Gazeteciler Cemiyeti'nin gazetecilere ettiğine bak!

Adında "gazeteci" kelimesi olan derneklere bakın...

Hükümete demediklerini bırakmıyorlar..

Neymiş, "Gazeteciler tutuklanıyor"muş. "Basın mensupları cezaevine konuluyor"muş!
Devlet, kendi yaptığını kendisi savunsun da.
Biz, şu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne iki çift laf edelim.
Soralım bu beylere, "Siz ne yapıyorsunuz gazetecilere, muhterem baylar?"
Savcılar, hakimler tutukluyorlar da, siz ne yapıyorsunuz?
Sanki baş üstünde mi tutuyorsunuz?
Kusura bakmayın da, adınızda "gazeteciler" kelimesi var ama.. O gazetecileri, adam yerine bile koymuyorsunuz. Koymuyor, sonra da savcılardan, "Gazetecilere haksızlık etmeyin" talebinde bulunuyorsunuz.
15 yıllık, 20 yıllık gazeteci arkadaşlarımız var. Müracaat ediyorlar Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne.. "Üye olmak istiyoruz" diyorlar..
Hani sarı basın kartları olmasa..
Başbakanlık'ın verdiği basın kartlarını, yıllar önce almamış olsalar..
"Gayet normal. Daha kart bile alamamışlar.. Almışlarsa da, daha çok yeni.. Dernek, bu gazetecilerin mesleki faaliyetlerini yeterli bulmamış olabilir" diyeceğim.
Ama Başbakanlık Basın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün Basın Kartları Komisyonu'nda yer alanların yarıdan fazlası, zaten Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin ya temsilcisi, ya da üyesi..
Beyefendiler, Basın Kartları Komisyonu toplantısına geliyorlar, "Bu arkadaşın çalışmaları, gazetecilik için yeterlidir. Sarı basın kartı verilmelidir" diyorlar.
Ertesi günü, aynı gazetecinin "Gazeteciler Cemiyeti'ne de üye olayım" şeklindeki dilekçesi önlerine geldiğinde, aynı muhteremler bu sefer, "Üye olma talebinin reddine" diyorlar!
Niye?
Niyesi yok... Ağababalar öyle istiyor..
Şunu da söylemeliyim..

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Ali İhsan Karahasanoğlu - Haber7