Erdoğan: Suriye'de Türkiye'nin olmadığı hiçbir adımın atılması mümkün değil
İSTANBUL
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Üsküdar 6. Olağan İlçe Kongresi'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık Suriye'de Türkiye'nin olmadığı hiçbir adımın atılması mümkün değil. Amerika'nın İngiltere ve Fransa ile birlikte rejimin kimyasal silah tesislerini hedef alan son saldırısında bir defa daha gördük ki bu iş öyle pansuman tedbirlerle olmuyor. " dedi.
Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Gerek Macron, gerek May onlarla yaptığım görüşmeler, Sayın Putin ile yaptığım görüşmeler, bütün bunlarla birlikte havayı şöyle bir koklayalım istedik. Değerlendirmeleri yapalım istedik ve yaptığımız değerlendirmelerde bölgenin huzuru için artık şöyle daha yumuşak, muhteris bir havada değil bölgedeki bu sıkıntıları aşmamızın gereği için neler yapabiliriz, bunları konuşalım istedik ama dostlar alışverişte görsün diye bir adım atılmamalı ama biz şunu biliyoruz ki Esed, kim ne derse desin zalimdir. Kim ne derse desin. Kaldı ki bu müdahale illa kimyasal olması şart değil, konvansiyonel olduğu zaman bir kenara mı koyacaksınız? Konvansiyonel silahlarla olduğu zaman dokunma, kimyasalla olduğu zaman dokun. Yüz binlerce insan bu Suriye'de öldü. Bunları kim öldürdü? Önce bunun hesabını bir soralım. Hep birlikte soralım. Türkiye'den başka bu ülkede faaliyet gösterip de Suriye halkına güvenli bir gelecek vadeden hiçbir güç yok."
"Üsküdar Meydanı, İstanbul'un en prestijli meydanı olacak"
Üsküdar ve İstanbul için hayati öneme sahip Üsküdar Meydanı ile Harem-Beylerbeyi sahil düzenlemesinin de bu yıl tamamlanarak hizmete gireceğini anlatan Erdoğan, "Bu projenin inşasının beklenenden uzun sürdüğünü biliyorum. Sabırları için İstanbullulara teşekkür ediyorum. Çalışmalar tamamlandığında Üsküdar Meydanı, İstanbul'un en kullanışlı ve en prestijli meydanı olacak. Bu meydan, üstündeki 125 bin metrekarelik alanı ve altındaki otoparkıyla, Üsküdar'ı adeta gelecek 100 yıla hazırlayacaktır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Üsküdar'ın boğaz mahallelerinde 30 yılı aşkın süredir devam eden imar planının sona erdirildiğini, böylece Üsküdar'ın mahalli dokusunu bozmayacak şekilde, kentsel dönüşüm uygulamalarına geçilmesinin önündeki en büyük engelin ortadan kalktığını söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Üsküdar'da da 2B tapu sorununun tamamına yakınının çözüldüğünü belirtti.
Üsküdar Belediyesi'nin sağlık, spor ve eğitim alanında yaptığı projeleri yakından takip ettiğini ifade eden Erdoğan, "Yıl sonuna kadar sayıları 10'u bulacak olan kapalı spor merkezlerinin 7'sinde yarı olimpik yüzme havuzları mevcut. Belediyemiz fizik tedavi merkezleri, semt poliklinikleri, diş hastaneleri, obezite tedavi merkezi ve engelsiz yaşam merkezi gibi hizmetlerle Üsküdar'da yeni belediyecilik anlayışının örneklerini ortaya koymuştur. Toplamda 100 bin öğrencinin eğitim gördüğü Üsküdar'da 2014'te ikili öğretim öğrenci oranı yüzde 46 iken, Üsküdar Belediyemizin desteğiyle bu oran yüzde 6'ya düşürülmüştür. Kişi başına düşen yeşil alan miktarı son 4 yılda yapılan 33 yeni parkla iki katına çıkmıştır. Bu yıl içinde hizmete girecek Üsküdar Bilim Merkezi, planetaryum ve gözlem kulesiyle İstanbul'un ilk, Türkiye'nin de en prestijli bilim merkezi olacaktır. " diye konuştu.
