Erdoğan: Mısır halkına selam olsun?

Erdoğan: Mısır halkına selam olsun?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya'da toplu açılış töreninde konuşuyor. Erdoğan, Mübarek'i 30 yıllık koltuğundan indiren halkı tebrik etti, "Sevincinizi,...



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya'da toplu açılış töreninde konuşuyor. Erdoğan, Mübarek'i 30 yıllık koltuğundan indiren halkı tebrik etti, "Sevincinizi, coşkunuzu Sakarya'da coşku içinde kutluyoruz" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Şu aşamadan itibaren, Mısır'da kaosa, istikrarsızlığa, özellikle de tahriklere müsaade edilmeden, bir an önce adil ve serbest seçimlere gidilmeli, Mısır'da anayasal demokrasi tesis edilmelidir'' dedi.

Erdoğan, Sakarya'da 54 ayrı eser ve hizmetin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, içinde bulunduğu coğrafyada, merkezinde bulunduğu bölgede, barıştan, huzurdan, istikrardan, refahtan başka hiçbir hedefi ve hiçbir amacı olmadığını vurguladı.

Sadece Türkiye'nin değil, Türkiye ile birlikte komşularının, bölgedeki ülkelerin, halkların daha fazla refaha ve istikrara kavuşmasını, bölgeye kardeşlik ve dayanışmanın hakim olmasını istediklerini belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Bu coğrafyanın halkları olarak, bin yılı aşkın süre biz aynı sofraya oturduk, aynı ekmeği paylaştık, topraklarımızı birlikte savunduk, aynı kadere, aynı hüzne ve aynı sevince ortak olduk. Nasıl ki Filistin'in sızısı, bizim sızımız, nasıl ki Filistin'in meselesi tüm bölgenin meselesi ise Lübnan'ın, Tunus'un, elbette Mısır'ın da derdi, bizim derdimiz oldu.

Bizim sızımız oldu, kimse bunu başka yerlere çekmesin. Biz, Mısır'a, Mısır'daki olaylara her zaman ilkesel baktık. Mısır yönetiminden, halkın taleplerini, haykırışlarını duymasını, halkın sesine kulak vermesini istedik.

Herkes sessiz kalırken, herkes görmezden gelirken, herkes gözünü, gönlünü Mısır'a kapatırken, biz çıktık, kardeşçe, samimiyetle kaygılarımızı paylaştık, gönlümüzden geçeni olanca içtenliğimizle ifade ettik.''

''MISIR'DA OLUP BİTENLERE, ÇIKARA ENDEKSLİ BAKMADIK''

1950'de merhum Adnan Menderes'in ''Yeter, söz milletindir'' diyen bir ülkenin lideri olarak ortaya çıktığını, 2002'de de kendilerinin, ''Yeter, söz de, karar da milletindir'' diyen bir kadro olarak ortaya çıktıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''12 Eylülde ileri demokrasi, hukukun üstünlüğü diye haykıran bir halk olarak, Mısır'a biz sadece kardeşçe tavsiyelerde bulunduk. Mısır'daki olaylara, Mısır halkının taleplerine, birilerinin yaptığı gibi seçkinci yaklaşmadık.

Mısır halkının taleplerine, 'Demokrasiyi hak etmiyorlar, demokrasiye hazır değiller' gibi üsttenci, ayrımcı bir anlayışla bakmadık. Demokrasiyi kendilerine doğal bir hak, başkalarına ise 'şimdilik' fazla görenler sustular.

İşlerine gelen yerde 'demokrasi, insan hakları' deyip, işlerine gelmeyen yerde sessiz, tepkisiz kalanlar mahcup oldular. Mısır'da olup bitenlere, çıkara endeksli bakmadık. Biz çifte standartlara prim vermedik, komşuluk hakkını gözettik, kardeşlik hukukunu gözettik ve Mısır'ın derdini işte bu hissiyatla kendi derdimiz olarak gördük.

Mısır halkının statükoya yönelik tepkisini anlamayanlardan, anlamazlıktan gelenlerden, Türkiye'de olduğu gibi Mısır'da da halkın mesajlarını algılamaktan aciz kalanlardan olmadık. Dik durduk, samimi olduk, gönül dilimizle konuştuk, kardeşlik hukukuyla çağrımızı, samimi tavsiyelerimizi yaptık.''

''MISIR HALKININ SEVİNCİNİ YAŞIYORUZ''

Başbakan Erdoğan, bugün, Mısır halkının ümidini, coşkusunu, heyecanını, sevincini, onlarla birlikte yaşadıklarını ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:

''Mısır halkı bilsin ki onların sevinci Sakarya'nın, Türk milletinin, bizim sevincimiz, onların coşkusu bizim coşkumuz, onların heyecanı Türkiye'nin heyecanıdır. Şu aşamadan itibaren, Mısır'da kaosa, istikrarsızlığa, özellikle de tahriklere müsaade edilmeden, bir an önce adil ve serbest seçimlere gidilmeli, Mısır'da anayasal demokrasi tesis edilmelidir.

