Erdoğan: Hiç kimsenin toprağında gözümüz yok
SAKARYA
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Sakarya 6. Olağan İl Kongresi konuşuyor.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, "Bizim mücadelemiz ikbal değil, istikbal mücadelesidir. Bizim kavgamız çıkar değil, hak ve adalet kavgasıdır. AK Parti'ye gönül veren, bu kutlu çatı altında hizmet eden her bir yol arkadaşımın hedefi, gayesi, evet, kızılelması budur. Unutmayın bizim kızılelmamız sonu belli olan değil, bizim kızılelmamız ilayı kelimetullahtır." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizim hiç kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yoktur. Ne komşularımıza ne diğer ülkelere hiçbir zaman husumetle yaklaşmadık, yaklaşmıyoruz. Hiçbir ülkeyle de ilişkilerimizi zedelemek istemiyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tüm imkansızlıklara rağmen bir asır önce bekasına yönelik senaryoları Çanakkale'de, Sakarya Meydan Savaşı'nda paçavraya çevirmişse bugün de aynısını yapacak güç ve kudrete sahip olduğunu söyledi.
Türkiye'nin her zaman komşularının, kardeşlerinin kendinden emin olduğu, sırtını dayadığı, itimat ettiği bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Vatandaşlarımızın hak ve hukukunu koruma noktasında nasıl tavizsiz olmuşsak, diğer ülkelerle iş birliğimizi geliştirmekte de o derece titiz davrandık. Önümüzdeki dönemde de aynısını yapacağız. Kendimizle beraber bölgemizin de güvenliği için çalışmayı sürdüreceğiz."
"3 bin 300 terörist etkisiz hale getirildi"
Erdoğan, kongresi öncesi salon dışında bekleyen vatandaşlara hitap etti.
Erdoğan, hiçbir gücün önünde bugüne kadar eğilmediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
"İşte Afrin'deyiz. Niye Afrin'deyiz? O teröristlere biz ne dedik? Dedik ki 'Rahat durun. Eğer rahat durmazsanız sizi deliklerinizde bile, inlerinizde bile boğarız.' Gabar'da boğduk mu? Cudi'de boğduk mu? Tendürek'te boğduk mu? Bestler Deresi'nde boğduk mu? İşte şimdi Afrin. Afrin'de de şöyle öğlen civarı rakamları aldım. 3 bin 300 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Elhamdülillah iyi gidiyoruz. Daha iyi olacak ve şu anda 4-5 kilometre kaldı Afrin'e giriyoruz. Nasıl ki El Rai, Bab, Cerablus, oradaki 2 bin kilometrekarelik alanı kontrolümüze alarak nasıl gerçek sahiplerine teslim ettiysek, 140 bin kişi geri döndü. Evlerine döndü, topraklarına döndü.
Biz işgalci değiliz, biz sadece ülkemize yan bakan o teröristleri kovalıyoruz. Onların peşindeyiz. Şimdi de Afrin'de yine o teröristleri kovalıyoruz. Askerimizle kovalıyoruz, polisimizle, jandarmamızla kovalıyoruz. Güvenlik koruyucularımız ile kovalıyoruz ve sağ olsunlar, çok ciddi bir mücadeleyle Özgür Suriye Ordusu ile beraber kovalıyoruz ve gelinen noktada tabii ki şehitlerimiz de var ama şehitlerimiz bir şeye inanıyor, 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler, siz bilemezsiniz, anlayamazsınız.' İşte buyrun ve onlar buna inanmışlar. Şimdi onlar bizi dinliyor ve onlar Peygamberler Peygamberine komşu. Onun için ne diyor Akif 'Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber / Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.' Buna inananları ölüm korkutmaz, onlar ölümü korkuturlar. Rabbim bizlere de o makamı nasip etsin inşallah."
"Ey NATO sen ne zaman bizim yanımızda olacaksın?"
Erdoğan, harekata neden "Zeytin Dalı" isminin verildiğini anlatarak, Tin Suresi'nden bir ayet okuyarak, şöyle devam etti:
"Yani Tin, zeytin ve o emin beldeye yemin olsun ki diyor ki Allah, bakın bu belde öyle bir belde. İşte onun için de şimdi bu beldeye böyle yürüyoruz. Emin adımlarla yürüyoruz ve bu emin beldeyi de sahiplerine adım adım teslim ediyoruz. Görevimiz bizim bu. Biz bugüne kadar soytarıların, alçakların, adilerin, PKK'nın, PYD'nin, YPG'nin, DEAŞ'ın bekçiliğini yapmadık. Onlara bekçilik yapanları iyi tanıyoruz, iyi biliyoruz. 'Yanlış yapıyorsunuz, gelin beraber DEAŞ ile mücadele edelim. Terör örgütlerine karşı beraber bu mücadeleyi verelim.' dedik. Ama bunlar gittiler onlarla beraber oldular. 5 bin tır silahı oraya gönderdiler. 2 bin kargo uçağıyla silah, mühimmat gönderdiler. Hani dosttuk, hani NATO'da beraberdik?
