Erdoğan'dan randevu istedi
CHP lideri Kılıçdaroğlu, terör sorunuyla ilgili Başbakan Erdoğan'dan randevu talep etti...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin terör sorunun çözümüne ilişkin yol haritasını paylaşmak üzere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan randevu talep ettiklerini bildirdi.
CNN Türk'te katıldığı canlı yayında soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, CHP'nin sadece AK Parti ile mücadele eden bir parti konumunda olmadığını belirterek, ''Biz AKP'nin tek devletiyle mücadele ediyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.
Vali ve kaymakamların, AK Parti'nin politikalarını uyguladığını iddia eden Kılıçdaroğlu, ''Bütün her şey AKP'nin emri altında. Onun talimatları ile yürüyor. Önümüzde devlet dediğimiz bağımsız bir kurum yok. Devletle içiçe geçen bir siyasi parti var. Yargıç, siyasi otoritenin emrine girmiş gibi bir görüntü var. Yasama organına gidiyorsunuz, Cemil Çiçek, 'Elim kolum bağlı, ben bir şey yapamıyorum' diyor. Buna rağmen bir şeyler söylüyoruz. Türkiye'de anlatamadığımız çok şeyi yurt dışında çok güzel anlatabiliyoruz'' şeklinde konuştu.
Medyanın, AK Parti'nin baskısı altında olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, birçok yazarın hükümeti eleştirdiği için görevinden ayrılmak zorunda kaldığını savundu.
Yasama ve yargının, yürütmenin emrinde olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Vatandaş yargıya güvenmiyor, biz de güvenmiyoruz. Milli iradeyi kullanan 4. güç medya. Medya üzerinde bu kadar baskı olursa medyanın özgürlüğünden nasıl söz edebiliriz? Gazetelerin ekonomi sayfalarına baktığınızda her şey güllük gülistanlık. Ekonomi bu kadar iyi ise niye işsizlik bu kadar fazla? Dünyanın en yüksek faizlerini ödüyoruz. Bunları ekonomi görmeyecek mi'' dedi.
Bir başka soru üzerine, Kılıçdaroğlu, din ve siyasetin bir arada gitmeyeceğini, ikisinin bir arada kullanılmasının mütedeyyin insanların duygularının istismar edildiği anlamına geleceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Dini, siyasette ve ticarette kullandığınız andan itibaren dinle ilgili samimi duyguların kaybolduğunu herkesin kabul etmesi lazım'' değerlendirmesinde bulundu.
Dini argümanları zaman zaman kendisinin de kullandığının söylenmesi üzerine Kılıçdaroğlu, bu argümanı, sadece yoksulluğun istismar edildiği durumlarda ve İsmet İnönü idaresindeki CHP döneminde bazı kitapların yasaklandığı ve camilerin yıkıldığı yönündeki iddialara cevap verirken kullandığını belirtti.
Kılıçdaroğlu, ''Tutuklu gazeteciler ve milletvekilleri konusunda neden sonuç alınamıyor'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Yüze yakın gazeteci tutuklu. Hiçbir çağdaş demokrasi bu kadar tutuklu gazeteciyi kaldıramaz. Hiçbir medya da demokrasilerde bu kadar tutuklu gazeteci varken bu kadar sessiz kalamaz. Tek itiraz eden, mücadelesini yapan parti biziz.
Halkta şöyle bir algıyı yerleştirmek istiyorlar, 'Efendim bunlar mahkum.'' Oysa onlar mahkum değil, sanık. Bunlarla ilgili yargı kararı çıkmış değil. 'Niçin bunları aday gösterdiniz' Bunların milletvekili olmalarında bir engel yok.''
Kılıçdaroğlu, CHP'nin bu konuda elinden geleni yaptığını ve yapmaya da devam edeceğini kaydetti.
