Erdoğan: Demokrasi ve Özgürlükler Adası yıl sonunda açılacak
Erdoğan: Demokrasi ve Özgürlükler Adası yıl sonunda açılacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın yıl sonu itibariyle açılışını yapacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" olarak yeniden düzenlenen Yassıada'yı ziyaret ederek çalışmalar konusunda bilgi aldı.
Erdoğan, Büyük Çamlıca Camisi'ndeki programının ardından helikopterle Yassıada'ya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ziyaretinde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Çiğdem Karaaslan ve Mahir Ünal, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik, MESA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, AK Parti Ankara Milletvekili Mücahit Arslan ile bazı gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri eşlik etti.
"Yıl sonu itibarıyla açılışını yapacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönemin Başbakanı Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam kararının alındığı Yassıada'da yapımı devam eden kongre ve sergi alanlarını gezerek bilgi aldı. Erdoğan daha sonra gazetecilerle bir söyleşi gerçekleştirdi.
Gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ve gazetecilerle söyleşi yapan Erdoğan, "Yaslıada" olarak ifade ettiği Yassıada'nın ismini 14 Aralık 2013'te "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" olarak değiştirdiklerini anlattı.
Erdoğan, "Bu adanın fevkalade bir durum olmazsa yıl sonu itibarıyla açılışını yapacağız." bilgisini verdi.
Bu konuda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile yaptıkları anlaşma ve yüklenici firmanın yaptığı çalışmalara değinen Erdoğan, tüm malzemenin dışarıdan getirilmesi, burada inşaatların sürdürülebilmesi, çevre düzenlemesi ve peyzaj gibi tüm çalışmaların kolay şartlarda olmadığını söyledi. Erdoğan, adadaki çalışmaların 5 yıldır sürdüğünü hatırlattı.
Yıl sonu itibarıyla projenin tamamlanacağını aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nı da böylece hayata geçirmiş olacağız. Burası, 27 Mayıs 1960 darbesinin sembol mekanlarından biri. Darbenin 59. yıl dönümünde darbenin şehitleri merhum Başbakan Adnan Menderes ile bakan arkadaşları Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu bu adada yargılandılar, ne yazık ki İmralı'da da idam edildiler. Yassıada'yı ziyaret ederek sona gelen çalışmaları istedim ki yerinde bir göreyim. Sürekli buradan geçişte helikopterle denetledim, baktım. İnşaat süreci içerisinde ilk defa inerek yerinde görelim istedim. Sizler de zannediyorum yargılamanın yapıldığı salonun dışında her yeri gördünüz. Salonun henüz iç kısmı bitmiş değil. Bunu da yıl sonu itibarıyla bitirmiş olacağız. Böylece adayı, temennim odur ki; sadece ulusal değil, uluslararası bazda da toplantılarımızın yapıldığı bir ada haline getirelim. Burada toplantı yapılır, diyelim 3 gün, 4 gün girilir, 1 haftaysa 1 hafta girilir ve burada bu toplantılar yapılır. Ondan sonra da sonuç burada açıklanarak bu toplantılar buradan dağılır. Bunları şehrimizin merkezinde yaptık bugüne kadar. İstanbul'da, Antalya'da, Ankara'da yaptık. Şimdi de böyle bir adada, böyle bir yerde, hiç kimsenin gelemeyeceği, gelmediği, sadece aktörlerin geldiği ve toplantıya katıldığı bir yer olarak burayı değerlendirelim istedik."
TOBB'nin projeye "evet" dediğini hatırlatan Erdoğan, "İşletmesi kendilerine ait olacak. Bu işletmeyle birlikte bizlere de belli bir süre tahsis edilmek üzere devlet olarak da müsaade ederlerse bazı toplantılarımızı burada yapacağız." dedi.
"27 Mayıs 1960, Türk demokrasi tarihinde kara bir leke"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Mayıs 1960'ın, Cumhuriyet tarihinde milli iradeye karşı yapılmış ilk askeri darbe ve Türk demokrasi tarihinde kara bir leke olarak hatırlandığını vurgulayarak, "Darbe sonrasında 592 kişilik Demokrat Parti kadrosunun 11 ay boyunca sözde yargılamaları burada gerçekleştirilmiştir. Bu sözde yargılamalar dönemin Başbakanı Adnan Menderes ile bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun idam edilmesiyle, idama giden bir yol olmuştur burası. Bu nedenle Yassıada adeta bir Yaslıada olarak anılmıştır." diye konuştu.
