Erdoğan: Eylül bitmeden güvenli bölge kurulmazsa kendi yolumuza gideriz
Erdoğan: Eylül bitmeden güvenli bölge kurulmazsa kendi yolumuza gideriz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eylül ayı bitmeden Fırat'ın doğusunda kendi askerlerimizle fiilen güvenli bölge oluşumunu başlatmamış olursak artık kendi yolumuza gitmekten başka çaremiz kalmayacaktır." dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış törenine katılarak, vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasına tüm vatandaşları selamlayarak başlayan Erdoğan, mahalli idareler seçimleri öncesinde Malatya'ya geldiklerinde AK Parti'yi zirveye çıkarmak üzere sözleştiklerini hatırlattı.
"Rabbim hepinizden razı olsun." ifadesini kullanan Erdoğan, "Büyükşehir belediye başkanlığında yüzde 68,5 oy oranıyla Malatya'yı Türkiye ikincisi yaptınız." diye konuştu.
Erdoğan, seçimde oy oranıyla birinci olan Konya'ya geçen hafta ziyaret yaptığını anımsatarak, "Bu tarihi başarının kazanılmasında emeği geçen, katkısı olan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Tabii en büyük teşekkürü de sizlere, Malatya halkına ediyorum." dedi.
Malatya'nın tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de Türk milletinin büyük medeniyet ve kalkınma davasında en ön saflardaki yerini koruduğunu dile getiren Erdoğan, "Malatya'ya yakışan liderliktir. İnşallah bir sonraki seçimlerde Malatya'yı ikinci değil, birinci olarak ziyaret edeceğiz." ifadesini kullandı.
"Malatya'nın sağlam durması çok önemli"
Vatandaşlara, "Bir sonraki seçimde birinci olmaya hazır mıyız?" diye soran ve "Evet" yanıtı alan Erdoğan, "Maşallah, barekallah, biz de Malatya'nın birincilik sevincini paylaşma sözünü şimdiden veriyoruz. Malatya'nın sağlam durması çok önemli. Malatya'nın sağlam durması demek doğunun sağlam durması demektir. Doğunun sağlam durması demek Anadolu'nun sağlam durması demektir. Anadolu sağlam durunca da Allah'ın izniyle önümüzde duracak kimse yok demektir. Ülkemize ve milletimize yönelik her saldırıda bir gözümüzle Malatya'yı takip ediyoruz. Şayet Malatya halkı bizimle birlikteyse karşımızda kim olursa olsun bir kat daha büyük bir azimle, cesaretle, kararlılıkla, yolumuza devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi bir kez daha çetin bir mücadelenin eşiğindeyiz. Ülkemizi Suriye ve Irak sınırları boyunca tümüyle kuşatmak için oynanan sinsi oyunu kısmen çökerttik. Suriye'nin kuzeyinin bir bölümü ile Irak sınırlarımızı önemli ölçüde güvenlik altına aldık." dedi.
İdlib tarafında rejimin yeni katliamlarına engel olmak için Rusya ve İran'la iş birliği halinde yoğun çaba harcadıklarını vurgulayan Erdoğan, "Bir sonraki haftanın başında İstanbul'da Rusya ve İran liderleriyle üçlü zirvede bu konuları bir kez daha ele alacağız." diye konuştu.
