Erdoğan: Savunma sanayindeki gücümüz yüzde 68'e ulaştı
SAKARYA
Sakarya'nın Karasu ilçesinde "BMC Gelecek 50 Yıl Buluşması"nda konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, program kapsamında modernize edilen 2 bin 700 çalışanın görev yaptığı İzmir Pınarbaşı'ndaki fabrikanın açılış töreninin gerçekleştirileceğini, İstanbul Teknik Üniversitesi Test Laboratuvarı'nda Türkiye'nin ilk yerli 600 beygir gücündeki motorunun test çalıştırmasının yapılacağını ve Karasu'da da "Türkiye'nin savunma sanayini bir üst lige taşıyacak", "milletin gurur abidelerinden biri olacağına inandığı" BMC Üretim ve Teknoloji Üssü'nün birinci kısmının temel atma töreninin yapılacağını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 222 hektar alan üzerine kurulan tesiste tank fabrikası, zırhlı araç ve askeri kamyon fabrikası, ticari araç fabrikası, motor fabrikası, hızlı tren ve metro fabrikası gibi pek çok üretim hattı bulunduğunu kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Toplam yatırım büyüklüğü 500 milyon dolara ulaşacak BMC Üretim ve Teknoloji Üssü tüm etaplarıyla faaliyete geçtiğinde 10 bin kişiye istihdam sağlayacak. Tesisin tüm üniteleriyle hizmete girdiğinde ülkemiz ekonomisine, senelik 5 milyar dolarlık katma değer oluşturmasını bekliyoruz. Kendi ihtiyaçlarımız haricinde Katar başta olmaz üzere dünyanın pek çok farklı ülkesine yıllık 1 milyar dolar civarında ihracat gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bugün, bölümler halinde inşa edilecek ve tamamı 2023'te hizmete girecek devasa üretim üssünün 100 bin metrekarelik ilk fazının temelini atıyoruz. Bu ilk bölümün inşallah 2019'un sonuna kadar tamamlanmasını ve 2020 başında devreye girmesini bekliyoruz. Ne dediler? 'Türkiye battı, bitti, yatırımlar durdu, üretim durdu.' Hepsine inat, yatırımlar da devam ediyor üretimler de devam ediyor. Bu ülkeyi hazmedemeyenler, bu ülkenin duruşuna katlanamayanlar, isteseniz de istemeseniz de bu millet, bu ülke, dimdik ayaktadır ve dimdik ayakta olarak da yoluna devam edecektir."
"Burada da Katar ve Türkiye iş birliği var"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
"Küresel sermaye olarak değerli dostum, kardeşim Katar Emiri Şeyh Temim'e şahsım ve milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum. Burada bir Katar ve Türkiye iş birliği var. Bu iş birliği gerçekten her iki ülkenin kazan-kazan esasına göre geleceğe yönelik örnek bir adımıdır. 15 Temmuz darbe girişiminden ağustos ayında yaşanan kur saldırılarına kadar hemen her konuda Katarlı kardeşlerimizin ülkemizle sergilediği dayanışmayı asla unutmadık, unutmayacağız. Nasıl Türkiye, belli güçlerin Katar'ı kuşatma teşebbüsleri karşısında kara gün dostluğunu göstermişse, Katar da ülkemizin karşılaştığı tüm kritik süreçlerde kadirşinaslığını ispatlamıştır. El ele verilerek üstesinden gelinen her badire, hamdolsun iki ülkenin kardeşliğini daha da perçinlemiştir. İnşallah bundan sonra da savunma sanayinden ticarete, turizmden enerjiye kadar Türkiye-Katar iş birliği güçlenmeye devam edecektir."
"Türkiye güçlü olmak zorundadır"
Kimi devletlerin askeri ve savunma sanayisi alanlarını geri plana itme lüksü olabileceğini dile getiren Erdoğan, "Yakın çevremizde olduğu gibi bazı ülkelerin milli güvenliklerini tamamen başkalarına havale etme seçenekleri de bulunabilir. Hatta içinde yaşadığımız çalkantılı süreçte kimi toplumlar paralarının gücüyle emniyet satın alabileceklerine de inanabilir. Ancak bizim hem coğrafi, kültürel hem de tarihi sorumluluklarımız itibarıyla böyle bir hakkımız, imkanımız böyle bir ihtimalimiz de yoktur. Türkiye, askeri kapasitesiyle, ekonomik, siyasi ve diplomatik kabiliyetleriyle güçlü olmak zorundadır. Bilhassa savunma sanayisi alanında caydırıcılığımız mutlaka çok yüksek olmak durumundadır. Yola çıktığımızda savunma sanayindeki gücümüz yüzde 20'lerdeydi, şimdi yüzde 68'e ulaştı. Yeter mi yetmez, daha da çıkacağız." diye konuştu.
