Faizdeki düşme ivmesi daha fazla olmalı
Başbakan Davutoğlu, "Faiz oranlarının düşme trendi içinde olması, olumludur ama biz bunun daha fazla bir ivmeyle seyretmesi gerektiği kanaatini yine de ifade ediyoruz" dedi.
BUDAPEŞTE (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye olarak, Avrupa’nın enerji arzı, özellikle Orta Avrupa ülkelerinin ve özellikle de Macaristan’ın enerji arzı konusunda, enerji talebi konusunda her türlü işbirliğine hazırız. Bu çerçevede güzel görüşmeler gerçekleşti" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Türkiye-Macaristan Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı'nın ardından mevkidaşı Viktor Orban ile basın toplantısı düzenledi.
Davutoğlu, Türkiye ile Macaristan’ın çok özel ilişkilere sahip iki ülke olduğuna vurgu yaptı.
"Biz Atilla’nın torunlarıyız. Birisi Anadolu'da birisi Orta Avrupa'nın merkezinde. Tarihte kurulduğu varsayılan 16 Türk devletinden birini de Hun Devleti olarak kabul ettiğimizden, bizim için Macaristan uzak ve yabancı ülke değil" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Tarihi olarak iç içe geçmiş ilişkilerimiz var. Macar milliyetçileri 19. yüzyılda herhangi bir yere sığınmak istediklerinde Türkiye'yi tercih etmişlerdir. Bir daha böyle zorunluluk olsun istemeyiz ama başta Sayın Orban olmak üzere bütün Macarlar için Türkiye bir ikinci evleridir. Her zaman bekleriz. Zorunlulukla değil ama dostlukla, muhabbetle her zaman Türkiye de onların ülkesidir. Yine başta Gül Baba olmak üzere, Zigetvar’da ve diğer Macaristan’da birçok Türk eseri var. Türkiye’de de Macar evleri var. Bunlar bizim ortak geçmişimizi simgeliyor."
Türkiye ile Macaristan'ın NATO’da müttefik iki ülke olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bugün Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği'nin 2. toplantısını yaptık. Daha önce Sayın Başbakanımız, o zaman dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan ile ilk toplantı yapılmıştı. Şimdi bu geleneği sürdürüyor olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Biz bu tür toplantıları genellikle komşu ülkelerle yaparız. Bizim için Macaristan belki coğrafi olarak değilse bile bizim için gönül olarak komşudur, hatta komşudan da yakındır. Bu ilişkilerin gelişmesi için 6 bakanla Macaristan'a yaptığım bu ziyaret en çok bakan arkadaşımla yaptığım ziyaret olmuş oldu. Ortak kabine şeklinde bir toplantı gerçekleştirmiş olduk. Bu kültürel temel üzerine, NATO'daki stratejik işbirliğimiz üzerine Avrupa'ya bakışımızdaki ortak perspektifimiz üzerine ilişkilerimizi güçlendirmek üzere kültürel ekonomi ve uluslararası alanda çok güçlü ayaklarda bu ilişkileri geliştiriyoruz."
-"Tuna bizim için boğazlar gibi çok özel önem atfettiğimiz bir nehirdir"
Türkiye ile Macaristan arasında en kısa zamanda 5 milyar dolarlık ticaret hedefine ulaşmak istediklerini ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2 milyar doları bulduk. 5 milyar dolara ulaşmak için ekonomik ilişkilerini geliştirilmesi bağlamında önemli kararlar aldık, anlaşmalar imzaladık. En kısa zamanda ulaşacağımıza dair ben güçlü bir güvene sahibim. Eximbank’ın İstanbul'da ofisi açılıyor olması çok önemli adım. Biz de Budapeşte'de benzer adımı atma hazırlığı içindeyiz. KOBİ'leri devreye sokmamız, yine önemli bir proje. Bu anlamda transit geçişler ve diğer tarım alanında ihracat konusunda atılacak adımlarla bu rakamın en kısa zamanda 5 milyar dolara ulaşacağına inanıyorum.
