Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Çiçek:
- "2002'ye kadar terör örgütlerini sanki bir hayır kurumu gibi mütalaa ettiler, biz anlatmaya çalıştık ama duyan olmadı. Geldiğimiz noktada temenni ederiz artık terörle mücadelede bu aymazlıklar son bulsun herkes üzerine düşen görevi yapsın, her ülke altına imza ettiği anlaşmaların gereğini yapsın"
- "Özellikle 2002'den bugüne gelinceye kadar en başta Belçika makamları olmak üzere, tüm Avrupalı dostlarımıza bu terörün bir gün gelip kendileri için de sıkıntı çıkaracağını, 'Bana değmeyen yılan bin yaşasın' demenin faydası olmayacağını, yılan yaşarsa bir gün ısıracağını söylemekle ömrümüz geçti"
- "Bu anayasanını, kavga çıkarmaya müsait bir yapılanması, mimarisi var. 82 şartlarında böyle yapılmış, bir tepki anayasası olduğu için. Artık bu anayasa ile Türkiye yoluna devam edemiyor"
ANTALYA (AA) - Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Cemil Çiçek, "2002'ye kadar terör örgütlerini sanki bir hayır kurumu gibi mütalaa ettiler, biz anlatmaya çalıştık ama duyan olmadı. Geldiğimiz noktada temenni ederiz artık terörle mücadelede bu aymazlıklar son bulsun herkes üzerine düşen görevi yapsın, her ülke altına imza ettiği anlaşmaların gereğini yapsın" dedi.
Çiçek, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ANSİAD) Lara'da bir otelde düzenlediği "6. Olağan Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, Anadolu'ya ayağımızı bastığımız günden beri hayatını kaybeden bütün şehitlere Allah'tan rahmet diledi, Gazileri de şükranla andığını söyledi.
Konuşmasının başında Belçika'da da bir terör eylemi yaşandığını dile getiren Çiçek, "Terörün her türlüsünün acısını çekmiş bir millet olarak ideolojik terör, radikal terör, etnik terör, bu uğurda 80 öncesi ve 80 sonrası 40 binden çok fazla bu işe çok kurban verdik. Böylesine bir ülkenin ferdi olarak bu olayı lanetle kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Çünkü biz Türkiye olarak terörün her türlüsüne karşı olduk, sebebi ne olursa olsun, kim işlerse işlesin, kime karşı işlenirse işlensin. Biz inanıyoruz ki terörün dini olmaz, milliyeti, ırkı olmaz. Çok vahşice lanetlenecek bir eylemdir, biz bunu lanetliyoruz" diye konuştu.
Çiçek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özellikle 2002'den bugüne gelinceye kadar en başta Belçika makamları olmak üzere, tüm Avrupalı dostlarımıza bu terörün bir gün gelip kendileri için de sıkıntı çıkaracağını, 'Bana değmeyen yılan bin yaşasın' demenin faydası olmayacağını, yılan yaşarsa bir gün ısıracağını söylemekle ömrümüz geçti. 2002 yılına gelinceye kadar bizim canımızı yakan terör örgütlerine himaye sağlayan Avrupa'dır. Etnik terörün ilk eylemi 15 Ağustos 1984'tür. Biz 1984'ten, (12 Eylül olayı olmasaydı) 2002'ye kadar bu terör örgütlerine hiçbir zaman Türkiye'nin bütün ısrarlarına rağmen hiçbir işlem yapmadılar. Türkiye'de suç işleyenler, kolaylıkla Avrupa'da iltica imkanı buldu, oralarda palazlandılar, oralardan eğitim aldılar. Oralardan kaynak buldular ve bizim insanımızın kanını akıttılar. 2002'ye kadar terör örgütlerini sanki bir hayır kurumu gibi mütalaa ettiler, biz anlatmaya çalıştık ama duyan olmadı. Geldiğimiz noktada temenni ederiz artık terörle mücadelede bu aymazlıklar son bulsun herkes üzerine düşen görevi yapsın, her ülke altına imza ettiği anlaşmaların gereğini yapsın. Çünkü terörle mücadele anlaşmalarında ya yargıla ya iade et' var. Bizimle ilgili olarak ne doğru dürüst yargıladılar ne de iade ettiler."
Çiçek, Türkiye'nin gündemin çok sık değişen dünyadaki birkaç ülkeden biri olduğunu, öğleden önce başka gündemle uyanıldığını, öğleden sonra başka olayların cereyan ettiğini dile getirdi.
Siyasete gireli yaklaşık 50 yıl olduğunu anlatan Çiçek, Kurtuluş Savaşı, cumhuriyet ve demokrasinin kıymetini herkesin bilmesi gerektiğini, bunların milletin son yüz yılda en önemli kazanımı olduğuna dikkati çekti.
