Eraslan'dan Başbakan Erdoğan'a: ?Uzun Adam' hey!
Sibel Eraslan bugünkü köşesinde Başbakan Erdoğan'ın çok bilinmeyen yönlerini yazdı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız hafta içerisinde Paralel Yapı'nın "Uzun adamın ölmesini üç yıldan beri bekliyoruz" demesi kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bizzat Başbakan Erdoğan da beddua meselesini gündeme getirmiş "Bunlar benim ameliyatımda bile neler konuşmuşlar" dedi. Bu tüyler ürperten sözler toplumda büyük bir infiale neden olurken bu sözleri söyleyenler kınandı. Bu çirkin sözlerin ardından Sibel Eraslan bugün Star gazetesindeki köşesinde Başbakan Erdoğan ile ilgili duygusal bir yazı kaleme aldı.
Biz seni, kimsesizlerin kimsesi olarak bildik diyen Eraslan biz senin vazgeçmeyişlerini sevdik Uzun Adam! dedi.
İşte Sibel Eraslan'ın o yazısı:
Bunlar da benim bildiklerimdir senin hakkında:
Henüz gün doğmadan evvel uyanışlarında, avuçlarına dolan soğuk sudan tanırız seni. Kıblemiz birdir seninle, alnımızın değdiği secdelerden tanırız.
"GARİPLERİN SESİ OLDUĞUN İÇİN SENİ SEVDİK UZUN ADAM"
Biz seni, içimizden birisi olduğun için sevdik Uzun Adam... Yeditepeli Şehrin, arka sokaklarındaki çocukların arasından yürüdüğün için sevdik... Biz seni gariplerin sesi olduğun için sevdik Uzun Adam! Sesimizi sırtlayıp taşıdığın için, onurla süreceğimiz hayatın büyük bir gaye ama asla ham hayal olmadığını bize söylediğin için sevdik seni. Sevdik, bildik ve inandık. Yürüdüğümüz zorlu ve meşakkatli yolda, bizi bırakmadın, bizden vazgeçmedin. Biz senin vazgeçmeyişlerini sevdik Uzun Adam!
"SOKAKTAKİ YETİMLERİ TOPLAYIŞINI SEVDİK"
Biz senin sadece gündüzlerini değil, gecelerini de biliriz. Herkes kapısını örtüp, lambalarını söndürdükten sonra gizlice sokaklara çıkışını... Kaldırım köşelerine, köprü altlarına sığınmış yetimleri toparlayışlarını... Çaresiz yataklarında inleyen ihtiyarları, yetim torunlarını nasıl avutacağını şaşırmış neneleri, yatalak babasına ilaç bulmak için yola çıkmış kızları, soğuktan titreyen çocuklarının ağır yüküyle çökmüş babaları... Karanlığın içinden arayıp bulmalarını, çekip çevirmelerini, sahip çıkışlarını sevdik Uzun Adam!... Ayakkabılarını çıkarıp da boyunu kısarak girdiğin o alçak tavanlı fukara evlerinden biliriz seni, annelerin ettiği iyilik dualarından tanırız...
KİMSESİZLERİN KİMSESİ UZUN ADAM
Biz seni kimsesizlerin kimsesi olarak tanıdık, bildik ve sevdik Uzun Adam!
Sana dokunabildikleri için sevdi ihtiyar kadınlar seni, isminle çağırdılar kendi evlatlarını çağırır gibi babalar seni... Üsküp'te, Gostivar'da; "Tayyıbcâzımızı bekleriz be ya..." diyen dedeler, belki bir asra yakındır duvarlarına yaslandıkları yıkık, yorgun, mahzun camilerde yollarını gözlediler... Priştine'nin gelinlik kızları, doğacak çocuklarına senin ismini vermeyi, nikahlarına şart koştular. Bosna'da okumaya çıkan çocukların defterlerine yazdığı isim, senin ismindir... Çünkü sen... Umudusun tüm gurbetlerin. Somali'de, Kenya'da, Sudan'da açlığın ve susuzluğun cehenneminden titrek elleriyle son kez insanlığa uzanan nefeslerin umudusun... Arakan'da dünyanın en hazin uğultusuyla ağlaştığı halde kimsenin işitmediği sesleri dünyaya taşıyan itirazlı sessin sen!
"GAZZELİ KADINLARIN ÇOCUKLARINA VERDİĞİ İSİMSİN SEN"
"Bir dakika!" dedin ve Sodom'la Gomore'nin titrediği günü hatırladı zaman!
"Bir Filistin vardı ve bir Filistin hep olacak" diye isyan eden de sendin Dünya muktedirlerine. Üzerine bomba yağan Gazzeli kadınların çocuklarına verdiği isimsin sen. Oğlun Bilal ile birlikte, bombaların altındaydık o gün, yarın Mahşerde de; "oradaydım ve gördüm" diyeceğim Allah'a...
"HİLAL'İN UMUDUSUN SEN"
Senin o baş eğmez ve zaptedilemez sağ işaret parmağının ucundadır masumların "Lâ"ları... Lailahe illallah diyenlerin parmak uçlarıyla tanırız seni biz Uzun Adam! Sen zulme itiraz, sen haksızlığa isyansın. Umudusun Hilal'in ve Hilal'lerin...
"TUT VE BİZİ BİRLEŞTİR"
Sen vazgeçmeyensin Uzun Adam!
Toplayan, birleştiren, bitiştiren ve asla kapı dışında bırakmayan... Davet eden, buyur eden, kollayan, destek olan, yer açan, halden anlayansın Uzun Adam... Omuzladığın Kubbenin altında hepimize, her birimize de yer var, bilirsin, tanırsın bizi... Belki yorgunuz, belki küskün ve kırık, belki eksik, belki hatalıyız, ama biz buyuz işte! Şimdi sen, terketmezsin bizi sanırım, bırakmazsın, dışlamazsın sanırım. Çünkü sende gayret var, sende sevgi, sende devlet, sende gaye var Uzun Adam... Sende Yusuf Peygamberin, kendisini kuyuya atan öz kardeşlerini affedişinden bir pay var... Sende Yunus Peygamberin geride bıraktığı milleti için titreyerek telaş duyan kalbinden bir damar var, bırakamazsın, vazgeçemezsin Sen! Sen'de Hz.Meryem'in saçlarından bir tüy var, haklı ve masum olduğun hallerde bile tutmak zorunda olduğun bir susma orucu var... Sende "Müminler ancak kardeştir" ayetini okuyan Hz.Peygamberin vasiyyeti var...
Ve sende rıza var... Ölüm Meleği ile nefes nefese geçen her saniyende; "Allah içiniz ve Allah'a dönücülerden" dersin. Rahmeti gazabını aşmış Rahman'dan tecellilerle, tut ve birleştir bizi! Tut ne olur ve birleştir kalplerimizi!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.