Filistin ile dirilmek ya da dibe vurmak

Allah’ın küfür milleti tektir dediği Batıl(ı) liderler zulümde yine birleşti. Ramazanın arifesinde kan kardeşi oldu ABD, İsrail organizeli bir şekilde Filistin’de katliam yaptılar.

Bir vücudun azaları, bir binanın tuğlaları olması gereken birlikte saf tutup kötülüğe karşı kıyam etmesi gereken Müslüman liderler küfrün karşısında tam tersi bir tutum sergilediler, geçici dünya menfaatlerini kaybetme korkusuyla tüm olup bitenleri zillet içerisinde susup seyrettiler.

ABD İsrail’e karşı rest çeken Tel Aviv’i yerle bir eder, haritadan sileriz diye tehditler savuran İran ve tüm İslam âlemi için kutsalları bağrında barındıran Sudi Arabistan liderleri, seyircilerin en çok göze batan dikkat çekenleri oldular. Yine eğer isteselerdi çözümün bir parçası olabilirlerdi ama olmadılar. Suudi yöneticilerin ABD yöneticileri ile yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor ve çok samimiler hiç olmazsa bir telefon açabilir ricada bulunabilirdi!

İran İsrail’e karşı harekete geçirmediği ordusunu, silahlarını Suriye’de sahada sürekli kararlı bir şekilde direnişçilere karşı savaşırken, İran’ı Suriye konusunda Rusya Türkiye ile bir masa etrafında çözüm müzakerelerinde gördük (!)

İran ve Suudi Arabistan’ın gerçek yüzlerini  bir kez daha gördük..

Filistin’de yaşanan katliam ve acılar karşısında kayıtsız kalan İran ve Suudi Arabistan’ın gerçek yüzlerini  bir kez daha gördük onların ümmet veya kardeşlik gibi bir dertleri yok.

Dünyayı yönetenler, üç maymunu oynarken sahada söz söyleyen, çözüm için çabalayan, birçok ülke liderini arayan, tavrını net bir şekilde ortaya koyan, tek lider cumhurbaşkanı Erdoğan oldu.

Tüm Türkiye ayağa kalktı. Siyasi partiler STK’lar net bir şekilde tavır koydu ve Filistin’e sahip çıktı. Başta İHH olmak üzere yardım kuruluşlarımız harekete geçti.

Ülkemiz adına tüm bu umut verici güzel gelişmelerin ve dayanışmanın yanı sıra kendi içerimizde yaşadığımız ama bu kez dışa yansıyan soruna bir kez daha şahit olduk.

İslam düşmanlarının ekmeklerine yağ sürercesine ABD konsolosluğu önünde katilleri değil katillere karşı çıkan insanı protesto eden konuşmacıları hayretler içerisinde dinledik.

Bir yandan ümmet ve kardeşliğe vurgu yapacak diğer yandan sizin gibi düşünmeyen kardeşlerinize karşı kin ve husumet içeren söylemler içerisinde olacaksınız (!)

Sürekli sorgulayan ama eleştiriden ve hesap vermekten kaçınan cemaatçi taassupça mezhepçi partici, kardeşlik hukukundan uzak, kâfirlerden daha çok Müslümanlarla uğraşan onların çalışmalarından rahatsızlık duyan onların zayıflaması için çabalayanlardan artık çok yorulduk.

Şu günlerde Filistin ile dirilirken dibe vurmakta var!

İsrail askerlerinin en güçlü silahları ile saldırılarını korkusuzca zafer işareti ile karşılayan çocukları, iki ayağını kaybetmiş tekerlekli sandalyesi ile direnişe destek verirken, şehit olan şehadetinden sonra gülen yüzleri ile yüzleşmek, hak batıl mücadelesinde yerimizi almak, saflarımızı sıklaştırmak zorundayız.

Mübarek ramazan ayı içerisinde bir kez daha içerisinde bulunduğumuz durumu sorumluluklarımızı özellikle kendimizi gözden geçirmenin tam zamanı diye düşünüyorum.

Sabır arınma, dirilme, direnme, kuran ve tefekkür ayı on bir ayın sultanı ramazan Ümmetin birlik ve beraberliğine vesile olsun.