Mısır halkının iradesi, şaibesiz ve şüphesiz bir biçimde sandığa yansımalıdır. Aylarca seçim olmaz. Biz de 24 saatte seçim alıyoruz, daha seçim gününün akşamı sonuç alıyoruz. Bir haftada YSK kesin neticeleri açıklıyor. Ama bazı ülkeler var ki Mısır gibi aylarca seçim neticeleri alamıyor.

Mısır'ın, ekonomik sıkıntılarını aşabilmesi için çağrı yaptık. Dedik ki uluslararası donörler toplantısı hemen yapılmalı. Bir araya gelelim, katkılarımızı ortaya koyalım, Mısır'ın bu sıkıntıları aşmasını sağlayalım. Aynı desteği Tunus'a da verelim.

Eğer bu arada açlık, ilaç, giyim kuşam burada sıkıntı varsa biz süratle Kızılayımızı devreye sokuyoruz, Kızılhaç da devreye girsin, hemen oraya elimizi uzatalım. Gerekli talimatları verdik, adımları atıyoruz.''

Mısır'ın köklü bir tarihe, kadim bir medeniyete sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''İnanıyorum ki bu geçiş süreci başarıyla geride bırakılacak, Mısır bu süreçten daha da güçlenmiş şekilde çıkacaktır'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Mısır ile ortak bir tarihi olduğunu, Türk halkının Mısır halkıyla kardeşlik bağları olduğunu ifade ederek, ''Mısır her zaman kendilerinin huzurunu isteyen bir Türkiye olduğunu biliyor, bilmelidir.

Her zaman Mısır'ın huzurunu istedik, bundan sonra da Mısır'da huzuru, istikrarı, iç barışı desteklemeye devam edeceğiz. Buradan, Sakarya Nehri'nin kenarından Nil Nehri'ne, Sakarya'dan Kahire'ye, Türkiye'den Mısır'a, kardeş Mısır halkına şahsım ve Türk milleti adına selamlarımı gönderiyorum. Yeni dönem Mısır için hayırlı olsun, Allah kardeş Mısır halkının yar ve yardımcısı olsun diyorum'' şeklinde konuştu."


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya'da, bütün parti yöneticilerini, milletvekillerini, bütün teşkilatı toplayarak küçücük bir parkın açılışını yapanların, AK Parti'nin açılışlarını eleştirdiğini ifade ederek, ''Atalarımızın güzel bir sözü var. La teşbih. Benzetmiyorum, alınmasınlar, onlar için böyle bir şey söylemiyorum ama 'Tilki erişemediği üzüme koruk' der. Sen çalış, senin de olsun. Niye kıskanıyorsun'' dedi.

Erdoğan, Sakarya'da Serdivan Alışveriş Merkezi bahçesinde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, son günlerde, anamuhalefet partisinin, AK Parti'nin illerde yaptığı açılışları diline doladığını ifade ederek, CHP'nin Türkiye'de çakılı çivisi olmadığını söyledi.

CHP'nin Türkiye genelinde ilçe, belde, iller olmak üzere toplam 526 belediyesi bulunduğunu anımsatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bunların, hiç şöyle gümbür gümbür bir açılış yaptıklarını duydunuz, gördünüz mü? Toplu açılıştan vazgeçtik, tek tek açılış yaptıklarını gördünüz mü? Olsa olsa herhangi bir yerde ufak bir park açarlar, ondan sonra aynen nasıl bütün kıyameti kopartırlar.

Ama haklarını yemeyelim. Geçen yıl, Mayıs ayında, Ankara'nın Çankaya ilçesinde bir park açılışı yaptılar. Küçük bir parkın açılışına, Genel Başkan, Genel Sekreter, Grup Başkanvekili ve çok sayıda milletvekiliyle katıldılar. Dikkatinizi çekiyorum.

Biz bugün Sakarya'da, 90 park, bahçe ve peyzaj çalışmasını, 7 proje olarak açıyoruz. 90 projeyi 7 projede topluyoruz. Sadece Yenikent'teki, yaklaşık 2 milyon lira bedele mal olan parkı, Çark Deresi'ndeki düzenlemeyi, Serdivan'daki Zaman Parkı'nı, Akyazı'daki peyzaj çalışmasını, diğer eserleri 6 kalem olarak açıyoruz.

Her köye bir çocuk parkı ilkesiyle başlattığımız ve 60 köye kazandırdığımız parkları, sadece bir kalem olarak ele alıyoruz ve öyle açıyoruz. Biz bugün Sakarya'da 54 açılış diyoruz. Aslında, detayına girildiğinde yüzlerce açılış. Gittiğimiz her ilimizde bu şekilde açılış yapıyoruz. 30, 50, 100 kalem vesaire.''