"Bu ada acılarla anılan bir kimliğe sahiptir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yassıada'da 1960 darbesi öncesinde yapılan lojman ve spor tesislerinin, 1960 darbesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin en hukuksuz yargılamalarının yapıldığı salonlara ve zindanlara dönüştüğünü belirterek, şunları anlattı:
"Tarihi olarak da Bizans döneminden beri politik sürgünlere, haksız ve hukuksuz yargılamalara, idam süreçlerine şahitlik etmiş olan bu ada acılarla anılan bir kimliğe sahiptir. Bu doğrultuda demokrasi tarihimizde verdiğimiz mücadeleleri unutturmamak, toplumumuzda geçmişten aldığı referanslarla bir gelecek vizyonu sunabilmek, tüm dünyaya demokrasi ve özgürlükler adına mesaj vermek adına 2015 yılında Yassıada'nın Demokrasi ve Özgürlükler Adasına dönüştürülmesini öngören bir proje başlattık. Bu girişimle, 27 Mayıs darbesinin demokrasi şehitlerinin tutulduğu Yassıada, bir tarih platosuna dönüştürülmüştür. Adada hukuksuz yargılamaların gerçekleştiği spor salonu ile adanın merkezinde bulunan tarihi tüm yapılar muhafaza edilerek ve çevresindeki yeşil dokuyla entegresi sağlanarak bir dönüşüm gerçekleştirilmiştir.
Bu projede, karanlıktan aydınlığa geçişi simgeleyen ve demokrasimizin geleceğine ışık tutan Demokrasi Feneri, Sonsuzluk İskelesi, Özgürlük Platformu, Demokrasi Şehitleri Anıtı, kütüphane, müze, konferans salonu, 27 Mayıs canlandırma alanı ve sergi salonları gibi pek çok yapı yer almaktadır. Ada, ziyaretçilerin 27 Mayıs darbesi sonrası yaşanan yargılamaları gerçek mekanlarında gezerek hissetmeleri ve bu hissin bütün ziyaretçilere yayılmasını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Böylece, 27 Mayıs'ta yaşananların mimari anlamda yaşatılarak, tarihte yaşanmış acılarla yüzleşilmesi, onlardan ders çıkarıp geleceğe umutla bakılması amaçlanmıştır."
"Demokrasi Feneri, demokrasiye olan saygı ve inancı canlı tutacak"
"Demokrasi ve Özgürlükler Adası"nda demokrasi mücadelesi ve bu uğurda hayatlarını kaybeden tüm şehitlerin isimleri ve hatıralarının ebediyen yaşatılacağına dikkati çeken Erdoğan, adada, yargılama sürecinde kullanılmış yapıların özgünlüğü korunarak görsel ve fiziksel anlatımlarla zenginleştirildiğini ve "27 Mayıs Tarih Platosu", "Demokrasi ve İnsan Hakları Müzesi" ve "Adnan Menderes Kongre Merkezi" olarak darbe dönemi karanlığına bambaşka bir kimlikle ışık tutulacağını anlattı.
Adadaki 24 metre yükseliğindeki Demokrasi Feneri'nin İstanbul kıyılarıyla Adalar'a yansıyan bir ışık kaynağı olarak demokrasiye olan saygı ve inancı canlı tutacağını vurgulayan Erdoğan, "Bütün bunlarla beraber burada asıl derdimiz kapalı spor salonu, yargılama alanı olarak kullanılmış. Şimdi orayı bizler inşallah bir müzeye dönüştüreceğiz. Bu konuda objelerle toplandı, toplanıyor. Bu objelerle burası zenginleştirilecek. Adnan Menderes Kongre Merkezi 600 kişilik. Burada birçok kongre yapma imkanı bulacağız. Yüklenici olarak işletmesi de TOBB'a ait olmak üzere, burada bu tür toplantıların yapılması adaya farklı bir zenginlik kazandıracaktır." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğrencilerin adaya yoğun bir şekilde taşınarak "Burada neler olmuş, Türkiye’nin demokrasi tarihinde neler var? Bunun arkasında kimler var? Milli irade burada nasıl dar ağacına çekilmiş? Kimler tarafından çekilmiş?" konularında bilgilendirileceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Tarih bilinmezse geleceği hiçbir zaman belirleyemezsiniz. Bunun arkasında kimler var? Bunlar ortaya konulmalı. Özellikle bir CHP anlayışının ne olduğu burada bizzat yerinde görülmüş olacak. Hakimin şu ifadesi önemli; bizi buraya gönderen irade derken, o irade kim? Bu irade, o irade ne yapıyor? Böyle emretmiş. Böyle emrettiği için de bir ülkenin Başbakanı'na, Dışişleri Bakanı'na, Maliye Bakanı'na burada idam kararı veriliyor. Ondan sonra da İmralı'da idam ediliyorlar. Bunu nesillerin bilmesi lazım. Bunu nesiller bilecek ki, ona göre milli iradenin değeri, kıymeti ortaya çıksın. Yoksa atı alan Üsküdar'ı geçiyor. Bizim artık buna, bu kuşaklarla beraber 'dur' dememiz lazım. Bunları okurlarınıza özellikle işlemeniz, televizyon programlarında aynı şekilde anlatmanız gerekiyor ki; bu oyunlar tekrar tekrar yine gündemimize gelmesin. Bunların artık silinip gitmesi lazım."