"Müttefikimiz terör örgütü için güvenli bir bölge oluşturmanın peşinde"
"Bizim için asıl tehditse Fırat'ın doğusundaki terör yapılanmasıdır." ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fırat'ın doğusundan başlayıp Irak sınırına kadar uzanacak bir güvenli bölge oluşturmak için Amerika ile görüşme halindeyiz. Amerika'yla da görüşüyoruz ancak bu konuda bizim istediklerimizle onların kafalarındakinin aynı şey olmadığını attığımız her adımda tekrar görüyoruz. Biz bölgede yuvalanan terör örgütünü tamamen ortadan kaldırmayı hedeflerken onlar terör örgütüyle bizi aynı zeminde idare etmenin hesaplarını yapıyorlar. Anlaşılan o ki müttefikimiz bizim için değil, terör örgütü için güvenli bir bölge oluşturmanın peşinde. Böyle bir anlayışı reddediyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güvenli bölge derken ne kastettiğini 2015 yılından beri tüm muhataplarına defalarca izah ettiklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Biz DEAŞ'la birlikte PKK ve uzantıları PYD-YPG-SDG'den temizlenmiş bir alan oluşturmak istiyoruz ancak bu şekilde ülkemiz topraklarında Avrupa'da veya başka yerlerde yaşayan Suriyeli kardeşlerimizin kendi evlerine dönüp huzur ve güven içinde hayatlarını sürdürebilmelerini sağlayabiliriz. Aksi takdirde ne ülkemizdeki ne başka yerlerdeki Suriyeli sığınmacıların kendi ülkelerine dönüşü mümkün olamaz. Hiç kimse masum insanları terör örgütlerinin veya zalim rejim güçlerinin tehdidi altında yaşamaya mecbur bırakamaz. Ne Fırat'ın doğusunda ne de İdlib'de insanlık dışı böyle bir duruma rıza göstermeyeceğiz. Şayet bize bu mücadelemizde gereken destek verilmezse ülkemizdeki 3 milyon 650 bin Suriyelinin de İdlib'den sınırlarımıza dayanacak 2 milyon kişinin de önünü alamayız. Biz Fırat'ın doğusunu güvenli hale getirip orada en az 1 milyon kişinin iskanını sağlamak isterken yeni sığınmacı dalgalarına muhatap olmamıza yol açacak adımlara kesinlikle tahammülümüz yoktur."
"Eylül bitmeden güvenli bölge kurulmazsa kendi yolumuza gideriz"
"Buradan, gücümüze güç katan Malatya'dan bir kez daha tekrarlamak istiyorum." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Eylül ayı bitmeden Fırat'ın doğusunda kendi askerlerimizle fiilen güvenli bölge oluşumunu başlatmamış olursak artık kendi yolumuza gitmekten başka çaremiz kalmayacaktır. Bu iş öyle 3-5 helikopter uçuşuyla, 5-10 araç devriyesiyle, göstermelik birkaç yüz askerin bölgede bulunmasıyla olacak iş değildir. Orada 1 milyon kişiyi iskan edebilmek için şehirleri ve kırsalıyla tüm bölgeyi fiilen güvenli hale getirmiş olmalıyız. Bunun için ne kadarlık bir güç gerekiyorsa o kadarını kullanmakta kararlıyız. Bölge halkı zaten bizim yanımızda olacaktır. Terör örgütü bölge halkına güven verse, insanlar terör örgütüyle birlikte yaşamak istese zaten şimdiye kadar çıkıp gitmiş olurlardı ama bunların en çok istismar ettikleri, sembolleştirdikleri yerler başta olmak üzere hiç kimse çıkıp da oraya gitmiyor. Demek ki terör örgütü ülkemizdeki milyonlarca Suriyeli kardeşimize güven vermiyor."
Erdoğan, bu tecrübeyi Afrin'de de yaşadıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Afrin için de neler söyleniyordu neler. Peki ne oldu? Biz orayı iki aya bile varmadan güvenli hale getirdik ve herkes huzur içinde hayatına devam ediyor. Bu örgüt Münbiç gibi, Rakka gibi, diğer yerler gibi Fırat'ın doğusundaki bölgede de demografik yapıyı değiştirmek için sayısız insan hakları ihlalleri ve aleni infazlar yapmıştır, yapmayı da sürdürmektedir. Bu ihlallere göz yumanların Türkiye'nin bölgeyi güvenli hale getirme çabasına karşı canhıraş bir direniş sergilemesi herhalde demokrasiyle, hukuk devletiyle, insani hassasiyetlerle ilgili değildir. Türkiye'nin güvenli hale getirdiği hiçbir yerde en küçük bir insan hakkı ihlali olmamıştır. Fırat'ın doğusunda da aynı şekilde Suriyeli kardeşlerimizle birlikte huzur, güven ve istikrar içinde bir hayat alanı oluşturmakta kararlıyız."