Açılışlarda vatandaşla kucaklaştıklarını ve buluştuklarını, açılışını yaptıkları eserleri tek tek saymaya bile vakitleri yetmediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Çankaya'da, bütün parti yöneticilerini, milletvekillerini, bütün teşkilatı toplayarak küçücük bir parkın açılışını yapanlar, şimdi çıkmış, bizim açılışlarımızı güya eleştiriyorlar.

Atalarımızın güzel bir sözü var. La teşbih. Benzetmiyorum, alınmasınlar, onlar için böyle bir şey söylemiyorum ama 'Tilki erişemediği üzüme koruk' der. Sen çalış, senin de olsun. Niye kıskanıyorsun?

Her zaman söylüyorum; bizim eserlerimize, bizim yaptıklarımıza, bizim Türkiye'ye kazandırdıklarımıza, bunların hayalleri dahi erişemez. Bunlar gider, yılda bir ya da iki kere, kendi belediyelerinin yaptığı küçük parkı açar, hem de büyük bir gümbürtüyle açar, ondan sonra bizim açılışlarımıza dil uzatırlar. Kusura bakmasınlar, ben sadece insaf diyorum, gerisini yüce milletimin, halkımın takdirine bırakıyorum.''

''GÖRMEYE GÖZ GEREK, SEZMEYE ÖZ GEREK''

Başbakan Erdoğan, anamuhalefet partisi genel başkanının geçen günlerde Erzurum'a gittiğini dile getirerek, şunları söyledi:

''Erzurum'un nasıl değiştiğini görmüyor. Denizli'ye gidiyor, Denizli'deki yatırımları görmüyor. Sakarya'ya geliyor, Sakarya'daki hizmetleri görmüyor. Çünkü görmeye göz gerek, göz...

Sezmeye, hissetmeye öz gerek öz... Bunlar bir tek daire inşa edebilseler, tam kadro gidip açılış yaparlar. Biz 480 bin daire inşa ediyor ve açılışına yetişemiyoruz. TOKİ, Cumhuriyet tarihini gümbür gümbür aşıyor. Kentsel dönüşümle 81 ili değiştiriyor.

Bunlar 1 kilometre yol yapabilseler, 40 gün 40 gece düğün bayram yaparlar. 79 senede Cumhuriyet tarihinde 6100 kilometre yol yapıldı, biz 7 yılda 13 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptık, bizim farkımız bu.''

Konuşması, halkın ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganıyla kesilen Başbakan Erdoğan, ''Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Her zaman söylüyoruz, biz efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bunun gereğini yapıyoruz'' diye seslendi.

Başbakan Erdoğan, ''Bunlar, bu yapılanlarla hala bir gün kalkıp da eyvallah, tebrik ederiz, diyemediler. Bütün bu yolları gördükleri, bu yollardan gidip geldikleri, barajları gördükleri halde diyemezler.

Bunların gözü var görmez, kulağı var duymaz, dili var gerçekleri konuşamaz. Bunların durumu bu'' diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anamuhalefet partisinin kendilerini yasama çalışmaları sırasında ''Aceleniz ne?'' şeklinde eleştirdiğini ifade ederek, ''Televizyonları dinliyorsanız, hep bunu söylüyorlar; 'aceleniz ne?

Gece bir ikilere kadar niye çalıyoruz?' Tamam kardeşim, siz çalışmayın, biz çalışacağız, bizim işimiz var, bizi halkımız çalışın diye gönderdi, yan gelin yatın diye göndermedi'' dedi.

Erdoğan, Sakarya'da Serdivan Alışveriş Merkezi bahçesinde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, eğitimin çehresini değiştirdiklerini, 160 bin derslik yaptıklarını, bunların da görülmediğini ifade ederek, 80 yeni üniversite açtıklarını, açmak için çalıştıkları 8 tanesi de eklenince üniversite sayısının 164'e çıkacağını ve her ilde bir üniversite olacağını belirtti.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Hani, bizden önce neredeydiniz? Aklınız neredeydi? Sizin aklınız yok muydu, niye yapmadınız bunları? Mecliste çıkarlar, işleri güçleri kavga gürültü. Dürüstlük, hakkı teslim etmek diye bir şey yok.

Benim milletim zaten bunlardan umudunu kesti, benim halkım bunlardan zaten hizmet beklemiyor, bari yapılanları engellemeyin, bari gölge etmeyin.

Hizmet üretmiyorlar, bari hizmet edenin önünü kesmeyin. Şimdi görüyorsunuz, her zaman yaptıkları gibi, TBMM'de bir kez daha yasama faaliyetlerini engellemenin, yavaşlatmanın gayreti içindeler. Komisyonlarda halkı direnişe çağıracak kadar pervasızca hareket ediyorlar.

Komisyonlardan istifa edip çekip gidiyorlar. Genel kurula öyle bir hava veriyorlar ki adeta terörize ediyorlar. Kayıtsız bir davranış. Bakıyorsunuz gruplarının içinde 10-15 kişi. Nerede arkadaşlarınız? Yok.