Erdoğan, uluslararası toplantılara gelenlere de adanın bu özelliklerini de anlatacaklarını belirterek, "Bu adadan bunlar geçti. Bu adada bir Başbakan'ın idamı aynen onaylandı, iki bakanın idamı onaylandı." ifadelerini kullandı.
"Bileceğiz ki aynı tuzağa bir daha düşmeyelim"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu milletin tarihinde neler olduğunun bilinmesinin önemine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bileceğiz ki, aynı tuzağa bir daha düşmeyelim. Bilmezsek daha çok tuzaklar kurarlar. Burası aynı zamanda bir ispat. Yıl sonuna kadar fevkalade bir durum olmazsa burayı bitireceğiz. Burayı süratle yıl sonuna kadar bitirelim çünkü biraz sarkmamız oldu. Burası inşallah dünyada anılacak. Özellikle öğrencilerimiz için gerek müze gerekse birçok etkinlikte burasının anılması çok çok önemli. Devreye girdiği andan itibaren burada çok büyük bir imkan söz konusu."
"Sivriada'yı cazibe merkezi haline getirebileceğimize inanıyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakınlardaki Sivriada'ya da ilişkin şu bilgileri verdi:
"Bir de daha sonra hemen karşı tarafımızda Sivriada var. Sivriada'da bir amfi tiyatro yapabilirsek burası süper bir şey olur. O taş ocağı zaten tamamen avuç içi gibi olmuş. Onu bir amfi tiyatro haline getirdiğimiz zaman orası muhteşem bir şey olur. Konserler verilebilir, her şey orada yapılabilir. Birçok etkinliklerde burayla bağlantılar da kurulabilir. Pendik tarafıyla buradaki otellerle kurulabilir. Buradaki bağlantılar kurulmak suretiyle Sivriada'yı da çok çok önemli bir cazibe merkezi haline getirebileceğimize inanıyorum. Şartları biraz zor ama ben inanıyorum ki azmi, inancı olan insana zor her zaman kolay olur. Bunu da başarmamızda çok büyük fayda var."
Kütüphane çalışması
Kütüphane çalışmasının ayrıca düşünülebileceğini, öncelikli olarak müzeyle ilgili objelerin toplanmasını istediklerini ifade eden Erdoğan, objelerle beraber kütüphane konusunda çalışılabileceğini, uygun bir bölüme proje içinde kütüphane konulabileceğini söyledi.
Kütüphanenin "Demokrasi ve Özgürlükler Adası"nın tarihini bugüne taşıyacak güçlü bir kaynak, arşiv oluşturacak şekilde yapılabileceğini dile getiren Erdoğan, "Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 5 milyon ciltlik kütüphaneyi şu an bitirmek üzereyiz. Bir de İstanbul'da Rami Kışlası'nı Ankara'dan daha güçlü bir kütüphane haline getiriyoruz. Bu, 6 milyon ciltlik bir kütüphane olacak, dijital ortamda bu kitaplar sergilenecek. İnşallah bu adımları atmanın yanında Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na da kendisini tanımlayan bir kütüphaneyi kazandırmış oluruz." diye konuştu.
Erdoğan, işletmesiyle ilgili bir netlik olup olmadığı, İstanbul'dan her gün ziyaretçi gelip gelemeyeceği, otellerin her zaman açık olup olmayacağına yönelik soru üzerine de, işletmeyle ilgili oluşumun tamamlandığını söyledi.