"Saldırıları kaynağında yok etmeyi siyasetinin temeline oturtmuş bir Türkiye var"
Erdoğan, Orta Asya'dan Afrika'ya, Güney Asya'dan Doğu Avrupa'ya kadar nice değişimlerin rüzgarının bir şekilde hep Türkiye'yi etkilediğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Aynı şekilde Irak'a 1990'da ve 2003'te yapılan müdahalelerin insani yükünü biz üstlendik. Geçtiğimiz 7 yıldır hem Irak hem de Suriye'de yaşanan büyük yıkımın sonuçlarını nereyse tek başımıza biz üstlendik. Bunca zamandır bölgesinin sıkıntılarıyla cebelleşen Türkiye, ilk defa etkilenen değil, etkileyen konumuna geldi. Üstelik bu proaktif siyaseti; vesayetten darbelere, bölücü terörden dinimizi istismar edenlerin ihanetlerine kadar içeride yaşadığı ince saldırılara rağmen uygulayabilmiştir. Terör örgütleriyle, siyaset mühendisliğiyle, ekonomiyi silah olarak kullanma çabalarıyla bizi ne kadar durdurmaya çalışırlarsa çalışsınlar, doğru bildiğimiz yoldan asla şaşmadan işte bugünlere geldik.
Hele bir 15 Temmuz destanımız var ki ülkemizin tarihinde bir dönüm noktası olarak nesiller boyunca anlatılacağına inanıyorum. Böyle bir milletin evladı olduğum, böyle bir milletle yürüdüğüm için Rabbime binlerce kez hamdediyorum. Bugün artık maruz kaldığı saldırılar karşısında sinip alttan alan değil, saldırıları bizzat kaynağında yok etmeyi siyasetinin temeline oturtmuş bir Türkiye var. Biz karşımıza çıkartılan terör örgütleriyle isimlerine bakmadan hepsiyle de aynı kararlılıkla mücadele ediyoruz. Bölücü terör örgütü önce sınırlarımız içinde, şimdi de sınırlarımız boyunca hendeklerle kendine alan açmaya çalışıyor. Peki biz ne yapıyoruz? Bize karşı kazılan o hendekleri teröristlerin mezarları haline dönüştürdük."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin'de etkisiz hale getirilen terörist sayısının 4 bin 163 olduğunu aktararak, "Bunlar Afrin ama bir de Kuzey Irak'ta etkisiz hale getirilen teröristler var. Onların sayısı 337. Yetmedi, bir de içeride var. Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te vesaire buralarda var, onların sayısı 190 da bu teröristler. Ne dedik? İnlerine gireceğiz. Girdik mi girdik. Bitmedi, FETÖ'den da alıyoruz. Şu an itibarıyla FETÖ'den yurt dışından getirdiğimiz teröristlerin sayısı 80. İşte en son Gabon'dan 3 tane getirdik. Ondan önce 6 tane Kosova'dan getirdik. Devam...
DEAŞ eliyle de oynamaya kalktılar. Hemen sınırlarımızı kapattık. İçeridekileri yakalayıp hapse attık. Fırat Kalkanı Harekatı ile de dışarıdakilerin üzerine gidip 3 binini imha ettik. FETÖ ihanet çetesini kullanarak 17-25 Aralık'ta emniyet-yargı mensupları, 15 Temmuz'da ordumuzun içine sızmış çete elemanları vasıtasıyla ülkemize malum el koymaya teşebbüs ettiler. Milletimiz bir oldu, FETÖ ihanet çetesine öyle bir Osmanlı tokadı vurdu ki sesi Pensilvanya'dan duyuldu." diye konuştu.
Buna da en çok şahit olanın Üsküdar olduğunu dile getiren Erdoğan, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün, Çengelköy'ün, Beylerbeyi'nin bunun şahidi olduğunu söyledi.
"Şimdi PKK'nın ve FETÖ'nün hainleri adalete hesap veriyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rabbimiz ne buyuruyor; 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler siz anlamazsınız, bilmezsiniz.' Ama biz bir şey biliyoruz, nedir? Şehadet yüce bir makam ve o makama ulaşanlar sevgililer sevgilisine yakın komşu olacak. Rabbim bizlere inşallah o makamı nasip etsin." ifadelerini kullandı.