Yine söylüyorum, ey NATO sen ne zaman bizim yanımızda olacaksın? Biz NATO'nun mensubu değil miyiz? Afganistan'a çağırdın geldik, Somali'ye, Balkanlar'a çağırdın geldik. Niye? NATO ülkesiyiz diye. Biz sözümüzde durduk ama siz sözünüzde durmadınız. İşte Türk budur. Türk milleti budur. Biz denileni yapıyoruz ama siz yapmıyorsunuz. Diğer ortaklar da bu noktada hep kaçamak, ikili oynuyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz dik durmaya devam edeceğiz. Biz dürüst olmaya devam edeceğiz ve bu işi de Allah'ın izniyle başaracağız."
"Karşımda anneler olarak, anne insandır, biz de insanoğluyuz"
Annesi Tenzile Erdoğan'ın fotoğrafını gösteren bir vatandaşa Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılara, "Anamı gösterip bana, ağlatma, dur. Allah rahmet etsin. Analarınızın kıymetini iyi bilin ve annelerinizin ayaklarının altını da buradan gidince muhakkak öpün." diye seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cennet annelerin ayakları altındadır" ayetini hatırlatarak, annesi ile ilgili anılarını anlattı.
Annelerin çok kıymetli ve önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Karşımda anneler olarak, anne insandır, biz de insanoğluyuz. Bu kadar önemli bir fark var." ifadelerini kullandı.
"Bu bizim Rabiamız"
Rabia işareti de yapan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Rabia'yı unutmuyorsunuz değil mi? Birileri Rabia'yı terör örgütünün işareti olarak biliyor, zavallı bay Kemal. Rabia, içinde ne var? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bay Kemal, bunun hangisi hoşuna gitmedi? Bu bizim Rabiamız. Rabia'da tek millet ne demek? 81 milyon Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abhaza'sıyla, Roman'ıyla, Boşnak'ıyla, Arnavut'uyla tek millet. 2, tek bayrak, şu bayrağımızın güzelliğine bak. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' 3, tek vatan. 780 bin kilometrekare tek vatan. Gençler biz buraya nereden geldik, biliyor musunuz? 18 milyon kilometrekareden verdik, verdik, verdik 780 bin kilometrekareye düştük. Kimse nasıl oluyor da buralara düştük, bunu düşünmüyor, bunun hesabını yapmıyor. Şimdi 780 bin kilometrekare. Bu 780 bin kilometrekarede kimse öyle hesap mesap yapmasın, hepsinin alnını karışlarız ve o hesabı olanlara hesabını sorarız. 4, tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devletimiz yok ve bu devleti de biz kimseye böldürtmeyiz. Dinimizi böldürtmeyiz, ezanımıza dil uzatanların da dilini koparırız. Çünkü, İstiklal Marşı'mızda ne diyor, 'Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.' Evet buralara böyle geldik, bu yolda da böyle yürüyeceğiz."
"Çok çalışacağız, çok çalışacaksınız"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019 Mart ayında yapılacak seçim için kapı kapı dolaşılması talimatını vererek, şöyle devam etti:
"Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Birçok şeyleri bilmeyenler var, onları da anlatmalıyız. İşte, hemen şurada kapı komşunuz İstanbul. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, muhteşem. Osman Gazi Köprüsü, muhteşem. Boğaz'ın atından Marmaray. Ecdadımız Fatih karadan gemileri yürüttü, dedik ki 'Ecdadımız Fatih, madem ki karadan gemileri yürüttü, biz de onun yolunda denizin altından Marmaray'ı yürütelim.' Dedik ki 'Madem dedemiz bunu yaptı, bu da yetmez, bir şey daha yapalım. Ne yapalım, denizin altından arabaları da yürütelim.' ve Avrasya Tüneli'ni yaparak Boğaz'ın altından bir de araç yürütmeye başladık. Niye? Bize bu yakışır. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak öyle lafla olmuyor, bay Kemal. Bunlar böyle. Emekle oluyor, el ele vereceksin, omuz omuza vereceksin ve bütün şartları da zorlayacaksın. Sana hastaneleri verdiler, batırdın, bitirdin. Ve bununla da kalmadık. Şu anda Türkiye'mizin dört bir yanında yüksek hızlı trenler, şehir hastaneleri. Benim vatandaşım her şeyin en güzeline layık. İnşallah bunları yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.