"Türkiye'nin kendi hayati önceliklerinden vazgeçmeyecek"
Suriye'de 8. yılını geride bırakan kaos döneminde bir milyonu aşkın insanın hayatını kaybettiğini anımsatan Erdoğan, Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerinin çok ciddi insani yüklerle karşı karşıya kaldığını söyledi.
Erdoğan, bu çarpık durumun devamına, birilerinin bölgeye en küçük bir faydası olmayan keyfi çıkarları için rıza göstermeyeceklerini, bu meselenin Türkiye açısından hayati bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Müttefiklerinin taktik çıkarları için Türkiye'nin kendi hayati önceliklerinden vazgeçmeyeceklerini dile getiren Erdoğan, "Türkiye gibi bir ülkeyi, üç kuruşluk terör örgütlerine tercih edecek bir anlayış, sadece bölgemiz değil, tüm dünya için tehlike arz ediyor demektir. Hep söylediğimiz gibi Türkiye sadece 82 milyon vatandaşı ve 81 vilayetinden ibaret değildir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin milyarlarca kardeşinin, dostunun, mazlumun, masumun duasını ve gerektiğinde desteğini alarak yol yürüyen bir ülke olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Herkesten hesabını, kitabını buna göre yapmasını özellikle bekliyoruz. Şehadeti en büyük şeref, gaziliği en büyük paye olarak gören bir milleti, ölümle, saldırıyla, yaptırımla tehdit etmek ancak onun kararlılığını keskinleştirir. Çanakkale'de bunu denediler, İstiklal Harbimizde bunu denediler, 35 yıllık terörle mücadele dönemimizde bunu denediler, en son 15 Temmuz'da bunu denediler. Her seferinde de cevabını aldılar mı? Biz İstiklal Marşı dahi 'korkma' diye başlayan, neredeyse yılın her günü tarihindeki bir zaferin yıl dönümünü kutlayan, toprağın sadece üstündekileriyle değil, altındakileriyle de iftihar eden bir milletiz. Bugün de cevabımız, Suriye'den Doğu Akdeniz'e, Kudüs'ten Ege'ye kadar yüreğimizi koyduğumuz tüm meselelerde hazırdır. Ne diyor gönül sultanları? 'Hak şerleri hayr eyler. Zannetme ki gayr eyler. Arif anı seyr eyler. Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.' Biz Mevlamızın takdirine razıyız. Ne şekilde tezahür ederse etsin. Bu takdirin güzel olacağından da şüphemiz yoktur. Yeter ki birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi sıkı tutalım."
"Milletimizin zenginliği olarak gördüğümüz farklılıklarımıza saldırıyorlar"
"Rabia" işaretiyle tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, Malatya'daki manzaranın ülkenin her yerinde muhafaza edildiğinde Türkiye'nin geleceğinin aydınlık olduğuna işaret etti.
"Bir süredir hep milletimizin zenginliği olarak gördüğümüz farklılıklarımıza saldırıyorlar." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kimi zaman siyasi kimi zaman etnik kimi zaman mezhep farklılıkları üzerinden, kimi zaman ekonomik kimi zaman sosyal sıkıntıları kaşıyarak, Türkiye'yi yeniden kendi içine kapatmak istiyorlar. Şimdi size soruyorum, bizde Sünnilik, Alevilik diye bir ayrım var mı? Biz Alevisiyle, Sünnisiyle bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Bizi bölmek, parçalamak isteyenlere de fırsat vermeyeceğiz. Çünkü biz, yaratılanı yaratandan ötürü sevdik ve yolumuzu da böyle devam edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 yıldır bu oyuna izin vermediklerini, Malatya'nın da Alevi ve Sünni diye bir ayrıma prim vermediğini söyledi.