Ayrıca Tuna bizim için boğazlar gibi çok özel önem atfettiğimiz bir nehirdir, su yoludur. Budapeşte'den İstanbul'a da en doğrudan ulaşımın sağlanması tuna üzerinden hepimizi mutlu edecektir. Yine hızlı tren projesi ki biz Marmaray ile deniz altından Avrupa ile Asya'yı bağladık. Benzer projenin, Budapeşte-Belgrad arasında yapıldığını biraz önce konuştuk. Hızlı tren hatlarıyla Türkiye-Macaristan'ın birleşmesi de bu iki ülkeyi birbirine komşu kılacak özelliklere sahiptir.”
- "Enerji talebi konusunda her türlü işbirliğine hazırız"
Enerji işbirliği konusunu da detaylı olarak ele aldıklarını bildiren Davutoğlu, "Macaristan'ın bu konudaki, son dönemdeki çabalarına Türkiye destek vermeye hazırdır. Türkiye olarak, Avrupa’nın enerji arzı, özellikle Orta Avrupa ülkelerinin ve özellikle de Macaristan'ın enerji arzı konusunda, enerji talebi konusunda her türlü işbirliğine hazırız. Bu çerçevede güzel görüşmeler gerçekleşti" diye konuştu.
Avrupa Birliği ile ilişkilerde Türkiye'ye verdiği destek dolayısıyla Macaristan'a bir kez daha teşekkür etmek istediğini dile getiren Davutoğlu, "Avrupa bazen bazı halkları almakta tereddüt eder aynen Romalıların o zamanki Atilla'nın torunlarına mesafeli durduğu gibi, şimdi de Atilla'nın diğer torunlarına mesafeli duruyor. Ama tarih, doğası içinde akar. Türkler ve Macarlar, Avrupa kimliğinin çok önemli unsurlarıdır. Bu çerçevede Macaristan'ın bize AB’ye üyelik kokusunda verdiği desteğe müteşekkiriz. AB içinde, NATO'da ve uluslararası platformlarda da birlikte çalışmaya kararlıyız" diye konuştu.
Davutoğlu, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın doğuya açılım projesi kapsamında yürüttüğü politikalar konusunda Türkiye'ye verdiği özel önemi de takdirle karşıladıklarını söyledi.
"Biz Doğu-Batı denklemi içinde sıkışmış ülkeler değiliz, aksine hem Doğulu, hem Batılı, hem Asyalı, hem Batılı hem Avrasyalı, hem de Avrupa Atlantik unsurlarının parçasıyız" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Bütün bu ilişkilerde Türkiye-Macaristan işbirliği, kuvvetli zemin oluşturacak ve Avrasya ölçeğinde barışın temin edilmesi için de çok önemli zemin oluşturacaktır" dedi.
-Macaristan Başbakanı Orban
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, iki ülke arasında tarihten gelen ve benzeri olmayan bir işbirliği bulunduğuna işaret ederek "Her iki tarafta biliyor ki Attila'nın torunlarıyız" dedi.
Her iki ülkenin de egemen ve onurlu devletler olduğunu dile getiren Başbakan Orban, Doğu ve Batı arasında tercih yapmak istemediklerini, tersine iki taraf arasında anlaşma ve işbirliği görmek istediklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakan olduğu dönemde Macaristan'ı ziyaret ettiğini ve ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkarmak konusunda anlaşmaya varıldığını hatırlatan Orban, "İyi bir tempoyla ilerliyoruz. 2014'te iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2 milyar gibi rekor bir seviyeye ulaşmıştır. Ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkarıncaya kadar çabalarımızı sürdüreceğiz" diye konuştu.
Orban, Macar Eximbank'ın İstanbul'da temsilcilik açması konusunda anlaştıklarını ve bu konuda küçük ve orta ölçekli işletmelere (KOBİ) 170 milyon dolar kredi sağlayacaklarını ve yine KOBİ'ler için 50 milyon dolarlık karşılıklı yatırım fonu oluşturacaklarını açıkladı.
