmasına karşı çıkıyor. ABD için bundan daha tehlikeli bir durum olamaz. Dolayısıyla ABD’nin Venezuela ve İran’ın üzerine bu kadar gitmesini ekonomi politik olarak da değerlendirmek gerekir.
ABD için enerjiden daha önemli konu enerjinin dolar ile satılmasıdır.
Örneğin Türkiye dünyanın herhangi bir yerinden ithalat yaptığı zaman bunu ABD doları ile yapmak zorunda. Eğer 1000 dolarlık bir ürün satın alacaksak ABD’ye 1000 dolarlık bir ürün satmamız gerekir. Burada anormal olan durum ise bizim 1000 doları elde etmek için ABD’ye 1000 dolarlık ürün ihraç etmemiz gerekirken ABD’nin yapması gereken tek şey Merkez Bankasında bir kağıdın üzerine 1000 ABD doları yazması. Hiç şüphesiz bu emek transferini de beraberinde getiriyor. Dünya geneline baktığımızda durum her ülke için aynı. ABD hiçbir çaba harcamadan ülkelerin emeğini kendisine transfer ediyor. Haliyle buna dur denildiği zamanda silaha sarılıyor.
Dolayısıyla ABD’nin Venezuela, İran ve Türkiye’nin bu kadar üzerine gelmesi onlar için bir beka meselesi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.