Evlat acısı acıların en büyüğüdür
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cizre'de Nihat Kazanhan'ın hayatını kaybettiği olaya ilişkin "Bizim geleneğimizde şöyle bir söz vardır. 'Allah kimseye evlat acısı vermesin' diye. Acıların en büyüğüdür" dedi.
İSTANBUL (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cizre'de Nihat Kazanhan'ın hayatını kaybettiği olaya ilişkin "Bir çocuğun öldürülmesinin görüntülerinden insan olarak ne hissedilirse onların tamamını hissettim. Özellikle evlat acısı yaşayan bir baba olarak bunu söylüyorum. Bizim geleneğimizde şöyle bir söz vardır. 'Allah kimseye evlat acısı vermesin' diye. Acıların en büyüğüdür" dedi.
Kılıçdaroğlu, Bakırköy Botanik Park Sosyal Tesisleri'nde, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, CHP Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Bekaroğlu, Sezgin Tanrıkulu, Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi'nin katıldığı toplantıda, Roman derneklerinin temsilcileriyle bir araya geldi.
Yaklaşık 2 saat süren basına kapalı görüşmenin ardından açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Geleceği Birlikte Kuruyoruz" toplantılarının 6'ncısını gerçekleştirdiklerini söyledi.
Türkiye'de "sorunları en derinden yaşayan kitle" ile Roman vatandaşların temsilcileriyle bir araya geldiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, onların sorunlarını dinlediklerini, yapılan araştırmalardan notlarını aldıklarını ve belli konularda görüş birliği sağladıklarını aktardı.
"(Sorunları en derinden yaşayan kitle) diye ifade ettim Roman kardeşlerimizi" diyen Kılıçdaroğlu, bir bölgede yapılan araştırmanın sonuçlarını paylaştı.
Kılıçdaroğlu, "Buna göre hiç okula gitmeyen yüzde 24, ilkokul mezunu yüzde 43, ilköğretimi terk yüzde 21,4, ortaokul mezunu yüzde 8,4, lise mezunu yüzde 2, üniversite mezunu binde 4, sigortalı çalışan işçi sayısı yüzde 3,5, kayıt dışı çalışan yüzde 96" diye konuştu.
Bu kadar derinden sorunlar yaşayan bir toplumun, kitlenin, bir vatandaş gurubunun sorunlarına eğilmenin parti olarak temel görevleri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, 6 nokta üzerinde uzlaşarak, görüş birliği sağladıklarını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, Romanların taleplerini şöyle sıraladı:
"Roman kardeşlerimizin temsilcileri, 'Bizi dezavantajlı grup olarak adlandırıyorlar, biz bunu kabul etmiyoruz. Bu ülkenin eşit yurttaşları olmak istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları tümüyle eşit olmalıdır. Etnik kimlik, inanç, bölge hiçbir fark kabul etmiyoruz. Eşit yurttaşlar olarak onurlu geleceği biz de istiyoruz, bizim en temel yurttaşlık hakkımızdır' diyorlar. Yürekten katılıyoruz. 'Avrupa Birliği'nin Romanlarla ilgili strateji planları var ama Türkiye'nin böyle bir strateji planı yok. Buna ihtiyacımız var. Bunun mutlaka gerçekleşmesi lazım. 'Sorunlarımız var' diyorlar. Sorunlarını, eğitim, barınma, güvenlik, istidam, ayrımcılık ve dışlanmışlık şeklinde sıraladılar. Bunlar bizim en temel sorunlarımızdır. Eğer bir strateji planı hazırlanacaksa bu sorunlarla yola çıkılarak, bir strateji planı hazırlanmalı ve bu sorunlardan Romanlar arındırılmalı, bu sorunlarla karşı karşıya gelmemelidirler."
- "Seçimden seçime anılmak istemiyoruz"
Kılıçdaroğlu, Romanların, seçimden seçime anılmak istemediğini, politikacıların seçimden seçime kendileriyle ilgilendiklerini söylediklerini belirterek, "Romanların yoğun yaşadığı yerlerde, mahallelerde, kadın merkezi olmasını istiyorlar. 'Kadınlarımız o merkezde aydınlatılmalı, eğitilmeli' diyorlar. 'Mutlaka kreş olmalı. Çocuklarımız okul öncesi eğitimi de görmeli, bu bizim hakkımız' diyorlar. Gerçekten de hakları" ifadelerini kullandı.
Romanların, mahallelerinde etüt merkezleri olmasını istediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Kitlemiz eğitilmeli, onlara hakları anlatılmalı, hak talep ediyorlar. Talep ettikleri hakların nasıl verileceği anlatılmalı ve dolayısıyla eşit yurttaş olmanın gereği yapılmalı' diyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
- "Kentsel dönüşümden memnun değiller"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Romanların kentsel dönüşümden memnun olmadıklarını söyledi.
