Firavun?un Sefil Propagandası?

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

?Firavun kavmine seslendi ve şöyle dedi: Ey kavmim! Mısır mülkü ve altımdan akıp giden şu ırmaklar benim değil mi? Hâlâ görmüyor musunuz? Yoksa ben, zayıf ve neredeyse söz anlatamayacak durumda bulunan şu adamdan daha hayırlı değil miyim?? (Zuhruf, 51,52)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

?Büyük günahlar şunlardır: Allah?a ortak koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan yere yemin etmek.? (Buhârî, Eymân ve?n-nüzûr 16, Diyât 2, İstitâbetü?l-mürteddîn 1. Tirmizî, Tefsîru sûre (4) 6; Nesâî, Tahrîm 3, Kasâme 48)

Hz. Mûsâ?nın mûcizeleri karşısında acze düşen ve halkının tevhîd dînine gireceğinden korkan Firavun, Nil?in kenarında bir otağ kurmuştu. İki sene müddetle gelip geçenlere:

??Mûsâ?ya inanmayın!? diyor ve:

??Taptığınız ilâhlarla beraber ben de sizin Rabbinizim!? diyordu.

Firavun, kendisinin saltanat, kudret, servet ve ihtişâmını ortaya koymak istiyor, buna mukâbil Mûsâ (as)?ın dilinde tutukluk bulunan fakir ve zayıf bir kimse olduğunu söylüyordu:

?O?na altın bilezikler verilmeli veya yanında O?na yardımcı melekler gelmeli değil miydi?? (Zuhruf, 53) diyerek, böyle birinin peygamber olamayacağını iddiâ ediyordu.

İşte böylece:

?Firavun kavmini aldattı; onlar da kendisine boyun eğdiler. Onlar fâsık bir kavimdir.? (Zuhruf, 54) (Osman Nûri Topbaş, Nebiler Silsilesi II, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah?ın En Güzel İsimleri)

er-Rezzâk: Yarattığı bütün mahlûkatın rızkını veren, ruh ve bedenlerin gıdasının yaratan demektir.

Kısa Günün Kârı

Günahlardan kendimizi koruyalım.

Lügatçe

ihtişâm: Görkem.
mukâbil: Karşı, karşılık.
fâsık: Kötü düşünen.