Ofisin devrede olduğunu, otel vesaire bütün teknik kadroların kurulacağını, işletmeyi de TOBB'un yapacağını ifade eden Erdoğan, "Devlet ticaretle uğraşmaz. Belli toplantılarda bu oteller kullanılırsa burası yürümez, iflas eder. Denizin aşırı tehdidi olduğu zamanlarda belki gidiş gelişlerde sıkıntılar yaşanabilir. Gidiş geliş noktasında daha iskeleler bitmedi. Deniz otobüsü, İDO gibi deniz araçlarıyla inşallah gidiş gelişler olacak. Aslında adaya karadaki yaklaşımlar Ataköy'den 16 kilometre, Kadıköy'den 13 kilometre, Suadiye'den 14 kilometre, Heybeli 5,5 kilometre, Büyükada yaklaşık 10 kilometre, Pendik 14 kilometre civarında. Araç noktasında İDO'nun, şehir hatları, deniz otobüsleri sürekli servis yapabilecekler. Belki o konuda kendi servisleri olacak." ifadelerini kullandı.
"Artık bu ülkede darbeler devri kapanmıştır"
"Sizde siyasi hayatınız boyunca birçok badire atlattınız. Bu adayı dolanırken neler hissettiniz? 'Türkiye'de darbeler dönemi artık kapanmıştır' diyebilir miyiz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu anda bu işareti onun için vermek istedik. Artık bu ülkede darbeler devri kapanmıştır. Burada aslında bunu yapmakla, 'Bakın sizin darbe yaptığınız yeri biz güllük gülistanlık hale getirdik. Siz darbeciydiniz, biz burayı pırıl pırıl hale getirdik...' Bu bir farkın aynı zamanda ortaya konmasıdır. Demokrasi Feneri olarak adını koymamızın hepsi bir anlam ifade ediyor. Temennimiz bu, artık konuşmaktan öte bu tür şeyleri bir daha insanlar yaşamaz. Bunların hala heveslileri var mıdır? Vardır. İçeriden veya dışarıdan. Dünyanın değişik, her tarafında bu tür hevesler ne yazık ki bitmiyor. Güçlendikçe kimse bu ülkede darbe yapamaz. Bütün mesele bizim güç kazanmamızdır. Hala birileri Türkiye içinde bakıyorsun ekonomi, bir şeyler hala konuşuyorlar. Hala bir şeyler yapmanın gayreti içerisindeler ama bunlara inşallah bu fırsatı vermeyeceğiz. 23 Haziran'da (İstanbul) Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi var. İlgili ilgisiz, bakın kimler bu işle ilgileniyor. Türkiye seçime giderken hala burayı nasıl karıştıracaklar, bunun hesabı içerisindeler. Kendilerine göre, belediye seçimine giderken merkezi yönetimin ekonomik noktadaki performansını belediyeden almak gibi bir gayretleri var. Belediye başkanının böyle bir görevi yok, o merkezi yönetimin görevi. Size ne? İşi bu tarafa doğru kanalize etmenin gayreti içerisindeler."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "'Helikopterden geçerken inceledim' dediniz? Beğenmediğiniz nokta oldu mu?" sorusu üzerine de, eksikliklerin bulunduğunu, bunlar bittiğinde beğenilen, beğenilmeyenlerin ortaya çıkacağını söyledi.
Erdoğan, gezip gördükçe de çok mutlu olduğunu belirterek, dünyadan gelenlerin hayran kalacağı bir proje olduğuna inandığını kaydetti.
"Buradaki inşaat bu ağaçlar arasında kapatılmış olacak"
"'Eksik' dediniz neler eksik? Artık 'Yaslı Ada' demeyecek miyiz?" sorusu üzerine Erdoğan, adanın Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak dünyada nam salacağını dile getirdi.
Projenin daha bitmediğini belirten Erdoğan, "Projede vadedilen neyse onların bitmiş olması lazım. Peyzaj çalışmalarında dev saksılar içerisinde ağaçları falan gördünüz, hangi ağaçlar yaşayabilir, hangileri yaşayamaz. Öyle laflar ettiler ki; 'Ağaçlar kesildi, ağaçlar söküldü, şu, bu oldu' falan. Şu andaki hedef buraya 40 bin ağaç dikmek. 40 bin ağacı dikerek buranın ne hale geleceğini düşünün. Buradaki inşaat bu ağaçlar arasında kapatılmış olacak, çok daha güzel bir hale gelmiş olacak. Ben ladini çok severim. Hanımefendi, 'Başkanım burada ladin olmuyor' dedi. Daha çok geniş yapraklı çam vesaire var. İnşallah güzel bir eseri bize kazandıracaklar. Şu anda iyi gidiyor. Yıl sonu itibariyle burayı dört dörtlük bitmiş olarak görmüş olacağız." şeklinde konuştu.