Başbakan Orban, ortak petrol üretimi konusunda Rusya'yla Karadeniz'de yaptıkları işbirliğinin benzerini başka ülkelerle de yapmak istediklerini söyledi.
Macar vatandaşlarının Türkiye'ye vizesiz seyahat edebilmeleri olanağını sağladığı için Türk hükümetine teşekkür eden Orban, "Bunun karşılığında AB kuralları çerçevesinde Türk vatandaşlarına en esnek şartları sağlıyoruz" diye konuştu.
Macaristan'da 780 Türk öğrencinin eğitim gördüğünü hatırlatan Orban, Macar devleti olarak 150 öğrenciye burs verdiklerini dile getirdi.
Orban, Başbakan Davutoğlu'nun daveti üzerine bir sonraki Konsey Toplantısı için Türkiye'ye geleceğini de duyurdu.
Enerji konusunda iki ülke arasında nasıl bir işbirliği düşünüldüğünün sorulması üzerine Orban, geçen altı yılda enerji politikası anlamında Macaristan için olumsuz, Türkiye içinse olumlu gelişmeler yaşandığını kaydetti.
Türkiye ve Macaristan'ın Nabucco'nun AB programına dahil edilmesini talep ettiğini ancak bunun AB tarafından reddedildiğine işaret eden Orban, Ukrayna üzerinden gaz gelmemesi durumunda büyük bir belirsizlikle karşı karşıya kalacaklarını ifade etti.
Son dönemde yaşanan gelişmeler nedeniyle Macristan'ın enerji konusunda zor durumda olduğuna dikkati çeken Orban, ancak yaşananların Türkiye'nin değerini artırdığını kaydetti. Yeni gaz hattı için alternatiflerin tartışıldığını hatırlatan Orban, Rus gazını Türkiye ve Sırbistan üzerinden Macaristan'a aktaracak bir boru hattından yana olduklarını belirtti.
Başbakan Orban, iki ülke arasında nükleer enerjiyle ilgili olarak da uzman ve teknoloji geliştirilmesi alanında işbirliği yapılacağını sözlerine ekledi.
Bir gazetecinin enerji işbirliği alanında ne gibi bir rol düşünüldüğünün sorulması üzerine Başbakan Davutoğlu, Türk-Macar ilişkilerinde enerjinin önemli bir işbirliği alanı olduğunu söyledi.
Davutoğlu, 2009'da Türkiye'de Macaristan-Bulgaristan-Romanya üzerinden Hazar enerji koridorundaki projede bir araya gelindiğini anımsattı. Bunun güzel bir inisiyatif olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Ama maalesef bu, Avrupa Birliğinin enerji stratejisi bakımından perspektifinin zayıflığı dolayısıyla hayata geçirilemedi" dedi.
Nabucco Projesi ile istedikleri neticeye ulaşılamadığına işaret eden Davutoğlu, "Türkiye hem büyük bir enerji tüketicisi, yükselen ekonomisiyle, hem de aynı zamanda en önemli enerji transit ülkelerinden birisi. Doğudan Hazar'dan gelen enerji hatları, Bakü-Tiflis-Kars TANAP ile Türkiye'nin Hazarı, Kafkasları Balkanlara bağlayan bir kuşak" ifadelerini kullandı.
- "Rusya'nın teklifini ciddiyetle değerlendiriyoruz"
Davutoğlu, ayrıca Irak ve İran'dan gelmesi planlanan enerji hatları olduğunu da belirterek, şöyle konuştu:
"Bunun en önemli ayaklarından biri de Rusya'dan gelen enerji. Bütün bunlarla Türkiye enerjinin en önemli transit hatlarından birini oluşturuyor. Son olarak güney akımının yönünü değiştirerek, Türk akımı haline gelmesi konusunda Rusya'nın getirdiği teklifi ciddiyetle değerlendiriyoruz. Sayın Putin'in aralık ayında Türkiye'yi ziyaretinde bu konu ele alındı, fizibilite çalışmaları yürüyor. Bu da gerçekleşmesi durumunda Türkiye, bir taraftan Hazar'dan TANAP ve TAP ile Yunanistan Adriyatik ve İtalya'ya giden bir kuşak. Diğer taraftan da Türkiye'nin ihtiyacı karşılandıktan sonra Rusya'dan Türkiye'ye gelip, yine Macaristan'a Orta Avrupa'ya kadar gidebilecek bir kuşak üzerinde bazı düşünceler yürütülüyor."