Demokraside ve ekonomide Türkiye'yi getirdikleri yerin, bu tezgahın da başarılı olmadığında kazancının ne kadar büyük olacağını gösterdiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Milletimiz de bu gerçeği gördüğü için vesayetten darbecilere kadar kiminle ne mücadeleye girmişsek hep yanımızda oldu. Bugün milletimizin çok daha büyük desteğine ihtiyacımız olan bir süreçten geçiyoruz. Türkiye'nin şu anda verdiği mücadele öylesine önemli ki gelecek yarım asrımız hatta bir asrımız buna bağlıdır. 18 yıl önce ihracatı 36 milyar dolar bir ülkeydik. Şu anda ihracatımız 170 milyar doları aştı. Nereden nereye. Bu bir şeyi gösteriyor, Türkiye daha güçlü, daha da güçlü olacak. Biz geldiğimizde sıfırlarla dolu olan para var mıydı? Tuvalete 1 milyona gidiliyordu, hatırlayın. Biz 6 sıfırı attık. Ondan sonra paramız şahsiyet kazandı. Şimdi yola böyle devam ediyoruz. Faiz düşmeye başladı mı? Enflasyon düşmeye başladı mı? İnşallah daha da düşecek. Faizi de en kısa zamanda tek haneli rakama indiriyoruz, indireceğiz. Zaten tek haneli rakama indikten sonra da enflasyon da tek haneli rakamda bitmiş olacak. Bunu da yapacağız."
"Nisan ayında artık S-400'ler Türkiye'ye yerleşmiş oluyor"
Erdoğan, bugünkü Türk devletini, bir asır önce Samsun'dan başlayıp, Erzurum, Sivas ve Ankara hattında devam eden ve 1923 yılında Cumhuriyet'in kuruluşuluyla neticelenen bir mücadeleye borçlu olduklarını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O dönemde de işgalcilere boyun eğenler, manda yönetimi isteyenler, Sevr'de bize layık görülen Anadolu'nun el kadar bir köşesinde yaşamaya rıza gösterenler vardı. Eğer milletimiz, bu anlayışa teslim olsaydı esaret halkası boynumuza geçerdi. Göreve geldiğimde savunma sanayinde ne kadarı yerliydi biliyor musunuz? Yüzde 20. Şimdi yüzde 70. Şimdi insansız hava araçlarımızı yapıyor muyuz? Silahlı insansız hava araçlarımızı yapıyor muyuz? Şimdi onun bir üstünü daha yapıyoruz inşallah. Artık biz S-400'lerimizi de aldık mı? Nisan ayında artık S-400'ler Türkiye'ye yerleşmiş oluyor. Bu da bir şeyi gösteriyor. Öyle Türkiye yol geçen hanı değil. Bir diğer taraftan da şu anda savaş uçaklarımızı da yapmanın gayreti içindeyiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin, Gazi Mustafa Kemal'in başkanlığında Ankara'da toplanan Meclis'in de aldığı kararla başlattığı kıyamla birkaç yıl içinde özgürlüğüne yeniden kavuştuğunu vurgulayarak, "Elbette bu mücadele büyük fedakarlıklar ve acılarla kazanılmıştır. Bugün ülkemiz ve milletimiz benzer bir süreçten geçiyor. Türkiye'nin başına bölgemizdeki nice devletin yaşadığının bir benzerini sarmak isteyenlere karşı siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri her alanda bir büyük kıyam içindeyiz. Büyük ve güçlü Türkiye hedefi, işte bu mücadelenin hemen gerisinde bizi bekliyor." ifadelerini kullandı.
"2023 hedeflerine ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz"
Türkiye'nin artık zırhlı taşıyıcıları, tankları, topları olduğunu belirten Erdoğan, "Bunları kendimiz üretiyoruz. Bütün bunlarla beraber artık bize yan bakanlara biz de gereğini yapıyoruz. Tarihe ve milletimize söz verdiğimiz şekilde 2023 yılında bu hedefe ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Daha düne kadar hayal olarak görülen nice başarıyı bugün nasıl bilfiil yaşıyorsak, 2023 hedeflerimize de aynı şekilde mutlaka ulaşacağız. Bütün kalbimizle inanıyoruz ki Allah'ın yardımı bizimle beraberdir, bütün kalbimizle inanıyoruz ki milletimizin desteği bizimle beraberdir. İşte Malatya açık net kendini ortaya koyuyor." diye konuştu.
