General kaçırtan kadının oğlu 1. oldu

General kaçırtan kadının oğlu 1. oldu
General kaçırtan kadının oğlu 1. olduGeçen yılki 29 Ekim resepsiyonunda başörtüsü nedeniyle subayların salonu terk etmesine neden olan kadının oğlu...

General kaçırtan kadının oğlu 1. oldu

Geçen yılki 29 Ekim resepsiyonunda başörtüsü nedeniyle subayların salonu terk etmesine neden olan kadının oğlu tam 1 yıl sonra ödül kazandı.

Kaderin cilvesine bakın ki, Adana?da bir yıl önceki resepsiyonda başörtüsü nedeniyle subayların salonu terk etmesine neden olan Nuray Özcan Hanımefendi?nin oğlu Aykut, Adana Valiliği tarafından, İlköğretim Okulları arasında düzenlenen "Atatürk ve Cumhuriyet" konulu şiir yarışmasında Adana 1.?si olmuş.

Eğer Van?da yaşanan deprem nedeniyle Cumhuriyet Bayramı etkinliklerine bir kısıtlama getirilmemiş olsaydı, bir yıl önce annesinin başörtüsü nedeniyle bazı subayların salonu terk ettikleri tarihin yıldönümünde Aykut, "Atatürk ve Cumhuriyet" konulu yarışmada kazandığı birincilik ödülünü aynı yerde almış olacaktı.

Birinci olan şiiri yazının sonunda göreceksiniz...

Geçen sene ne olmuştu, önce onu bir hatırlayalım.

Bilindiği gibi, geçtiğimiz yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeni ile Adana'da düzenlenen resepsiyonda başörtüsü krizi yaşanmış, aralarında 6'ncı Kolordu ve Garnizon Komutanı Korgeneral Mehmet Eröz'ün de bulunduğu askerler resepsiyonu terk etmişlerdi.

Salonda birkaç başörtülü kadın olduğunu gören subaylar, sırf bu gerekçe ile, okulu arka kapıdan eken öğrenciler gibi eşleriyle birlikte otelin arka kapısından ayrılmışlardı.

Adana?daki resepsiyona katılan ve kendisi de başörtülü olan AK Parti Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi Nuray Özcan, subayların davranışı konusunda gazetecilerin kendisine yönelttikleri soruya cevap verirken şunları söylemişti: ?Bunu şahsım adına birkaç cümleyle değerlendirebilirim. Ben Allah ömür verirse 10 sene sonra oğlumu şu an salonu terk eden komutanlara asker olarak emanet edeceğim. Ben açıkcası çok demokratik bulmuyorum, ama kendi tercihleri. Konuyla ilgili daha fazla yorum yapmak istemiyorum.?

Biz bu skandalı geçtiğimiz yıl 1 Kasım?da bu sütuna, ?Başörtülüden komutana insanlık dersi? başlıklı bir yazıyla taşımıştık.

Nuray Özcan Hanımefendi?nin, ?Ben Allah ömür verirse 10 sene sonra oğlumu şu an salonu terk eden komutanlara asker olarak emanet edeceğim? sözlerinin çevremde, ?Ben bunlara evladımı nasıl emanet edeceğim?? şeklinde algılandığına bahsi geçen yazımda temas etmiştik.

Ben bugüne kadar ideolojisi ne olursa olsun, soldan sağdan en marijinal insanlar arasında bile Cumhuriyet karşıtı bir insana denk gelmedim. Cumhuriyet?e muhalif kimseyle karşılaşmadım. Cumhuriyet bu ülkenin en büyük ortak değerlerinden biridir. Yasaların korumaya çalıştığından çok daha güçlü bir şekilde milletimizin vicdanında korunur ve yaşatılır.

Fakat ordunun komuta kademesi, Cumhuriyet denilince yek vücud hale gelen bu ülkeyi geçtiğimiz yıllarda kutuplaştırmayı başardı. Nadide kristal bir vazo gibi insanların çatlamaması için özen gösterdiği Cumhuriyet?imizin kutlanış biçimine gölge düşürdü.

Olayın birinci yılında...

Adana?da bir yıl önceki resepsiyonda başörtüsü nedeniyle subayların salonu terk etmesine neden olan Nuray Özcan Hanımefendi?den dün e-mail aldım. Oğlu Aykut?un birinci olduğunu da o zaman öğrendim.

Nuray Özcan Hanımefendi e-mailinde şunları da yazmış;

?Adana'da Cumhuriyet bayramımızın coşkusunu benim şahsımda ve benim gibi bir çok annenin, bacının, eşin, hüznünde boğmaya çalışmışlardı. O gün, benim yaşadıklarıma ve hissettiklerime karşı göstermiş olduğunuz duyarlılık için bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Ben tek evlada sahip bir anneyim. Her anne gibi ben de evladımı vatanına, milletine, bayrağına ve ezanına sahip çıkan ve ülkesine faydalı olan bir birey olarak yetiştirme çabasındayım. Allah'ıma şükürler olsun ki bu güne kadar evladıma verdiğim her damla emek, bu ülkenin huzuruna katkı yapacak türden bana geri döndü. Oğlum Rab'bimin bana bir emaneti (bütün sevdiklerimiz gibi) ve ben o emaneti Rab'bimin rızası doğrultusunda yetiştirmek için var gücümle mücadele ediyorum. Allah'ın izniyle ve tek başıma...