AK Parti bütün grubuyla, elinden geldiği şekliyle, yurt dışında olanlar dışında gümbür gümbür orada. Hiçbir konuda istemiyorlar, statüko hiçbir şekilde değişmesin, Türkiye ilerlemesin, Türkiye kalkınmasın istiyorlar. Bunu engellemek için de ellerinden geleni yapıyorlar.''

Çok çalışarak Türkiye'yi Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünde dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına sokacaklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Ağızlarındaki pelesenk ne biliyor musunuz? 'Aceleniz neydi? Bu kadar niye acele ediyorsunuz, gece sabahlara kadar nedir bu?' Efendi, bizim acelemiz var. Yıllar yılı bizi bu yarışta geri bıraktınız. Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak yan gelip yatmakla olmaz, çalışarak olur.

Çok koşacağız, çok çalışacağız, gece gündüz demeden çalışacağız ve Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünde, 2023'te Türkiyemizi dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına sokacağız. Geldik, 26. sıradaydık şimdi 17. sıradayız. Hedef inşallah 2023'te ilk 10 içinde olacağız.

Bu yan gelip yatarak değil, çalışarak olur. 'Aceleniz ne?' diyorlar. Bunların yapısı, mantığı bu. Televizyonları dinliyorsanız, hep bunu söylüyorlar; 'aceleniz ne? Gece bir ikilere kadar niye çalıyoruz?' Tamam kardeşim, siz çalışmayın, biz çalışacağız. Bizim işimiz var.

Bizi halkımız çalışın diye gönderdi, yan gelin yatın diye göndermedi. Sanki çok çalışıyorlar, salı, çarşamba, perşembe... Dünyanın neresinde var böyle bir şey. 4 gün zaten çalışmıyor parlamento.

Bu ara dedik ki, 'cuma da, cumartesi de, pazar da çalışacağız, gerekirse pazartesi de çalışacağız.' Bu beyleri rahatsız ediyor. Niye? Bize milletimiz dedi ki 'çalış.' Çalışan demir ışıldar. Çalışmayan pas tutar, biz paslanmak istemiyoruz. Çok çalışacağız.''

''YARGININ İŞ YÜKÜNÜ AZALTMAK ZORUNDAYIZ''

Başbakan Erdoğan, 12 Eylül halk oylaması öncesi ''Üstünlerin hukuku son bulacak, hukukun üstünlüğü egemen olacak, yargıda kamplaşmayı, kutuplaşmayı, siyasallaşmayı sona erdirecek, yargıyı birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkaracak, milletin ön bahçesi haline getireceğiz'' dediklerini anımsattı.

Yargının iş yükünü azaltmak, işleyişi hızlandırmak, adalet dağıtma mekanizmasını hassas bir dengeye oturtmak zorunda olduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''İdeolojik kararlar veren, 'onama mı istersin, bozma mı' diyerek, vicdanının sesini değil, başka odakların sesini dinleyen, bizim dosyamızı öne alıp, rekor sürede karara bağlarken, başka dosyaları yıllarca bekletip, zanlıları serbest bırakan bir yargıdan, hızlı çalışan, vicdanıyla karar veren, milleti tatmin eden, adaleti tesis eden bir sisteme geçmek istiyoruz.

Ben yaşadım. Benim hakkımda 24 saatte Yargıtay karar verdi. O zaman oluyor. Aynı şekilde Erzincan'la ilgili davada anında veriyorsun kararı, oluyor. Sayın Erbakan'la ilgili kararı 5 günde veriyorsun, oluyor. Diğerlerini 10 senede niye bitirmediniz arkadaş? Niye bitirmediniz?

Sonra faturayı gelip niye bize kesiyorsun? Biz yargı mıyız? Biz yasamada görevliyiz, biz yürütmeyiz. Bizim görevimiz bu, yargı değil. Bu kararı biz değil, siz vereceksiniz.

Onun için günahı bizim üzerimize atma, yükleme gayretine girmeyin. Dikkat edin. Alternatif getirmezler, yapıcı eleştiri yapmazlar, 'öyle olmasın, şöyle olsun' demezler. Sadece 'olmaz' derler.

Sadece karşı çıkarlar. Biz bunlara 8 yıldır aldırmadık, bundan sonra da aldırmayacağız. Siyaset, bizim için hizmet demektir. Siyaset, bizim için eser üretmek demektir.

8 yıldır biz hizmet siyaseti yapıyoruz. Milletin desteğiyle, milletin rotasında ilerliyoruz. Aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz.

Onlar, küçük şeylerle, küçük meselelerle oyalanırken, onlar milleti sokakta anarşiye davet ederken, biz demokrasi demeye, büyük Türkiye demeye, yeniden büyük Türkiye demeye, bunun için çalışmaya devam edeceğiz.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Edoğan, seçim tarihi olan 12 Haziranın yaklaştığını ifade ederek, ''Ey ana muhalefet! Yandaşlarınla, candaşlarınla demokratik mücadeleni ver. Sandık geliyor.