Türkiye'nin beka düzeyindeki meseleleriyle ilgilenirken şehirlerin ve ülkenin temel hizmet alanlarıyla ilgili yatırımlarını da ihmal etmediklerini dile getiren Erdoğan, geriye dönüp bakıldığında Türkiye'yi demokratik ve ekonomik olarak çökertme çabalarına en güzel çabaları reformlarla, eserlerle verdiklerini söyledi.
"Özellikle 2013 sonrasında onlar ne kadar üzerimize geldiyse biz de o derece büyük eserlerle karşılık verdik" ifadesini kullanan Erdoğan, "Mesela dünya çapında bir proje olan denizin altından Marmaray'ı yaptık, yine denizin altından Avrasya'yı yaptık, Boğaza 3. köprüyü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık. Yetmedi İstanbul'u İzmir'e bağladık, 426 kilometre, 8 saatlik yolu 3,5 saate indirdik. Osmangazi Köprüsü'nü yaptık. 'İş bilenin, kılıç kuşananın.' böyle yürüdük." dedi.
"Yapılacak çok şey var"
Erdoğan, Ankara-İstanbul hızlı trenini 2014'te hizmete açtıklarını, Adıyaman, Kars, Bingöl, Şırnak, Kastamonu, Antalya-Gazi Paşa, Konya, Balıkesir, Mardin, Adnan Menderes İç Hatlar, Ağrı, Ordu-Giresun, Hakkari, Diyarbakır, Van Çanakkale, Sinop, Kahramanmaraş, Muş ve son olarak dünyanın en büyüğü sayılacak olan İstanbul Havalimanı'nı da yaptıklarını dile getirdi.
Türksat 4-A ve 4-B uydularını bu dönemde uzaya gönderdiklerini aktaran Erdoğan, Konak Tüneli, Nissibi Köprüsü, Ağın Köprüsü'nü 2015 yılında hizmete sunduklarını hatırlattı.
Kara yolu ulaşımında devrim olan Erkenek ve Artvin'de Cankurtaran, Ovit ve Sabuncubeli tünellerini tamamladıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bütün bunlarla beraber istiyoruz ki benim Ahmet'im, Mehmet'im, Ayşe'm, Fatma'm hepsi arabasına bindiği zaman huzurlu bir şekilde yolculuğunu yapsın. Bunları hızla devam ettiriyoruz ve daha da devam ettireceğiz çünkü yapılacak çok şey var. Malatya'mızda Şehir Hastanemiz, Eğitim Araştırma Hastanemiz var mı? Peki bizden önce bunların hiçbiri var mıydı? 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.' Biz sizi seviyoruz, biz sizin dertliniziz. Devleti koy bir kenara sağlık, sağlık sağlık. Bunu yapacağız."
"(Seyir füzesi) Stratejik ortaklarımız vermiyorlardı ama şimdi kendimiz üretiyoruz"
Şehir hastanelerinin Yozgat'tan başlayıp devam ettiğini, Türkiye'nin bütün büyük şehirlerinde bunu yapacaklarını bildiren Erdoğan, sırada inşaatı süren ve iki yıl içinde hizmete açacakları 10 şehir hastanesi olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, bütün bunlarla beraber müjdelerin arka arkaya geldiğini vurgulayarak, "Savunma sanayinde bir seyir füzemiz 250 kilometre menzili olan son füzesini biz ürettik. Bize stratejik ortaklarımız bir tane vermiyorlardı ama şimdi bunu kendimiz üretiyoruz. Kritik silah sistemlerimiz, yüksek teknoloji, artık bunları üretme konusunda tüm gücümüzle çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
OSB'ler, Teknoparklar, KOBİ'ler gibi en büyük atılımların devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, son 6 yılda enerjide dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla yerli kaynaklarla üretim konusunda büyük mesafe alındığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentsel dönüşüm çalışmalarıyla Türkiye'nin büyüdüğünü, artık şehirlerin millet bahçeleriyle güzelleştiğini, son bir yıl içinde 13 millet bahçesini hizmete açtıklarını, yıl sonuna kadar 19'unu daha açacaklarını söyledi.