15 Temmuz'da 251 vatandaşın şehit, 2 binden fazla kişinin de gazi olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi PKK'nın ve FETÖ'nün hainleri adalete hesap veriyor. Bununla da kalmadık güvenlik güçlerimize, devletimizle vatanlarını kurtarmak için adeta ölümü öldürmüş Suriyeli kardeşlerimize destek veriyoruz. Geçen Özgür Suriye Ordusu'nun komuta takımı bana geldi. Komutanlarla beraber şöyle bir sohbet yaptık. İçlerinde bir tanesi vardı ki arkadaşları onu bana şöyle takdim etti; 'Bu komutan var ya başkanım, bunun midesi yok. Bunun midesini aldılar.' 'Yok ya, aç bakayım fanilanı.' dedim. Açtı, gerçekten bütün bu bölge ameliyat, ameliyat, ameliyat... Omuzdan, kalçadan aldığı kurşunlar ve bizim tarafta ameliyatını, her şeyini oluyor ve durmuyor tekrar cepheye gidiyor. Ya sen ne mübarek insansın ya. İşte bunlara Bay Kemal terörist diyor. Ey Bay Kemal, sen teröristlerle beraber gidiyorsun ama Özgür Suriye Ordusu benim Mehmedim ile beraber yürüyor. Sen adresi şaşırdın adresi. Sen Cudi'ye, Gabar'a, Kandil'e komşusun. Ama onlar şehadete yürüyenlere komşu, onlarla da beraber Mehmet ile komşu. Bize karşı inanılmaz muhabbetleri var. Türkiye'ye karşı, Türklere karşı inanılmaz muhabbetleri var. Sen bunlara nasıl bunu dersin ya? Onlar gerçek manada, 'Ancak inananlar kardeştir' hükmünün gereğini icra ederler, onlar o şekilde ve bizlerle kime karşı savaşıyorlar? Teröristlere karşı, Allahsızlara, inancı olmayanlara karşı... Nerede? Kuzey Suriye'de. Bunlarda inanç minanç böyle bir şey var mı? Yok ve beraber yürüyorlar."
Kendilerini birebir tanıdığı zaman huzur bulduğunu, mutlu olduğunu aktaran Erdoğan, "İnşallah, şu anda Afrin, Afrin'den sonra İdlib, Tel Rıfat, Münbiç, beraber yürüyeceğiz. Mesele ne? Oradaki teröristler ülkemizi taciz etmekten çıkıncaya kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz çünkü bize oralardan taciz olamaz, olursa hesabını verecekler.
Biz burada bir mutluluk daha yaşıyoruz. Nedir o? Ensar olup milyonlarca kardeşimizi bağrımıza basarak, sınır ötesi operasyonlarımız ile Suriyeli kardeşlerimizin yurtlarını özgürleştirerek, bölgemizde oynan oyunları tersine çeviriyoruz. Onlar mülteci biz ensar. Sevgili Peygamberimiz mülteci değil miydi? Muhacirdi. Bir muhacir olarak o ensar topluluğun içerisinden tekrar Mekke'ye döndüğünde işte oradan aldığı güçle hiç gürültü, şu, bu olmadan ne yaptı? Mekke'nin fethini gerçekleştirdi." ifadelerini kullandı.
"Suriye halkının arkasında sadece Türkiye var"
Türkiye'de 3,5 milyon Suriyelinin bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"3,5 milyon Suriyeli nerede kalıyor? Çıkıp bunun cevabını bana versinler. Türkiye'de kalıyor. Fransa'da mı kalıyor, Almanya'da mı kalıyor? Nerede kalıyor? Bizde kalıyor. Kendilerine diyoruz, gelin, insani bir yardım yapalım, insanca yaşayabilecekleri bir imkan sağlayalım. Hiçbirisi elini uzatmıyor. Bu kadar bomba yağıyor. Şuralara yağdırdığınız bombaların parasını getirip ortaya koysanız burada Türkiye tarafında, Suriye tarafında bunlara yeni şehirler kurarız ve bu insanları da buraya baştan beri söylediğim tezimdir biliyorsunuz, güvenli bölge tezi, Obama güvenli bölgeyi önce konuştu sonra o da saptı. Sayın Trump, o da güvenli bölgeyi konuştu ama arkasında durmadı. Hadi kuralım güvenli bölgeyi. Suriye'de sahaya bozulanı düzeltmek için giren Türkiye'den başkasını göremezsiniz. Her terör örgütünün arkasında bir ve birkaç ülkenin belki siluetine rastlayabilirsiniz ama Suriye halkının arkasında sadece Türkiye var."