- "Türkiye hiçbir zaman AB hedefinden vazgeçmedi"
Çiçek, "Bu girişi mutlaka özümsemeliyiz. 'Baba mirası yemek' diye bir şey var ya. Bağımsızlığımızı, cumhuriyeti ve demokrasiyi baba mirası yer gibi böyle harcayan bir toplum olmak yerine, bunları daha kurumsallaştıracak kökleştirecek, bunların Türkiye için önemli kazanımlar olduğunu kabul etmemiz gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin dünya devletleri arasında önemli bir yeri olduğuna dikkati çeken Çiçek, Türkiye'nin tarihi, coğrafyası, kültürü, nüfusu, yetişmiş insan gücüyle önemli olduğunu kaydetti.
Çiçek, Türkiye'nin 53 senedir Avrupa Birliği hayali olduğuna değinerek, "Bu bir devlet politikası, bir partinin politikası değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, AB'ye üye olmak istiyor. Az çalışan, çok çalışan hükümetler olmuş zaman zaman bu süreç dondurulmuş ama biz Avrupa Birliği düşüncemizden, hedefimizden vazgeçmemişiz. Fırsatı kaçırdığımız dönem de olmuş. Eğer o fırsat kaçırılmış olmasaydı Türkiye şimdi çok farklı noktada olabilirdi. Belki dünya, bölge de farklı olabilirdi. 53 senedir biz bu hedefin peşindeyiz, bize verilmiş sözler, yapılmış anlaşmalar var." diye konuştu.
Çiçek, Türkiye'nin gündelik kısır çekişmelerinin siyasetçiler olarak kendisini ciddi anlamda rahatsız ettiğini anlatarak, "Bazen incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler üzerine günlerce tartışıp, duruyoruz. Şimdi bir tartışmamız daha daha var, dokunulmazlık meselesi. Allah bilir kaç gün tartışacağız, neticede bir noktaya gelir miyiz, gelemez miyiz bilemem. Biz nelerle uğraşıyoruz elin oğlu politikalarını belirlerken. 'Niye Türkiye'nin AB'ne karşıyım, niye şurada şuna, buna karşıyım.' En zor zamanlarda savunmanın en büyük yükünü Türkiye'ye yükle, şimdi AB savunma politikaları söz konusu olduğunda Türkiye'yi dışarıda bırak" şeklinde konuştu.
Çiçek, birlik ve beraberliğin önemli olduğunu, iş adamlarına birlik ve beraberliklerini fazla siyasetçilere bırakmamalarını önererek, farklılıkların ülkenin dirliğine ve birliğine zarar verecek hale gelmemesi gerektiğini anlattı. Terör örgütünün fitneyi toplumun içine sokmaya çalıştığının altını çizen Çiçek, "Ülkenin dirliği bozulduğu anda bir daha toparlanması zor oluyor. Üslup çok önemli, acı söz toplumu ayağa kaldırabilir. Bir sözün yaptığı tahribatı düşman ordusu yapamaz" dedi.
Çiçek, yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesi gerektiğinin altını çizerek, hukuk güvenliği ve hukuk istikrarı en az para kadar önemli, oksijen kadar lazım olduğunu söyledi.
- "Hiçbir terör örgütü, dış destek olmadan bir haftadan fazla yaşamaz"
Çiçek, Türkiye'nin güçlenmesi için kayıtdışı ekonomi, kayıtdışı siyaset ve kayıtdışı dinin kayıt altına alınması gerektiğini, bunun üzerine ilgili kurumların önemli çalışmalar gerçekleştirmesi gerektiğini belirtti.Terör sorunun bir devlet sorunu olduğunun altını çizen Çiçek, hiçbir terör örgütünün dış destek olmadan bir haftadan fazla yaşamayacağına dikkati çekti.
- Anayasa tartışmaları ve başkanlık sistemi
Çiçek, Anayasa tartışmalarına ilişkin de şöyle konuştu:
"Türkiye'nin bir anayasaya ihtiyacı olduğu ortada. Yani bugünkü hal iyi bir hal değil kim olursa olsun. Ben 82'den sonraki tüm cumhurbaşkanlarıyla çalıştım. Kamuoyuna yansıyan yansımayan bir sürü sıkıntılar olmuştur. Yani bu memleketin en geçimsiz insanları cumhurbaşkanı, başbakan olmadı ki ama her dönem sıkıntı oldu. Bazen öyle bir sıkıntı oldu ki 'yandı Allah' dediniz. Rahmetli Sabancı bile 'Bir anayasa fırladı servetimin yüzde 70'i bir gecede gitti' dedi. Bu anayasanın, kavga çıkarmaya müsait bir yapılanması, mimarisi var. 82 şartlarında böyle yapılmış, bir tepki anayasası olduğu için. Artık bu anayasa ile Türkiye yoluna devam edemiyor."
Anayasa'da kısmi değişiklikler yapıldığını ancak yine de ihtiyaca cevap vermez hale geldiğini vurgulayan Çiçek, uzlaşma kültürünün olmamasının bunda önemli bir faktör olduğunu belirtti.
Çiçek, Türkiye'nin başkanlık ya da parlamenterler sistemini kişiler üzerinden tartıştığını belirterek, başkanlık sistemini gündeme ilk getiren rahmetli Turgut Özal olduğunu hatırlattı.
Toplantıda, Vakıf Başkanı Dündar Uluğkay da bir konuşma yaptı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.