"Kenevir ekimini yeniden başlatacağız"
İnsansız hava araçları konusunda Başbakanlığı sürecinde dönemin ABD Başkanı'ndan "Kongre izin vermedi." karşılığını aldığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"En sonunda zorla bize kiralama yöntemiyle böyle bir yol denendi. O da sağlıklı çalışmadı. İstihbaratta bile aynı durumlara düştük. Biz stratejik ortağız. Stratejik ortak olarak bize bu destek verilmezken, stratejik ortaklığın ötesinde farklı ortaklıkları olan ülkelere çok büyük destekler verdiler. Hem uluslararası hukuk hem de insani bakımdan yüzde yüz haklı olduğumuz bir mesele, müttefiklerimiz tarafından ülkemizi cezalandırma, savunma sistemimizi çökertme vesilesi yapılmaya çalışıldı. Ambargonun kaldırılması için ülkemizden talep edilen öncelikli şartlar arasında... Bir yere geliyorum. Son günlerde konuştuğum bir konu. Sakarya'nın bunu çok iyi bilmesi lazım. Afyon ve kenevir ekimiyle ilgili kısıtlamaların da yer alması şüphesiz konunun bir başka önemli boyutudur. Bize bir zamanlar afyon ekimini yasaklayanlar kendileri cayır cayır afyon ekiyorlardı. Askeri bir sorunun çözümü için görünürde konuyla hiçbir ilgisi olmayan böyle bir şartın konulması elbette son derece manidardır. Şimdi diyorum ki, biz yeniden, tarım, çevre ve şehircilik bakanıma söyledim, kenevir ekimi süreci başlatalım çünkü kenevir ekiminin çok farklı alanlarda çok farklı faydalarının olduğunu da göreceğiz. Şimdi bu süreci başlatacağız."
"Dışa bağımlılık oranlarımızı yüzde 35'ler seviyesine düşürdük"
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, amacın Türkiye'yi sadece askeri açıdan değil, ekonomik olarak da dışa bağımlı kılmak olduğunu belirterek, Türkiye ekonomisinin ilaçtan savunma sanayisine kadar neredeyse her alanda yaşadığı sıkıntıların gerisinde bu tür gizli açık tuzaklar, dayatmalar ve gafletler olduğunu söyledi.
Tarihin ibret almayanlar için tekerrür ettiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şayet geçmişte yaşadığımız acı hadiselerin tekrarlanmasını istemiyorsak, yapmamız gerekenler bellidir. Türkiye savunma sanayi başta olmak üzere tüm kritik alanlarda sadece kendisine yeterli olmakla kalmayıp, bütün dostlarının ihtiyaçlarının karşılayacak düzeye gelme mecburiyetindedir. Nitekim attığımız adımlar sayesinde 2002'de yüzde 80'leri bulan dışa bağımlılık oranlarımızı yüzde 35'ler seviyesine düşürdük. Bugün, Türk savunma sanayi şirketleri yurt dışına zırhlı araçlar, hava savunma sistemleri, roket sistemleri, simülatörler, sahil güvenlik gemileri, haberleşme komuta kontrol sistemleri ve yazılımlar ihraç ediyor. Daha önce kardeş ülke Pakistan'la MİLGEM gemilerimizin ihracatına yönelik 1,5 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladık. Dün de Ukrayna ile 6 insansız hava aracının satışına yönelik mutabakata varıldı. Savunma sanayinde son 16 yılda aldığımız bu büyük mesafe sadece devletin, sadece kamunun başarısı değildir."
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ülkemizin savunma sanayini on yıllardır bir avuç yabancıya mahkum edenler, şimdi çıkmışlar utanmadan bizim politikamızı eleştiriyorlar."
"Tank Palet fabrikasının satılması söz konusu değil"
Tank Palet fabrikasının satılacağı iddialarını da yanıt veren Erdoğan, şunları söyledi:
"Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil, buna inananlara üzülüyorum. Arifiye'deki mevcut personelin tasfiyesi, işinden, aşından ekmeğinden edilmesi asla söz konusu değildir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.