"Suriyeli muhaliflerle oturulup konuşulmalı"
"Suriye'de hava öyle dumanlı ki kimin kimle ne yaptığı meçhul." diyen Erdoğan, sadece Türkiye'nin sözü, icraatı ve niyetinin açıkça ortada olduğunu söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin Suriye konusundaki görüşlerini şöyle aktardı:
"Peki biz ne diyoruz? 'Suriye'deki tüm terör örgütlerine karşıyız' diyoruz. Ne diyoruz? 'Suriye'de kadınlar, çocuklar, mazlumlar katledilmesin, etnik temizlik yapılmasın, kimse inancından dolayı zulme maruz kalmasın' diyoruz. Ne diyoruz? 'Suriye sorununa siyasi çözüm bulunabilmesi için bu ülkenin gerçek sahibi olan Suriyeli muhaliflerle oturulup konuşulmalı' diyoruz. Ne diyoruz? 'Suriye'de güvenli bölgeler oluşturup, milyonlarcası ülkemizde olan mültecilerin evlerine, yurtlarına dönmeleri sağlanmalı' diyoruz. "
Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından 160 bin mültecinin geri döndüğünü anımsatan Erdoğan, "Aynı şekilde inanın Afrin'e de en azından 200 bin dönüş olacak. Ben bunu görüyorum." dedi.
Suriye halkının üzerine atılan bomba, füze, yöneltilen silah ve kullanılan mühimmatın, para olarak bölgeye aktarılması halinde tüm sığınmacıların yaşayabileceği o şehirlerin kurabileceğinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunu yıllardır tüm Batılı liderlere, Suudi Arabistan başta olmak üzere, Almanya ve diğerlerine, Amerika, hepsine söyledim. Arap ülkelerinin yöneticilerine teklif ettim. Maalesef bu kaynaklar hala Suriye'yi imar etmek için değil yıkmak için gelenlere aktarılıyor. Biz kendi kontrolümüz altındaki yerlerde bu projeyi uyguluyoruz ama neyle? Konteyner kentlerle. Ben diyorum ki konteyner kentler olmasın, çadır kentler olmasın, bir an önce normal şehirler yapalım. Cerablus'ta, El-Bab'ta, Azez'de, şimdi Afrin'de ve çevresindeki şehirlerde temel hizmetler için gereken altyapıdan yönetim yapısına kadar her konuda Suriyeli kardeşlerimize yeni bir gelecek inşa etmenin adımlarını atalım. Türkiye'ye, Suriye'den çıkma çağrısında bulunanlar, bu çağrıyı yapanlar herhalde bu durumdan rahatsız. Çünkü Türkiye'nin olduğu yerde terör olmaz. Sadece huzur kök salabilir. Terör olmayınca da Suriye ve bölgeyle ilgili hesaplar tutmuyor. Pusulalar şaşıyor. Suriye üzerinde hesap yapanlar petrol üzerinde hesap yapıyor ve bu oyunu da biz bozacağız. Suriye halkıyla el ele vererek, bu ülkeyi yeniden ayağa kaldırarak onları şaşırtmaya inşallah devam edeceğiz. İnşallah Münbiç'ten Haseke'ye kadar olan diğer bölgeleri de Suriye halkı için özgür ve müreffeh yerler haline dönüştüreceğiz. Bu mücadelede yanımızda olan herkese teşekkür ederiz. Tüm bu gerçeklere rağmen Türkiye'ye karşı hala terör örgütlerinin ve zalim rejimin yanında yer alanların da en kısa sürede hakikatleri göreceklerine inanıyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun."