"Bu adımları atarken, ihracatımız yükselirken ülkemizle ilgili yapılan ekonomik değerlendirmelerde hep en zayıf yerimiz olarak gösterilen cari dengemizde de yıllık bazda fazla vermeye başladık." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Mesele bu. Tüm bunlar teker teker şehirlerimizi de ihmal etmediğimizin en güzel ifadeleri. Gittiğim her şehirde mümkün olduğu kadar toplu açılış töreni yapıyor ve halkımla kucaklaşıyorum. Bugün de Malatya'da böyle bir sevinci sizlerle paylaştık. Malatya'mızın tüm ilçelerinde yapımı tamamlanan toplam yatırım bedeli 1 katrilyon 20 trilyon lira olan 109 eserin bugün toplu açılışını burada yapıyoruz. Yarın okullar açılıyor. Eğitimde çeşitli ilçelerimizde anaokulu, ilkokul, orta, lise spor salonu olarak 28 eserin resmi açılışını bugün yapıyoruz. Sağlıkta çeşitli ilçelerimizdeki devlet hastanelerimizi, sağlık merkezlerimizi, 112 istasyonlarımızı, ek binalarımızı hizmete açıyoruz."
Sivas-Malatya yüksek hızlı tren hattı inşasına gelecek yıl başlanacak
Yazıhan'da 9 bin 230 hektar alana hizmet verecek Boztepe sulaması başta olmak üzere Devlet Su İşlerinin 4 ayrı projesinin de açılışını yaptıklarını dile getiren Erdoğan, çeşitli kurumların hizmet binalarının, çevre düzenlemelerinin, yol inşaatlarının, üniversitenin çeşitli binalarının açılışlarının da bugün yapıldığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya Büyükşehir Belediyesinin katı atıkları elektrik enerjisine çeviren 117 milyon liralık çok sayıda alt yapı ve üst yapı işini tamamladığını, bunları da hizmete açtıklarını anlattı.
Yeşilyurt, Battalgazi Yazıhan belediyelerinin tamamladığı çok sayıda projenin açılışını yaptıklarını dile getiren Erdoğan, tarım ve hayvancılık sektöründe devlet destekli 29 ayrı özel sektör yatırımının da bugün resmen hizmete alınacağını söyledi.
Erdoğan, bütün bu yatırımların şehre ve ülkeye hayırlı olmasını dileyerek, bu eserlerin şehre kazandırılmasında emeği geçen kurumları, belediyeleri, özel sektör kuruluşları tebrik etti.
Malatya'ya yeni eserler kazandırma çalışmalarını da tüm hızıyla sürdürdüklerini bildiren Erdoğan, bugüne kadar kente 21 katrilyon yatırım yaptıklarını belirtti.
Yeni yatırımlarla beraber yola devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, Sivas-Malatya yüksek hızlı tren hattının, şehri ülkenin tüm hızlı tren hatlarına bağlayacak önemli bir proje olduğunu ifade etti. Erdoğan, Sivas tarafından gelecek bu hatın, Elazığ'a, Diyarbakır'a kadar devam edeceğini dile getirerek, "Şu anda proje çalışmaları sürüyor. Bir aksilik olmazsa önümüzdeki yıl inşasına başlanmasını bekliyoruz." diye konuştu.
Malatya'nın bölünmüş yol uzunluğunu 36 kilometreden 424 kilometreye çıkardıklarını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Kuzey çevre yolunun da inşası başladı. Bu projeyi de söz verdiğimiz şekilde tamamlamakta kararlıyız. Kömürhan Köprüsü, Kömürhan Tüneli bağlantı yolları büyük ölçüde bitti, eksikler tamamlanınca yakında hepsini de birlikte açacağız.