Erdoğan, Demokrasi Feneri'nin içine bir asansör koyulmasını söylediğini, engellilerin de rahat bir şekilde gezebileceğini dile getirdi.
Bir gazetecinin adaya erişim ve yeme içme yerleri konusundaki sorusu üzerine Erdoğan, "Bizim için burada tamamen bitmiş, tükenmiş, harabe ve tarihi itibariyle bizim için kara bir tablonun olduğu bir ada vardı. Şimdi biz bu adayı bu hale hamdolsun getirmesi için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine dedik ki bu iş size yakışır. Dolayısıyla bu adayı şöyle ele alalım ve proje için Çiğdem Hanımlar vesaire çalışmayı yaptılar, bunun üzerine bir çalışma yapalım ve bu projeyi hayata geçirerek hem özellikle kendi tarihimizdeki bu kara lekeyi silme mücadelesi verelim, - bakın sildik demiyorum- hem de uluslararası toplantıları, ulusal toplantıları burada yapalım, bu toplantılarla da bu adanın mahiyetini gelenlere, gidenlere anlatalım. Şimdi işin restorandı, diğer bölümleriydi, içinde olan insanlar olarak inanıyorum ki TOBB o işi zaten çözecektir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın logosunu da katılımcılara tanıttı. Erdoğan, logonun yatay görüntüsünde merhum Başbakan Adnan Menderes'in silüetinin görüldüğünü de vurguladı.
Bina oturum alanının 3 katı kadar yeşil alan
Yeniden düzenlenen ada 103 bin 750 metrekarelik alana sahip bulunuyor. Adanın yüzde 60'ı peyzaj alanı olarak ayrılırken, yüzde 20'sinde doğal nitelik korundu. Bina oturum alanının 3 katı kadar yeşil alan ve toplam inşaat alanı 63 bin 361 metrekare olarak planlanan adada, 123 odalı 320 yataklı ada oteli ve bungalovlar, 500 kişilik kongre salonu, 752 metrekare 600 kişilik cami, 616 metrekare Demokrasi Şehitleri Anıtı ve Meydanı, arıtma tesisi, açık hava müzesi, demokrasi parkı ve sergileme alanları ile kafeterya ve restoranlar yer alıyor.
Adaya 39 bin 191 yeni bitki dikileceği de belirtilirken, çim alanı olarak da 25 bin 855 metrekare belirlendi. İnşaatın büyük ölçüde tamamlandığı kaydedilen adanın sahil kesiminde bazı bölümlerde işçilerin çalışmaları sürüyor.
Yassıada'nın 14 Mayıs 2015'te gerçekleştirilen temel atma töreninin ardından çalışmalar hızlı bir şekilde başlamıştı.
Yeni planlamayla adadaki yapılar
Yeni planlamayla adadaki yapılar şöyle:
"Spor Salonu - 27 Mayıs Müzesi, Adnan Menderes Kongre Merkezi, Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi, Demokrasi ve Karşılama Meydanları, Şeref Salonu, Tarihi Bizans Sarnıcı, Şato Yapısı, İskele Kafe Yapısı, İskele İdare ve Kriz Yönetim Yapısı, VIP Karşılama Yapısı, Seyir Terasları ve Elektrik Merkezi, Ada Oteli Yapısı, Bungalovlar, Helikopter Pisti, Cami, Demokrasi ve Şehitler Anıtı ve Meydanı, Ada Restoran ve Personel Yatakhanesi, Subay Gazinosu, Arıtma Tesisi, Yönetim Binası, Açık Hava Müzesi, Demokrasi Parkı."
Yassıada hakkında
Yassıada 4. yüzyıldan itibaren sürgün yeri olarak kullanılırken, zaman içinde üzerine kilise ve bir manastır inşa edildi. Birkaç sahip değiştiren ada 1947 yılında Deniz Kuvvetleri tarafından satın alındı. 1952 yılında eğitim hizmetlerine açıldı. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra burada kurulan mahkemede Demokrat Partililer yargılandı. 1993 yılında İstanbul Su ürünleri Fakültesi enstitüsünü adaya taşıdı. Fakülte, adayı 1995 yılında terk etti. O tarihten inşaat başlayana kadar Yassıada terk edilmiş olarak bulunuyordu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.