Eğer benim milletim sana sandıkta iktidarı veriyorsa bizim başımız gözümüz üstüne, hemen görevi zaten vereceğiz. Hatta ben daha ileri gidiyorum.

Benim partim ikinci parti olduğu zaman, ben genel başkanlığı bırakmaya hazır olduğumu ta eskiden sözünü verdim'' dedi.

Erdoğan, Sakarya'da 54 ayrı eser ve hizmetin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, tüm Sakarya'ya, Adapazarı'na, Erenler'e, Serdivan'a, Arifiye'ye, Akyazı'ya, Ferizli'ye, Geyve'ye, Hendek'e, Karapürçek'e selamlarını gönderdiğini ifade ederek, Karasu'yu, Kaynarca'yı, Kocaali'yi, Pamukova'yı, Sapanca'yı, Söğütlü'yü, Taraklı'yı ve oralarda yaşayan herkesi muhabbetle selamladığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, 12 Eylül halk oylamasında yüzde 67 oranında ''evet'' oyu vererek, demokrasiye, hukuka, büyük Türkiye mücadelesine omuz ve destek veren Sakarya'ya teşekkür ettiğini söyledi.

HENDEK'TEKİ HAVAİ FİŞEK FABRİKASINDAKİ PATLAMA

Dün Hendek ilçesinde bir havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada hayatını kaybeden işçiye Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen, yaralılara da acil şifalar temenni eden Erdoğan, ''Sakarya'dan tüm Türkiye'ye, işçilerimize, işverenlerimize, sendikalarımıza, elbette ilgili kurumlarımıza da iş sağlığı ve güvenliği noktasında daha fazla hassasiyet, daha fazla dikkat ve tedbir çağrısında bulunmak istiyorum'' diye konuştu.

Türkiye'nin büyüdüğünü, üretim, ihracat ve istihdamın arttığını vurgulayan Erdoğan, bunlar artarken, iş kazalarının da artmaması, tam tersine azalmasını istediklerini belirtti.

Başbakan Erdoğan, Ankara'daki patlamaların ardından da söylediği gibi iş kazalarını tek başına teftişle, denetlemeyle önlemenin mümkün olmadığına dikkati çekerek, ''Her işyerini her an gözetlememiz mümkün değil.

Onun için, işçimiz tedbirini alsın, işverenimiz tedbirini alsın, sendikalarımız bu tedbirleri incelesin. Böylece, el birliği içinde bu sorunu en aza indirelim. Ne biz ne de aileler acı haberler alsın'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'de yaşayanların, çok farklı bir ülkenin, tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle büyük ve köklü bir devletin vatandaşları olduğunu, ekonomisiyle, dış politikasıyla, en önemlisi de demokrasisiyle çok geniş bir coğrafyada örnek alınan, takdirle, ilgiyle izlenen bir ülkenin fertleri olduğunu belirtti.

AK Parti olarak, 8 yıl önce bu ülke için hedefler ve vizyon belirlediklerini, bu ülkenin her engeli aşıp, arzu ettiği hedeflere ulaşabileceğine tüm kalpleriyle inandıklarını dile getiren Erdoğan, bugüne kadar da içerde, dışarda, gece-gündüz çalıştıklarını, Türkiye'yi büyütmenin, ekonomiyi büyütmenin, ülkenin itibarını artırmanın, demokrasiyi ileri standartlara ulaştırmanın mücadelesi içinde olduklarını anlattı.

''BU ÜLKENİN RESMİ DİLİ OLARAK BİR DİLİ OLACAK: TÜRKÇE''

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Tüm bu bölgede, çatışmalar, savaşlar, tehditler, terörist eylemler artık son bulsun. Hiç kimsenin burnu kanamasın, hiç kimsenin göz yaşı akmasın istiyoruz.

Çünkü biz bu bölgede bin yıllar boyunca bir arada yaşadık. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Arabıyla, Çerkeziyle, Abazasıyla aklınıza ne gelirse hep bir arada yaşadık.

Sevdik, sevildik, birbirimize saygı duyduk, kız aldık kız verdik. Hiçbir zaman sıkıntı yaşamadık, ama birileri bunu kaşımak suretiyle bizi birbirine düşürmenin gayreti içine giriyor.

Etnik milliyetçilikle bizi birbirimize düşürmenin gayreti içerisine giriyorlar. Ben inanıyorum ki buna milletçe müsaade etmeyeceğiz.

Yola çıkarken bir şey söyledik: 'Asla, milli etnikçilik yapmayacağız' dedik. 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ortak paydasında bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız' dedik.

