Genelkurmay'ın Balyoz talihsizliği?

Genelkurmay'ın Balyoz talihsizliği?
 Cumhurbaşkanı Gül'ün "Yeni Türkiye'de artık muhtıra olmaz" açıklamasının ardından Genelkurmaydan şok bir açıklama geldi. "163 personelin...


 

Cumhurbaşkanı Gül'ün "Yeni Türkiye'de artık muhtıra olmaz" açıklamasının ardından Genelkurmaydan şok bir açıklama geldi.

 

"163 personelin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekiyoruz" ifadesinin yer aldığı açıklamayla Anayasanın "Yargıya hiçbir merci telkinde bulunamaz" maddesi ihlal edildi.

Balyoz sanıklarının tutukluluklarına yaptığı itirazın mahkeme tarafından ikinci kez reddedilmesinin ardından
Genelkurmay Başkanlığından çok tartışılacak bir açıklama geldi. Genelkurmay, yargılaması devam etmekte olan Balyoz sanıklarının tutukluluğa itiraz başvurularının ikinci kez reddedilmesini eleştiren şok bir açıklama yaptı.

Kovuşturma devam ediyor


Genelkurmayın internet sitesinde yayınlanan açıklamada, "163 personelin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekiyoruz" denildi. 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığında yapılan ve darbe planı olduğu iddia edilen seminer planıyla ilgili olarak başlatılan kovuşturmanın devam ettiği kaydedildi. Açıklamada, "Halen tutuklu bulunan 163 askeri personelin, tutuksuz yargılanmak üzere yaptıkları müracaat 5 Nisan 2011 tarihinde itiraz mahkemesi tarafından ikinci kez reddedilerek, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmiştir" ifadeleri yer aldı.


Muhalefet şerhine sarıldı


Devam eden yargı sürecine müdahale anlamına gelebilecek davranışlardan özellikle kaçmadığının dile getirildiği açıklamada, "TSK, yargılamayı etkilemeyecek şekilde çeşitli defalar açıklama yaparak tereddüte yer bırakmayacak şekilde izah etmiştir. Benzer hususlar, bilirkişi raporlarında da açık bir şekilde yer almaktadır" denildi.
Genelkurmay, bu şok ifadelerin ardından önceki gün verilen, sanıkların tutukluluk halinin devamına ilişkin kararı da sitesinde yayınladı. Siteye konulan kararda karara muhalefet şerhi düşen Mahkeme Başkanı Şeref Akçay'ın değerlendirmeleri de genişçe yer aldı.

Zamanlama dikkat çekici


Ayrıca açıklamanın zamanlaması da dikkat çekici bulundu. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün başsavcı vekili yapılarak Ergenekon soruşturmalarından alındığı sırada uzun süredir sessizliğini koruyan Genelkurmaydan açıklamanın gelmesi tartışmalar neden oldu. Kamuoyunda, "Yasadışı derin yapılara yönelik mücadelede geri adım mı atılıyor" sorularının sorulduğu ve soruşturmalarla ilgili tereddütlerin oluştuğu sırada Genelkurmayın devreye girmesi farklı yorumlara yol açtı.


ANAYASA VE YASALAR NE DİYOR?


Genelkurmay'ın Balyoz sanıklarının tahliye taleplerinin reddedilmesi üzerine yaptığı açıklama Anayasa ve Türk Ceza Kanunu'na aykırı olduğu belirtildi.
Genelkurmay'ın açıklamayla Anayasa'da teminat altına alınan mahkemelerin bağımsızlığına ilkesini çiğnediği gibi, TCK'da belirtilen adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu da işlediği kaydedildi.

ANAYASA 138: HİÇBİR MERCİ TELKİNDE BULUNAMAZ


Mahkemelerin bağımsızlığını teminat altına alan Anayasa'nın 138. Maddesi'nde şu ifadeler yer alıyor:
"Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez."

TCK 288: ADİL YARGILAMAYI ETKİLEYENE HAPİS CEZASI


Adil Yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 288. Maddesi'nde ise şu hüküm bulunuyor:  "Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hâkim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır."

Darbenin delilleri 2010'da karartıldı


Geçtiğimiz yıl "delil karartma" şüphesi yok diye tahliye edilen Balyoz tutuklularının 2002 yılına ait Balyoz belgelerini Ekim 2010'da kararttığı ortaya çıkmıştı. Altında Balyoz sanıkları emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Tuğgeneral Mustafa Kemal Tutkun'un imzası olan belgelerin, yine Balyoz sanığı Tuğgeneral Kasım Erden tarafından karartıldığı öne sürülmüştü. Olay 1. Ordu'ya bağlı Keşan'daki 4. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yaşanmış, Alan ve Tutkun'un Balyoz Darbe Planı kapsamında altındaki birliklere yayınladığı talimatları Ekim 2010'da birliğin başında bulunan Tuğgeneral Erdem tarafından imha edilmişti. İmha edilen belgelerin bazılarına BUGÜN ulaşmıştı. Şok belgeler Balyoz sanığı generallerin görev alanlarında olmadığı halde istihbarat toplattığını gün yüzüne çıkarmıştı. Yasa dışı fişlemeler ve takip etmelerin yer aldığı belgelerde subay ve eşlerinin istihbarat elemanı gibi takip edildiği, Hükümetin icraatlarının da denetlenip rapor edildiği ve bu yönde sistemli bilgi ve raporlama yapıldığı da belgelerde yer almıştı.