Oğlumun adı Aykut Oğuz...

11 yaşında, Adana İMKB İ.Ö.O. 6. sınıf öğrencisi...

29 Ekim 2010 akşamı, Adana Hilton otelinde yaşanan Cumhuriyet bayramı resepsiyonundaki olayın, "resepsiyon krizi" olarak gündeme düşmesi, kriz geçiren bir zihniyetin zuhuruydu kanımca... Başörtümden dolayı yaşamış olduğum can yakıcı ilk olay bu değildi elbette... Ama en can yakıcı olanıydı diyebilirim.

O gün orada, bana o cevabı verdiren ve o cevaptaki oğlumu bana bahşeden Allah'a şükürle olsun ki, tam bir yıl sonra annesinin başındaki örtüyle başı dik durmasını sağlayacak bir başarıya imza attı oğlum...

Adana Valiliği tarafından, İlk Öğretim Okulları arasında düzenlenen "Atatürk ve Cumhuriyet" konulu şiir yarışmasında Adana 1. si oldu Aykut Oğuz. Oğlumun bu başarısı beni ve çevremi çok mutlu etti...

Asıl ilginç olan; geçen yıl aynı gün, 29 Ekim Cumhuriyet bayramı coşkusunu, ben ve benim gibi bir kaç arkadaşım var diye yaşayamadan gidenlerin olmasıydı..."Cumhuriyeti atalarımız birlikte kurdu tamam ama yaşatmak sizin değil bizim işim, siz asker ocaklarına er yetiştirin, şehit verin, bu ülkenin cefasını çekin, bayram vakti kutlamasını biz yaparız, sizin başınızda örtüyle kutlamaya hakkınız yok" der gibi bulunduğumuz ortamları terk eden ya da o ortamlara hiç gelmeyenlere bir anlam ifade eder mi acaba bu durum?

Oğlumun Adana 1. si olmasına vesile olan şiiri sizinle paylaşmadan evvel, oğlum henüz 3. sınıf öğrencisi iken aramızda geçen bir konuşmayı size aktarmak istiyorum..

STV'de yayınlanan "Ölümsüz Kahramanlar" adlı dizi filmi izlerken; " Anne, ben askerliğimi Şırnak'ta yapmak istiyorum" dedi oğlum. "Neden?" dedim. "Teröristleri ortadan kaldırıp, vatanımı bunlardan temizlemek istiyorum" dedi. ?Aslan oğlum benim" deyip sarılıp öptüm yavrumu.

Ben ve benim gibi bir çok anne bu duygularla, bu şuurla, bu vatan için, peygamber ocağı saydığımız ordumuza asker yetiştiriyoruz. Allah bizlerden bu bilinci, bu imanı almasın inşallah... Allah'ın bizlere emanet ettiği evlatlarımızı, biz varız diye salon tek eden komutanlara emanet ediyoruz. Bizden dolayı salon terk edildi diye biz ordumuzu terk etmiyoruz ve etmeyeceğiz de...

Başımızda taşıyıp baş tacı yaptığımız örtümüzün, eksikliğimiz değil fazlalığımız olduğunu düşünüyor, saygılarımı sunuyorum. Nuray ÖZCAN.?

Adana İMKB İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi 11 yaşındaki Aykut Oğuz?un birincilik kazanan şiiri şöyle...

EN BÜYÜK HAZİNE

Gözlerinde parlıyordu Cumhuriyet.

"Özgürlük" diyordun ilelebet.

Bizlere bıraktığın bu kutsal emanet,

En büyük hazinemizdir Atam.


Geceni gündüzüne katarak,

Vatan toprağını yar sayarak,

Bu milleti birlik yaparak,

Cumhuriyeti kurdun sen Atam.


Düşmanları denize döktün.

Al bayrağı göndere çektin.

Bu vatan için çok çile çektin.

Sana borcumuz ödenmez Atam.

Özgürlüğümüzdü tek isteğin.

"Bir karış toprağı vermem" derdin.

Cumhuriyet için canını verdin.

Bize hakkını helal et Atam.

Edirne'den Kars'a her yerde,

Adana'dan Samsun'a her ilde,

Yüce Türk milletinin gönlünde,


Ulu önderimizsin sen Atam.

Şimdi ben on bir yaşındayım.

Aziz emanetinin başındayım.

O'nu her an koruyacağım.

Sana söz veriyorum Atam.

Aykut Oğuz?u bizler de tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Yolu açık olsun...

Prof. Dr. Osman Özsoy ? Haber 7

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.