Onun için 'Tek bayrak' dedik, 'Tek millet', 'Tek vatan', 'Tek devlet' dedik. Kimsenin diline karışmadık karışmayacağız ama bu ülkenin resmi dili olarak bir dili olacak:

Türkçe, ama herkes anadilini konuşacak, ona saygı duyacağız, ona saygı duymak zorundayız. Herkes inancını yaşayacak. İnanç güvenliğini teminat altına alan bir yapıyı geliştirdik ve her geçen gün bunu daha ileri taşıyoruz, daha da ileri taşıyacağız.

'Bölgesel milliyetçilik olmayacak' dedik. 'Batıda ne varsa doğuda da olacak. Kuzeyde ne varsa güneyde de o olacak' dedik. Şu anda da bunları gerçekleştiriyoruz.

Bunların adımlarını atıyoruz. Cumhuriyet tarihinde olmadığı kadar atıyoruz. Şu anda sadece Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da 20 katrilyona ulaştı yaptığımız yatırımlar.

Neden, niçin? Çünkü yılların ihmali vardı, şimdi biz bu ihmali gideriyoruz. Her şeyiyle; eğitimiyle, sağlığıyla, adaletiyle, emniyetiyle, ulaşımıyla, enerjisiyle KÖYDES ve BELDES ile her şeyiyle gideriyoruz.''

''ELMA İLE ARMUDU KARIŞTIRMAYALIM''

Son zamanlarda bazı ''grupçukların'' çıkıp kendileriyle ilgili olarak yaptıkları bazı gösterilerde, ''Mısır halkının sesinin dinlenmesini istiyorsunuz ama siz burada Türk halkının sesini dinlemiyorsunuz'' dediklerini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

''Bir defa, elma ile armudu birbirine karıştırmayalım. Elma elmadır, armut armuttur. Bir defa şunu bileceğiz: Türkiye'de demokratik noktada bir sıkıntı mı var? 12 Haziran geliyor.

Ey ana muhalefet! Yandaşlarınla, candaşlarınla demokratik mücadeleni ver. Sandık geliyor. Eğer benim milletim sana sandıkta iktidarı veriyorsa bizim başımız gözümüz üstüne hemen görevi zaten vereceğiz. Hatta ben daha ileri gidiyorum.

Benim partim ikinci parti olduğu zaman, ben genel başkanlığı bırakmaya hazır olduğumun ta eskiden sözünü verdim. Çünkü biz alışılmış liderlik profili çizmeyeceğiz. Eğer milletimiz bize diyorsa ki 'Sen ikincisin' o zaman 'Ha o zaman başarısız olduk' deriz, çekilirim ve bir başka arkadaşımla bu yola devam eder, ben de arkasında onun hizmetkarı olurum.

Bizim anlayışımız bu. Türkiye'ye biz bunu yerleştireceğiz. Biz koltuklardan şan şeref alan bir siyaset anlayışını değil, koltuklara şan ve şeref kazandıran bir siyaset anlayışını getirdik, getiriyoruz.

Bildiğiniz gibi koltuklara yapışanlar var. Bu ülkede, yıllar yılı, bırakamadılar oraları, kopamadılar, ayrılamadılar ama biz her zaman biliyoruz ki o koltukların hepsi gelip geçicidir. Şu ifadeyi söylemeden rahatsız olanlar oldu ülkede ve dünyada...

Hani diyorum ya her zaman hepimiz faniyiz, bir gün gelecek öleceğiz. Öyle mi? Hoca efendi gelecek ne diyecek? 'Cumhurbaşkanı niyetine' demeyecek, 'Başbakan niyetine' demeyecek, 'trilyarder niyetine' demeyecek, istediğin kadar zengin ol.

'Er kişi niyetine' diyecek, 'Hatun kişi niyetine' diyecek. Koyacaklar o iki metreküp mezara çekip gidecekler, yanında kimse kalmayacak. Kefenin ve bu dünyada yaptıkların...

Hayır yaptıysan hayırla yad edecekler, eğer kötülük yaptıysan hep lanetleyecekler, 'İyi ki gitti' diyecekler. İşte biz, Baki kalan bu kubbede, hoş bir seda imiş meğer, demek için çalışıyoruz.

Mücadelemiz onun için. Arkamızdan eğer hayır duaları gelirse ne mutlu. İşte bugün açılışını yapacağımız eserlerle 81 vilayette bıraktığımız eserlerle hayırla yad edilirsek ne mutlu.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Karasu Limanı'nı ulaştırma amaçlı hizmet vermek üzere planladıklarını, yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirmek istedikleri proje için çalışmaların devam ettiğini bildirdi.

Sakarya'da Serdivan Alışveriş Merkezi bahçesinde düzenlenen toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, Sakarya'nın plaka numarasına da denk düşen, 54 ayrı eser ve hizmetin toplu açılışını yaptıklarını belirterek, toplamda, 212 milyon liralık yatırımı bugün resmi olarak Sakarya'ya kazandırdıklarını söyledi.

