Filistinli düşünür Münir Şefik: Batı ve ABD, dünya hakimiyetini kaybetti
Filistinli düşünür Münir Şefik: Batı ve ABD, dünya hakimiyetini kaybetti
Filistinli düşünür Münir Şefik, Batı dünyası ve ABD'nin artık dünya hakimiyetini kaybettiğini söyledi.
İSTANBUL - MEHMET ÖZTÜRK
Filistinli düşünür Münir Şefik, Batı dünyası ve ABD'nin artık dünya hakimiyetini kaybettiğini söyledi.
Şefik, AA muhabirine verdiği mülakatta, Batı ve ABD'nin dünya hakimiyetini kaybetmesinden dolayı Batı dünyasının bir tür kaos yaşadığını savundu.
- Mahmud Abbas: Filistin davası zor bir süreçten geçiyor
- Gazze'de dün gece yaşananlar yeni bir savaşın habercisi değil
- 'İsrail'e sert yaptırımlar uygulamaya konulmalı'
- Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri: İsrail'e ciddi bir ders verdik
- Abbas'tan Filistin yönetimine olağanüstü toplantı çağrısı
- İsrail'in son Gazze saldırısının geride bıraktığı yıkım
- Kudüs sokaklarında Peygamber coşkusu
Batı demokrasi düşüncesinin kendi içindeki aşırı milliyetçi yönelimlerin artması nedeniyle gerileme kaydettiğine dikkati çeken Şefik, bu durumun demokrasiye darbe olduğunu söyledi.
Şefik, İslam dünyasında ise herhangi bir ilerleme olmadığını, özellikle Arap dünyasında çokça çatışma ve çekişme yaşandığını ifade etti.
"İşler iyiye gitmiyor." diyen Filistinli düşünür, dünyada genel itibariyle düşünsel anlamda bir kaosun hakim olduğunu ve şu ana dek galip gelecek bir düşüncenin de bulunmadığını kaydetti.
Şefik ekonomik, siyasi ve askeri hakimiyetle devlet düşüncesinin bağlantılı olduğunu belirterek "Osmanlı Devleti yıkıldığında İslam düşüncesi gerilediği gibi Batı hakim olduğunda da onların düşüncesi dünyaya yayıldı. Aynı şekilde kominizim ve diğer düşünceler için de benzer gelişmeler yaşandı." değerlendirmesinde bulundu.
Dünyadaki güç dengelerinin düşünce gelişimine yardımcı olduğunu söyleyen Şefik, "Düşünce ölmez." dedi.
"Güç düşünceyi üretir"
"İslam düşüncesi aşırılık yanlısı grupların ortaya çıkması nedeniyle çok sayıda sarsıntıya maruz kaldı." diyen Şefik, buna örnek olarak ise DEAŞ ve Nusra Cephesi gibi örgütlere dikkati çekti.
Bu grupların İslam dünyasına olumsuz yönde büyük etkisi olduğunu dile getiren Şefik, "Aşırılık yanlısı gruplar Batı tarafından İslamı zayıflatmak için elverişli bir enstrüman olarak kullanıldı." dedi.
Şefik "İslam sahada olmaya devam edecek. Örneğin birlik haline gelir ve bir güç şeklinde başarılı olursa o zaman İslam düşüncesi de İslam ülkelerinin sahip olduğu güç oranında gelişecektir." yorumunu yaptı.
Filistinli düşünür şunları kaydetti:
"İslam henüz oldukça güçsüzken bu güçsüzlük İslam düşüncesinin Batı Afrika'da yayılmasına engel olmadı. Bu, tüm dünyada yayılma anlamına gelmiyor. Belli bir toprak parçasında da zafer kazanabilir. Ancak düşüncenin evrensel boyuttaki egemenliği devletlerin gücü ve egemenliği ile ilişkilidir."
Dünyada gençliğin içinde bulunduğu duruma da değinen Şefik, şunları kaydetti:
"Bugün gençler solun kırıldığı, İslam düşüncesinin kaostan dolayı sıkıntılar yaşadığı ve demokrasi düşüncesinin ise sallandığı bir dönemde yaşıyor. Gençler ideolojilerin sona erdiğine kanaat getirmeye başladı."
İdeolojilerin güç ve yayılmalarının mevcut güç dengelerine bağlı olduğunu ifade eden Şefik, Sovyetler Birliği ve Çin zayıfladığında bu ülkelerin sahip olduğu ideolojilerin de gerilediğini ve buna bağlı olarak komünizme karşı kendini konumlandıran liberalizm ile demokrasi düşüncesinin de gerilemiş olduğunu söyledi.
Şefik, "Düşüncenin güç oluşturacağını düşünmüyorum. Aksine, düşünceyi oluşturan gücün ta kendisidir." ifadelerini kullandı.
"Kaşıkçı cinayeti dünyanın kontrolden çıkmış olduğunun delili"
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Başkonsolosluğunda öldürülmesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Filistinli düşünür Şefik, şunları söyledi:
"Öyle sanıyorum ki Kaşıkçı cinayeti artık dünyanın kontrolden çıkmış olduğunun delilidir. Bunun için olay tüm dünyanın ilgi odağı haline geldi ve bu da dünyanın medyatik bir kaos yaşadığını gösteriyor."
"Abbas siyasetini değiştirmeden Filistin uzlaşısı mümkün değil"
Şefik, Filistin'de yaşanan gelişmelere ilişkin ise ülkede iki farklı strateji olduğunu ve yönetim ile direnişin farklı stratejilere inandığını belirtti.
Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin yönetiminin müzakere, görüşme, uzlaşı ve ABD ile ilişkiler bağlamında bir stratejiyi çözüm olarak benimsediğine işaret eden Şefik, diğer tarafta ise bu düşünceyi kesinlikle benimsemeyen ve Filistin'in kurtuluşu için tek yol olarak direnişi gören bir strateji olduğunu kaydetti.
Filistin'deki bölünmüşlüğün nedeninin taban tabana zıt bu iki düşünce olduğunu ifade eden Şefik, şöyle devam etti:
"Bu iki düşünce bir araya gelmiyor. Abbas siyasetini değiştirmediği sürece de bu uzlaşının gerçekleşmesi mümkün değildir. Filistin direnişi görüşmeler ve pazarlıklar siyasetini yürüten bir lidere tabi olmayı kabul etmez. Çünkü bu stratejinin başarısızlığı tescillenmiştir."
Şefik, Filistin Devlet Başkanına ilişkin "Abbas, oldukça inatçı biri ve görüşmelerin başarısızlığını itiraf edip geri adım atmayı kabul etmiyor. Oysaki İsrail ile büyük bir kriz yaşıyor." ifadelerini kullandı.
Arap devrimleri tesadüf değildi
Filistinli düşünür son olarak 2011'deki Arap devrimlerini değerlendirdi.
"Arap devrimleri tesadüf değildi." diyen Şefik, söz konusu devrimlerin ABD'nin bölgedeki hakimiyetinin zayıflaması ve dünyadaki güç dengesinin bozulmasından kaynaklandığını dile getirdi.
Şefik "Şu an için sonuçlar tamamen olumsuz. Yeni devrimler olursa Arap Baharı sürecinde yaşanan tecrübelerden dersler alınması gerekiyor." ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.