'Görmez'e hakkımı helal etmiyorum..'
Kırklareli Müftü Yardımcısı Adnan Zeki Bıyık, emekliye ayrıln Diyanet İşleri başkanı mehmet Görmez'e hakkını helal etmeyeceğini beliren bir yazı kaleme aldı Kırklareli Müftü Yardımcısı Adnan Zeki Bıyık'ın yazısı Sayın Cumhurbaşkanım, malumunuz Diyanet İşleri Başkanı görevden alındı. Affedersiniz emekliye ayrıldı. Bu emekli işi de pek kafama yatmadı, çünkü dışarıdan getirilen profesörlerin kadroları üniversitelerinde...Dolayısıyla Diyanete hepsi görevlendirmeyle geliyorlar. Neyse konumuz bu değil.
Sayın Cumhurbaşkanım, muhtelif saiklerle iyi yönetilmemekten tutun da çok çeşitli sebeplerle Diyanet yıprandı. Tabii bunda Sayın Görmez'in ne kadar katkısı var yok onu aziz milletimiz değerlendirir. Şu bir gerçek ki hiçbir Diyanet Reisi böyle gürültülü bir şekilde gitmedi ve çok sayıda ağır tenkide maruz kalmadı.
Çünkü bu şahıs hem İslam Dinine hem kuruma çok büyük zararlar verdi. En çok de yaptıkları torpilli atamalarla, düşüncesizce yapılmış fetva beyanlarıyla, İzmir'in dindarlığı ile ilgili ayrıştırıcı konuşmaları, getirdiği bazı akademisyenlerin sorumsuz ve iş bilmez tutumları vb çok sayıda büyük hatalarıyla halkın kuruma olan itimadını bırakın sarsmayı ayaklar altına almıştır.
Kanal 7 de programcısı Turgay Bey'in önerisi olan pek de önemli olan "Sala verin" çağrısına sahiplenen Görmez'e,her ne kadar Salalar verdirdi, vb diye kendisine itibar kazandırılmaya çalışıldıysa da kendisi aşağıdaki hadise ile hep çelişik durumda idi. Elbette şu kadar yıl o makamda dururken faydalı hizmetleri de oldu, ama bazı noktalarda kuruma ve dinimize verdiği zararlar derin yaralar açtı insanımızın gönüllerinde...
Örneğin taşradaki çok sayıda paralelci müftü, vaiz,kkö, imam, müezzin vb personeli, herhalde ben atamadım. Görmez atadı..Hatta bazı atamalar 17-25 den sonra bile oldu....Sonra darbe olunca taşradaki fetöcüler bir bir alınırken, ne hikmetse merkezde tık yok....Evet merkezde alım oldu ama o kadar az ki....Alınan o azlar da daha çok alt düzey personel...Eeeee taşradaki din görevlilerimiz ve bizlerin aklına şu soru devamlı geliyor.Neden merkez teşkilatta fetöcü ihracı yok denecek kadar az.Sorular sorular....Yoksa var da kendileri töhmet altında kalırız diye bunlar himaye mi ediliyor? Diye soruyor insanlar.
Tüm bunlar olup biterken hiç hak etmeyen insanlar kahraman olarak lanse ediliyor.Kahraman varsa, ustralarının çift taraflı kestiği dönemde elini değil başını taşın altına koyan ben ve benim gibiler meçhul kahramanlar.Yıllardır bunların illegal faaliyet gösterdiğini, iltimasla binlercesinin hukukunu yediğini söyleyenler kahraman....Sala veren dayak yiyen imamlar, Tankların altına yatan aziz milletimizdir kahraman..Hak etmeyen birçok fırsatçıyı terfi ettirip mazlumların hakkını yiyenler değil.Yıllarca dinler arası diyalog haltları karıştıranlar değil!.Bunları ileride tarih hep ortaya koyacak.Prof. İhsan Süreyya Sırma'nın da dediği gibi Diyanet dini alanı doldurma noktasında ciddi ihmallerde bulunmasaydı, fetö bu kadar güçlenemez, halkın dini duygularını istismar edemezdi.