Kongreye katılanlara teşekkür eden Erdoğan, konuşmasının sonunda Rabia işareti yaparak, salonda bulunanlarla, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" sloganını söyledi.
"Bütün bunları sağlayabilmek için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Kongremiz hayırlı olsun." diyen Erdoğan, bugüne dek ilçe teşkilatı yönetiminde görev alanlara teşekkür ederken, görevi devralanlara başarı diledi.
"Bu ülkede yaşam hakkı bulamazsınız"
Erdoğan, Kongre öncesinde Üsküdar'da vatandaşlara seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer finans sektörü bu vatana ihanet etmezse, bu vatanda onlar da görevini yaparsa başımız gözümüz üstünde yerleri var, her türlü desteği veririz." dedi.
Cumurbaşkanı Erdoğan şu şekilde konuştu:
"Kalktılar bu ara bize kur savaşı ilan ettiler. Ne ilan ederseniz edin, avucunuzu yalarsınız avucunuzu ama buradan bir şey daha söylüyorum; ey finans sektörünün içerisinde olanlar, bizi kur, şu, bu bunlarla tehdit etmeye kalkmayın, bu ülkede yaşam hakkı bulamazsınız. Bak bu kadar açık söylüyorum. Çünkü bize kur savaşı, finans sektörüyle böyle bir müdahale, adeta bu memlekete ihanettir. Ona fırsat veremeyiz."
"Sizin bu varlığınız, gücümüze güç katıyor"
Üsküdar'da beşinci konuşmasını yaptığını, önce Maltepe, ardından Beykoz ve şimdi de Üsküdar'da konuşma yaptığını, bugün yine İstanbul'da öğleden önce iki uluslararası toplantıya, ondan sonra da Ankara'ya gideceğini anlatan Erdoğan, "Bu gücü nereden alıyorum? Sizlerden. Sizin bu heyecanınız, gücümüze güç katıyor. Sizin bu varlığınız, gücümüze güç katıyor. Onun için de bu yolculukta inşallah çok daha güçlenerek, çok daha güçlü bir şekilde hizmet kervanını güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.
Üsküdarlıların aynı zamanda komşusu olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bir Üsküdarlı olarak komşularıma hitap ederken herhalde biraz daha farklı konuşmam lazım. Niye? Komşunun, komşu üzerinde hakları var. Sizin benim üzerimde, benim de sizin üzerinizde haklarım var. İçinizden bir cumhurbaşkanı olarak, daha önce bir başbakan olarak çıkmış bir kardeşiniz, daha önce bir büyük şehir belediye başkanı olarak çıkmış bu kardeşiniz diyor ki gelin bu yolculuğu güçlenerek devam ettirelim." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, yapılması gereken çok şeyin olduğunu, İstanbul'un, Üsküdar'ın her şeye layık olduğunu anlattı.
Necip Fazıl Kısakürek'in "Canım İstanbul" şiirinin "Beyoğlu tepinirken/Ağlar Karacaahmet" mısralarını hatırlatan Erdoğan, "Benim babacığım da anacığım da Karacaahmet'te yatıyor. Tabii bu Karacaahmet bize de sinyaller veriyor. Karacaahmet sıradan bir yer değil.
Bizler beraber bu yolculukta yürüyeceğiz. Hizmetlerimizi sürdüreceğiz. İstiyoruz ki öyle hizmetler yapalım ki şimdi geldiğimiz noktanın ötesine gidelim." diye konuştu.