''Düşünce dolayısıyla yargılamaya karşıyız''
Kemal Kılıçdaroğlu, bazı BDP'li milletvekilleri hakkında fezleke hazırlandığına dair haberlerin hatırlatılması üzerine, ''Biz siyasal düşünce dolayısıyla yargılanmalara öteden beri karşı olan bir siyasi anlayışa sahibiz. Düşünce özgürlüğünün de her ortamda savunulması gerektiğine inanıyoruz. Düşüncelerin kısıtlandığı bir demokrasiye sağlıklı demokrasi denemez. Herkes düşüncelerini ifade edebilmeli ve bundan dolayı yargılanmamalı'' diye konuştu.
KCK olayının, bir terör olayı olup olmadığının yargı tarafından değerlendirilebileceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, yargının olayı nasıl gördüğünü, delillerin neler olduğunu bilmeden yorum yapmayı doğru bulmadığını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, Kürt sorunun çözümüne yönelik yol haritasıyla ilgili de şunları söyledi:
''Yol haritasında herhangi bir öneri söz konusu değil. Usule dönük bir yol haritası. İçeriği boş bıraktık. Oraya katılan insanlar özgürce doldursunlar içeriği. 30-35 yıldır devam eden bir sorun var. Hükümet programında tek satır bile terörle ilgili cümle yok. Sorunun önündeki en büyük engel siyaset kurumudur. Çözüm üretmedi. Hep güvenlik kuvvetlerine ihale etti. Siyaset kurumunun çözüm üretmesi lazım. Biz üzerimize düşeni yaptık bir yol haritası belirledik.
Parlamentoda, terör sorunun ele alınması konusunda ikili bir komisyon kurulmalı. Bir komisyon milletvekillerinden olacak. Her partiden sorunun çözümüne katkı verecek güzide milletvekilleri var. Parlamento dışında bu konuya yıllarını veren, emek harcamış pek çok insan, kanat önderleri var. Onlardan da bir komisyon kurulmalı. Akil adamlar, düşünce adamları olabilir, adına ne dersek çok önemli değil. İki ayrı komisyon. Parlamento dışındaki komisyon herkesle görüşebilmeli, her yere gidebilmeli, parlamentoya gelip bilgi vermeli, parlamentodaki komisyonla eşgüdüm içinde çalışmalı.''
Terör sorunun çözümüne yönelik hazırladıkları metni TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e ilettiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, Çiçek'in buna olumlu baktığını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, terör sorununun çözümüne dönük önerilerini paylaşmak üzere, Başbakan Erdoğan'dan randevu talebinde bulunduğunu ve cevap beklediğini bildirdi.
''Sarıgül, CHP'ye üye olmak isterse itirazımız olmaz''
Yalova'da iki grup arasındaki kavgayı ayırmak istediği sırada polisin kullandığı biber gazından etkilendiği öne sürülen ve vefat eden Çayan Birben'in durumuna ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, demokrasilerde polisin orantısız güç kullanamayacağını söyledi.
Konuya ilişkin İçişleri Bakanı ile görüşmeyi düşünüp düşünmediği sorulan Kılıçdaroğlu, ''Hayır, İçişleri Bakanı, tutarsızlıklarıyla ünlenen bir bakan. İnsan haklarına saygı duymayan bir bakan. Söylemlerinin insani olmadığı kendi partisinin sözcüsü tarafından dile getirilen bir bakan'' diye konuştu.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün, CHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olabileceğinin gündeme geldiğinin belirtilerek, Sarıgül'ün CHP'ye dönüp dönemeyeceği sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor. Bana da bilgi olarak geliyor. Sayın Sarıgül partimizin üyesi değil. Üyesi olmadığı için Sayın Sarıgül hakkında yorum yapmak çok şık olmaz ama benim genel başkanlığımla beraber biz partimizi herkese açtık. Geçmişteki kırgınlıkları unutmak istiyoruz'' karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu, ''Özel davet düşünüyor musunuz'' sorusu üzerine, ''Özel bir davet hayır ama çağrıyı herkese yapıyoruz biz. Dolayısıyla Sayın Sarıgül de partimize gelir üye olmak isterse bizim itirazımız söz konusu olmaz'' dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.