Enerjinin geleceği ilginç gelişmelere gebe
Enerjinin geleceği ilginç gelişmelere gebe
“Sıfır karbon değil artık eksi karbon zamanı”
“Enerjide Değişim ve Dönüşüm” temalı ICCI 2019’un ikinci günü, sektörde dijitalleşme ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda enerjinin geleceği konularına odaklandı. SolarÇatı 2019 kapsamındaki “İnovasyon, Dijitalleşme ve Enerjinin Geleceği Bağlantısı’ oturumunda Solarbaba kurucu ortağı Ateş Uğurel’in sorularını yanıtlayan fütürist ve girişimci Alphan Manas, ‘perovskite’ ana maddesi nedeniyle mürekkep şirketlerinin yakın gelecekte güneş enerjisi işine girebileceğini belirterek “Ben Türkiye’de devletin yerinde olsam perovskite’ı stratejik ürünler arasına alıp birkaç tane bu alanda çalışan start-up’ı satın alma yoluna giderdim. Enerji üretimi kolay ve nakliyesi de fotovoltaiklerin maliyetinin 3’te 1’inden az olan bu üründe önümüzdeki 5 yıl içerisinde verimliliklerin çok daha yükseğe çıkacağını göreceğiz” dedi. “Dijital Enerji ve Verimlilik” başlığı altında konuşan Digit4Turkey Derneği Kurucu Başkanı Ali Rıza Ersoy da “Artık sıfır karbon değil eksi karbon zamanı” mesajı verdi.
“Elektrikli araba kolay, önemli olan marka yaratmak”
Bugüne kadar 45’ten fazla girişim yaptığını ve halen bu girişimlerin biri enerji depolama alanında olmak üzere ikisini sürdürdüğünü kaydeden Alphan Manas, konsantre güneş ve elektrikli araç konusundaki girişimlerinin detaylarını katılımcılarla paylaştı. Elektrikli araba üretmenin zor olmadığını ancak asıl konunun bir marka yaratmak ve global ölçekte pazarlama yapmak olduğunu belirten Manas “Daha geçenlerde Fiat Chyrsler’e yüzde 50-50 oranında birleşme yönünde teklif verdi. Dünya devleri birleşirken biz yerli araç üretmeye çalışıyoruz. Bu her ne kadar hayal gibi görünse de üretmek olayın en kolay parçası. Önemli olan marka olmak, bunu dünya çapında pazarlayabiliyor olmak. O yüzden biz elektrikli arabaya değil onunla ilgili çok daha önemli bir konuya, enerji depolamaya odaklanmaya karar verdik” dedi.
“Yatırım artık block-chain, yapay zeka ve nesnelerin internetinde”
“Dünyada risk şirketleri nereye yatırım yapıyorsa gelişim de orada” diyen Manas, bugün Türkiye’de yatırımdaki sorunların şirketlerin çıkmak istediklerinde pazardan çıkamamaları nedeniyle yaşandığını söyledi. “Yatırım şirketleri artık block chain, nesnelerin interneti, yapay zeka, finansal teknoloji, quantum bilgisayarlar, otonom araçlar ve lojistiğe yatırım yapıyorlar. Önümüzdeki dönemde bu alanlar çok hızlı büyüyecek ve gelişecek” değerlendirmesi yapan Alphan Manas, 2030 yılına gelindiğinde bu alanların en az yüzde 20’sinde etkin olmayan bir Türkiye’nin şu anki cari açığının çok daha fazlasını vereceğini kaydetti. Türkiye’nin nükleer enerjiye ihtiyacı olduğunu da dile getiren Manas, 2025 sonrasında ise güneş ve rüzgar enerjisine ağırlık verilmesi gerektiğini dile getirdi.
“Tarım 4.0 için yapılacaklar ne ise Enerji 4.0 için yapılacaklar da aynıdır”
Dijitalleşme ve Endüstri 4.0 Derneği Kurucu Başkanı Ali Rıza Ersoy da, dijitalleşmenin sadece tek bir sektör için değil bir bütün olarak algılanması ve uygulanması gerektiğine dikkat çekerek “Bugün Endüstri 4.0 konuşuyoruz, Tarım 4.0 konuşuyoruz. Aslında bunlar için yapmamız gereken ne ise Enerji 4.0 için de aynı şekilde davranmamız gerekiyor. Örneğin Tarım 4.0 bize ne diyor? “Ormana bak, ormanın yaptığını yap, yapmadığından kaçın” diye özetleyebileceğimiz Permakültürü al ve ileri teknolojinle bunu birleştir diyor. Yani ileri teknolojiyi kadim bilgi ile birleştirmemizi öğütlüyor. Enerjide de aynı şekilde ilerlememiz gerekiyor” dedi.
“Sıfır karbon değil artık eksi karbonu hedeflemek zorundayız”
“Bizi ilerlemeye götüren şey dünyaya karşı duyarlı olma içgüsüdür” diyen Ersoy, sağlanan tüm teknolojik ve bilimsel gelişmelerde aslolanın bu olması gerektiğine dikkat çekti. Sıfır karbon hedefinin “eksi karbon”la değiştirilmesi gerektiğini belirten Ali Rıza Ersoy “Ölürken dünyaya karbon üretimi yapmadım, borcum olmadan bu dünyadan gidiyorum dememiz lazım. Biz Tarım 4.0’da bu noktadan hareketle yola çıktı. Artık eksi karbon zamanı ve enerji de bunun kilit noktalarından biri” şeklinde konuştu. “Bugün Türkiye’de yaşayan gençlerin yapması gereken şey tüm bu duyarlılıkları da hesaba katarak 10 bin dolar civarında olan kişi başı yıllık geliri 25 bin dolar düzeyine çıkarmak. Eğer bunu yapabilirseniz çocuklarınıza biz bu ülkeyi gelişmekte olan bir ülke olarak aldık, size gelişmiş bir ülke olarak bırakıyoruz diyebileceksiniz” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.