'Gâvur İzmir' nereye denirdi?

'Gâvur İzmir' nereye denirdi?
"Gâvur İzmir" diye Müslümanlar'ın asırlarca fethedemedikleri sahildeki İzmir'e denirdi14. yüzyılda iki İzmir vardı. Müslümanlar'ın elindekine "Müslüman...


"Gâvur İzmir" diye Müslümanlar'ın asırlarca fethedemedikleri sahildeki İzmir'e denirdi

14. yüzyılda iki İzmir vardı. Müslümanlar'ın elindekine "Müslüman İzmir", Hıristiyanlar'ın elindekine "Kâfir İzmir" denirdi.

"Gâvur İzmir" lafı kullanılır ama nereden geldiği bilinmez. Bu sözün kökenini de birçok şeyde olduğu gibi tarihte buluruz.

İKİ İZMİR

İzmir, Türkler Anadolu'ya geldikten sonra 11. yüzyılın sonlarına doğru Çaka Bey tarafından fethedildi. Haçlı seferleri sırasında Bizans İzmir'i geri aldı. İzmir daha sonra Cenevizliler'in eline geçti. Aydınoğulları zamanında İzmir tekrar Müslümanlar'ın eline geçti. Aydınoğulları Beyi Mehmed Bey, 1310'lu yıllarda Yukarı Kale'yi (Kadife Kale) fethetti.

Daha sonra ülkesini oğulları arasında taksim ederken bu kaleyi Umur Bey'e verdi. Bu dönemde Aşağı Kale (Liman/Limon Kalesi) yani sahil İzmir'i Hristiyanlar'ın elindeydi ve buraya "Kâfir İzmir" deniliyordu. İç bölgede bulunan Türkler'in elindeki yere de "Müslüman İzmir" adı verilmişti.

Türk denizcilik tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Aydınoğlu Umur Bey'in hayatını "Düsturnâme" isimli eserinde Enverî iki İzmir hadisesini şöyle anlatır:

"İki kal'a idi İzmir ol zamân,
Birini Mehmed Bey almışdı nihân,
Biri anun toptoluydu Frenk,
İşleri dün [ü] gün İslâmile cenk".

Umur Bey, Hıristiyanlar'ın elinde olan İzmir'i de almaya kararlıydı. İki buçuk senelik bir kuşatma sonunda Aşağı Kale'yi, yani sahil İzmir'ini fethederek İzmir'in tamamına hâkim oldu, ancak 1344'te Venedik, Kıbrıs, Cenova ve Rodos gemilerinden müteşekkil bir Haçlı donanması Aşağı Kale'yi ele geçirdi. Umur Bey, 1348'de bu kaleyi geri almak için savaşırken bir okla vurularak şehit düştü.

Osmanlı Devleti, 1390'da Yıldırım Bâyezid döneminde Aydınoğulları Beyliği'ni topraklarına katarken İzmir'e de hâkim oldu, fakat Aşağı Kale 1402'de Timur'un burayı fethine kadar Hıristiyanlar'ın elinde kaldı. Timur'un Aşağı Kale'yi fethini "Zafernâme" adlı eserinde anlatan Şerafeddin Yezdî, Haçlılar'ın elindeki Aşağı Kale için "İzmir-i Gebrân" yani "Gâvurlar İzmiri" demektedir. Timur 1402'de Aşağı İzmir'i fethettikten sonra burayı Aydınoğulları'na verdi. Osmanlı hükümdarı Çelebi Mehmed, 1415'te İzmir'in tamamını Osmanlı Devleti topraklarına kattı.
İzmir'deki iki kalenin "Kâfir İzmir" ve "Müslüman İzmir" gibi isimlerle anılmasının farklı örneğine Samsun'da da rastlanılır. Samsun'un Müslümanlar'ın elinde bulunan kısmına "Müslüman Samsun", Hıristiyanlar'ın elinde bulunan kaleye de "Kâfir Samsun" denilmişti.