Eski stadın yerini millet bahçesine dönüştürüyoruz, ihalesi yapıldı, inşası yakında başlayacak. Ülkemizin önemli tarım merkezlerinden olan Malatya'da şeker pancarı üreticilerimize verdiğimiz ve memnuniyetle karşılandığını gördüğüm ton başına 300 liralık fiyatı bir kez daha burada tekrarlamak istiyorum. Bu fiyatın üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Biz milletimize hizmet için çalışmaya devam ederken birileri de devraldıkları belediyenin alt yapı, üst yapı ve sosyal destek hizmetlerinde kullandığı araçlarını israf diye sergiliyor."
"PKK üstleniyor bütün o ormanların yakılmasını"
Erdoğan, Diyarbakır'da evlatları dağa kaçırılan annelerin, HDP il teşkilatının önünde çocuklarını beklediklerine işaret ederek, "Ey PKK terör örgütünün desteklediği HDP, siz 14, 15, 16 yaşındaki bu çocukları kaçırmak suretiyle ne yapacağınızı zannediyorsunuz, öğretmenlerimizi kaçırmak suretiyle ne yapacağınızı zannediyorsunuz, uzman askerlerimizi, çavuşlarımızı kaçırmak suretiyle ne yapacağınızı zannediyorsunuz? Siz insanlıktan nasibinizi almadınız. Şu anda daha önceleri Cumartesi Anneleri için Galatasaray Lisesinin önünde gelip gösteri yapan sanatçılar nerdesiniz?" diye konuştu.
Diyarbakır'a giden sanatçıların bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onlara şahsım adına, milletim adına teşekkür ediyorum. Köşe yazarları da var, onlar yalnız değiller." ifadesine yer verdi.
Bu yaz ülkenin değişik yerlerinde ormanların yakıldığına dikkati çeken Erdoğan, "PKK, 'Biz yaktık' dedi. İstanbul'da 12 ağacın yeri değiştirildi diye kıyametler koparanlar nerdesiniz, niye sesiniz çıkmıyor? PKK üstleniyor bütün o ormanların yakılmasını. Niye konuşmuyorsunuz? Bunlar da sanatçı. Bunlar sanatçı değil sanatçı müsveddesi. Çünkü dürüst değiller. Bunlar ikiyüzlü. Dürüst olsalar kalkar derler ki 'Bu canım canım ormanlarımızı yakanları biz de yakarız.' demeleri lazım. Fatih ne diyor? 'Ormanlarımdan bir ağaç kesenin boynunu vururum.' diyor. Biz buradan geliyoruz." sözlerine yer verdi.
"Onları ağlatanlara yazıklar olsun”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından toplu açılışa geçildi. Erdoğan, alandaki kadınları işaret ederek, "Burada da anneler var, burada da kadınlarımız var ama bu annelerimizde merhamet var, bu annelerimizde şefkat var. Ama maalesef Kandil'dekiler kan kusuyor ve Diyarbakır HDP'nin önündeki anneler ağlıyor. Onları ağlatanlara yazıklar olsun." dedi.
Erdoğan, daha sonra tüm eserlerin Malatya'ya hayırlı olmasını dileyerek, beraberindekilerle toplu açılışı gerçekleştirdi.
Toplu açılış töreninin yapıldığı alanda, "Sayın Cumhurbaşkanımız, Anadolu’yu anaayurt yapan destan şehri Malatya’ya hoş geldiniz", "Yol aynı, yoldaş aynı, Malatya aynı" ve "Burası Malatya Beydağı gibi arkanda" pankartları dikkati çekti.
Törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Cevdet Yılmaz, Mahir Ünal, Fatma Betül Sayan Kaya, milletvekilleri, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Malatya Valisi Aydın Baruş, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, AK Parti Malatya İl Başkanı İhsan Koca ve MHP Malatya İl Başkanı Ramazan Bülent Avşar da katıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.