Resmi açılışını yaptıkları 54 eser ve hizmeti tek tek anlatmaya zamanın müsait olmadığını, onun için sadece ana başlıklar altında bu açılışları hatırlatmak istediğini belirten Erdoğan, Serdivan Belediyesi ile özel sektörün ortaklaşa yaptığı 50 bin metrekare ve 100 bağımsız bölüm olarak inşa edilen Serdivan Alışveriş Merkezi'ni bugün resmi olarak hizmete açtıklarını anlattı.

Sakarya'nın, Serdivan'ın ticaretine, istihdamına önemli katkı sağlayan bu alışveriş merkezinin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, bugün Sakarya merkezde ve ilçelerinde 17 ayrı okulun resmi açılışını gerçekleştirdiklerini belirtti.

Anaokulu ve ilköğretim okullarının yanında, Adapazarı'nda, eski bakanlardan ve şu anda rahatsız olan Cevat Ayhan adına yapılan fen lisesinin, Arifiye'de kız meslek lisesinin, Erenler'de bir lisenin, Geyve, Karasu ve Kocaali'de birer anadolu lisesinin açıldığını bildiren Erdoğan, eğitim kurumlarını Sakarya'ya kazandıran Milli Eğitim Bakanlığına, TOKİ'ye, hayırsever vatandaşlara teşekkür etti.

Büyükşehir belediyesince yürütülen 7 ayrı projeyle merkezde, ilçe ve köylerde 90 park, bahçe ve peyzaj çalışmasının tamamlandığını ifade eden Erdoğan, Ulaştırma Bakanlığı ve belediyelerin yatırımlarıyla 15 proje halinde 24 yol ve kavşak çalışmasını Sakarya'ya kazandırdıklarını ve bugün açılışını yaptıklarını anlattı.

Başbakan Erdoğan, 1 arama ve kurtarma hizmet binası, 2 eğitim pisti, KÖYDES kapsamında 2 içme suyu projesi, 1 belediye hizmet binası, 2 köprü, 1 gölet, 3 kanalizasyon çalışması ve 1 nehir ıslah çalışmasının açılışının yapıldığını anımsatarak, ''Bu eser ve hizmetlerin yapımında emeği geçen tüm kurumlarımızı, bakanlıklarımızı, büyükşehir ve ilçe belediyelerimizi, hayırseverlerimizi, alınteri döken, mimarından mühendisine, yüklenici firmalardan işçisine kadar herkesi tebrik ediyor; Sakarya adına, ülkem ve milletim adına kendilerine şükranlarımı sunuyorum'' dedi.

SAKARYA'YA YAPILAN YATIRIMLAR

Başbakan Erdoğan, 8 yıl boyunca, 81 vilayette olduğu gibi Sakarya'da da hizmet üretmenin, eser üretmenin, ilin çehresini değiştirmenin gayreti içinde olduklarını belirterek, acı bir deprem felaketinin ardından Sakarya'yı yeniden imar etmek, hem de daha güçlü şekilde imar etmek için hükümet olarak, büyükşehir belediyesi, ilçe belediyeleri, belde belediyeleri olarak canla başla çalıştıklarını anlattı.

Sakarya'ya kazandırdıkları eser ve hizmetleri bir çırpıda sayıp dökmenin mümkün olmadığını, yeni eserlerin açılışıyla bir kez daha Sakarya'da olacaklarını ifade eden Erdoğan, Sakarya'da 8 yılda 2 bin 20 derslik yaptıklarını, buradaki okullara 10 bin 789 bilgisayar gönderdiklerini, Sakarya Üniversitesi bünyesinde tıp fakültesi, 1 enstitü, 5 meslek yüksekokulu ile 6 araştırma ve uygulama merkezi hizmete girdiğini kaydetti.

Erdoğan, teknokent hizmete açıldığını, Hendek'te 600 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurdu açtıklarını, Sakarya'da yapımına devam ettikleri 1000 kişilik yurdu tamamladıklarında toplam kapasitenin 4 bin 492'ye çıkacağını belirterek, 2002 yılına göre yüzde 57 artış sağlayacaklarını bildirdi.

Üniversite öğrencilerinin kredi ve burs miktarını, 2002 yılına göre yüzde 433 oranında artırarak 240 liraya yükselttiklerini, 150 lira da beslenme yardımı verdiklerini anımsatan Erdoğan, master öğrencilerine aylık 480 lira, doktora öğrencilerine aylık 720 lira burs ve kredi verdiklerini anlattı.

Erdoğan, ilk ve ortaöğretimde kitapların yine ücretsiz olacağını belirterek, ilk ve ortaöğretimde okuyan ve geliri olmayan öğrencilere de yardımda bulunduklarını söyledi.

Başbakan Erdoğan, 1 Ocak 2011'den itibaren şartlı nakit transferin devam ettiğini ve Sakarya'da şartlı nakit transferinden öğrencilere 7 milyon lira yardım yaptıklarını bildirdi.