Macaristan ve komşu ülkelere enerji arz güvenliği konusunda verilebilecek her türlü desteğe hazır olduklarını kaydeden Davutoğlu, öncelikle bu projenin detaylarının bilinmesi, gelebilecek gaz miktarı ve hatlarının belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Davutoğlu, Macaristan ile her türlü işbirliğine hazır olduklarını dile getirdi.
-"Beklentimiz daha fazla indirim yönünde"
TCMB'nın Para Politikası Kurulu politika faiz oranının yüzde 7,75'ten yüzde 7,50'ye indirmesiyle ilgili soru üzerine Davutoğlu, faizlerin inme trendinde olmasının önemli olduğunu ve bu durumun Türk ekonomisinin sıhhat göstergeleri arasında bulunduğunu belirtti.
Merkez Bankasının bu yönde bir değerlendirme yaptığını belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
"Faiz oranlarının düşme trendi içinde olması olumludur ama biz bunun daha fazla bir ivmeyle seyretmesi gerektiği kanaatini yine de ifade ediyoruz. Çünkü dünyadaki emtia fiyatlarındaki gelişmeler, Türk siyaseti ve ekonomisindeki istikrar, diğer ekonomik parametreler açısından enflasyonun da düşme eğilimine girmesi dolayısıyla beklentimizin daha fazla bir indirim yönünde olduğu her zaman dile getirdiğimiz bir husus. Tabii Türkiye'de tekrar bu konularda değerlendirmeler yapacağız."
-"Önce kendi ülkelerini kontrol etsinler"
Bir gazetecinin "Suriye'nin Süleyman Şah Operasyonu'nun ardından yaptığı bir açıklama var 'savaş nedeni sayılacağına' dair, bunu BM'ye taşıması veya askeri seçeneği masaya yatırması söz konusu olursa Türkiye'nin tepkisi ne olur" sorusu üzerine Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Türkiyenin Şah Fırat Opersoyunuyla bizim toprağımız olan bir mekandan kutsal emanetlerimizi alıp, yine başka bir Suriye toprağında daha önce olduğu gibi tekrar onları yerleştirmemiz, uluslararası hakkımızın kullanılması anlamına gelir. Hiçbir şekilde bunun tartışılacak tarafı yoktur. Biz bu konuda BM'ye, bütün taraflara bildirimlerde bulunduk. Bu, bizim uluslararası hakkımızı kullanmamızdır. Nasıl 1939 yılında 1921'deki yerinden Caber Kalesi içinden bir değişiklik yaşandı, nasıl 1975'te yaşandı... Türkiye kendi toprağı olarak gördüğü yeni yeri şu anda Eşme'de inşa edilen türbe ve bulunduğu çevre artık Türk toprağıdır. Bunun tartışılır tarafı yoktur."
Suriye hükümetinin, bunu tartışmak yerine Türkiye'nin de toprağı olarak kabul ettiği o bölgede, niçin mevcut olmadığını izah etmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, Karakozak'ta, DEAŞ, özgür Suriye ordusu, PYD kontrolü olduğunu ancak Suriye rejiminin şu anda Karakozak'ta fiilen bulunmadığını kaydetti.
Başbakan Davutoğlu, "Kendi ülkesini kontrol edemeyenlerin başkalarına savaş gibi naralar atmasının kıymeti harbiyesi yoktur. Önce kendi ülkelerini kontrol etsinler, halklarıyla barışsınlar ondan sonra bu konuda fikir beyan edebilir. Kendi halkına zulüm eden bir rejimin, Türkiye'nin haklarını korumak için attığı adımı eleştirmeye hakkı da yok" dedi.
