Eylemlerin arkasında istihbarat örgütleri mi var?
TBMM Başkan Vekili ve Ak Parti Kayseri Milletvekili Sadık Yakut, "Gezi parkı eylemleri, çeşitli istihbarat örgütlerinin tahrik ve teşvik ettiği, belli bir noktaya getirmek istediği bir hadise" dedi.
AK Parti İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Yakut, Türkiye'de son günlerde önemli olayların yaşandığını belirterek, "Birincisi, IMF'ye olan borcumuz bitirildi. İkincisi ,anayasada sağlıklı bir nesil yetiştirebilmek için alkol yasası çıkartıldı. Bu yasa, yasaklama zihniyetime değil, gelişmiş batı ülkelerindeki standartları yakalamak, gençleri alkol ve uyuşturucudan kurtarmak için çıkartıldı. Bunun yanında İstanbul'da dünyanın en büyük uluslararası havaalanının ihalesi yapıldı. Ardından, üçüncü Boğaz köprüsünün temeli atıldı. Sonra terör hadisesinin bitirilmesi için gerekli çalışmalar yapıldı. Türkiye'de 5 aydır şehit cenazesi gelmiyor. 75 milyon buna sevinirken birileri bundan rahatsız olmaya başladı. Aslında bu saydıklarıma karşılık muhalefetin meselenin muhtevasına cevap vermesi beklenirken İstanbul'daki Gezi Parkı'nda bir ağacın sökülmesini bahane ederek kendi kontrollerinden çıkan olaya sebep oldular" diye konuştu.
BAŞLATANLARIN KONTROLÜNDEN ÇIKTI
Muhalefetin isim tartışmalarının yerine kendilerine 'Dördüncü köprüyü neden yapmadınız ? '10.5 yıldır iktidardasınız, neden havaalanının ihalesini geç yaptınız?' diye sorması gerektiğini belirten Yakut, " İktidarla muhalefetin arasında böyle bir yarışın olması gerekirdi. Ne yazık ki, Gezi Parkı olayları, başlatanların da kontrolünden çıkmıştır" dedi.
ÇEŞİTLİ İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ TAHRİK VE TEŞVİK EDİYOR
Konuşmasında vatandaşlara seslenen TBMM Başkan Vekili Yakut, olayların arkasında istihbarat örgütlerinin olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Sağduyulu vatandaşlara sesleniyorum. Bu iyi niyetli bir ağaç kesme meselesi değil. Taksim'de yapılacak yeni düzenlemeye karşı çıkma hadisesi değil. Çeşitli istihbarat örgütlerinin tahrik ve teşvik ettiği, belli bir noktaya getirmek istediği bir hadise. Bütün bunların bilincindeyiz, şuurundayız. Milletin sağduyusuna güveniyoruz. 12 Eylül'de nasıl Alevi-sünni, sağcı-solcu diye ayırmayı beceremedilerse şimdi de bu hadiseyi beceremeyecekler, toplumu çatıştıramayacaklar. İnsanlık bilinçlendi. Oradaki bir takım marjinal grupların arasına düşen ve geldikleri bu noktada işin nereye gittiğini anlayan bir kısım grupların da dünden itibaren olaylardan çekildiğini görüyoruz. Türkiye'de seçimle gelen bir iktidar var. Ve demokratik yollardan bunu götüremeyeceğinin farkına varanlar var. Yapılmak istenen hadise bu. Ağaç kestirme meselesine Taksim'in yeni düzenlemesine demokratik tepkilerini koymak isteyen vatandaşlarımız olacaktır, tabi hakları. Ama bunu yaparken oradaki iş yerlerine zarar vermek kimsenin hakkı değil. Zaman içinde emniyet güç kullanmış olabilir ama güvenlik güçlerinin aşırı güç kullandığını iddia edenlerin dikkatini başka noktaya çekmek istiyorum. Demokratik tepkilerini ortaya koyarken; mala, cana zarar vermek demokratik tepki sınırları içinde değildir. Türkiye siyasi iktkrarıı yakaladıktan sonra ekonomik istikrarla birlikte tüm dünyada dengeler değişti. Ama içerdeki mücadelemiz demokratik zemin içinde milletimizin her 4 yılda bir gittiği sandıkta yapılması gerekir. Bunun haricindeki yollara tevessül edenler geçmişe baktıklarında bunun doğru olmadığını göreceklerdir. Bunları bahane ederek İstanbul'u yaşanmaz hale getiren, Türkiye'nin değişik yerlerinde eylemler yapan insanların can ve mal güvenliğine zarar verenlere demokratik tepki diyemeyiz."
Kaynak: DHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.