Sayın Görmez'in akademisyen arkadaşları ve asistanları arpalık gibi yurt içinde ve yurtdışında gönüllenirken, önemli makamları işgal eden bazı zevat hicaz topraklarında dolarlarına dolar katmaya çalışırken (bazı idarecilerin vesairenin gittiği hac ve umre sayısı incelensin ne demek istediğim anlaşılacaktır) 5 yıldızlı otellerde yıl boyu lüzumsuz tatilden başka bir anlama gelmeyen seminer, çalıştay vs işlerle meşgul olunurken, fetöler şatolar güçlendi de güçlendi.Bunun da baş müsebbibi Görmez'dir. Kendisi Fetöcü değil ama hesap vermesi gereken ihmallerin baş mimarıdır. Ve beyefendi hiçbir fatura ödemeden gitti...Neymiş ilme dönüyormuş.Daha önce dönseydin ya..Sabık Bursa Müftüsü Mehmet Emin AY gibi 16 Temmuz sabahı istifa dilekçesi yazıp gitseydin ilmi hayata.Bu arada O beyefendiyle alakalı neden işlem yapılmadı? Gidiş zamanı ve tarzı hiç normal değil...
Bay Görmez'in ödüllendirilir gibi rektör yapılması da büyük günahtır bana göre.İnşaallah bu hataya düşülmez. Beyefendinin kızı Müberra Görmez babasının ümmeti düşündüğüne şahitmiş ve ondan memnunmuş, tabii memnun olacaksın kızım, yokluk görmedin ki, benim kızım gibi sürgün görmedin ki, İslam'ı savunduğum için, Hz Peygamber'in izzeti savunduğum için hakkında soruşturma açılıp rahatsız edilip psikolojin bozulmadı ki.Yıllardır eleştirdiğim haksız atamalar sebebiyle devamlı idare tarafından benim gibi itilip kakılmadın ki. Sen babandan razısın ama benim kızım da ben de babandan razı değiliz kızım.Cep telefonumuza mesaj atıp helallik istemiş.Hakkımızı helal etmiyoruz kızım....
Ömrüm sınırlarda geçti evlatlarım doğru dürüst okuyamadı, hep okul değiştirdi..
Biliyor musun kızım yaklaşık 30 yıldır bu kurumda hizmet ediyorum...bizim paramızla aldığımız bir evimiz bile yok, jakuzzimiz de yok...Babamdan kalan ucuz bir evimiz var o kadar... ve ömrümüz oradan oraya fırlatılarak "hizmetinize ihtiyaç duyuldu" hitaplarıyla dalga geçilerek en geri kalmış yerlere atanarak sürgünlerle geçti. Annemin de babamın da, kanserli kardeşimin de hep ölülerine gittim. Ciğeri on para etmez diyalogcuları istedikleri makama getiren baban benim hasta aileme refakat etmemi engelledi yaptığı sürgünlerle..
Kardeşimin Hacettepe Onkolojiye götürecek kimsesi yok beni memleketime yakın bir yere (Samsun) civarına atayın lütfen dememe rağmen Samsun'a oldukça yakın olan Kırklareli'ye gönderdi sevgili babanız.Peki suçum ne Müberra kızım? Torpil yapmayın, iltimas kul hakkıdır, israf etmeyin devletin parasını pulunu cehennem ateşi sayın dedim...Suçlarım bunlar.Tabii bu zulümlerin hesabını muhterem babanızdan soracağım .
Müberra kızım! Müberra kızım, dinler arası diyaloglar kepazeliklerinin baş savunucuları, "muhterem muhterem" diye fetönün arkasında gezen takım hep terfi ederken bunlarla mücadele eden şahsıma muhterem babanız sürgünleri reva gördü, yetmezmiş gibi bir de soruşturma açtırdı.Buyurun babanızdan razı olun! Ama biz razı değiliz, ben ve benim gibi niceleri...
Ben hayatımda haram para yemedim, kanaatkar bir din ve dava adamıyım. Hiçbir oluşuma intisap etmediğim gibi ülkemin tarihine kara damga olan Fetö'ye çok çok önce, mesela 17-25'den önce en ağır yazıları da yazmış, Peygamberimize saygısızlık yapan paralel yazara da haddini bildirmiş bir müftüyüm ve köşe yazarıyım. Paralele yazdığım bu ağır yazı sebebiyle bana soruşturma açıp müfettiş gönderen emekli Başkan Görmez'e de haliyle hakkımı da helal etmiyorum.
Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.