Sağlık noktasında Sakarya'ya önemli yatırımları olduğunu, hükümeti döneminde yatırım, bakım-onarım, donanım ve ambulans alımı işleri için 170 milyon lira harcama yaptıklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Sakarya ilimizde Ocak 2010 itibarıyla aile hekimliğine geçtik. Artık doktorunuz var mı? Batıda var da Sakarya'nın Ayşe'sinin, Fatma'sının, Ahmet'inin, Mehmet'inin niye olmasın? Bunu da başlattık.

Bizden öncekiler niye bunu yapmıyordu? Mesele bu. Kaynarca ilçe hastanesi, Kocaali hastanesi ve 1 halk sağlığı laboratuvarını tamamladık, hizmete açtık.

Korucuk, Akyazı, Yenikent devlet hastanesi ile Hendek devlet hastanesi ek binası, Sakarya eğitim ve araştırma hastanesi göz ünitesi, Geyve devlet hastanesi ek binası, merkez doğum ve çocuk bakım evi ek binası, 9 sağlık ocağı ve 1 toplum sağlığı merkezinin yapımına başladık, tamamladık, hizmete açtık.

Ayrıca, bölge hastanesi ve Karasu devlet hastanesinin yapımına süratle devam ediyoruz. İnşallah en kısa zamanda tamamlayıp hizmetinize açacağız.

Sakarya'da devlet hastanesi uzman hekim muayene odası sayısını 95'ten 255'e, 2002'de 9 ambulansımız vardı, bugün ise 23 ambulansımız var.''

Başbakan Erdoğan, Sakarya, Sapanca ve Akyazı adalet saraylarını hizmete açtıklarını belirterek, TOKİ aracılığıyla Sakarya'da bugüne kadar 4 bin 796 konutu sahiplerine teslim ettiklerini, 384 konutun yapımına devam ettiklerini, ayrıca 840 konutla ilgili proje ve ihale çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

Erdoğan, bütün projeler tamamlandığında Sakarya'da toplam 6 bin 20 konutun tamamlanacağını bildirdi.

Sakarya'da göreve geldiklerinde 144 kilometre bölünmüş yol olduğunu, buna 7 yılda tam 145 kilometre daha eklediklerini belirten Erdoğan, Sakarya'dan geçecek olan Ankara-İstanbul hızlı tren hattının bölgenin kalkınmasına önemli ölçüde katkı sağlayacağını, planladıkları Adapazarı-Karasu-Ereğli-Bartın Limanı Bağlantı Demiryolu Projesi ile kömür, demir-çelik ve sanayi merkezleri arasında bağlantı sağlayacaklarını anlattı.

Erdoğan, Karasu Limanı'nı ulaştırma amaçlı hizmet vermek üzere planladıklarını, yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirmek istedikleri proje için çalışmalarının devam ettiğini ifade ederek, tarımda verdikleri krediler hakkında da bilgi verdi.

TÖRENDEN NOTLAR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının sonunda ''Bugün de yazdan kalma bir bahar havası yaşanıyor'' diyerek, vatandaşlarla ''Beraber yürüdük biz bu yollarda'' şarkısının sözlerini okudu.

Konuşması sırasında vatandaşlardan izin isteyerek paltosunu çıkartan Erdoğan, ''Sizin karşınızda konuşmak kolay değil, terletti'' dedi.

Sakarya'nın plaka numarasına da denk düşen 54 eser ve hizmetin toplu açılışı, Başbakan Erdoğan ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Sakarya Valisi Mustafa Büyük, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın kurdele kesimiyle gerçekleşti.

Başbakan Erdoğan, beraberindeki heyetle açılışın ardından Serdivan Alışveriş Merkezi'ni gezdi. Erdoğan, alışveriş merkezi girişinde elinde Türk bayrağı ile kendisini bekleyen ve Türkiye'de öğrenci olduğu öğrenilen Japon Nami Maruto ile bir süre sohbet etti. Erdoğan, burada bir grup öğrenciyle de hatıra fotoğrafı çektirdi. Bu sırada Başbakan Erdoğan'a samuray kılıcı hediye edildi.

Erdoğan, daha sonra alışveriş merkezi içindeki Koçtaş mağazasına girdi. Erdoğan, kendisine tezahüratta bulunan mağaza çalışanlarıyla fotoğraf çektirdi.

Başbakan Erdoğan, daha sonra alışveriş merkezinin üst katındaki oyuncak dükkanına girerek, torunlarına hediye aldı.

Bu arada Başbakan Erdoğan'a bir vatandaş, fonda Türk bayrağı ve Erdoğan'ın resminin olduğu bir tablo hediye etti.

Başbakan Erdoğan, Sakarya Valiliğinden törenin yapılacağı alana Başbakanlığa ait otobüsle geldi. Erdoğan, buradan da Sakarya Büyükşehir Belediyesine vatandaşları selamlayarak yine otobüsle geçti.

Öte yandan, Başbakan Erdoğan tören alanından ayrılırken, Başbakanlık korumaları tarafından çocuklara oyuncak dağıtıldı.

Haber 7

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.