Romanların, "Bu kentsel dönüşüm bizde daha derin yoksulluğa yol açıyor" dediğini ve Sulukule örneğini verdiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, Romanların "kent dışına sürüldüklerini" söylediğini bildirdi.
Kılıçdaroğlu, Romanların, kentsel dönüşümün bir sosyal dönüşüm olarak ele alınmasını, rahatlıkla yaşayabilecekleri bir dönüşüm olmasını istediklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
"(Dar apartmanlarda yaşayamıyoruz, ayağımızın toprağa değmesi lazım, bahçemizin olması lazım, ağaç görmeliyiz) diyorlar. Bu da onların en doğal hakları. Yüzyıllardır böyle yaşıyorlar, onların yaşamlarına uygun modern mahalleler yapmak da siyaset kurumunun görevidir. Madem oy istiyoruz, o zaman onların ihtiyaçlarına uygun yerleri yapalım ve teslim edelim."
Genlerinden gelen bir müzik yeteneği olan Romanların, yetenekli çocuklarının müzik konusunda eğitilmesini istediklerini, bu konuda çocuklarına özel bir ilgi gösterilmesi talebinde bulunduklarını bildiren Kılıçdaroğlu, Romanların, toplumun belli kesimlerinde kendilerine karşı nefret söylemlerinin olduğunu, eşit yurttaş olarak bunu hazmedemediklerini dile getirdiklerini aktardı.
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı olarak Romanların yöneticilerine medyanın önünde taleplerin tamamının takipçisi olacakları ve hayata geçmesi için her türlü çabayı göstereceklerine ilişkin söz verdiğini belirtti.
Sosyal demokrat bir parti olarak bunun görevleri olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "İnsanı insan olarak, onu inancından, kimliğinden ötürü ötekileştirmeyen ki Roman kardeşlerimiz, 'biz ötekileştiriliyoruz, nefret söylemine muhatap oluyoruz' diyorlar. Yüreğinde insan sevgisi olan hiç kimse böyle bir tablonun içinde olmamalıdır. Bizim önümüzdeki tablo, bütün yurttaşların eşit olduğu tablodur. Öyle bakmamız gerekiyor" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bir genel başkan yardımcısını, Roman derneklerinin sorunlarını aktarmasından doğrudan sorumlu kıldıkları bilgisini verdi.
- Sorular
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, Cizre'de Nihat Kazanhan'ın hayatını kaybettiği olaya ilişkin görüntülere ilişkin sorusu üzerine, "12 yaşındaki bir çocuğun hayatını kaybetmesi üzerine Sayın Başbakan'ın yaptığı bir açıklama vardı. Bugün o açıklamanın doğru olmadığı anlaşıldı ve görüldü. Acaba Davutoğlu, ne söylüyor. Ölen çocuk bizim çocuğumuz. Süratle faillerinin ortaya çıkarılması ve hesabının verilmesi gerekiyor. Üzgünüm ama 12 yaşındaki bir çocuk öldürülmemeli bizim ülkemizde, çocuklarımız öldürülmemeli. Bir çocuğun öldürülmesinin görüntülerinden insan olarak ne hissedilirse onların tamamını hissettim. Özellikle evlat acısı yaşayan bir baba olarak bunu söylüyorum. Bizim geleneğimizde şöyle bir söz vardır. 'Allah kimseye evlat acısı vermesin' diye. Acıların en büyüğüdür. Bu acıyı hissetmemek mümkün değil" değerlendirmesinde bulundu.
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dünkü konuşmasının, 'iktidar partisine oy istediği' şeklinde değerlendirildiği" belirtilerek yöneltilen soru üzerine Kılıçdaroğlu, Anayasa'da Cumhurbaşkanlığının tarafsızlığı yönünde çok temel bir kural olduğunu bildirdi.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bütün vatandaşlara, bütün siyasi partilere eşit mesafede olmak zorundadır Cumhurbaşkanı. Eşit mesafede olacağının sözünü verdi. Nerede? Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde. Nasıl verdi sözü. 'Namusum ve şerefim üzerine ant içerim' diye bitirdi.
Bir insan, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir insan, tarafsızlığı konusunda, namusu ve şerefi üzerine ant içmişse, biz gereğinin yerine getirilmesini isteriz. Altını çiziyorum. Namusu ve şerefi üzerine ant içmişse gereğinin yerine getirilmesini isteriz. Tarafsız olmasını isteriz. Yoksa o koltuktan ayrılsın. AKP'nin eş başkanı olarak görev yapabilir."
Bu arada, toplantı öncesinde Balıkesir Edremit Körfez Roman Dernekleri Başkanı Oktay Sümertaş, "Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır" diyerek, Kılıçdaroğlu'da fincan takımı hediye etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.