Bu konuda muhatap olarak Suriye Ulusal Koalisyonu'nu aldıklarını, bildirimde bulunduklarını, Suriye Ulusal Koalisyonu'nun da bunu büyük bir memnuniyetle karşıladığını ifade eden Davutoğlu, Suriye rejiminin ve rejimin sözcülerinin, yöneticilerinin, öncelikle son 4 yıl içinde Suriye halkına yaptığı katliamın hesabını vereceği günü beklemeleri gerektiğini belirtti.
-"Mükemmel işleyen bir operasyondu"
Suriye'de kimsayasal silah, füze, kullanıldığını, her türlü saldırıyla, hava bombardımanıyla şehirlerin yok edildiğini hatırlatan Davutoğlu, üçyüz binden fazla insanın katledildiğini, 5 milyona yakın insanın yurtdışına gittiğini söyledi.
Davutoğlu, "Öncelikle bu hesabı nasıl vereceklerini düşünsünler. Kimsenin bu konuda hesap sormaya da hakkı yoktur. Türkiye gerekli gördüğü anda ulusal çıkarı için gerekli gördüğü adımı atar, bu adımı attık ve operasyon başarıyla tamamlandı, bütün dünyanın gıpta ettiği bir başarıyla. Bir kaza dışında hiçbir kaybımız olmadı, mükemmel işleyen bir operasyondu" diye konuştu.
Suriye ve Suriye rejimini destekleyen bazı çevreler dışında, şu ana kadar da uluslararası toplumdan herhangi bir olumsuz kanaat olmadığını vurgulayan Davutoğlu, "Türkiye'yi dolaylı ve doğrudan kimse tehdit edemez. Öncelikle sürdüğü 2 milyon mültecinin hakkından bahsetsin biz bu konularda hakkımız korumaya kararlıyız" dedi.
-Teknik bildirim
Türkiye'nin kendi hukukunu korumak için harekete geçtiğinde izin almayacağını destek de istemeyeceğini dile getiren Davutoğlu, o bölgede oldukları için özgür Suriye ordusuna, PYD ve bütün taraflara sadece "Biz giriyoruz, gideceğiz, bu operasyonu yapacağız sakın ola ki karşımızda herhangi bir engel olmasın sivil kayıplara sebebiyet verecek bir uygulama söz konusu olmasın" bildiriminde bulunulduğunu ifade etti.
Bunun sadece teknik olarak bir bildirim olduğunu, Türkiye'nin karar verdiği zaman ulusal hakkını, hukukunu korumak için kimseden izin de destek de istemeyeceğini belirten Davutoğlu, aynı bildirimin koalisyon güçlerine de yapıldığını, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere alanda mevcut olan taraflara sadece gireceklerini ilettiklerini söyledi.
Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin izin ve destek olmadan hukukunu koruyacak kudrette bulunduğunu, bu kudreti de kimsenin test etmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.
-Anlaşma imza töreni
Türkiye-Macaristan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konsey Toplantısı'nın ardından, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban nezaretinde mutabakata varılan anlaşmalar imzalandı.
Toplantıda mutabakata varılan ve imza altına alınan anlaşmalar arasında, "Türkiye-Macaristan Sosyal Güvenlik Anlaşması ve Anlaşmanın Uygulanmasına Yönelik İdari Anlaşma", "Gül Baba Türbesi'nin Restorasyonu ve Çevre Düzenlenmesi Konusunda Mutabakat Zaptı", "Ankara ve Budapeşte Büyükşehir Belediyeleri Arsında Kardeş Şehir İlişkisi Tesis Edilmesine İlişkin Anlaşma", "Tüketiciyi Koruma ve Piyasa Gözetimi ve Denetimi Alanında İşbirliği Protokolü", "Budapeşte Su İşleri ile AFAD arasında Mobil Su Arıtma Ünitesi Hibe Edilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı", "Nükleer Enerjinin Barışçıl Kullanım Alanları İçerisinde Eğitim, Araştırma ve Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı" yer aldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.