OSMANLI DÖNEMİNDE İZMİR
Kanunî Sultan Süleyman döneminin başlarında İzmir 1.300 kişilik bir nüfusa sahipti ve bu nüfusun yaklaşık yüzde 10'u Rum'du. 16. yüzyılın sonlarında İzmir büyümeye başladı. İzmir bir liman şehri olarak gelişti ve nüfus iki mislini geçti. Bu dönemde İspanya'dan kaçıp, Selanik'e gelen Yahudiler'den İzmir'e göç edenler oldu. 17. yüzyılın ortalarında İzmir'in nüfusu 10 bine ulaşırken nüfusun üçte biri gayrimüslimlerden oluşuyordu. Avrupa ticaretinin artmasına paralel olarak İzmir'de gayrimüslim nüfus da arttı. 19. yüzyılın ortalarında nüfusu 40 bine ulaşmış şehirde Hıristiyan ve Yahudiler'in toplamı Müslümanlar'ı geçmişti. Gayrimüslimlerin, özellikle de Rumlar'ın önemli bir kısmı yabancı tâbiiyetine girmişti. Avusturya, Yunan, İngiliz ve Fransız tâbiiyetlerinde bulunan 12 bine yakın kişi İzmir'de yaşamaktaydı.

Timur'un İzmir'i fethi

Timur, Yıldırım'ın üzerine yürümekten, uzun süre Osmanlılar'ın İslam dünyasındaki gazi şöhreti dolayısıyla çekinmişti. 1402'de Ankara Savaşı'nı kazandıktan sonra Anadolu'da bir müddet dolaşıp, Hıristiyanlar'ın elinde olan İzmir'in önüne geldi. İzmir Kalesi'nin üç tarafı denizle çevriliydi. Surlar da iki derin hendekle çevrilmişti ve kale iyi tahkim edilmişti. Bu kale hem Aydınoğulları hem de Osmanoğulları tarafından kuşatılmasına rağmen alınamamıştı.
Timur, İzmir'i fethetmeyi askerî değil, dinî bir vazife olarak görüyordu. Timur, kaledekilere Müslüman olup, kaleyi teslim ederlerse gazabından kurtulacaklarını söyledi. Ancak kale komutanı Guillaume de Munte'den aşağılayıcı bir cevap geldi. Komutan kalesinin tahkimatına ve konumuna güveniyordu. Ancak Timur, kaleyi kuşatırken askeri dehasını gösterecekti.

Kalenin üç tarafı deniz olduğu için kuşatma tek taraftan yapılmak zorundaydı. Timur kuşatmanın başarıya ulaşması için deniz tarafından da saldırılması gerektiğini anlamıştı. Bu mahzuru ortadan kaldırmak için askerlerini emir vererek kalenin liman girişine kazıklar çaktırıp, askerlerine taş taşıtarak denizi doldurttu. Sabah başlayan faaliyet akşama bitmişti. Timur, böylece kuşatma için alanı büyütmüştü. Saint Jean Şövalyeleri'nin elinde olan İzmir, Aralık 1402'de düştü. Limandaki gemiler ateşe verilmekten son anda kurtuldular.

Suya çakılan kazıklarla, taşlardan oluşturulan setten kalenin duvarına kadar taarruzda kullanılacak iki köprü yapıldı. Binlerce kişi de kalenin kara surlarının altını kazıp, burayı ağaç kütüklerle takviye ettiler. Daha sonra ağaç kütüklerini ateşe verdirerek hepsinin birden çökmesini sağladılar.

Hazırlıklar bittikten sonra iki taraftan birden taarruz başladı. Tekerlekli taarruz kuleleri de kullanılıyordu. İzmir kısa sürede düştü. Timur, ele geçirilen binden fazla esiri katlettirip, aralarına taşlar da koyarak, öldürülenlerin kafalarından devasa bir piramit yaptırdı. Kuşatma sona ererken kaleye yardım için gelen birkaç Hıristiyan gemisi, Timur'un kendilerine doğru attırdığı kafataslarını görünce derhal geri çekildiler.

Timur'un tarihçisi Yezdî Osmanlı padişahının yedi senede ele geçiremediği kaleyi Timur'un yedi günde aldığını söyleyerek kendi hükümdarını yüceltir. Timur, Osmanlı'nın alamadığı İzmir'i alarak İslam dünyasına kendisini de gazi olarak takdim etmişti.

İzmir adı

İzmir, milattan önce 3000'lerde tarih sahnesine çıkmış bir şehirdir. İzmir ismi, bir Amazon olan Symirna'dan gelir. İsmin orijinalinin "Tismurna" olduğu ve zamanla Smyrna şeklini aldığı söylenir.

İzmir'in ilk fethi

İzmir 11. yüzyılda Türk denizciliğinin kurucusu olarak kabul edilen Çaka Bey tarafından ele geçirildi. Ancak Çaka Bey'in öldürülmesinden sonra tekrar Bizans'ın eline geçti. Bizanslılar şehri işgal edince 10 bine yakın Müslüman'ı öldürdüler.

ERHAN AFYONCU - BUGÜN GAZETESİ

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.