Ekonomistin iktisada attığı kazık!

Ekonomistin iktisada attığı kazık!
Ekonomistin hayatı, kişiliğine de yansıyan üç tarz içinde döner; banka hesabında fazla miktarda parası olduğunda, başını arkaya atıp göğsünü gererek...



Ekonomistin hayatı, kişiliğine de yansıyan üç tarz içinde döner; banka hesabında fazla miktarda parası olduğunda, başını arkaya atıp göğsünü gererek yeryüzünde çalımla yürür.

Emekten ekmek kazanalım!

Sözlüklerde ?İktisat ve ekonomi?nin aynı anlama geldiği yazılıdır. Elbette doğrudur da. Ekonomi Batı orjinli bir kavram iken iktisat Doğu menşeiliörneğin; İktisadi Düşünce Tarihi), daha yeni ya da çağdaş içerikli olanlarda ise ?ekonomi?nin (örneğin; Dünya Ekonomik Göstergeleri) kullanıldığı görülür. bir kelimedir. Bu disipline ait yayınlara şöyle bir göz atıldığında eskiye ait içerikli olanlarda ?iktisat? (

Farklılaşma, bu disiplinin eğitimini almış kişilerde kendilerini tanıtırken de ortaya çıkar. Kendisini ?İktisatçı? olarak  takdim edenlerin genelde devlette ya da üniversitelerde, ?ekonomistim? diyenlerin ise özel sektörde, özellikle de paranın sıcak döndüğü borsa, banka, yatırım bankası, fon yönetimi gibi yerlerde çalıştıkları ortaya çıkar.

Acaba bu bir tesadüf müdür yoksa kendiliğinden gelişen bir nüans mıdır?

Görünürde her iki kelime de düz bir bakış açısı ile aynı anlamı ifade eder. Peki düz bir bakış açısı ile bakılmadığında?! Ya da her iki kavramın üzerindeki ince zarı soyduğunuzda altından nasıl bir çağrışım ve imaj çıkar?

Ekonomi, kapitalist zekânın diyalektik, muakale, mantık ve matematiği kullanarak kendini kapitalist akla dönüştürmesidir. (Zekâ ham akıldır bir kaba girmeye muhtaçtır.) Dolayısıyla ?Ekonomi? kapitalist zekanın çocuğudur. Ekonomi tüketimi çağrıştırırken iktisat tasarrufu getirir zihinlere. İktisatçı muhafazakâr iken ekonomist moderniteye açıktır ve onun uç beyliğini yapar. Bu yüzden ekonomi konjonktürel, iktisat ise kadimdir.

Ekonomist sınırsızca biriktirmenin ve harcayıp tüketirken, tükenmenin amigoluğunu yaparken, iktisatçı çoğaltmaktan yana tavır koyan tasarruf isimli kadim takımın sadık ve cefakâr taraftarıdır.

Ekonomist kapitalizmin erdemden yoksun bırakılmış yaramaz çocuğu iken, iktisatçı idealizmin sosyal değerler muhafızıdır.

Ekonomist rakamlara el ovuşturarak kölelik yaparken, iktisatçı sayıların yukarıdan bakan efendisidir. Rakamlar ekonomisti parmağında oynatırken, sayıları dizginleyip yöneten iktisatçıdır.

Neredeyse her sekiz yılda bir bölgesel ya da küresel ölçekte yaşanan krizler, sürdürülebilirliğin sınırlarını zorlayarak ?daha yüksek, daha ileri ve daha çok? olanın peşinde koşan ekonomistin tetiklediği bunalımlardır.

Ekonomist uluslararası bir şirketin CEO?su ya da borsada spekülatör olurken, iktisatçı bir insani yardım kuruluşunun gönüllü emekçisidir ya da üniversitede ders vermektedir.

Ekonomist ?para, para, para? derken iktisatçı ?ahlâk, tasarruf, kanaat? demeye devam edecektir.

Ekonomist tıpkı ait olduğu Batılı paradigmal çerçeveye paralel olarak, ürettiğinden fazlasını tüketme eğilimini fiiliyata döker. Finansal kriz onun hayatını, yaşam tarzını ve standardını tamamıyla etkileyen bir durumdur. İktisatçı ise neredeyse genlerine işlemiş kanaatkâr yapısı ile tasarruf eder ve paylaşır. Finansal krizler onun hayat tarzında bir istikrarsızlığa ve moral bozukluğuna yol açmaz. Çünkü krizin buna gücü yetmez. Üstelik yaşanan iktisatçının değil ekonomistin tetiklediği krizdir.

İktisatçı uslanmaz bir istikrar ve denge savunucusu iken, ekonomist sürdürülebilirliğin sınırlarını zorlayarak ?daha yüksek, daha ileri ve daha çok? olanın peşinden koşmayı tercih edendir.

Ekonomist realist bir anlayışa sahiptir ve paradigma ile tam bir uyum içindedir. Yani kapitalizmin kurallarına dolayısı ile sisteme uyar ve onu sorgulamaz. İktisatçı idealisttir, paradigmanın dışına çıkmak için kendini zorlar. Mevcut adaletsiz sisteme başkaldırının onu dönüştürmenin hesaplarını yapar. Bu bakımdan ütopik olduğu bile söylenebilir.

Ekonomist aklı ile bakıp para odaklı çalışmayı tercih ederken, iktisatçı akıl ve kalbin vizöründen görüp insan odaklılığı bir zorunluluk bilir.

Ekonomistin hayatı, kişiliğine de yansıyan üç tarz içinde döner; banka hesabında fazla miktarda parası olduğunda, başını arkaya atıp göğsünü gererek yeryüzünde çalımla yürür. Yükseklere bakan gözleri bastığı yeri göremez (1. Hâl). Hesabındaki para ona göre ortalamanın altına düştüyse yürüyüş tarzı gözleri gibi donuklaşmış ve cetvel gibi düzleşmiştir (2. Hâl). Bankada ve cebinde para bitmişse o iki büklümdür artık. Grafiksel anlatımla dip (V) yapan kişisel ekonomik krizi onun gözlerindeki feri alıp götürmüş, ikinci dip (W) endişesi belini bükmüştür (3. Hâl).

Neredeyse her sekiz yılda bir bölgesel ya da küresel ölçekte yaşanan krizler, sürdürülebilirliğin sınırlarını zorlayarak ?daha yüksek, daha ileri ve daha çok? olanın peşinde koşan ekonomistin tetiklediği bunalımlardır. ?Paradan para kazanmaktan vaz geçelim, emekten ekmek kazanalım? diye yırtınan iktisatçı ise engel olmaya çalışır bu büyük ölçekli iktisadi buhranlara.

Ekonomist makronun ve mikronun bilgisine sahip bir bilgindir. İktisatçı ise bunların ötesine kadar uzanabilmiş bir bilgedir.

Ekonomist, patronun ?pahalı? zevkleri olan ?ucuz? adamıdır ve onun gücünün güdümündedir. İktisatçı ise hiç bir zaman gücün ya da patronun adamı olmamıştır. O ilkeleri ve erdemi içselleştirmiş ?ucuz(!)? ihtiyaçları olan ?paha biçilemeyecek? adamdır.

İhsan Toy - Haber 7

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.