Erdoğan, Kutlu Doğum Haftası Etkinliğine Katıldı

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, İmam Hatip Liseleri Mezunlar Derneği tarafından Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen "Kutlu Doğum Etkinliği"ne katıldı.İstanbul'da bulunan çeşitli İmam Hatip okullarından otobüslerle Sinan Erdem Spor Salonuna gelen öğrenciler salonu tamamen doldurdu. Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in Babasının cenaze törenine katıldıktan sonra İstanbul'a geldi. Erdoğan Havalimanı'ndan doğruca Sinan Erdem Spor Salonuna geçti. Erdoğan öğrenciler tarafından çoşkuyla karşılandı.


Önder, İlim Yayma Vakfı, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti ve Türgev tarafından ortaklaşa düzenlenen etkinlikte son olarak kürsüye çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geç kaldığı için özür diledi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in babasının cenaze törenine katıldığını söyledi. Erdoğan "Toplantıya geç iştirak ettiğim için hepinizden af diliyorum. Sabah İstanbul'da bir toplantıdaydım. Genelkurmay Başkanımızın babasına Allahtan rahmet diliyorum. Cenazenin ardından Ankara'dan tekrar yola çıktık, sizlere ulaştık. Gözlerinizdeki o ışığı görmeyi, çok ama çok arzuladım. Zira bu gençler İstanbul'un gençleri, bu gençler Kuran'ın aydınlığında, Hz. Peygamberin yolunda yürüyen gençler" diye konuştu.

SENARYOLARA KARŞI DİKKATLİ OLACAĞIZ


Konuşmasının büyük bir bölümünde etkinliğin ana teması olan Edep konusuna değinen Erdoğan son bölümde güncel değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan şöyle konuştu: "Bugün ülkemizde, yakın coğrafyamızda karşı kaldığımız sorunların sebebini öyle büyük büyük tedbirlerde, büyük komplo teorilerinde asla aramayın. Elbette harici etkenlere bakacağız. Elbette bizim üzerimize yazılan senaryolara karşı çok dikkatli olacağız. Elbette husumeti, çatışmayı, sömürüyü bir yaşam tarzı olanlarak seçenlere aramıza nifak, fitne sokmaya çalışanlara karşı uyanık olacağız. "

EDEBİN TERK EDELDİĞİ YERDE HUSUMET OLUR


"Ancak dışarıya odaklandığımız kadar hatta ondan çok daha fazla içeriye odaklanmak kendimizi her daim mühasebeye çekmek, ölmeden önce kendimizi muhasebeye çekeriz. Dışarıyla mücadeleden önce kendimizle mücadelede muzaffer olmak zorundayız. Edebin terk edildiği yerde sefalet olur. Edebin terk edildiği yerde husumet olur. Kardeşin kardeşe edeple muamele etmediği yerde çatışma olur, terör olur. Edebin önemsenmediği yerde cahillik olur. İlerleme değil, gerileme olur. Sizler bu ülkede edebin değerini tek tek anlatacak, edebin önemini hatırlatacak, edep ve hayayı tüm coğrafyaya egemen kılacaksınız."

SEÇMELİ KURAN DERSİ BİR DEĞİŞİMİN ADIDIR


"Bizler İmam Hatip okullarını bunun için önemsiyorum. İlimini Kuranı kerimden, edebini nebiden almış bir gençliğin dünyayı değiştireceğine yürekten iman ediyoruz. Sadece İmam Hatip öğrencileri değil, diğer okullarda okuyan çocuklarımızında seçmeli olarak kuranı kerim- i ve Nebi'nin hayatını tercih etmeleri bir değişimin bir dönüşümün adıdır aslında. Nebinin edebini erken yaşta alabilmesi için bildiğiniz gibi bu dersleri seçmeli hale getirdik. Kuranın aydınlığının olduğu yerde husumet olmaz. Nefret olmaz, çatışma olmaz. Hz Peygamberin hayatını kendi hayatına takbik edenlerin olduğu yerde hukuksuzluk olmaz. Adaletsizlik olmaz. Hakka tecavüz olmaz. Öldürme, yaralama olmaz. Çünkü bir insanın ölümü, tüm insanlığın ölümü gibidir. Milli ve manevi değerlerle yetişmi, bu toprakların kadim medeniyetine şekil veren edep ve haya kültürüyle büyümüş insanların olduğu yerde dışlama olmaz, horlama olmaz, aşağılama olmaz."

ÇÖZÜM İTHAL EDENLERDEN OLMAYACAĞIZ


"Kalbinde Allah sevgisi , kalbinde peygamber sevgisi olan, yaradılanı yaradandan ötürü hoş görenlerin olduğu bir toplumda ırkçılık olmaz, kabilecilik olmaz, ayrımcılık olmaz. Biz sorunlarımıza başka yerlerden çözümler aramayacağız. Biz çözümleri ithal edenlerden, çözümleri taklid edenlerden olmayacağız. Eğer özümüze bakarsak, eğer ecdadımıza bakarsak, eğer kendi medeniyetimize yönümüzü dönersek,eğer bu toprakların edep ve hayasını kuşanırsak, inanırsak çözülemeyecek hiç bir sorun kalmayacaktır."

KARDEŞLİĞİN DİLİYLE KONUŞACAĞIZ


"Bugün çözmek için yeni bir süreç başlattığımız terör meselesini de inanını edep ve hayadan asla taviz vermeden sürdüreceğiz. Birileri edebini bozabilir. Birileri bu toprakların insanı olduğunu söyleyip bu toprakların edep ve hayasından nasibini almamış olabilir. Birileri edebin dili yerine, nefretin, husumetin, öfkenin, kanın dilinin eseri olabilir. Birileri bütün Milli manevi değerleri çiğneyip ölmenin ve öldürmenin çığırtkanlığını yapabilir. Biz sabırla edep ve hayanın diline konuşacağız...Biz öfkenin diliyle değil, sevginin diliyle konuşacağız. Biz ayırmanın, bölmenin, çatıştırmanın diliyle değil, kardeşliğin diliyle konuşacağız"