"Dünya Marmaray'a, Avrasya'ya bakıyor"
Mutlu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"20 öncesine doğru gidersek acaba böyle bir Üsküdar var mıydı? Yok. Ama şimdi şöyle bir düşünüyorum; ey Üsküdar, ey İstanbul... Bak Üsküdar, İstanbul'un ana çekim merkezlerinden biri oldu. Ne oldu? Marka oldu. Neyi ile? Marmaray ile bir marka oldu çünkü ecdat, karadan gemileri yürüttü, biz de denizin altından hamdolsun Marmaray'ı yürüttük. Şu ana kadar milyonlar denizin altından gitti. Dedik ki 'Bu da yetmez.' Bir de ne yapalım? Bir de Avrasya'yı yapalım. Avrasya'yı yaptık mı? Yaptık. Otomobil ile Avrasya'dan git, gel. Sıkıntı, hamdolsun yok. Dünya şu anda nereye bakıyor biliyor musunuz? Marmaray'a bakıyor, Avrasya'ya bakıyor. İşte bu, çekim noktalarını ortaya koyuyor. Biz daha da iyilerini yapalım, daha da ileri gidelim diyoruz. Gidecek miyiz? Gideceğiz."
Üsküdar'dan Ümraniye'ye tüneli yaptıklarını, bağlantı akslarını da yapacaklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar öyle ufak tefek rakamlarla olmuyor. Ben Bay Kemal'e dedim ki 'Gel, bir bin. Bin de metro neymiş öğren. Bunlar önemli şeyler, sıradan işler değil. Bunlara bin ki dünya nedir tanı. Sıradan olay değil bunlar. SSK'yı verdiler sana, SSK'da bir genel müdürlük yaptın, batırdın olayı. Ölüleri bile rehin aldılar. Ama şimdi bak bizim hastanelerimize. Ne hale geldi hastanelerimiz görüyorsunuz değil mi? Şimdi inşallah bu mevcut hastanelerle yetinmiyoruz, bir adım daha atıyoruz. Nerede? Sancaktepe Şehir Hastanesi'ni yapıyoruz.
Önümüzde Sancaktepe'nin ihalesi var. İhalesiyle orası 3 bin 250 yataklı bir hastane olacak. Bir aksı Başakşehir'de olacak. Bunlar dev hastaneler. Bir kapıdan girdiğin zaman her şey içeride. Dışarıda bağlantı yok. Hatta hastalarımızın birçoğu içeride özel araçlarla taşınacak. Niye? Batının ulaşamadığı yere bir ulaşacağız. Türkiye, bunları başardığını dünyaya gösteriyor ve gösterecek. Şu anda Mersin, Isparta, Adana'da var. Yola devam ediyoruz. Niye? Onlar yapar da biz yapamaz mıyız? Biz onların daha iyisini yaparız dedik ve yaptık."
"81 milyon tek milletiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eliyle rabia işareti yaparak, "Burada ne var? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bizi bölemeyecekler. Biz 81 milyon tek milletiz. Kardeşiz. Bizi bölmek isteyenlere vereceğiniz cevap; haddinize mi, biz kardeşiz. Biz birbirimizi yaradandan ötürü seviyoruz. Alevisi, Sünnisi, biz böyle bir ayrım yapmıyoruz. Doğulu, batılı böyle bir ayrım yapmıyoruz. 81 milyon tek millet. Bu yolda böyle yürüyeceğiz." diye konuştu.
Türk bayrağına asla laf söyletmeyeceklerini çünkü onun şehidin kanını temsil ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hilal, bağımsızlığın ifadesi. Yıldız, şehitlerimizin ta kendisi. Tek vatan... 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Böldürmeyiz. Cudi'de tepelerine indik, Gabar'da tepelerine indik, Tendürek'te tepelerine indik, Bestler Dereler'de tepelerine indik. Ne oldu? İnlerine girdik, inlerine. F-16'larımızla ve Silahlı İnsansız Hava Araçlarımızla... Bunları artık biz yapıyoruz. İnsansız Hava Araçlarımızı da biz yapıyoruz, hamdolsun. Kapılarına gidiyorduk, bizi kapıdan gönderiyorlardı ama şimdi biz yapar hale geldik. Bak nereden nereye? Zırhlı taşıyıcılarımızı yapıyoruz. Şimdi tanklar, evelallah o da bitti, şimdi onları da sürüyoruz. Kararlıyız, kararlı. Artık bizim yurt dışına bağımlılığımız yüzde 35'e filan düştü. Daha iyi olacağız. Daha güçlü olacağız. Bunları da başaracağız ve bütün bunlarla beraber sonuncusu, ona geliyorum, o da tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yok. Burada birleşeceğiz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.