Yargıya baskı oluşturacak nitelikte


? AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik: Yargı kararlarını herkes beğenmeyebilir, eleştirebilir. Fakat ordu gibi elinde silah bulunduran bir kurumun, kurumsal olarak tepki gösterip bunu resmi açıklamaya dökerse tabiî ki yargıya müdahale olur. Tutukluluk haline ben karar verecek değilim. Yargılamayı yapan ben değilim. Hukukun üstünlüğüne inanıyorsak mahkemelere saygı göstermeliyiz. Kurumsal yapılan açıklama yargıya açık müdahaledir. Keşke hiç yapmasalardı. Yarın bir gün doğal akışı içinde bazı sanıklar tahliye edilse kamu vicdanında "Arkasında silahlı güç vara, destek açıklaması geldi ve tahliye edildiler" düşüncesi oluşur. Bu durumda kamu vicdanında derin yaralar açar.

Kurumsal açıklama talihsizlik

Eski Cumhuriyet Başsavası Reşat Petek:
Genelkurmay web sitesinde ilk defa mahkeme kararına itiraz dile getirildi. Demokratik ve hukuk devletlerinde mahkeme safahatında Genelkurmay Başkanlığı'ndan böyle bir açıklama gelmesi kabul edilemez. Süreç normal seyrinde giderken Genelkurmaydan açıklama gelmesi hakim ve savcılar üzerinde baskı oluşturacaktır. Açıklamada yargı sürecinde titizlikle davrandığından bahsediliyor. Ancak açıklamanın bazı yerlerinde mahkeme kararına karşı sert bir tutum izleniyor. 163 sanığın tutuklanma gerekçeleri mahkeme kararlarında uygulanmış durumda. Gerekçeleri de açık ve net. Yargı kararlarına karşı sert ve uyana bir üslupla kurumsal bir açıklama yapılması talihsizliktir. Yargıya baskı oluşturacak açıklamadır. Genelkurmay yargılama sürecini ihlal ettiğini anlamalıdır. Anlamı-yorsa gerekli kurumlar tarafından hatırlatılmalıdır.

?
Eski Sava Saat Kayasu Açıklama büyük bir talihsizliktir. Adil yargılamayı etkilemeye yönelik bir teşebbüstür. Aynı zamanda mahkeme kararına etki edecek bir açıklamadır. Genelkurmayın açıklaması suç olarak kabul edilebilir. Sanıyorum, bu açıklama mahkeme kararına etkisi olması için yapılan bir açıklamadır. Açık bir şekilde mahkeme heyetini etkilemeye yönelik bir teşebbüstür. Silahlı kuvvetler 'silah' gücünün farkında olarak, böyle bir açıklama yaptığında dikkate alınacağının farkında olarak bu açıklamayı yapmıştır. Hukuk devletinde kabul edilebilir bir açıklama değildir. Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan bu açıklama iyi bir gelişme değildir. Suç ni teliğini taşıyabilir. Kurumsal olarak bir açıklama yapılması yanlış olmuştur. Herkes kendi işine bakmalı. Yargı da silahlı kuvvetlerde kendi görev sahası içinde hareket ederse çok daha iyi olur. Böyle açıklamalar kurumun meşruiyetini zedeleyecektir. Bunun için gerekli yaptırımlar da yapılabilir. İkaz edilebilirler. Genel kurmay, Zekeriya Öz gö revdeykendeaynı tavrı sergiliyordu.

Askeri hukukçular da Balyoz'a 'darbe' demişti


Balyoz Darbe Planı iddialarını teyit eden askerî hukukçulara ait geçen ay ortaya çıkan ses kayıtları, konuyla ilgili askerî bilirkişinin hazırladığı raporu yeniden gündeme getirmişti. 1. Ordu Askerî Başsavcısı Bülent Münger'le birlikte 5 askerî hukukçuya ait olduğu ileri sürülen kayıtlarda,
Çetin Doğan'ın ne için savunma yaptığını anlayamadığını söyleyen hukukçular, askerî Bilirkişi Kurmay Pilot Binbaşı 1 Ahmet Erdoğan'ın hazırladığı bilirkişi raporunda Balyoz'u tam I anlamıyla bir darbe planı olarak m tanımladığını ve sonrasında bilirkişinin başına gelenleri anlatıyordu, işte o askeri hukukçuların yaptığı konuşmadan dikkat çeken bölümler:

? Benim ilk denediğim bilirkişi olan binbaşı gibi yeteneklisini meslek hayatımda görmedim ama adamı raporu nedeniyle kaydırdılar.


? Daha önce kendi gemimizi vuran adam Deniz Kuvvetleri Komutanı oldu, gemimizi jetlerle vuran Hava Kuvvetleri Komutanı oldu.


?
Çetin Doğan plan seminerinde kafasına uygun personel seçti. Darbe ortamında rütbeye bakılmaz, iş yaparlı-ğına bakılır.

? Hani diyor ya... "istanbul'un üstüne çökeriz" diyorya... Normal plan, seminer planında niye çökü-yorsun istanbul'un üstüne kardeşim? işte statlara bilmem kaçyüzbin kişi niye topluyorsun bu normal seminerde?


? istanbul ayağı tamamsa, Jandarma da onay veriyorsa darbe yapılabilir.


?
Çetin Doğan sahte diyor. Resmen emir. Hiçbir şeylik yok. Boş verin diyor, başka zaman, altında Aytaç Yal-man'ın imzası. Herif taramış onu. CD'ye taramışlar yani.

HABER: Gökhan ÖZDAĞ /
BUGÜN

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.